AB ve ABD'de Osman Kavala paniği
'Kızıl Soros' lâkabıyla tanınan Osman Kavala'nın darbecilik ve teröre destekten gözaltına alınmasıyla ilgili olarak ABD ve Fransa'dan ardarda açıklamalar geldi. ABD Dışişleri Sözcüsü Nauert, gözaltına alınan Kavala'yı, 'Türkiye'de endişe verici verici bir eğilim var' diyerek savundu. Fransa Dışişleri Bakanlığı ise, gözaltıyı 'kaygı verici' olarak nitelendirdi.
AB ve ABD'de Osman Kavala paniği
Giriş Tarihi: 22.10.2017 10:13 Güncelleme Tarihi: 22.10.2017 10:26
8 Ekim Çarşamba günü, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından Atatürk Havalimanı'na inen Gaziantep-İstanbul uçağında kıskıvrak gözaltına alınan 'Kızıl Soros' lâkabıyla tanınan işadamı Osman Kavala'nın gözaltına alınması batılı ülkelerde deprem etkisi yarattı. Karanlık ilişkilerin odağındaki Kavala'nın gözaltına alınmasının hemen ardından Avrupa Parlamentosu (AP) Raportörü Kati Piri 'acil çağrı' 'tweet'i atmıştı.
HEPSİ BİRDEN SAVUNMADA
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert ise "Türkiye'de endişe verici verici bir eğilim var" diyerek Kavala'yı savunmaya geçti. Sözcü Nauert, Kavala'nın darbecilik ve teröre destekten gözaltına alınmasına hiç değinmeyerek, durumu yakından izlediklerini söyleyerek, Türk yargısını etkileme çabası içine girdi. Fransa Dışişleri Bakanlığı ise, Kavala'nın gözaltına alınmasını "kaygı verici" olarak değerlendirdi. Bakanlık Sözcüsü, gelişmeleri yakından takip edeceklerini de vurguladı.
BÜYÜKADA TOPLANTISI GİBİ
Yenişafak'ın haberine göre; Gaziantep'ten İstanbul'a gelen uçağa baskın yapan polis ekipleri, Kavala'nın inişine izin vermeden, uçağa binerek gözaltı yapmıştı. Kavala, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan yerleşkesine götürülerek, sorgusuna başlanmıştı. Kavala'nın Gaziantep'te Alman Goethe Enstitüsü ile birlikte planlanan bir projenin toplantısından döndüğü sırada gözaltına alındığı öğrenildi. Kavala, 18 Ekim'de Gaziantep'te yabancı sivil toplum kuruluşları ile toplantı yaptı. Bir oteldeki toplantıda Afrin başta olmak üzere Kamışlı, Munbic, Aynel Arap, Tel Abyat, Rakka ve Haseke bölgelerini işgal eden PKK/PYD terör örgütüne yardımların sevk ve idaresi ile Avrupalıların bölgeye yatırımları konuşuldu.
DARBE VE TERÖRE DESTEK
Bu toplantı akıllara Büyükada'da yapılan toplantının bir benzerini getirdi. Kavala'nın 15 Temmuz öncesi katıldığı bazı toplantılar gerekçesiyle yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli olduğu öğrenildi. Kavala hakkında teröre destek ve darbeye teşebbüsten gözaltı kararı verildiği öğrenildi. Kavala'nın Şişli'deki iş yeri ve Şile'deki ev adresinde arama yapıldı. Dijital malzemeler incelemeye alındı. Kavala'nın telefonua el konuldu. Polis, Kavala'nın geçmişe dönük HTS trafiğini de incelemeye aldı.
ORSAM BAŞKANI SORGUDA
Kavala soruşturması kapsamında önceki gün Ankara'daki evinde gözaltına alınan Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkanı Doç. Dr. Şaban Kardaş, getirildiği İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Caddesi Yerleşkesi'nde sorguya alındı. TOBB ETÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi olan Dr. Kardaş, Kara Harp Okulu, Polis Akademisi Diplomasi Akademisi, Sakarya Üniversitesi ve diğer kurumlarda dersler de veriyordu.
?PKK/PYD'NİN FİNANSÖRÜ
?
İşadamı Osman Kavala, kurduğu sözde dernek ve vakıflar üzerinden sosyal destek adı altında eli kanlı terör örgütü PKK/PYD'yi fonluyor. Kavala'nın son 2 yılda terör örgütüne yaptığı nakdi desteğin 1.5 milyar doları aştığı belirlendi. Kavala, başta Alman vakıfları olmak üzere 70'ten fazla dernek ve vakıf aracılığıyla PKK/PYD'yi fonluyor. PKK/PYD'ye nakit transferi, inşaat, gıda, tarım, demokratik toplumu yeniden inşa etme, demokratik bilinci geliştirme, vatandaşlık bilinci, eğitim gibi projeler adı altında yapılıyor.
DERNEKLER PARAVAN
Teröre büyük destek veren Kavala, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep ve Hatay'da toplantılar düzenledi. Başta hendek provokasyonu olmak üzere bütün kalkışmalarda Kavala'nın paravan dernekleri etkin rol aldı. 2011-2016 döneminde Doğu ve Güneydoğu'da PKK'ya destek veren Kavala, 2016'dan itibaren sınırın Suriye tarafına yoğunlaştı. Aynı kapsamda yine Urfa, Nusaybin, Gazinatep ve Hatay'da kurulan paravan kurumlar aracılığıyla Afrin başta olmak üzere, PKK/PYD bölgelerine yardım gönderildi.
HEPSİ BİRDEN SAVUNMADA
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert ise “Türkiye’de endişe verici verici bir eğilim var” diyerek Kavala’yı savunmaya geçti. Sözcü Nauert, Kavala’nın darbecilik ve teröre destekten gözaltına alınmasına hiç değinmeyerek, durumu yakından izlediklerini söyleyerek, Türk yargısını etkileme çabası içine girdi. Fransa Dışişleri Bakanlığı ise, Kavala’nın gözaltına alınmasını “kaygı verici” olarak değerlendirdi. Bakanlık Sözcüsü, gelişmeleri yakından takip edeceklerini de vurguladı.
BÜYÜKADA TOPLANTISI GİBİ
Gaziantep’ten İstanbul’a gelen uçağa baskın yapan polis ekipleri, Kavala’nın inişine izin vermeden, uçağa binerek gözaltı yapmıştı. Kavala, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan yerleşkesine götürülerek, sorgusuna başlanmıştı. Kavala’nın Gaziantep’te Alman Goethe Enstitüsü ile birlikte planlanan bir projenin toplantısından döndüğü sırada gözaltına alındığı öğrenildi. Kavala, 18 Ekim’de Gaziantep’te yabancı sivil toplum kuruluşları ile toplantı yaptı. Bir oteldeki toplantıda Afrin başta olmak üzere Kamışlı, Munbic, Aynel Arap, Tel Abyat, Rakka ve Haseke bölgelerini işgal eden PKK/PYD terör örgütüne yardımların sevk ve idaresi ile Avrupalıların bölgeye yatırımları konuşuldu.
DARBE VE TERÖRE DESTEK
Bu toplantı akıllara Büyükada’da yapılan toplantının bir benzerini getirdi. Kavala’nın 15 Temmuz öncesi katıldığı bazı toplantılar gerekçesiyle yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli olduğu öğrenildi. Kavala hakkında teröre destek ve darbeye teşebbüsten gözaltı kararı verildiği öğrenildi. Kavala’nın Şişli’deki iş yeri ve Şile’deki ev adresinde arama yapıldı. Dijital malzemeler incelemeye alındı. Kavala’nın telefonua el konuldu. Polis, Kavala’nın geçmişe dönük HTS trafiğini de incelemeye aldı.
ORSAM Başkanı sorguda
Kavala soruşturması kapsamında önceki gün Ankara’daki evinde gözaltına alınan Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkanı Doç. Dr. Şaban Kardaş, getirildiği İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Caddesi Yerleşkesi’nde sorguya alındı. TOBB ETÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi olan Dr. Kardaş, Kara Harp Okulu, Polis Akademisi Diplomasi Akademisi, Sakarya Üniversitesi ve diğer kurumlarda dersler de veriyordu.
PKK/PYD’nin finansörüİşadamı Osman Kavala, kurduğu sözde dernek ve vakıflar üzerinden sosyal destek adı altında eli kanlı terör örgütü PKK/PYD’yi fonluyor. Kavala’nın son 2 yılda terör örgütüne yaptığı nakdi desteğin 1.5 milyar doları aştığı belirlendi. Kavala, başta Alman vakıfları olmak üzere 70’ten fazla dernek ve vakıf aracılığıyla PKK/PYD’yi fonluyor. PKK/PYD’ye nakit transferi, inşaat, gıda, tarım, demokratik toplumu yeniden inşa etme, demokratik bilinci geliştirme, vatandaşlık bilinci, eğitim gibi projeler adı altında yapılıyor.DERNEKLER PARAVANTeröre büyük destek veren Kavala, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep ve Hatay’da toplantılar düzenledi. Başta hendek provokasyonu olmak üzere bütün kalkışmalarda Kavala’nın paravan dernekleri etkin rol aldı. 2011-2016 döneminde Doğu ve Güneydoğu’da PKK’ya destek veren Kavala, 2016’dan itibaren sınırın Suriye tarafına yoğunlaştı. Aynı kapsamda yine Urfa, Nusaybin, Gazinatep ve Hatay’da kurulan paravan kurumlar aracılığıyla Afrin başta olmak üzere, PKK/PYD bölgelerine yardım gönderildi.Sır telefon
ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu'nda irtibat görevlisi olarak çalışan Metin Topuz, 25 Eylül'de gözaltına alındı, 4 Ekim'de casusluk iddiasıyla tutuklandı. ABD ile Türkiye arasında vize krizine neden olan süreç, bu tutuklamayla başladı.
ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu'nda irtibat görevlisi olarak çalışan Metin Topuz, 25 Eylül'de gözaltına alındı, 4 Ekim'de casusluk iddiasıyla tutuklandı. ABD ile Türkiye arasında vize krizine neden olan süreç, bu tutuklamayla başladı. ABD'nin, başkonsolosluk görevlisi Metin Topuz'un tutuklanmasından sonra Türkiye'ye nota verdiği ve Topuz'un el konulan cep telefonunun iadesini istediği ortaya çıktı. Notada ayrıca telefonun ve SIM kartın içindeki verilerin de Viyana Sözleşmesi gereği dokunulmazlık kapsamı içinde olduğu ifade edildi. Bunun üzerine akıllara "O telefonda ne vardı?" sorusu geldi. Topuz'un telefonunda ABD'li yetkililer ve FETÖ üyeleri arasındaki bağı net bir şekilde kanıtlayacak bilgi ve belgelerin olabileceği iddia edildi.
Netanyahu Putin'i aradı: Kürtleri koruyalım
Kuzey Irak'ta bağımsızlık referandumu yapılırken İsrail bayraklarının dalgalanması boşuna değil, Netanyahu'nun bölgede planları var.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun, Rusya Devlet Başkanı Putin’e, İran milislerinin saldırıları karşısında Kuzey Irak bölgesini koruyacağını, gerekirse Suriye hava sahasını kullanıp uçaklarla destek vereceğini söylediği belirtildi.
RUSYA İSRAİL'İN KARIŞMASINA SICAK BAKMIYORMoskova yönetiminin, Erbil ile Bağdat arasındaki sorunlara İsrail’in dahil olmasına sıcak bakmadığını da belirten Suchkov, bunun Rusya’nın Kuzey Irak'taki enerji faaliyetlierinide tehlikeye atacağını düşündüğünü ifade etti.
(Kuzey Irak'ta dalgalandırılan İsrail bayrağı)
Al Monitor sitesi yazarı Maxim Suchkov Bağdat’ın, Rusya ile Kuzey Irak ilişkilerinden rahatsız olduğunu, bu yüzden Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi’nin, bu konuyu görüşmek üzere Moskova’ya gitmesinin kararlaştırıldığını yazdı.
Reuters, 20 Ekim’de, İsrailli bir üst düzey yetkiliye dayandırdığı haberinde, Netanyahu’nun Irak ordusunun Kürt bölgelerine yönelik saldırıları karşısında Kürtlere destek bulmak için dünya liderleri nezdinde lobi çalışması yürttüğünü belirtmişti.
Netanyahu’nun bu amaçla Almanya Başbakanı Angela Merkel’le de telefon görüşmesi gerçekleştirdiği kaydedildi.
Barzani yandaşlarının Kerkük isyanı
Irak ordusunun Kerkük'ü alması ve sonrasında Erbil sınırına kadar dayanmasının ardından Barzani yandaşları isyan bayrağını çekti.
Bir kadının Almanya ve Amerika tarafından kullanılıp bir kenara atılmasına isyan etti.
GAVAT AMERİKA NERDESİN?Barzani yandaşı kadın, "Ey Almanya, Amerika neredesiniz?, Gavat Amerika nerdesin? Daha düne kadar bizimleydin. Düne kadar işin vardı bizimle." sözleriyle tepki gösterdi.
Amerikalı yazarın S-400 değerlendirmesi
S-400'lerin Ortadoğu'da oyunun kurallarını yeniden yazdığını ifade eden Bryen,ABD'nin S-400'lere karşı koyacak silahının olmadığını söyledi.
Amerika'da yayın yapan National Interest dergisi yazarı Stephen Bryen, Türkiye'nin Rusya'dan almayı planladığı S-400 hava savunma sistemleriyle ilgili bir yazı kaleme aldı.
ORTADOĞU'DA OYUNUN KURALLARI DEĞİŞİYORBryen, S-400'lerin Ortadoğu'da oyunun kurallarını değiştirdiğini ifade etti.
ABD VE RUS YAPIMININ FARKIS-400'lerin menzilleri 400 kilometreyi bulan dört farklı tipteki füzeleri fırlatma kapasitesine sahip olduğuna dikkat çeken Bryen, ABD üretimi Patriot füze sistemlerinin ise 96 kilometre menzilli tek bir füze fırlatabildiğinin altını çizdi.
Rus S-400 füze savunma sistemi FOTO GALERİ
Bryen, bu nedenle ABD'nin S-400'lere karşı koyacak bir silaha sahip olmadığını vurguladı.
RADAR TESPİT UÇAKLARINI DA İMHA EDİYORBryen, S-400'lerin bir diğer önemli özelliğinin de hava savunma sistemlerinin menzili dışındaki hedefleri ve Boeing E-3 Sentry radar tespit uçaklarını imha etme kapasitesine sahip olması olduğunu kaydetti.
Trump'tan PYD'ye Rakka övgüsü
ABD Başkanı Donald Trump, PKK/PYD ve Suriye'de DEAŞ'a karşı savaşan müttefiklerinin Rakka'yı başarılı bir şekilde geri aldığını belirtti.
Trump, yazılı açıklamasında, Rakka'nın DEAŞ'tan temizlendiğini bildirdi.
"TERÖRİSTLERİN BAŞKENT İLAN ETTİĞİ RAKKA'YI GERİ ALDIK"SDG ismini kullanan terör örgütü PKK/PYD’ye de atıfta bulunduğu açıklamasında Trump, "SDG (PKK/PYD) ve Suriye'de DEAŞ'a karşı savaşan müttefiklerimiz, terör grubunun (DEAŞ) başkenti olarak ilan ettiği Rakka'yı başarılı bir şekilde geri aldı. Ortak çalışma sonucunda güçlerimiz bütün şehri DEAŞ'tan temizledi." ifadesine yer verdi.
Rakka'nın geri alınmasının DEAŞ'a karşı mücadelede "kritik bir dönüm noktası" olduğunu vurgulayan Trump, şunları kaydetti:
"Yakında yeni bir evreye geçerek Suriye'deki tansiyonu düşürmek için yerel güçleri destekleyeceğiz ve kalıcı barışın sağlanması için şartları genişleterek terör güçlerinin geri dönerek ortak güvenliği tehdit etmesine son vereceğiz. Şiddetin son bulması için müttefiklerimizle diplomatik süreçleri destekleyerek mültecilerin evlerine geri dönmesini sağlayacağız ve Suriye halkının dehşetine son verecek siyasi geçiş sürecini sağlayacağız."
Trump, Başkanlık seçim kampanyalarında ABD halkına DEAŞ'ı "bitireceğini" vadettiğini hatırlatarak göreve geldikten sonra ilk yaptığı işin bu örgütle mücadele etmek olduğunu belirtti.