Giriş 08 Eylül 2016 Perşembe, 10:27 Son Güncelleme: 08 Eylül 2016 Perşembe, 11:18
Başbakan: Daha 6-7 Ekim olaylarının hesabı duruyor
Başbakan Binali Yıldırım: Mahkeme çağırıyorsa tıpış tıpış ifade verecekler yağma yok

Valiler Toplantısında konuşan Başbakan Yıldırım, "Terörle iltisaklı parti çıkmış 'Belediyelere ilişirseniz sivil direniş başlatacağız' diyor. Türkiye hukuk devleti, kimse hukuktan üstün değildir. Mahkeme çağrıyorsa tıpış tıpış gidip ifadesini verecek. Daha 6-7 Ekim olaylarının hesabı duruyor" dedi.
Valiler toplantısında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Memleketin, milletin işini yaparken şekil, usul hatası sonuna kadar yapabilirsiniz. Mesele milletin menfaati, ülkenin geleceği ise, hata yapın. Ama hainlik yapmayın. Hata yapmaya alan var ama hainliğe yok." dedi. Konuşmasında terörle mücadele konusunda yeni bir safhaya geçildiğini de hatırlatan Başbakan Yıldırım, "Hudut kapısı dışındaki her geçiş suçtur gereği neyse yapılacaktır. Hiç tereddüt göstermeyeceğiz. Anında müdahale edilecek. Yaz kış gece gündüz enselerinde olacaksınız. Nasıl düşman saldırırsa karşılık veriliyor, bu da öyle. Anında gereği yapılacak." dedi.
Başbakan Yıldırım valilere, "Adaletten ayrılmayın, yanlış yapan, aleni olarak gençlerimizi dağa götürüp, dağı teşvik edip onların ömrünün baharında yok olup gitmesine vesile olanlara asla prim vermeyin, gereğini yapın." uyarısında da bulundu.
HDP'YE MESAJ: DAHA 6-7 EKİM OLAYLARININ HESABI DURUYOR
Türkiye'de kimsenin hukukun üstünde olmadığının altını çizen Yıldırım, şöyle konuştu: Terörle iltisaklı parti çıkmış, 'Efendim işte bu belediyelere falan ilişirseniz, şöyle yaparsanız böyle yaparsanız sivil direniş başlatacağız'…Kardeşim, Türkiye hukuk devleti, hiç kimse kusura bakmasın, hiç kimse hukuktan üstün değildir. Sıfatı ne olursa olsun, öyle dışarıdakilerin sırtını sıvazlamakla, üç beş tane silah ellerine vermekle kendilerini bu büyük devlete, bu büyük millete kafa tutacaklarını mı zannediyorlar? Kusura bakmasın, daha onların söylediği 6-7 Ekim'in hesabı duruyor, önce o hesabı verecekler, sonra da bu büyük büyük laflar etmenin ne demek olduğunu görecekler. Türkiye bir hukuk devleti, hukuk devletinin gereği yapacak. Mahkeme çağırıyorsa, tıpış tıpış gelip ifadesini verecek, yağma yok.

Başbakan Binali Yıldırım, Valiler toplantısındaki konuşmasına vefat eden Ahmet Arif Denizolgun'a başsağlığı dileyerek başladı. Yıldırım, Efkan Ala'dan görevi devralan Süleyman Soylu'yu da tebrik etti.
Gölbaşı'dan Vilayetler Evi'nde Valiler Toplantısı'nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Hata yapmaya alan var ama hainliğe alan yok" dedi. Başbakan konuşmasında şunları kaydetti:
Kendimden biliyorum. Bir etkinliğe gittinmi işler duruyor. Devlet paydos ediyor. Gidin ama amirlere gelmeyin deyin. Vali bey beni de görsün diye millet bekliyor ve milletin işi görülmüyor. Gitmeyin demiyorum, gidin ama herkes peşinizden gelmesin, dükkanlar açık olsun.
KILI KIRK YARACAKSINIZ
Açığa alınan çok sayıda kamu görevlisi var. İşin başında söyledik; adaletle hareket edeceğiz. Yurdun her köşesinde her kurumda bu işlerle ilgilenecek, yanlış var mı yok mu kontrol edecek şansımız yok. Sizlerin ferasetine adaletine güvenmekten başka şansımız yok. Kılı kırk yaracaksınız arkadaşlar. Burada ölçümüz belli. 17-25 aralık örgütün devletle bilek güreşi yapmaya karar verdiği gündür. O günden sonra bu örgütle irtibatlı kişiler varsa bunların masum görülmesi asla düşünülemez. Yapacağanız çalışmalarda bunu gözardı etmeyin.
Yanlış yapıldıysa operasyonlar tamamlandıktan sonra yanlışlar düzeltilecek. Bu örgüt kapalı bir örgüt saydam değil ilişki ağları çalışma biçimleri tespitte büyük zorluk çıkarıyor. Yanınızda yıllardır çalışan insan sizi derdest edip götürüyor. Böyle bir örgütle karşı karşıyayız. Ne bu işi sulandıralım ne de taviz verelim.
EMNİYETE NE KADAR ÖNEM VERİYORSANIZ JANDARMAYA DA VERİN
OHAL vesilesiyle Jandarma ve Sahil Güvenlik İçişleri Bakanlığı'na bağlandı. Gördüğüm kadarıyla taşrada bu çok fazla hissedilmiyor. Oradaki sevk ve idarede bu hususu gözden uzak tutmayın emniyete ne kadar önem veriyorsanız jandarmaya da verin. Birini diğerine daha çok terch ettiğiniz hissedilirse zafiyet ortaya çıkar. Şunu bilmelisiniz ki Jandarma da Sahil Güvenlik de tamamen İçişleri Bakanlığımızın sevk ve idaresindedir.
Vatandaş yıllardır kaymakamlıklar valilikler yol yapar diye alışmış belediye de ya iş bilmezlikten ya da idare edememekten malesef şehir dışındaki hizmetler istendiği gibi yapılamadı. Bu bir memnuniyetsizlik olarak vatandaşa yansıdı. Bu belediyenin işi dediğimizde bize itibar etmedi. Belediye yapamadığı yerleri biz yapacağız. O zaman belediyenin oraya ayırdığı bütçeyi biz kullanacağız.
ŞEHRE HEYECAN VERECEKSİNİZ
Valiler olarak siz yönettiğiniz şehrin her şeyinden sorumlusunuz. Proje üreteceksiniz. Şehre heyecan vereceksiniz. Yaratıcı projeler üreteceksiniz. Eğer yönettiğiniz şehirdeki hemşehrilerinizi işin içine katamazsanız ne kadar başarılı olsanız da sonuç yok. Vatandaş sizin heyecanınıza ortak olmalı. Mutalak yerel projelere hız vermeniz lazım
19'unda 17 milyondan fazla öğrenci okula başlıyor. Okulların hazır hale getirilmesi.. Dolaşacaksınız okulları eksiği gediği var mı? Sahadakini göreceksiniz, saha çok önemli. Vatandaşın size gelmesini beklemeyin. İnsanı yücelt ki devlet yücelsin sihirli cümledir. İnsanlar mutlu olmassa ne kadar başarılı olduğunuzun bir anlamı olabilir mi?
Uyuşturucu ile amansız mücadele edeceksiniz. Bu sinsi bir plandır. Ülkenin geleceği için uygulanan sinsi küresel bir plandır. Bu konuda da elinizde çok imkan var. Sistem nasıl çalışıyor? Bunlara kafa yoracaksınız. Aynen terörde olduğu gibi.
HUDUT KAPISI DIŞINDAKİ HER GEÇİŞ DÜŞMAN GEÇİŞİDİR
Biliyorsunuz terörde yeni bir sisteme girdik savunma değil taarruz. Taviz yok. Hudut kapısı dışındaki her geçiş suçtur gereği neyse yapılacaktır. Hiç tereddüt göstermeyeceğiz. Anında müdahale edilecek. Yaz kış gece gündüz enselerinde olacaksınız.
Başbakan Binali Yıldırım, Valiler toplantısındaki konuşmasına vefat eden Ahmet Arif Denizolgun'a başsağlığı dileyerek başladı. Yıldırım, Efkan Ala'dan görevi devralan Süleyman Soylu'yu da tebrik etti.
Gölbaşı'dan Vilayetler Evi'nde Valiler Toplantısı'nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Hata yapmaya alan var ama hainliğe alan yok" dedi. Başbakan konuşmasında şunları kaydetti:
Kendimden biliyorum. Bir etkinliğe gittinmi işler duruyor. Devlet paydos ediyor. Gidin ama amirlere gelmeyin deyin. Vali bey beni de görsün diye millet bekliyor ve milletin işi görülmüyor. Gitmeyin demiyorum, gidin ama herkes peşinizden gelmesin, dükkanlar açık olsun.
15 ilde büyük operasyon: 92 kişi hakkında gözaltı kararı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kararıyla Fetullahçı Terör Örgütü Paralel Devlet Yapılanması soruşturması çerçevesinde İstanbul başta olmak üzere 15 ilde operasyon düzenlendi. General, subay ve astsubay ağırlıklı olmak üzere 92 kişi hakkında gözaltı kararı verildiği öğrenildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Bassavcıvekili İsmail Uçar koordinesinde yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında ilk olarak 92 kişi hakkında gözaltı kararı verildiği bildirildi. İstanbul’un da aralarında olduğu 15 ilde başlatılan operasyonlarda 6 general, 43 subay, 32 astsubay, 1 uzman onbaşı, 1 polis memuru, 3 öğretmen, 6 sivil hakkında gözaltı kararı bulunuyor. Operasyonun, örgüt içindeki hiyerarşide askerler ile irtibatlı olan 'abi' konumundaki sivilleri de kapsadığı öğrenildi.
BBakan Soylu'dan HDP'li belediyelere: Ya herro ya merro
Bakan Süleyman Soylu, terörü besleyen belediyeler hakkında gereken işlemlerin ivedilikle yapılacağını söyledi.
İçişleri Bakan Süleyman Soylu, Valiler toplantısının açılışında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
TERÖRÜ BESLEYEN BELEDİYELER..
Belediyelerle ilgili yapılacak düzenlemeler hakkında konuşan Soylu, HDP'lilerin buna müsaade etmeyeceklerini söylemesine sert tepki gösterdi.
MİLLETİN PARALARI TERÖRİSTLERE GİTMEYECEK
Milletin paralarının dağdaki teröristlere gitmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Bakan Süleyman Soylu, "Ya herro ya merro" diyerek belediyeler konusundaki kararlılığını ortaya koydu.
Bakan Soylu'dan HDP'li belediyelere: Ya herro ya merro
Bakan Süleyman Soylu'nun açıklamalarından satır başları;
"FETÖ'yü kazıyıp atacağız bu ülkeden. Birilerinin başımıza musallat etmeye çalıştığı bu illeti milletimizin başından çekip atacağız. Nasıl bir şekilde def ettiğimizi bütün dünyaya göstereceğiz. Çok kararlı olmalısınız. 15 Temmuz'u planlayanlar ve gerçekleştirenler, meseleyi 15 Temmuz'da bırakmak istemeyeceklerdir. 15 Temmuz'u gerçekleştirmeye çalışanlara milletin verdiği cevabı ve tekrar emanet ettiği anlayışı sürdürmek bizim temel görevimizdir.
"NEYMİŞ MÜSAADE ETMEYECLERMİŞ"
Türkiye'de yerel yönetimler üzerinden terör örgütlerini besleyen bir anlayış söz konusudur. Kanun hükmünde kararname çıktı. Kararlılığımızdan geri adım atmamız mümkün değildir. Bizim görevimiz, milletin verdiği emaneti yerine getirmek ve aynı açıklıkla millete teslim etmektir. İvedilikle gereğini yerine getireceğiz. Neymiş, müsaade etmeyeceklermiş.
"YA HERRO YA MERRO"
Ya herro ya merro devletin gücünü anlamayanlara gerekli cevabı vereceğiz. Teröre destek veren belediyeler hakkında gereği yapılacak"
Musul operasyonu PKK'nın planını bozacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G-20 sonrası yaptığı açıklamalar gözleri Musul ve Rakka’ya çevirdi.

Türkiye, terör örgütleri IŞİD ve PKK'nın saldırılarının kaynaklandığı bölgelerin hepsine girecek.
Türk tankları ilk olarak Cerablus'a girmiş ve Azez - Cerablus hattını birleştirerek IŞİD'i Türkiye sınırından silmişti. Terör yuvalarını tek tek yerle bir eden TSK, ilerleyişini sürdürerek Menbiç'in kapılarına kadar dayandı.
RAKKA'YLA BİRLİKTE MUSUL'A DA OPERASYON
Cumhurbaşkanı Erdoğan G-20 sonrası yaptığı açıklamada koalisyon güçleriyle birlikte IŞİD'in kalesi Rakka'ya yapılacak operasyonun sinyallerini verdi. Ancak Türkiye IŞİD'in temizlenmesi için Rakka operasyonunun yeterli olacağına inanmıyor, Rakka'nın ardından Musul'a da operasyon Türkiye'nin planları arasında.
EL BAB'DAN SONRA ROTA RAKKA
El-Bab operasyonunun ardından rotanın Rakka'ya yöneleceği kaydedilirken, Türkiye, IŞİD'in bu coğrafyadan silinmesi için Rakka operasyonunun yetersiz kalacağı ve eş zamanlı Musul operasyonunda başlatılması görüşünde.
3 BİN PKK'LI SİNCAR'DA
Önümüzdeki hafta ABD'li askeri yetkililerin Ankara'ya gelerek Rakka ve Musul operasyonun detaylarının görüşecek. Kandil'e yakın bölge olan Sincar'da PKK'nın çok sayıda militan yığdığı ve burayı ikinci Kandil'e çevirdiğini söyledi. Bölgede bin 900 PKK militanı ve PKK'nın Suriye'deki uzantısı bin 300 PYD militanın Sincar Dağı, Suriye eteklerinde olduğu tespit edildiği kaydedildi. Musul operasyonunda Sincar'daki 4 PKK kampını hedef alınacak.
KORİDOR'A MÜDAHALE
Ankara, Rakka ve Musul operasyonları ile PYD-PKK'nın oluşturmaya çalıştığı ikinci koridor planlarını da ortadan kaldırmayı hedefliyor. Yeni Şafak'ın daha önce gündeme getirdiği Süleymaniye- Kerkük-Rakka-Haseki-Kamışlı-Kobani-Münbiç koridoru böylece çevrelenmiş ve kontrol altına alınmış olacak.
Darbeci amirallerin sakal-bıyık numarası tutmadı
15 Temmuz gecesi darbe girişiminin başarısız olmasından sonra kaçan 2 amiralin tanınmamak için uyguladığı taktik işe yaramadı.
O amiraller sorguya alındı
Donanma Komutanlığı'nda 15 Temmuz gecesi darbe girişimini yönettikleri iddia edilen ve İstanbul Tuzla'da saklandıkları evde yakalanan Gölcük Deniz Ana Üs eski Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ile Güney Grup eski Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'ne getirilerek sorguya alındı.
Kocaeli'nin Gölcük İlçesi'ndeki Donanma Komutanlığı'nda Deniz Ana Üs eski Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren darbe girişimini yönetti. Hayrettin İmren darbe girişimin olduğu gece ilerleyen saatlerde askerlere, "Artık, Donanma'nın hakimiyeti bende. Donanma komutanı gelse bile tutuklayacağım. Bunu engellemek isterseniz önce bana sıkacaksınız" diye seslendi. Bu sırada bir astsubay, "Bu vatanın sağ salim olması için gerekirse sana bile sıkarım" diyerek karşılık verdi. Hayrettin İmren'in talimatına askerler uymadı. Hayrettin İmren ile Güney Grup eski Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, darbe girişiminin başarısız olması üzerine Sahil Güvenlik botu ile kaçtı. Bir hücumbot, Sahil Güvenlik botunun peşine düşse de, manevra kabiliyeti güçlü olan bot İzmit'te bir rıhtıma yanaştı. Hayrettin İmren ile Nazmi Ekici bottan indikten sonra bir araca binerek ortadan kayboldu.......

Kocaeli'nin Gölcük ilçesindeki Donanma Komutanlığı'nda Deniz Ana Üs eski Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren darbe girişimini yönetti.
Hayrettin İmren darbe girişimin olduğu gece ilerleyen saatlerde askerlere, "Artık, Donanma'nın hakimiyeti bende. Donanma komutanı gelse bile tutuklayacağım. Bunu engellemek isterseniz önce bana sıkacaksınız" diye seslendi.
ASTSUBAY EMRİ DİNLEMEDİ
Bu sırada bir astsubay, "Bu vatanın sağ salim olması için gerekirse sana bile sıkarım" diyerek karşılık verdi.
BOTLA KAÇTILAR
Hayrettin İmren'in talimatına askerler uymadı. Hayrettin İmren ile Güney Grup eski Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, darbe girişiminin başarısız olması üzerine Sahil Güvenlik botu ile kaçtı. Bir hücumbot, Sahil Güvenlik botunun peşine düşse de, manevra kabiliyeti güçlü olan bot İzmit'te bir rıhtıma yanaştı. Hayrettin İmren ile Nazmi Ekici bottan indikten sonra bir araca binerek ortadan kayboldu.
Hayrettin İmren ile Nazmi Ekici dün akşam İstanbul Tuzla'da saklandıkları evde yakalandı.
BIYIK-TOPSAKAL NUMARASI
İki firari Amiral gece saatlerinde Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'ne getirilirken, tanınmamak için İmren'in bıyık, Ekici'nin ise topsakal bıraktığı görüldü. Darbe girişimini yöneten İmren ile Ekici sorguya alındı.
SAKLANDIKLARI EVDE YAKALANMIŞLARDI
Hayrettin İmren ile Nazmi Ekici dün akşam İstanbul Tuzla'da saklandıkları evde yakalandı. İki firari Amiral gece saatlerinde Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'ne getirilirken, tanınmamak için İmren'in bıyık, Ekici'nin ise topsakal bıraktığı görüldü. Darbe girişimini yöneten İmren ile Ekici sorguya alındı.
FETÖ, himmeti mafya usulüyle toplamış

15 Temmuz darbesini Akıncılar Üssü’nden yöneten FETÖ’nün firari Genelkurmay İmamı Adil Öksüz’le ilgili şok bir bilgiye daha ulaşıldı. Öksüz’ün akademisyen olarak görev yaptığı Sakarya’da iş adamı Serhat Serbest’ten örgüte 500 bin euro himmet vermesini istediği, Serbest’in yanaşmaması üzerine kumpasla tutuklanıp Silivri Cezaevi’ne konulduğu ortaya çıktı.
Fetullahçı Terör Örgütü militanlarının gerçekleştirdiği 15 Temmuz kanlı darbesini Akıncılar Üssü'nden kumanda ettiği tespit edilen firari Adil Öksüz'le ilgili şok bir bilgiye daha ulaşıldı.
TELEVİZYONDA GÖRÜNCE ŞOK OLDUM
Darbe sabahına kadar SakaryaÜniversitesi'nde kendi halinde bir öğretim üyesi profili çizen Adil Öksüz'ün, pırlanta ve kuyumculuk sektöründe faaliyet gösteren işadamı Serhat Serbest'i FETÖ adına haraca bağlamak istediği ortaya çıktı. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunan Serbest, "2008 senesinde 3 kişi Sakarya'daki ofisime gelerek Afrika'da okul yapmak istediklerini, 500 bin Euro bağışta bulunmam halinde bu paranın bana önümüzdeki dönemde 5 milyon euro olarak döneceğini söylediler. Reddedince tehdit edip gittiler, kısa süre sonra örgüt kurma suçlamasıyla tutuklanıp Silivri'ye gönderildim. Uzunca bir süre cezaevinde yattım, olmadık iftiralar maruz kaldım. Düşünün beni cezaevine koyduklarında dalga geçer gibi her sabah hücreme 3 tane Zaman Gazetesi geliyordu. Ama çilemiz Yargıtay'da bir dosyam halen karar bekliyor. Beni tehdit edenlerin eşgalini verdim ama emniyet bir türlü bulamadı. 16 Temmuz sabahı Akıncılar Üssü'nde yakalanan Adil Öksüz'ü televizyon ekranında görünce şok oldum. Ofisime gelip himmet isteyip beni tehdit eden kişi oydu" diye konuştu.
17-25 ARALIK'LA KUMPAS DEŞİFRE OLDU
17-25 Aralık darbe operasyonlarıyla FETÖ'nün deşifre olması üzerine serbest bırakılan Serhat Serbest, örgütün kendisine kurduğu kumpasla ilgili Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. Serbest'in 1 yıldır adliye raflarında bekleyen kumpas dosyasıyla ilgili önemli bir gelişme yaşandı. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanlığı ve BİMER'e başvuran Serbest, kendisine kumpas kuran ve emniyetin bir türlü kimliğini belirleyemediği şahısla ilgili şok bir bilgi paylaştı.
5 YÜZ BİN EURO VER 5 MİLYON AL
Ünlü işadamı dilekçesinde, 2008 yılında Sakarya'daki ofisine 3 kişinin gelerek sekreterinden "hem ticari hem de hayırlı bir işle" ile alakalı randevu istediğini, kendisinin de "yarın gelsinler" diyerek onay verdiğini belirtti. "Bir sonraki gün 3 kişi ziyaretime geldi. Afrika'da bir okul yaptırmak istediklerini, öğrencilere yardım edip edemeyeceğimi sordular. Ben de kurban derilerimizi başka bir yere veriyordum size verebilirim dedim. Nakdi yardım istediklerini, 500 bin euro vermem halinde bu paranın bana 5 milyon euro olarak döneceğini, başvuracağım her devlet ihalesini benim kazanacağımı söylediler" diyen Serhat Serbest, "Bu teklifi duyar duymaz bu 3 kişiye ofisimi terk edin dedim. Hatta orta boylu kır saçlı biri "bu işlerin vebali olur" diyerek beni tehdit etti" şeklinde konuştu.
BENİ TEHDİT EDEN FETÖ İMAMI ADİL ÖKSÜZ'DÜ
Mağdur Serbest, Adil Öksüz'le ilgili önemli bir bilgiyi de paylaştı. Serbest, "Beni FETÖ adına tehdit eden 3 kişinin eşkali bir türlü belirlenemedi, örgütün o güne kadarki listesinde bulunmuyorlardı. Ta ki, 15 Temmuz darbesine kadar. 15 Temmuz darbesinden bir gün sonra darbenin merkezi konumundaki Akıncılar Üssü'nde bir sivilin de yakalandığı bilgisi haber bültenlerine düşünce dikkat kesildim. Ekrandaki görüntüyü görünce şok oldum. Sakarya'da ofisime gelip beni tehdit eden, 500 bin euro vermemem halinde bunun vebali olacağını söyleyen kişi, kanlı darbeyi Akıncılar Üssü'nü yöneten örgütün Genelkurmay imamı Adil Öksüz'dü. Öksüz'ün o güne kadar bulunamaması daha bir anlam kazanmış oldu. Bu adamın talimatıyla hayatım karartılmak istendi" dedi. (Yeni Akit)
Arif Ahmet Denizolgun vefat etti

Süleyman Efendi Hazretlerinin torunu olan Süleymancılar diye bilinen Süleymanlılar cemaatinin lideri Arif Ahmet Denizolgun vefat etti.
Gece saat 03:00 sularında geçirdiği beyin kanaması sonucu Beykoz'da bir hastaneye kaldırılan ve 04:00 sularında vefat eden Arif Ahmet Denizolgun'un cenazesinin bugün Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmesi bekleniyor.
Arif Ahmet Denizolgun'un cenazesi bugün ikindi namazına müteakip Şakirin Cami'sinden kaldırılacak.
ESKİ ULAŞTIRMA BAKANI
Arif Ahmet Denizolgun 1956 yılında İstanbul'da doğdu. Ahmet Arif Denizolgun, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümünü bitirdi, bugunkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar akademisi Mimarlık Bölümünü bitirdi.
Daha sonra Columbia University Wagner College Ekonomi İş İdaresi bölümünden mezun olan Arif Ahmet Denizolgun Beyefendi Serbest Mimar ve Müteahhitlik yaptı. 1994 seçimlerinde Antalya'da milletvekili seçilen Denizolgun; 20. Dönem Antalya Milletvekilliği ile Ulaştırma Bakanlığı yaptı. NATO Komisyon Başkanlığı, Teknoloji ve Bilim Komisyon üyeliği görevlerinde bulunmuştur..
YRK'dan sonra Türkiye'ye karşı yeni örgüt kurdular
PKK'lı teröristler "Batı'ya masum gözükerek destek almak için" ismi farklı örgütler kurma stratejisini YRK'dan sonra değiştirdi.

Suriye'de terör örgütü PKK'nın uzantısı YPG öncülüğündeki DSG kontrolünde olan Tel Rıfat kasabasında Türkiye'ye karşı 'Suriye Ulusal Direnişi' adıyla bir grup kurulduğu duyuruldu.
"Türk işgaline karşı mücadele edeceğiz" diyen DSG üyesi Rezan Hedo, Osmanlı-Türk yönetiminde bölgenin büyük acılar çektiğini söyledi.
'HATAY'DAN CERABLUS'A KADAR...'
Açıklamada dikkat çeken bir başka nokta ise Hatay'a ilişkin. Açıklamada 'İskenderun Sancağı'ndan (Bugünkü Hatay) Cerablus'a kadar tüm Suriye topraklarını geri almayı' amaçladıkları savunuldu.
Tel Rifat, Şubat 2016'ta YPG'nin içinde bulunduğu DSG tarafından alınmıştı.
Kış saati uygulamasında değişiklik

Yaz saati uygulamasının yıl boyu sürdürülmesi hakkındaki karar, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre; gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla 26 Mart 2016 tarihinden itibaren bütün yurtta saatlerin bir saat ileri alınması şeklinde başlayan yaz saati uygulamasının her yıl, yıl boyu sürdürülmesi kararlaştırıldı.
Ayrıca, güneş ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla tüm yurtta saatlerin yeniden düzenlenmesi hakkındaki 2016/8589 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nda yer alan "30 Ekim 2016 Pazar günü saat 04.00'ten itibaren bir saat geri alınması" ibaresi de yürürlükten kaldırıldı.
Mevlüt Çavuşoğlu: Musul ve Rakka operasyonu çok önemli

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rakka'dan DAEŞ'i temizlemediğiniz sürece buradaki mevcudiyeti devam edecektir. DAEŞ'i tamamen Suriye'den temizlemek istiyorsak, hem Musul hem de Rakka operasyonu çok önemli dedi.
Suriye'de siyasi çözüm arayışları sürerken, Londra'da fikirdaş ülkeler ile bir araya gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rakka'dan DAEŞ'i temizlemediğiniz sürece buradaki mevcudiyeti devam edecektir. DAEŞ'i tamamen Suriye'den temizlemek istiyorsak, hem Musul hem de Rakka operasyonu çok önemli dedi.
RAKKA SURİYE'DE DAEŞ'İN ÜSSÜDÜR
Hem Musul hem de Rakka operasyonu çok önemli diyen Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
Rakka Suriye'de DAEŞ'in üssüdür. Rakka'dan DAEŞ'i temizlemediğiniz sürece DAEŞ'in mevcudiyeti Suriye de hatta Irak'ta devam eder, çünkü hem Irak'a hem de Suriye'ye gelip geçiyorlar, geçirgenlik var. Zaten sınır diye bir şey kalmadı maalesef ortada. Burada mevcudiyeti devam edecektir. O nedenle eğer DAEŞ'i tamamen Suriye'den temizlemek istiyorsak, hem Musul hem de Rakka operasyonu çok önemli. Biz başından beri bunu söylüyoruz. Karadan yerel güçleri desteklemesek, kara operasyonu olmazsa havadan saldırılarla DAEŞ'i yok etmek mümkün değil. Hatta durdurmak mümkün değil. Gerek kamuoyu, basın önündeki söylemlerimize bakarsanız gerekse koalisyon toplantılarında DAEŞ'e karşı oluşturulan ve Uluslararası Suriye'ye Destek Grubu toplantılarında yaptığımız tüm açıklamalarda bu var. Ama bu tek başına Türkiye'nin yapabileceği bir şey değil. Tek başına Türkiye'den yapılmasını beklemekte doğru değil. Evet, sınırımızın diğer tarafından gelen tehdide karşı Özgür Suriye Ordusu ve yerel güçleri desteklememiz ve katkı sağlamamız son derece doğaldır. Ama Rakka ve diğer bölgelerdeki operasyonu iyi planlamak lazım. Ve herkesin katkı sağlaması lazım. Yerel güçlerin eğitilip donatılması ve özel kuvvetlerinde sadece bizim değil değişik ülkelerin katkı sağlaması lazım. Yönlendirme yapması lazım. Bu konuyu Sayın Cumhurbaşkanımız, Obama dahil birçok liderle gündeme getirdi. Aynı şekilde bugünkü toplantılarımızda gündeme getireceğiz. Ama esas istihbarat dahil güvenlik birimlerinin bunu çok iyi tartışması gerekiyor. Ve iyi hazırlanmış, sonuç odaklı bir planın, stratejinin olması gerekiyor.
"RUSYA VE ABD'NİN ATEŞKES KONUSUNDA ÇABALARI VAR"
Londra'da fikirdaş ülkeler ile bir araya geldiklerini belirten Çavuşoğlu, Ateşkes konusunda eş başkanlar Rusya ve ABD'nin bir çabası var. Diğer taraftan Suriye'de siyasi ve kalıcı bir çözüm için tekrar müzakerelerin başlaması, siyasi dönüşüm için neler düşülüyor...Bu açıdan muhalefetin vizyonu nedir. Onlarda bir sunum yaptılar ve toplantıya da katılarak düşüncelerini paylaştılar. Son derece verimli bir toplantı oldu. Ve fikirdaş ülkeler olarak biz de, ateşkes ve siyasi çözüm konusundaki düşüncelerimiz paylaştık. Dolayısıyla zamanlamasıda iyidi. Faydalı bir toplantı oldu. Bu vesileyle de Boris Johnson'ı tebrik ettim. O da darbe girişiminden hemen sonra beni aramıştı. Bugün bir kez daha Türkiye'ye olan desteklerini vurguladılar diye ifade etti.
STRASBOURG TEMASLARI
Strasbourg temaslarını oldukça olumlu geçti Fransız Dışişleri Bakanı ve Muhalefetin koordinatörü Riyad İcab'la ikili görüşmeler yaptığını belirterek Strasbourg'daki temaslarına da değinen Çavuşoğlu, Slovenya Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı, AGİT genel sekreteri, Kosova, Macaristan, Makedonya, Lüksembourg, Hollanda Dışişleri Bakanları ve Bosna Hersek Yüksek Temsilcisiyle görüştüğünü ve Bosna'da durumun biraz karışık olduğunu ifade etti. Çavuşoğlu,Strasbourg'ta dışişlerleri bakanlarıyla darbe sonrasındaki süreci değerlendirdiklerini belirten Bakan Çavuşoğlu, Türkiye nasıl görüyor, ne yapıyoruz. AB Konseyi ile nasıl işbirliği yapıyoruz. Elbette sitemlerimiz de oldu. Bazı başbakanlardan, dışişleri bakanlarından mesajlar geldi. Bir taraftan Türkiye'yi konuşuyoruz, bir taraftan Suriye'yi konuluyoruz. Diğer taraftan bölgesel gelişmeleri değerlendiriyoruz. Türkiye AB ilişkilerini ve bundan sonra ne yapabileceğimizi konuşuyoruz. Yine Komiser Han'la kahvaltıda bir araya geldik ve sitemimizi de ilettik. Onlardan beklentilerimiz de net bir şekilde söyledik. O bakımdan da verimli bir toplantı oldu. Zaten Cuma günü Mugharini ile Ankara'da AB bakanımız Ömer Çelik'le birlikte ağırlayacağız. Böyle yoğun bir diplomasi içine girdik. Yarın Katar Dışişleri Bakanı, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ankara'da. Cuma günü Norveç Dışişleri Bakanı da geliyor. NATO Genel Sekreteri Stoltonberg geliyor. Son iki üç haftadır böyle yoğun bir şeye girdik ama şikayetimiz yok dedi.
BU SAATTEN SONRA MUHALEFETİN ESED'İ KABULLENMESİ MÜMKÜN DEĞİL
Bir ülkenin kaderini bir kişiye bağlamak doğru değil Suriyeli muhaliflerin sunduğu 3 aşamalı vizyonu ne kadar gerçekçi buluyorsunuz sorusuna Bakan Çavuşoğlu, Bence çok iyi hazırlanmış bir belge ve ortaya konulan vizyon. Ama önemli olan uygulabilmesi. Uygulanabilmesi içinde herkesin destek vermesi gerekir. Esasen bir ülkenin kaderini bir kişiye bağlamak doğru değil. Herkesin kabul edebileceği ve destekleyebileceği kişiler üzerinde durmak daha gerçekçi. Bu saatten sonra muhalefetin Esed'i kabullenmesi mümkün değil. Esed'i kabullenmemesi demek çatışmaların, kaosun devam etmesi demek. Dolayısıyla bir kişiye takılıp kalmamak lazım ve Suriye'nin geleceğini konuşmak lazım. Muhalefetin ortaya koyduğu vizyonda tamamen bunu kapsıyor. Bence gerçekçi. Ama Esed'i destekleyen ülkelerinde bunu görmesi gerekiyor şeklinde cevap verdi.
HDP’de tüm ağızlardan aynı söz dökülüyor: İç Savaş!

HDP ve sırtını dayadığı örgütler eş zamanlı olarak Türkiye’yi aynı cümlelerle tehdit etmeye başladı. Kobani olaylarında yaptıkları çağrıyla kendilerinden olmayan onlarca Kürt vatandaşın öldürülmesine neden olan HDP, bunu referans göstererek ‘İÇ SAVAŞ’ korkusu pompalamaya başladı.
Sokakların savaş alanına döndüğü ve PKK'lı olmayan Kürtlerin acımasızca öldürüldüğü 6-8 Ekim olaylarının çağrısını yapan HDP'de Eylül ayı başlangıcı itibarıyla yeniden aynı durumu doğurmaya yönelik bir çaba dikkat çekiyor. İşte 'Düğmeye basıldı' imajı veren farklı HDP'lilerin ağzından dökülen aynı cümleler;
DEMİRTAŞ: BİR KIVILCIM İÇ SAVAŞ ÇIKARIR
Bu olmazsa iş başka yere gider. Halkımız her an sivil bir direnişe hazır olmalı. Bizim için ölüm kalım meselesidir bugünler… Bir kıvılcım bir bakarsınız ki iç savaş başlatır.
BALUKEN: GİDİLECEK YOL KAOS VE İÇ SAVAŞTIR
Hükümeti de uyarıyoruz. Sakın ola ki milletvekillerimize yönelik bu çılgınca arayışların peşine düşmeyin Önümüzdeki süreç açısından var olan toplumsal gerilimi artırmayın. Gidilecek yol kaostur. Maalesef üzülerek ifade ediyorum iç çatışmadır iç savaştır.
YÜKSEKDAĞ: BİR SABAH DARBEYLE UYANIRSINIZ!
Bir sabah darbeyle uyanabilirsiniz. Darbeyi püskürttük derken, başka bir darbe başınıza bela olabilir. Bir gün savaşın çok daha büyüdüğünü ve tırmandığıyla bölgesel bir savaşın içerisinde olduğunuz gerçeğiyle karşı karşıya kalabilirsiniz
"SIRTINI DAYADIKLARI" DA EŞ ZAMANLI KONUŞUYOR
HDP'de bu açıklamalar sadece Eş Genel Başkanlar düzeyinde değil il ve ilçe başkanları düzeyinde de sık sık yapılıyor. Ayrıca Figen Yüksekdağ'ın "sırtımızı dayadık" dediği örgütler de tıpkı HDP gibi aynı cümlelerle tehdit ve korku pompalama politikasına eş zamanlı olarak devam ediyor.
CEMİL BAYIK: TÜRKİYE'DE İÇ SAVAŞ AĞIRLAŞACAK
Mevcut durumda silahlı mücadeleye son vermek için hiçbir neden yok. Aksine gelecek aylarda iç savaş Türkiye'de ağırlaşacak. Ek savaşçı gönderebiliriz!
SALİH MÜSLİM: SONUÇLARI KÖTÜ OLACAK!
Kasımpaşa kafası Cerablus'a toslamıştır, sonuçları Türkiye'de çok kötü olacak. Türkiye Suriye batağındadır. DAİŞ gibi o da bozguna uğrayacaktır.
Sabah.com.tr
Oscarlık senaryo FETÖ pozu çıktı

Dink cinayetinde rolü kesinleşen FETÖ’nün, katille pozda da başrol oynadığı belirlendi. Kumpas davalarına zemin hazırlayan ‘o kare’deki iki polis şefi FETÖ’den açığa alındı.
O POSTER BİLE FETÖ KUMPASIYMIŞ
GAZETECİ Hrant Dink cinayetinde, 'Katile poster'in bile suikastın bir parçası olduğu ortaya çıktı. Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast'la Türk Bayrağı ile hatıra fotoğrafı çektiren iki polis şefi, terör örgütü FETÖ soruşturması kapsamında açığa alındı, fotoğrafı servis eden gazeteci Ercan Gün tutuklandı ve ona bu talimatı verdiği belirlenen Ekrem Dumanlı ise aranıyor. Meğer o fotoğraf bile 'cinayeti milliyetçiler' işledi algısı yaratıp Ergenekon operasyonuna zemin hazırlanılması amaçlanan bir 'kurgu' imiş.
ÖNCE FOTOĞRAF
Tetikçi Ogün Samast, 19 Ocak 2007'de Hrant Dink'i öldürüp Trabzon'a doğru yola çıktığı tespit edilmiş ve bindiği araç 20 Ocak'ta Samsun Otogarı'nda durdurularak gözaltına alındı. Götürüldüğü Terörle Mücadele Şubesi'nin çay ocağında elinde Türk bayrağı ile fotoğrafı çekildi. Katilin bir yanında emniyet müdürleri, diğer yanında jandarma bulunuyordu. Arkalarında ise Atatürk'ün "Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez" sözünün yer aldığı bir poster ve ellerinde Türk Bayrağı vardı. Mesaj açıktı: Hrant Dink, milliyetçi, ulusalcı, Atatürkçü yasadışı yapılanma tarafından öldürüldü ve bir katille bu böyle bir fotoğraf verecek kadar da devleti içinde uzantıları vardı.
BERAAT ETTİLER
Olayda çok sayıda polis ve jandarma tetikçi Samast ile fotoğrafı çektirirken ancak sadece iki polis şefi hakkında yargılama yapıldı. Dönemin Samsun Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili Metin Balta hakkında "İhmal suretiyle görevi kötüye kullanma" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası, komiser İbrahim Fırat hakkında ise "Soruşturmanın gizliliği ihlal etmek" suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandı, yerel mahkemede beraat etti, Yargıtay'a taşındı ancak dava 10 yıl boyunca yılan hikayesine döndü.
FETÖ'CÜ ÇIKTILAR
İşlenen 'görevi kötüye kullanma' suçuna neden de zaten 'tedbir almayarak görüntülerin basında yer almasına neden olarak görevi kötüye, gizliliği ihlal"di zaten. O süreç içinde terfi de ettirilen Balta 3.Sınıf Emniyet Müdürü olurken, Fırat ise emniyet amirliğine terfi ettiler. Ama 15 Temmuz darbe girişiminin ardından önce FETÖ üyeliğinden açığa alındılar, sonra meslekten ihraç ettirildiler.
İZMİR'DE FETÖ'DEN 32 KİŞİ TUTUKLANDI
TELEFON KAYITLARI ELE VERDİ
Geçen hafta tutuklanan gazeteci Ercan Gün ise soruşturma dosyasındaki bilgilere göre, 'kumpasın medyaya yayılması' görevini yerine getirmiş. Dink cinayetinin ardından dönemin Zaman Gazetesi Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile yoğun telefon görüşmesi belirlenen Ercan Gün'ün ardından Samsun'a gittiği, Samsun İl Jandarma Komutanlığı santralini aradıktan sonra telefonunu kapatıp 'jandarmayla gizli görüşme yapıyor' algısı yarattığı ancak jandarma ile hiç bir buluşma yapmadığı ve FETÖ mensupları ile bir araya gelip bu fotoğrafları aldığı ve İstanbul'a dönüp fotoğrafları "Katil Ogün Samast'ın elinde Türk bayrağı bulunduğu halde Atatürk'ün bir sözü önünde çekilmiş fotoğrafının Samsun Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi'nin çay ocağında çekilmiş" kurgusu ile servis ettiği belirtildi. Böylece Dink cinayetinin arkasında milliyetçi, ulusalcı, Atatürkçü algısı oluşturularak örgütün amaçları doğrultusunda hem bu grupların devlet bürokrasisi içinden tasfiyesi hem de Ergenekon soruşturmalarına zemin hazırlanmasının amaçlandığı kaydedildi.
ALGIYA 'RAPORLU' DESTEK
Hatta, o dönemde bu olay üzerine hazırlanan soruşturma ve devlet denetleme kurulu raporlarında şu ifadelere yer veriliyordu: "Esasen, Hrant Dink'i hedef haline getiren ve Hrant Dink'i öldüren kişinin eline bayrak vererek resim çektiren marjinal anlayışların ortaya çıkmasına yol açan bazı paradigmalarla yüzleşilmesi; bu tür ortamlardan beslenerek varlığını devam ettiren ve bazı kamu görevlilerinin de dahil olduğu hukuk dışı oluşumlarla ilgili mücadelenin sürdürülebilmesi ve 'demokratik devlet' olgusunun hayata geçirilmesine yönelik son yıllarda ortaya konulan çaba ve gayretlerin güçlendirilmesi açısından, bundan böyle benzeri durumlarda kamu görevlilerinin yargılanmasında izlenmesi gereken yöntem ile ilgili hususların, bu şekilde algılanması ve uygulanması gerekli görülmektedir"
KUTU: NEDENİ ANLAŞILAMAMIŞTI
Hrant Dink cinayeti öncesinde, FETÖ üyesi Jandarma görevlilerinin olay yerinde keşif yaptığının ortaya çıkması ve 'Katile Poster'in de bir kurgu olduğunun belirlenmesinin ardından ortaya çıkan tabloyu değerlendirmesini sorduğumuz Dink cinayeti avukatları Hakan Bakırcı ""O dönemde neden böyle bir fotoğraf çektirdiler anlaşılamamıştı. Bu fotoğraftaki polisler hakkında FETÖ kapsamında işlem yapıldığını bilmiyorduk. Bir değerlendirme için yapılan soruşturmanın sonuçlanmasını bekleyeceğiz" dedi. (Star)
Kripto FETÖ'cülere dev operasyon

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 'kripto FETÖ'cülere' yönelik operasyon başlattı 85 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. 60'ı general ve kurmay albaylardan oluşuyor. Muvazzaf askerler ile irtibatı bulunan FETÖ abileri hakkında da gözaltı kararı verildi.
Fetullahçı terör örgütü ne yönelik operasyonlar tamgaz sürüyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 'kripto FETÖ'cülere' yönelik bu sabah büyük bir operasyon başlattı.
FETÖ'NÜN 'SIR KUTUSU'NU ÖZEL EKİP ARIYOR
Ordu içinde yuvalanan kripto fetoculeri tespit eden Başsavcılık, çoğu albay ve general 85 kişi hakkında gözaltı kararı verdi.
İsmail Uçar yönetimindeki İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Can Tuncay tarafından yürütülen operasyonda FETÖ'cü askerlerin abileri hakkında da gözaltı kararı verildi.
İstanbul Terörle Mücadele Şube müdürlüğü ekipleri, kripto FETÖ'cü askerler ve abileri hakkında eşzamanlı arama ve gözaltı çalışması başlattı. 15 ili kapsayan dev operasyon tüm hızıyla sürüyor.
Meral Akşener için çember daralıyor

FETÖ'nün siyasi partilere sızma soruşturması kapsamında dün bazı operasyonlar düzenleyen Ankara Emniyet Müdürlüğü, sabah saatlerinde MHP'de Meral Akşener'e yakın bazı isimleri gözaltına aldı. Gözaltına alınan isimler arasında en dikkat çekenleri Akşener'in en büyük destekçileri olarak tanınan Yeniçağ yazarları; Servet Avcı, Adnan İslamoğulları, Yavuz Selim Demirağ ve Kürşat Zorlu oldu. Evlerindeki bilgisayarlara el konulan yazarların, Başkent Spor Salonu'na götürüldükleri belirtildi. Gözaltı kararı verilen isimlerden Zorlu'nun Kazakistan'da olduğu belirtildi. Örgütün siyasete müdahale etmek amacıyla MHP'ye kurultay operasyonu düzenlediği ve Akşener'e yakın isimlerin süreçte aktif görev aldığı iddia ediliyor. Yeniçağ yazarlarının dışında MHP'yi örgüte teslim etmek için operasyona soyunan isimler arasında; Rubil Gökdemir, eski milletvekili Turan Yaldır ve Alper Aksoy da bulunuyor. Gözaltına alınan isimler kurultay sürecinde Akşener'in yanında aktif rol oynamıştı. FETÖ'nün MHP'ye sızma girişiminde rol oynayan isimlerin tespit edilerek adli işlem uygulanacağı bildirildi. Dün sabah saatlerinde gözaltına alınan şüphelilerden bazıları ifadelerinin ardından gece geç saatlerde serbest bırakıldı.
‘ByLock’ havuzunda 230 bin FETÖ’cü izi

MİT'in bilişim uzmanları ilk aşamada her şeyiyle ByLock'u andıran alternatif programı oluşturdu ve yükleme yapılabilen platformlara aktardı. Android işletim sistemine yüklenen program sayesinde hangi telefonlardan bu programa talep olduğu belirlendi. Programı yüklediği belirlenen telefonların kullanıcıları incelemeye alındı. ByLock iletişim sisteminin WhatsApp, Telegram benzeri bir uygulama olmadığı, programı kullanmak isteyenlerin, mutlaka kendisini tanıyanların referansıyla üye olabildiği, server'ı yönetenlerin de onay vermesi gerektiği ve üyelerin 8 haneli bir şifre kullanmak zorunda olduğu görüldü. ByLock'un güvenli ve referansla girilen bir iletişim sistemi olduğunun belirlenmesinin ardından MİT programın server'ına ulaşmak için çalışma başlattı. Litvanya'da olduğunu tespit edilen ByLock programının server'ına bir Noel gecesi siber operasyon düzenlendi, 230 bin kişinin izi tespit edildi. Aynı kişinin farklı 2-3 IP adresi ile servere kayıtlı olduğu belirlendi. Bunlar da server'dan tek tek ayıklandı. Server'daki yazışmalar şifreli olma 'ByLock' havuzunda 230 bin FETÖ'cü izi sına rağmen büyük kısmı kurtarıldı. 230 bin kaydın bulunduğu server'dan 53 bin isim tespit edildi. Deşifresi yapılan klasörler Ankara Adliyesi'ne gönderildi.
Şifreli darbe planı!

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili soruşturmada çarpıcı bir belgeye ulaşıldı. 2016 Nisan-2017 Nisan arasında yapılacak planlamaların yer aldığı belgenin başlığı ise ‘Bahçe Gelişim Planlaması’...
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında darbeye karıştığı iddia edilen generallerin de aralarında bulunduğu şüpheli subayların odalarında ve Genelkurmay Başkanlığı karargâhında aramalar yapılmıştı.
Aramalarda ele geçirilen dijital ve delillerle ilgili inceleme sürerken, karargâhta yapılan aramada çok çarpıcı bir belgenin ele geçirildiği ortaya çıktı.
14 MADDEDEN OLUŞUYOR
'Bahçe Gelişim Planlaması' başlıklı, bilgisayarda yazılıp bir çıktısının alındığı anlaşılan belgenin 14 maddeden oluştuğu öğrenildi. 2016 Nisan-2017 Nisan arasında yapılacak planlamaların yer aldığı belgenin şu şekilde olduğu öğrenildi:
1. Temizlik ve budamanın tamamlanması (Nisan-Mayıs 2016)
2. Duvar-tel örgü ve kapı yapılması (Haziran-2016)
3. Kesilen ağaç köklerinin çıkarılması (Temmuz-2016)
4. Bahçenin düzeltilmesi, çukurların iyi toprakla doldurulması (Ağustos-2016)
5. Sürme ve fidan dikimine hazırlama (her iki taraf) (Ağustos-2016)
6. Ev projesi çizimi, yerinin tespiti (Eylül-2016)
7. Artezyen çıkarılması (Ekim-2016)
8. Ağaç dikimi ((Kasım-2016)
9. Yabani ağaçların aşılaması (Şubat-2017)
10. Budama yapılması (Şubat-2017)
11. Enginar dikimi (Şubat-2017)
12. Damlama sulama sistemi kurulması (Mart-2017)
13. Ağaç dikimi (Mart-2017)
14. Yaban çileği/böğürtlen/ahududu dikimi (Nisan-2017)
3 AY TAMAMLANMIŞ
Belgede, 15 Temmuz darbe girişiminden önceki Nisan-Mayıs 2016 ile Haziran 2016'daki planlamaların üzerinin kırmızı kalemle çizildiği görüldü. 15 Temmuz darbe girişiminin yapıldığı Temmuz 2016'da ise 'kesilen ağaç köklerinin çıkarılması'nın yazıldığı görüldü.
Savcılık kaynakları, belgenin ilk bakışta bir bağ, bahçe evinin yapımı ya da bir arazide yapılması tasarlanan işlerin planlandığı izlenimi verdiğini, ancak belge ile ilgili Genelkurmay yetkililerinden sözlü bilgi alındığını, bu kapsamda Genelkurmay'da böyle bir planlamanın yapıldığına dair bir bilgi olmadığının açığa çıktığını bildirdi.
Belgenin, 15 Temmuz'la ilgili şifreli bir darbe planı olup olmadığını araştıran savcılığın, üzeri kırmızı ile çizilen bölümlerin darbe girişiminin tamamlanmış bölümleri olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. (Milliyet)
Rakka’ya havadan, Musul’a karadan destek verilecek

Türkiye, ABD’nin DAEŞ’e karşı Rakka ve Musul için istediği destekle ilgili stratejisini belirledi. Rakka’da YPG unsurları katılmadığı takdirde hava desteği verilecek. Türkiye Musul’da ise karadan destek verecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işaret ettiği Musul ve Rakka'nın DAEŞ'ten temizlenmesinde Türkiye'nin rolüne ilişkin farklı seçenekler tartışılıyor. Türkiye, Fırat Kalkanı Harekâtı ile Suriye'de sahaya inerek bölgede etkin bir rol üstlendi. Türk askerinin desteğiyle Cerablus ve El Rai'yi alan ÖSO kuvvetleri kritik konumdaki El Bab'a ilerleyişini sürdürüyor. El Bab'ın daha güneyinde ve Fırat nehrinin doğusunda yer alan Rakka ise DAEŞ'in merkezi olarak biliniyor. Rakka'ya yapılacak koalisyon harekatına Türkiye belli şartlar sağlanırsa destek verebilecek. Öncelikle, ABD'nin organize ettiği, içinde YPG terör örgütü unsurlarının bulunduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Rakka'ya ilerlemeden önce Arap unsurların ağırlıkta olduğu birliklerin ön planda olması istenecek. Ankara, Türkiye'nin operasyona vereceği destek daha çok hava kuvvetleri ile koalisyon güçleri ile ortak hedeflere nokta harekat, karadan ise Arap ağırlıklı olması kaydı ile SDG'nin, ÖSO marifetiyle geri bölge emniyetinin sağlanması olacak.
GÜNEYE İNME ŞARTI
Ankara'nın Rakka operasyonuna karadan destek vermesi için "güneye inme" şartı olduğuna dikkat çekiliyor. Türkiye'nin bu şartı kabul edilirse, Mehmetçik ile birlikte ÖSO Kuvvetleri El Bab'ın da güneyine inerek Rakka'ya kadar olan bölümü kontrol altına alacak. Böylece Rakka'ya yönelik operasyon başladığında YPG'nin Fırat Nehri'ni güneyden geçerek Afrin'e kadar ulaşması ve alternatif terör koridoru kurması da önlenecek. Türkiye bu harekatta koalisyon ülkelerine ayrıca havadan lojistik destek de verecek.
MUSUL DA KURTARILACAK
Uzun süredir yapılması beklenen Musul harekatı da Çin'deki G-20 Liderler Zirvesi sırasında Erdoğan- Obama görüşmesinde gündeme geldi. Türkiye, Irak'ın kuzeyinde yer alan ve Türkmen nüfusun yoğunlukta olduğu bölge için endişeli. Terör örgütü PKK da bölgedeki DAEŞ varlığından faydalanarak, bazı bölgeleri ele geçirmeye çalışıyor. Türkmen kenti Telafer'in PKK'nın eline geçmesine yönelik riskler arttı. Erdoğan da bu riske dikkat çekerek, bölgenin terör örgütlerinden temizlenmesi gerektiğini hatırlattı.
BAŞİKA YENİDEN GÜNDEMDE
Geçen nisan-mayıs aylarında yapılması beklenen ancak gerçekleşmeyen Musul harekâtına Türkiye'nin havadan destek vermesi bekleniyordu. Irak'ın kuzeyinde yer alan ve zaman zaman DAEŞ'in hedefi olan Başika kampının son durumu ise harekâta yönelik planları değiştirecek boyuta ulaştı. Türk askeri, Başika kampında en az 2 binden fazla Musullu'yu eğiterek silahlı güç haline getirdi. Musul'a yönelik harekâtın ana gücünü bu Arap unsurlar ve Barzani'nin Peşmergeleri oluşturacak. Tıpkı Fırat Kalkanı'nda olduğu gibi Türk askeri, hem Musul yerel güçlerini yönlendirecek hem de Peşmergeye karadan stratejik katkı sağlayacak. Türkiye aynı zamanda koalisyon ülkeleriyle birlikte havadan
16 işadamı tutuklandı

FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan isimlerden aralarında Faruk Güllü'nün de bulunduğu 16 işadamı, cezaevine gönderildi.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra başlayan Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturmasında, aralarında Güllüoğlu Baklavaları'nın sahibi Faruk Güllü'nün de bulunduğu 16 işadamı tutuklandı.
İçişleri Bakanı Soylu Valiler Toplantısı'nda konuştu
Valiler Toplantısı'nda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "15 Temmuz'da yaşananlar bizi istikametimizden ayırmamıştır" dedi. Bakan Soylu, konuşmasında şunları kaydetti:
"FETÖ'YÜ BU ÜLKEDEN KAZIYIP ATACAĞIZ"
FETÖ'yü kazıyıp atacağız bu ülkeden. Birilerinin başımıza musallat etmeye çalıştığı bu illeti milletimizin başından çekip atacağız. Nasıl bir şekilde def ettiğimizi bütün dünyaya göstereceğiz.
Bu dönem daha fazla daha önemli bir gayretle çalışmak zorundayız. Bilmenizi isterim ki 15 Temmuz'u gerçekleştirenler meseleyi 15 Temmuz'da bırakmak istemeyeceklerdir. Cumhurbaşkanımız da söylüyor eğer yakınınız olduğu için bu yapıya mensup kişilere müsamaha gösteriyorsanız 241 şehidimiz bizden hesap soracaktır.
Anadolu coğrafyası 780 bin km'den medeniyetinin ışığını dünyaya saçan bir coğrafyadır. Hür olmalıyız geleceğe kararlı ve dik durarak bakmak zorundayız. Ak Parti Türkiye'de birçok meseleyi düzeltmiştir. Milletin kendisini güvende hissedeceği bir ortamı ortaya koymak zorundayız.
Bomba yüklü araç içindekilerle birlikte imha edildi!

Genelkurmay Başkanlığınca, Koalisyon Hava Kuvvetleri tarafından silahlı insansız hava aracıyla Vukuf güneyinde DEAŞ'a ait bir bomba yüklü araca hava taarruzu düzenlendiği bildirild
Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Koalisyon Hava Kuvvetleri tarafından silahlı insansız hava aracıyla saat 12.49'da Vukuf güneyinde DEAŞ'a ait bir bomba yüklü araç hedef alındı.
Araç, içindekilerle birlikte imha edildi.
Hürriyet okuyucuyu böyle kandırdı!

Hürriyet gazetesi provakatif haberlerine devam ediyor. Gazete, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın FETÖ'nün 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra aldığı "tüm davaları geri çekme kararı" sayesinde Ertuğrul Özkök'ün mahkemeden beraat kararı almasını, skandal bir biçimde "Bu eylem suç değil" başlığıyla sayfasına taşıdı.
Hürriyet gazetesi başlığında ayrı içinde ayrı bir ifade kullanarak okuyucusunu kandırmaya çalıştı. Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'cü hainlerin 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra aldığı kararla, o güne kadar şahsı ile alakalı hakaret içeren birçok davayı geri çekmişti. Nitekim Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği ettiği gerekçeyle yargılandığı iki davada beraat etti.
BAŞLIK AYRI İÇERİK AYRI
Başlığında bu eylem suç değil ifadesi kullanan gazete, içeriğinde ise hakimin verdiği kararın eylemle ilgili olmadığını kendisi de itiraf ediyor. Haberin içeriğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikayetinden vazgeçmesi sonucunda Özkök'ün avukatının beraat talebinde bulunuyor. Yani bu eylem suç değil ifadesi haberin içerisinde de yer almıyor.
Ertuğrul Özkök'ün beraat yalanı!
CEM KÜÇÜK "NORMAL ŞARTLARDA ÖZKÖK'ÜN BU DAVALARDAN BERAAT ETMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
AHaber'e telefonla bağlanan gazeteci Cem Küçük, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 15 temmuz darbe girişiminden sonra bütün davalarını geri çektiğini, bu nedenle Ertuğrul Özkök'ün davalardan beraat edebildiğini söyledi. Küçük konuyla ilgili açıklamasında şunları kaydetti: Sanki Cumhurbaşkanı Erdoğan bu davayı geri çekmemiş de Ertuğrul Özkök beraat almış gibi bir haber yapılmış. Normal şartlarda Özkök'ün bu davalardan beraat etmesi mümkün değil. Hürriyet her zamanki gibi provakatif haberlerine devam ediyor. Bu kadar olumlu ve iyi bir havayı binbir türlü yalana başvurarak haberlerine devam ediyor. Bunlar bunu geçmişte de yapıyorlardı. Şimdi de yapıyorlar. Olumlu ve ılımlı havayı provakatif başlıklarla suistimal ediyorlar. Cengiz Çandar ile ilgili davada da aynı şeyi yapıyorlar. Ayıp ediyorlar. Herhalde Cumhurbaşkanı Erdoğan bunlara karşı bir daha bu kadar olumlu yaklaşmayacaktır.
Bakanlar Kurulu sonrası flaş açıklamalar

Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Başbakan Yardımcısı Canikli açıklama yaptı.
Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli açıklamalarda bulundu
Canikli'nin açıklamalarından satır başları şöyle;
Mağduriyetlere fırsat verilmemesi ifade edilmiş ve FETÖ'yle mücadele konusunda Bakanlıklarımızın yaptığı çalışmalar değerlendirilmiştir. Ayrıca diğer terör örgütleriyle ilgili olarak mücadele konusunda yapılan çalışmalar ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiş ve özellikle, bölücü terör örgütüyle mücadele kuvvetli kararlılık bir kez daha gösterilmiştir. 15 Ağustos, 7 Eylül tarihlerinde orta ölçekte 12 farklı noktada operasyonlar gerçekleştirilmiştir.
Kars Kağızman, Bingöl Merkez, Tunceli Merkez, Diyarbakır Hani, Şırnak Ilıcak, Şırnak Merkez, Hakkari Şemdilli ve Çukurca bölgelerinde operasyon düzenlenmiştir. Bu bölgeler uzun süredir operasyon yapılmayan bölgelerdir. Türkiye'de operasyon yapılmayan bölge kalmamıştır. Operasyonlar ve çalışmalar devam etmektedir.
Kamu ile paylaşılmayan dataları paylaşmak istiyorum. 15 Ağustos-7 Eylül tarihleri arasında bölücü terör örgütüyle mücadele çerçevesinde 13,1 ton amonyum nitrat ele geçirilmiş, 339 adet patlayıcı yapımında kullanılan tüp ele geçirilmiş ve 129 el yapımı patlayıcı bulunarak imha edilmiştir. Yine aynı faaliyet kapsamında güvenlik güçlerimizin ve istihbarat birimlerimizin yaptığı çalışmalar neticesinde 229 tane önemli olay engellenmiştir. Bu olayların 155 tanesi patlayıcıların engellenmesi, 39 tanesi bombalı araç patlatma teşebbüsünün engellenmesi, 19 tane canlı bomba hadisesinin engellenmesi ve 24 olay da eylem yapma hazırlığındaki örgüt mensuplarının ele geçirilmesi şeklinde ortaya çıkmıştır.
Bakanlar Kurulu sonrası flaş açıklamalar
"SINIR GÜVENLİĞİNİN YANI SIRA DEAŞ İLE MÜCADELE İÇİN BAŞLATILDI"
24 ağustos saat 04.00'te başlatılan Fırat Kalkanı operasyonu yürütülüyor. Temel amacı sınır güvenliğinin sağlanmasıdır. Bu uluslararası imkanın hakkın sonucu yapılıyor. Bir top atışı, 27 havan atışı ve 2 roket atışı gerçekleştirilmiş ve 21 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir, Türkiye toprakları içinde, Suriye'den yapılan saldırılarla. Gaziantep'te de Suriye'den gelen canlı bomba ile 54 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Temel amaç hudut güvenliğinin sağlanmasıdır.
Darbenin şifresi bahçe düzenlemesi

YORUMLAR