15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde ’vur’ emri veren darbecilere...

15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde 'vur' emri veren darbecilere 2 milyonluk tazminat davası! O fotoğraf delil oldu

Yıllardır bilimsel olarak eşcinsellik üzerinde çalışmalar yapan “İnterseks ve Eşcinsel” kitabının yazarı Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Ürolog Prof. Dr. Zeki Bayraktar ile ailelerin korkulu rüyası eşcinsellik ve Boğaziçi eylemlerinde tekrar kendisini gösteren LGBT aktivitelerini konuştuk. Bayraktar konuyla ilgili çok önemli tespitlerde bulunurken toplum ve aile yapısına ilişkin kritik son dakika açıklamalarına yer verdi. İşte LGBT aktiviteleri ve bu propagandanın doğurduğu sonuçlar...

17 Şubat 2021 - 11:04 - Güncelleme: 17 Şubat 2021 - 13:00

’nde ‘vur’ emri veren darbecilere 2 milyonluk tazminat davası! O fotoğraf delil oldu
Giriş Tarihi: 17.2.2021  09:01 Son Güncelleme: 17.2.2021  10:21
FETÖ'nün  girişimi gecesi ’nde hayatını kaybeden ’ın ailesi, ‘Sivilleri vurun’ emri veren eski binbaşı  ile eski yarbay ’e 2 milyon 200 bin TL’lik tazminat davası açtı.  gecesi köprünün güvenlik kameraları yaşananları saniye saniye kaydetti. Köprüyü kapatan askerler sözde komutanları Ahmet Taştan ve Turgay Ödemiş’ten aldıkları emirle sivillerin üzerine hedef gözeterek ateş etti. Hain darbe girişiminde ’nde darbecilere direnen 2’si polis 34 kişi şehit oldu.

O fotoğraf delil oldu

Bir teknoloji firmasında satış temsilcisi olan ve evlilik hazırlıkları yapan 29 yaşındaki ni engellemek için kalkışmanın başladığı yer olan 'ne çıkanlar arasındaydı. Muharrem Kerem Yıldız o gece başına isabet eden kurşunla şehit oldu. Çekilen görüntülerde köprüyü kapatan darbeci eski binbaşı  ile eski yarbay Turgut Ödemiş hedef gözeterek sivillere ateş açıyor, beraberindeki askerlere de 'vur' emri veriyordu. İsimleri ankesör soruşturmalarında da geçen iki darbeci, 35 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 3 bin 343 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Asiye Yıldız ve Muharrem Kerem Yıldız

ACIMASIZCA KATLETTİLER
Hürriyet'in haberine göre ismi Sarıyer'deki bir imamhatip ortaokuluna verilen Muharrem Kerem Yıldız'ın annesi Asiye Yıldız ile babası , iki darbeciye 2 milyon 200 bin TL'lik tazminat davası açtı. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan davada tazminat gerekçeleri şöyle anlatıldı: "Ahmet Taşkan ve Turgut Ödemiş, Muharrem Kerem Yıldız'ın da aralarında yer aldığı gruba acımasızca ateş açarak katletmiş, ölümlerine sebebiyet vermiştir. Muharrem Kerem Yıldız, diğer Türk evlatları gibi darbeci hainlere karşı vatanı savunurken hayatını kaybetmiştir. Annesi ve babasının duyduğu acı ve ıstırabın tarifi mümkün değildir. Yıldız'ın ülkesini korumak amacıyla cesurca direndiği sırada, davalı askerler karşısında tamamen savunmasız durumdayken acımasızca katledilmesi sebebiyle ailesinin acısı kat ve kat artmıştır. Tüm bu nedenlerle evlatlarını kaybederek tarifsiz bir acı yaşayan anne Asiye Yıldız ile baba Mehmet Kerim Yıldız için 2 milyon lira manevi, 200 bin lira da maddi tazminatın davalılar Ödemiş ve Taştan'dan tahsilini istiyoruz.

Ayrıca davalıların OYAK nezdindeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ediyoruz."

DELİLİ BU FOTOĞRAF
 gecesi köprünün güvenlik kameraları yaşananları saniye saniye kaydetti. Köprüyü kapatan askerler sözde komutanları Ahmet Taştan ve 'ten aldıkları emirle sivillerin üzerine hedef gözeterek ateş etti.  girişiminde 'nde darbecilere direnen 2'si polis 34 kişi şehit oldu.



Ahmet Taştan ve Turgay Ödemiş
15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde ‘vur’ emri veren hain darbecilere 2 milyonluk tazminat davası açıldı
FETÖ'nün  girişimi gecesi ’nde şehit düşen ’ın ailesi, ‘Sivilleri vurun’ emri veren eski binbaşı  ile eski yarbay ’e 2 milyon 200 bin TL’lik tazminat davası açtı. Hain darbe girişiminde ’nde darbecilere direnen 2’si polis 34 kişi şehit oldu.


15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde ‘vur’ emri veren hain darbecilere 2 milyonluk tazminat davası açıldı

Bir teknoloji firmasında satış temsilcisi olan ve evlilik hazırlıkları yapan 29 yaşındaki , 15 Temmuz  girişimini engellemek için kalkışmanın başladığı yer olan 'ne çıkanlar arasındaydı. Muharrem Kerem Yıldız o gece başına isabet eden kurşunla şehit oldu.

SON DAKİKA: CHP'li belediyeden 15 Temmuz şehitlerine saygısızlık! Anıt bakımsızlıktan dökülüyor15 Temmuz hain darbe girişimi öncesi skandal buluşma! CHP 14 Temmuz'da Pentagon'da

Son dakika: Büyüyen tehlikenin adı: LGBT! Anne babalar dikkat! Topluma eşcinselliği dayatıyorlar

Giriş Tarihi: 15.02.2021  09:50 Güncelleme Tarihi: 15.02.2021 09:58

Gençliği ve nesli bozmak için başlatılan LGBT akımı, Boğaziçi Üniversitesi provokasyonlarında kendini bir kez daha gösterdi. Üniversitedeki olaylarda İslam dininin kırmızı çizgilerine yapılan alçak saldırılar, eşcinsel aktivitelerin yaptığı dayatmayı bir kez daha gündeme getirdi. Gerek film ve dizilerle, gerek Youtuber'lar tarafından çekilen kısa videolarla ve son olarak Taksim ve Boğaziçi eylemlerinde LGBT akımı normalleşmenin de ötesine gidilerek topluma dayatılmaya çalışıldı. Peki bu akımın amacı ne? İşte uzman isimden konuya dair kritik tespitler...

Sabah

BU ALBÜMÜ PAYLAŞ

Son dakika: Büyüyen tehlikenin adı: LGBT! Anne babalar dikkat! Topluma eşcinselliği dayatıyorlar

Boğaziçi Üniversitesi eylemleri sırasında LGBT kulubünün kutsala yaptığı saygısızlık, eşcinsel aktivitelerin yaptığı dayatmayı bir kez daha gündeme getirdi. Toplum içinde normalleştirmenin de ötesine geçerek özendirilmeye çalışıldığı iddia edilen bu akımın amacı nedir? Neden dünya ile eşzamanlı olarak Türkiye'de de faaliyetlerini hızlandırdı? Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Ürolog "İnterseks ve Eşcinsel" kitabının yazarı Prof. Dr. Kadir Bayraktar konuya dair önemli tespitleri...

GALERİ DEVAM EDİYOR
Son dakika: Büyüyen tehlikenin adı: LGBT! Anne babalar dikkat! Topluma eşcinselliği dayatıyorlar

EŞCİNSELLİĞİN DOĞUŞTAN GELDİĞİ KANITLANMADI

Bu konu gerçekten de son zamanlarda sık tartışılan bir konu haline geldi. Eşcinsellik kesinlikle doğuştan gelen, genetik olan bir durum değil. Eşcinselliğin genetik olduğunu gösteren hiçbir kanıt yoktur. Aksine eşcinselliğin genetik olmadığı özellikle son yıllarda yapılan genetik çalışmalarla kanıtlanmıştır. Nitekim bu konuda bugüne kadar yapılan en kapsamlı çalışma 2019'da yayınlandı; Amerika, İngiltere ve Kanada merkezli bir çalışma ile yaklaşık 500 bin bireyin genetik materyali ve cinsel yönelimi incelendi ve eşcinsellik geninin bulunmadığı, daha doğrusu eşcinselliğin genetik olmadığı gösterildi. Nitekim bu çalışmadan sonra LGBT lobisi bile bu iddiayı terk etti. Aama ne hikmetse bazı çevreler hala bunu dile getiriyor.

Son dakika: Büyüyen tehlikenin adı: LGBT! Anne babalar dikkat! Topluma eşcinselliği dayatıyorlar

CİNSEL KARMAŞA 1-6 YAŞTA BAŞLIYOR

Cinsel kimlik için kritik dönem 1-6 yaştır. Anne babalar telkin yolu ile hatalı mesajlar verince çocuk kimlik karmaşasına giriyor ve yolculuk böyle başlıyor. Yani erkek çocuk babasını modelleyemezse, örneğin babasından nefret ederse erkek olmak istemiyor, maskülenliği reddediyor, feminen alana sığınıyor. Kız çocuk annesini modelleyemezse annesi çok ezilen, itilen, kakılan, sinik bir model ise veya babası çok zalim ise, annesine zulmediyorsa annesi gibi bir kadın olmak istemediği için bir koruma mekanizması olarak kadın olmayı reddediyor, maskülen yapıya özeniyor. Veya oğlan çocuk isteyen bir baba kız doğunca hayal kırıklığı yaşıyor ve bunu kızına hissettiriyor, kız çocuk babasının sevgisini kazanmak için erkek olmak istiyor.

Son dakika: Büyüyen tehlikenin adı: LGBT! Anne babalar dikkat! Topluma eşcinselliği dayatıyorlar

ERGENLİK DÖNEMİNDE DALGALANMA OLABİLİR

Anne baba hatalı mesaj veriyor ve çocuk bir yol haritası çiziyor kendine. Cinsel kimlik karmaşası böyle başlıyor işte ve ergenlik öncesi dönemde müdahale edilmez, düzeltilmezse de sorun kalıcı hale geliyor. Kritik dönem 1-6 yaştır ama ergenlik dönemine kadar devam eder bu süreç, hatta ergenlik döneminde de dalgalanmalar olabilir. Ve nihayetinde 18-21 yaş geç ergenlik döneminde de perçinlenir. Her çocuk anne veya babasını modelleyerek cinsel kimlik geliştirir. bu süreçte bir aksama olunca işte risk artıyor.

Son dakika: Büyüyen tehlikenin adı: LGBT! Anne babalar dikkat! Topluma eşcinselliği dayatıyorlar

CİNSEL KİMLİK BOZUKLUKLARI TEDAVİ EDİLEBİLİR

Evet bu konuda ciddi problemler var. Şöyle ki; 18 yaş öncesindeki cinsel kimlik bozuklukları tedavi ediliyor. Çünkü bunlar eşcinsellik olarak kabul edilmiyor. Cinsel Kimlik Hoşnutsuzluğu deniyor bunlara. Ama 18 yaşından sonra eşcinsellik kalıcı hale gelince ancak birey isterse tedavi yapılabilir. Aksi halde yapılamaz.

Son dakika: Büyüyen tehlikenin adı: LGBT! Anne babalar dikkat! Topluma eşcinselliği dayatıyorlar
Bu zaten etik de olmaz başarılı da olmaz. Ama biz şunu da biliyoruz ki eşcinsel dürtülerinden rahatsız olan ve bu dürtülerinden kurtulmak isteyen ve hatta bu nedenle ilave psikolojik sorunlar yaşayan bir çok insan var ve bunlar tedavi talep ediyorlar. Ama ne yazık ki gidebilecekleri çok fazla bir kapı yok. Çünkü güncel psikiyatri çevreleri bu işe sıcak bakmıyorlar. Aslında bu da bir tür homofobi, çünkü bu bireyleri sağlığa erişim hakkı engelleniyor.
Son dakika: Büyüyen tehlikenin adı: LGBT! Anne babalar dikkat! Topluma eşcinselliği dayatıyorlar

LGBT'DE HETEROSEKSÜELLERİ KÜÇÜMSEYEN SALDIRGAN BİR DİL

Evet son yıllarda artan bir LGBT aktivitesi var, bu dikkat çekici. Ama aslında bu bütün dünyada var olan bir durum, bu biraz da etki-tepki meselesi, aslında ajitasyon ve hatta heteroseksüel bireyleri küçümsemek ve onlarla çatışmayı umarak planlı karşılaşmalar örgütlemek gibi taşkınlıklar yapmak eşcinselliğin doğasında var olan bir durum. Bir tarafta eşcinsel bireylerin neredeyse sağlık, yaşam ve hukuk hakkını yani temel insan haklarını bile düşünmeyen, onlara şiddeti makul gören aşırı bir uç var. Diğer tarafta da eşcinselliği adeta norm olarak dayatan, homoseksüelliğin norm olmadığını söyleyenlere de homofobik damgasını vuran başka bir aşırı uç var. İşte LGBT aktivitesi bu aşırı ucu temsil ediyor. İki aşırı uç da tehlikeli, bunları terk etmek lazım.

Son dakika: Büyüyen tehlikenin adı: LGBT! Anne babalar dikkat! Topluma eşcinselliği dayatıyorlar

LGBT AKTİVİTELERİNE HAYIR

Bu söylediğiniz nokta o kadar önemli ki, işin odak noktası. Çünkü LGBT aktivitesi bu durumu istismar ediyor. Buna izin vermemek lazım. Bireylerin temel hakları, yaşam, sağlık, hukuk gibi hakları güvence altına alınmalı, bunu istismar eden ve haddini aşan LGBT aktivitesi de yasaklanmalıdır. Yani bireylerin hakları ile LGBT aktivitesini ayırt etmek lazım. LGBT aktiviteleri eşcinselliği dayatıyor. Bu çok önemli bir nokta.

Son dakika: Büyüyen tehlikenin adı: LGBT! Anne babalar dikkat! Topluma eşcinselliği dayatıyorlar

LGBT'YE EKLENEN "i" NİN EŞCİNSELLİKLE ALAKASI YOK

Evet bu "İ" ifadesi interseks demek. Bunun diğer hermafrodit. Ve bunun eşcinsellikle hiçbir bağlantısı yok. İnterseks tamamen doğuştan gelen anatomik bir bozukluktur, cinsel organların yeterince gelişememesi durumudur. Yani tamamen fiziksel bir bozukluk, nasıl bir bebeğin kolu yeterince gelişmez veya damağı yarık olur, veya kalbinde delik olur gibi doğuştan gelişme problemleri yani… İşte aynı bu şekilde interskste de cinsel organlar tam gelişemiyor, bu bazen iç cinsel organlarda bazen dış cinsel organlar bazen her ikisinde görülebiliyor. Bunun eşcinsellikle hiçbir bağlantısı yok ama maalesef LGBT aktivitesi bu "İ" harfini de buraya dahil ederek bunları da istismar etmeye başladı.

Son dakika: Büyüyen tehlikenin adı: LGBT! Anne babalar dikkat! Topluma eşcinselliği dayatıyorlar

AİLELER ERKEN EVREDE DİKKATLİ OLMALI

Aileler erken evreden itibaren dikkatli olmalı. Burada kritik rol anne babanın, bireyi eşcinselliğe sürükleyen ağırlıklı olarak anne veya baba oluyor, ne yazık ki. Bunu bilelim

Son dakika: Büyüyen tehlikenin adı: LGBT! Anne babalar dikkat! Topluma eşcinselliği dayatıyorlarEşcinsellikten nefret eden ama farkında olmadan çocuğunu eşcinselliğe iten yığınla anne-baba tanıyorum. Ama anne balar bunları bilmiyor maalesef. Tabii bu konular uzun, benim interseks konusu da dahil bu konuları anlattığım ''İnterseks-Hermafrodit ve Eşcinsel'' isimli bir kitabım var okumalarını tavsiye ederim.

Bayraktar: LGBT aktivitesi topluma eşcinselliği dayatıyor

Son dakika haberi: Yıllardır bilimsel olarak eşcinsellik üzerinde çalışmalar yapan “İnterseks ve Eşcinsel” kitabının yazarı  Öğretim Üyesi Ürolog Prof. Dr. Zeki Bayraktar ile ailelerin korkulu rüyası eşcinsellik ve Boğaziçi eylemlerinde tekrar kendisini gösteren LGBT aktivitelerini konuştuk. Bayraktar konuyla ilgili çok önemli tespitlerde bulunurken toplum ve aile yapısına ilişkin kritik son dakika açıklamalarına yer verdi. İşte LGBT aktiviteleri ve bu propagandanın doğurduğu sonuçlar...

Son dakika | Ürolog Prof. Zeki Bayraktar: LGBT aktivitesi topluma eşcinselliği dayatıyor

Son dakika haberi: Boğaziçi Üniversitesi eylemleri sırasında LGBT kulubünün kutsala yaptığı saygısızlık, eşcinsel aktivitelerin yaptığı dayatmayı bir kez daha gündeme getirdi. Toplum içinde normalleştirmenin de ötesine geçerek özendirilmeye çalışıldığı iddia edilen bu akımın amacı nedir? Neden dünya ile eşzamanlı olarak Türkiye'de de faaliyetlerini hızlandırdı? Yıllardır bu konuda önemli çalışmalara imza atan Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Ürolog "İnterseks ve Eşcinsel" kitabının yazarı Prof. Dr. Kadir Bayraktar ile eşcinselliği ve hızla yükselen LGBT aktivitelerini konuştuk. İşte kritik tespit ve son dakika uyarılarından bazı başlıklar:

EŞCİNSELLİĞİN DOĞUŞTAN GELDİĞİ KANITLANMADI

Bu konu gerçekten de son zamanlarda sık tartışılan bir konu haline geldi. Eşcinsellik kesinlikle doğuştan gelen, genetik olan bir durum değil. Eşcinselliğin genetik olduğunu gösteren hiçbir kanıt yoktur. Aksine eşcinselliğin genetik olmadığı özellikle son yıllarda yapılan genetik çalışmalarla kanıtlanmıştır. Nitekim bu konuda bugüne kadar yapılan en kapsamlı çalışma 2019'da yayınlandı; Amerika, İngiltere ve Kanada merkezli bir çalışma ile yaklaşık 500 bin bireyin genetik materyali ve cinsel yönelimi incelendi ve eşcinsellik geninin bulunmadığı, daha doğrusu eşcinselliğin genetik olmadığı gösterildi. Nitekim bu çalışmadan sonra LGBT lobisi bile bu iddiayı terk etti. Aama ne hikmetse bazı çevreler hala bunu dile getiriyor.

CİNSEL KARMAŞA 1-6 YAŞTA BAŞLIYOR

Cinsel kimlik için kritik dönem 1-6 yaştır. Anne babalar telkin yolu ile hatalı mesajlar verince çocuk kimlik karmaşasına giriyor ve yolculuk böyle başlıyor. Yani erkek çocuk babasını modelleyemezse, örneğin babasından nefret ederse erkek olmak istemiyor, maskülenliği reddediyor, feminen alana sığınıyor. Kız çocuk annesini modelleyemezse annesi çok ezilen, itilen, kakılan, sinik bir model ise veya babası çok zalim ise, annesine zulmediyorsa annesi gibi bir kadın olmak istemediği için bir koruma mekanizması olarak kadın olmayı reddediyor, maskülen yapıya özeniyor. Veya oğlan çocuk isteyen bir baba kız doğunca hayal kırıklığı yaşıyor ve bunu kızına hissettiriyor, kız çocuk babasının sevgisini kazanmak için erkek olmak istiyor.

ERGENLİK DÖNEMİNDE DALGALANMA OLABİLİR

Anne baba hatalı mesaj veriyor ve çocuk bir yol haritası çiziyor kendine. Cinsel kimlik karmaşası böyle başlıyor işte ve ergenlik öncesi dönemde müdahale edilmez, düzeltilmezse de sorun kalıcı hale geliyor. Kritik dönem 1-6 yaştır ama ergenlik dönemine kadar devam eder bu süreç, hatta ergenlik döneminde de dalgalanmalar olabilir. Ve nihayetinde 18-21 yaş geç ergenlik döneminde de perçinlenir. Her çocuk anne veya babasını modelleyerek cinsel kimlik geliştirir. bu süreçte bir aksama olunca işte risk artıyor.

CİNSEL KİMLİK BOZUKLUKLARI TEDAVİ EDİLEBİLİR

Evet bu konuda ciddi problemler var. Şöyle ki; 18 yaş öncesindeki cinsel kimlik bozuklukları tedavi ediliyor. Çünkü bunlar eşcinsellik olarak kabul edilmiyor. Cinsel Kimlik Hoşnutsuzluğu deniyor bunlara. Ama 18 yaşından sonra eşcinsellik kalıcı hale gelince ancak birey isterse tedavi yapılabilir. Aksi halde yapılamaz.

Bu zaten etik de olmaz başarılı da olmaz. Ama biz şunu da biliyoruz ki eşcinsel dürtülerinden rahatsız olan ve bu dürtülerinden kurtulmak isteyen ve hatta bu nedenle ilave psikolojik sorunlar yaşayan bir çok insan var ve bunlar tedavi talep ediyorlar. Ama ne yazık ki gidebilecekleri çok fazla bir kapı yok. Çünkü güncel psikiyatri çevreleri bu işe sıcak bakmıyorlar. Aslında bu da bir tür homofobi, çünkü bu bireyleri sağlığa erişim hakkı engelleniyor.

LGBT'DE HETEROSEKSÜELLERİ KÜÇÜMSEYEN SALDIRGAN BİR DİL

Evet son yıllarda artan bir LGBT aktivitesi var, bu dikkat çekici. Ama aslında bu bütün dünyada var olan bir durum, bu biraz da etki-tepki meselesi, aslında ajitasyon ve hatta heteroseksüel bireyleri küçümsemek ve onlarla çatışmayı umarak planlı karşılaşmalar örgütlemek gibi taşkınlıklar yapmak eşcinselliğin doğasında var olan bir durum. Bir tarafta eşcinsel bireylerin neredeyse sağlık, yaşam ve hukuk hakkını yani temel insan haklarını bile düşünmeyen, onlara şiddeti makul gören aşırı bir uç var. Diğer tarafta da eşcinselliği adeta norm olarak dayatan, homoseksüelliğin norm olmadığını söyleyenlere de homofobik damgasını vuran başka bir aşırı uç var. İşte LGBT aktivitesi bu aşırı ucu temsil ediyor. İki aşırı uç da tehlikeli, bunları terk etmek lazım.

EŞCİNSEL HAKLARINA EVET LGBT AKTİVİTELERİNE HAYIR

Bu söylediğiniz nokta o kadar önemli ki, işin odak noktası. Çünkü LGBT aktivitesi bu durumu istismar ediyor. Buna izin vermemek lazım. Bireylerin temel hakları, yaşam, sağlık, hukuk gibi hakları güvence altına alınmalı, bunu istismar eden ve haddini aşan LGBT aktivitesi de yasaklanmalıdır. Yani bireylerin hakları ile LGBT aktivitesini ayırt etmek lazım. LGBT aktiviteleri eşcinselliği dayatıyor. Bu çok önemli bir nokta.

LGBT'YE EKLENEN "i" NİN EŞCİNSELLİKLE ALAKASI YOK

Evet bu "İ" ifadesi interseks demek. Bunun diğer hermafrodit. Ve bunun eşcinsellikle hiçbir bağlantısı yok. İnterseks tamamen doğuştan gelen anatomik bir bozukluktur, cinsel organların yeterince gelişememesi durumudur. Yani tamamen fiziksel bir bozukluk, nasıl bir bebeğin kolu yeterince gelişmez veya damağı yarık olur, veya kalbinde delik olur gibi doğuştan gelişme problemleri yani… İşte aynı bu şekilde interskste de cinsel organlar tam gelişemiyor, bu bazen iç cinsel organlarda bazen dış cinsel organlar bazen her ikisinde görülebiliyor. Bunun eşcinsellikle hiçbir bağlantısı yok ama maalesef LGBT aktivitesi bu "İ" harfini de buraya dahil ederek bunları da istismar etmeye başladı.

AİLELER ERKEN EVREDE DİKKATLİ OLMALI

Aileler erken evreden itibaren dikkatli olmalı. Burada kritik rol anne babanın, bireyi eşcinselliğe sürükleyen ağırlıklı olarak anne veya baba oluyor, ne yazık ki. Bunu bilelim.

Eşcinsellikten nefret eden ama farkında olmadan çocuğunu eşcinselliğe iten yığınla anne-baba tanıyorum. Ama anne balar bunları bilmiyor maalesef. Tabii bu konular uzun, benim interseks konusu da dahil bu konuları anlattığım ''İnterseks-Hermafrodit ve Eşcinsel'' isimli bir kitabım var okumalarını tavsiye ederim.

Bu haber 991221 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Başkan Erdoğan'dan AB'ye net üyelik mesajı: Çıkmazdan sadece Türkiye kurtarır
Başkan Erdoğan'dan AB'ye net üyelik mesajı: Çıkmazdan sadece...
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Lavrov ile ortak basın toplantısı düzenledi
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Lavrov ile ortak basın toplantısı...