Başbağlar katliamında 27 yıldır cevapsız kalan sorular.
Başbağlar Köyü'nde yaşanan katliamın üzerinden 27 yıl geçti ancak ihmaller hala sorgulanıyor. Sabah Gazetesi'nden Kenan Kıran'ın haberine göre; Jandarmanın katliamdan 14 saat sonra Başbağlar Köyü'ne gelmesi, katliamda şehit olanların otopsisinin dahi yapılmaması, iş makinelerinin evleri delil bırakmamak için dozerle dümdüz etmesi, olay yerinde bulunan 585 boş kovana balistik inceleme yapılmaması, mahkemenin teşhislerin usulsüz yapıldığını iddia ederek tetikçileri serbest bırakması katliamın üzer
Başbağlar’da 33 kişinin acısı 27 yıldır dinmedi! Dernek Başkanı Dikkaya SABAH’a konuştu
Giriş Tarihi: 05.07.2020 15:43 Güncelleme Tarihi: 05.07.2020 16:07
SABAH Özel: Başbağlar Katliamı'nda cevapsız kalan sorular!
Başbağlar Köyü'nde yaşanan katliamın üzerinden 27 yıl geçti ancak ihmaller hala sorgulanıyor. Jandarmanın katliamdan 14 saat sonra Başbağlar Köyü'ne gelmesi, katliamda şehit olanların otopsisinin dahi yapılmaması, iş makinelerinin evleri delil bırakmamak için dozerle dümdüz etmesi, olay yerinde bulunan 585 boş kovana balistik inceleme yapılmaması, mahkemenin teşhislerin usulsüz yapıldığını iddia ederek tetikçileri serbest bırakması eleştiriliyor
BU ALBÜMÜ PAYLAŞ
Erzincan Kemaliye'ye bağlı Başbağlar Köyü'nde yaşanan katliamın 27. yıldönümü… Madımak katliamından üç gün sonra Başbağlar Köyü'nde 28 kişi kurşuna dizildi, evlerinde bulunan Nazife Baltacı ve 13 yaşındaki oğlu İbrahim Baltacı ile Nurettin Aydın, Şakir Aydınlı ve Süleyman Orhan yakılarak katledildi.
BAŞBAĞLAR KATLİAMININ KRONOLOJİSİ
5 Temmuz 1993 - Saat 20:00 Teröristler; Başbağlar Camii'nde akşam namazı kılan ve silah zoruyla evden getirilen 30 erkeği köyün çıkışına götürdü. Kadın ve çocuklar da köyün başlangıcında bulunan Övçe Deresi'ne götürüldü.
5 Temmuz 1993- Saat 20:45 Teröristler evleri yakmaya başladı. Bu esnada Başbağlar Camii ve Başbağlar İlkokulu da yakıldı. Evde bulunan Nazife Baltacı ve 13 yaşındaki oğlu İbrahim Baltacı ile Nurettin Aydın, Şakir Aydınlı ve Süleyman Orhan yanarak şehit oldu.
5 Temmuz 1993- Saat 20:48 Teröristler tek sıra dizdikleri erkekleri taramaya başladı, 30 kişiden 27'i şehid edildi, üç kişi yaralı kurtuldu.
5 Temmuz 1993- Saat 20:50 Teröristler yaktıkları minibüsün içine girmek istemeyen Hasan Sandıkçı'yı da kurşunlayarak şehid etti.
Erzincan Kemaliye'ye bağlı Başbağlar Köyü'nde yaşanan katliamın üzerinden 27. yıl dönümü… Madımak katliamından üç gün sonra Başbağlar Köyü'nde 28 kişiyi kurşuna dizildi, evlerinde bulunan Nazife Baltacı ve 13 yaşındaki oğlu İbrahim Baltacı ile Nurettin Aydın, Şakir Aydınlı ve Süleyman Orhan yakılarak katledildi.
BAŞBAĞLAR KATLİAMININ KRONOLOJİSİ
5 Temmuz 1993 - Saat 20:00 Teröristler; Başbağlar Camii'nde akşam namazı kılan ve silah zoruyla evden getirilen 30 erkeği köyün çıkışına götürüldü. Kadın ve çocuklar da köyün başlangıcında bulunan Övçe Deresi'ne götürüldü.
5 Temmuz 1993- Saat 20:45 Teröristler evleri yakmaya başladı. Bu esnada Başbağlar Camii ve Başbağlar İlkokulu da yakıldı. Evde bulunan Nazife Baltacı ve 13 yaşındaki oğlu İbrahim Baltacı ile Nurettin Aydın, Şakir Aydınlı ve Süleyman Orhan yanarak şehid oldu.
5 Temmuz 1993- Saat 20:48 Teröristler tek sıra dizdikleri erkekleri taramaya başladı, 30 kişiden 27'i şehid edildi, üç kişi yaralı kurtuldu.
5 Temmuz 1993- Saat 22:00 Yukarı Umutlu Köyü imamı Mahmut Fidan, yangın sırasında yükselen dumanları ve evlerde patlayan tüpleri seslerini haber vermek için Başpınar Köyü Jandarma Karakol Komutanlığı'nı aradı.
Başpınar Köyü Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Nafiz Canbaz telefona dahi bakmadı.
6 Temmuz 1993- Saat 10:10 Devlet yetkilileri, katliamdan 14 saat sonra Başbağlar Köyü'ne geldi, olay yeri incelemesini savcı yerine asker yaptı!
6 Temmuz 1993- Saat 14:00 Şehitlerimiz, Köy Hizmetleri'ne ait iki kamyon ve bir pikap içerisine üst üste atılarak 30 kilometre uzaklıkta bulunan Başpınar'a götürüldü ve defnedildi.
İHMALLER
- Jandarma telefonla aranmasına rağmen olaydan 14 saat sonra sabah 10.10'da köye gitti.
- Katliamda ölenlerin otopsisi dahi yapılmadı.
- İş makineleri evleri delil bırakmamak için dozerle dümdüz etti.
- 210 hanenin 191'i yandı. Olay yerinde 585 boş kovan bulundu, kovanlara balistik incelemesi yapılmadı.
5 Temmuz 1993- Saat 22:00 Yukarı Umutlu Köyü imamı Mahmut Fidan, yangın sırasında yükselen dumanları ve evlerde patlayan tüpleri seslerini haber vermek için Başpınar Köyü Jandarma Karakol Komutanlığı'nı aradı.
Başpınar Köyü Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Nafiz Canbaz telefona dahi bakmadı.
6 Temmuz 1993- Saat 10:10 Devlet yetkilileri, katliamdan 14 saat sonra Başbağlar Köyü'ne geldi, olay yeri incelemesini savcı yerine asker yaptı!
6 Temmuz 1993- Saat 14:00 Şehitlerimiz, Köy Hizmetleri'ne ait iki kamyon ve bir pikap içerisine üst üste atılarak 30 kilometre uzaklıkta bulunan Başpınar'a götürüldü ve defnedildi.
YAPILAN İHMALLER NELERDİ?
- Jandarma telefonla aranmasına rağmen olaydan 14 saat sonra sabah 10.10'da köye gitti.
- Katliamda ölenlerin otopsisi dahi yapılmadı.
- İş makineleri evleri delil bırakmamak için dozerle dümdüz etti.
- 210 hanenin 191'i yandı. Olay yerinde 585 boş kovan bulundu, kovanlara balistik incelemesi yapılmadı.
- Nazife Baltacı ve 13 yaşındaki oğlu İbrahim Baltacı, Nurettin Aydın, Şakir Aydınlı ve Süleyman Orhan naaşlarına ulaşılmadı.
- Başpınar Köyü Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Nafiz Canbaz'ın, köylülere kaleşnikof silah teklif ettiği tespit edildi. Başbağlar köylülerinin silahları tutanakla almak istemesi üzerine silahların verilmesinden vazgeçildi. Söz konusu olay ört-bas edildi.
- Başbağlar katliamından sonra gözaltına alınan Gürsel Aktaş, Hasan Boztaş, Ali İhsan Akgül, Cahit Aktaş, Aleattin Boztaş, Kenan Uludağ, Hayri Uludağ, Erdal Karakoç, Şahin Karakoç, Aziz Bozoğlu'nun da bulunduğu 14 sanık suçlarını itiraf etti. Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi, teşhislerin usulsüz yapıldığını iddia ederek tetikçileri serbest bıraktı.
- İtirafçı olan iki kişi PKK terör örgütüne yardım ve yataklık suçunu işlediği gerekçesiyle ceza aldı. Başbağlar davasında ise, ceza alan tek sanık olmadı.
GÜRSEL AKTAŞ: "ONLAR KÖYÜN ERKEKLERİNİ TOPLAYIP KURŞUNA DİZDİLER. BİZ DE BENZİNLİ FİTİLLERLE KÖYDEKİ EVLERİ ATEŞE VERDİK"
Başbağlar katliamından 6 gün sonra ifadesi alınan sanık Gürsel Aktaş, "Ben TİKKO sempatizanıyım. 5 Temmuz gecesi Başbağlar'da iki PKK grubuyla birlikte eyleme katıldık. Onlar köyün erkeklerini toplayıp kurşuna dizdiler. Biz de benzinli fitillerle köydeki evleri ateşe verdik" dedi.
Gazeteci Murat Alan; Akit Gazetesi'nde Gürsel Aktaş'ın, 11 Temmuz 1993 tarihinde alınan ifade tutanağını yayınlamıştı. Aktaş ifadesinde; PKK'lılarla toplantı yaptıklarını, örgütün Sivas olaylarının intikamının alınacağı iddiasıyla kendilerine görev verdiğini açıkladı.
Aktaş, PKK tarafından kurulmuş sözde köy meclisine seçildiğini belirterek, "Ben 1993 yılına kadar TKPM/L (TİKKO) örgütünün görüşlerini sempatizan olarak benimsemekteydim. 1993 yılının yaz aylarında köyümüze PKK mensubu gruplar gelmeye başladı. Silahlı grup bir süre sonra köyümüze tekrar geldi. İlkokulun bahçesinde tüm köyün erkeklerini topladılar. Tekmil çekildikten sonra Delil kod grup liderine dönerek, 'Köylü toplantı için hazırdır komutanım' dedi. Bu lider bize dönerek, 'Bu Sivas'ta yapılan katliam Kürt halkımıza yapılmıştır. Artık olay Alevi-Sünni, Kürt-Türk sorunu haline gelmiştir. Faşist T.C. bizim halkımızı sindirmeye çalışıyor. Ama bizim halkımız sahipsiz değil. Bizim 40 bin militanımız var, sizler de bizi destekleyeceksiniz, biz öldürülen yoldaşlarımızın kanını yerde koymayacağız. Biz de Başbağlar köyünde misilleme yapacağız' dedi."
"30 TERÖRİSTLE ZÜLÜFYURDU ORMANINDA BULUŞTUK"
Gürsel Aktaş, kendisi dahil yedi kişinin köyden seçildiğini, bir başka köyden seçilenlerle birlikte eyleme katıldıklarını ifade ederek, "Ben, Hasan Boztaş, Kerem Elmas, Kenan Bozoğlu, Aziz Bozoğlu, Ali Akgül, Alaatin Boztaş. Daha sonra biz 7 kişi gönüllü bu eyleme katılacağımızı belirttik. Daha sonra Hasan Boztaş'ı bizden yani köylü gruptan biraz uzağa çağırdılar. Ona Koçkozluca Köyü'ne götürmek üzere bir not verdiler. Boztaş aynı akşam Koçkozluca köyüne gitti. Grup lideri tüm köylünün yanında bu eyleme Koçkozluca köyünden Metin Bozoğlu, Şahin Koç, Erdal Karakoç, Hayri Uludağ, Ağa Uludağ, Nihat Uludağ isimli şahısların da katılacağını söyledi. Hasan Boztaş Koçkozluca köyünden 5 Temmuz sabahı döndü. Yedi kişi Zülüfyurdu ormanına doğru hareket ettik. Burada toplam 30 kişi kadar olan silahlı grupla buluştuk" dedi.
"BAŞBAĞLAR'IN YAKININDAKİ MEŞELİKTE PUSUYA YATILDI"
Aktaş, Koçkozluca köyünden eyleme katılmak üzere gelen örgüt üyelerini ormanlık alanda bir süre beklediklerini, saat 17.00'de Başbağlar katliamını gerçekleştirmek üzere ormandan ayrılıp yola çıktıklarını anlattı.
Aktaş, Saat: 20.00'de Başbağlar'ın kuzeyinde bulunan köyü net bir şekilde gören meşelikte pusuya yattıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Grup lideri bizi topladı ve 'Siz 7 kişi bizle birlikte geleceksiniz, diğer köylüler de başka bir militan grubuyla gelecek' dedi. Biz aynı gün saat 17.00'de Zülüfyurdu ormanından yola çıktık. Silahlı grubun yarısı önümüzde, yarısı arkamızda aralarda 20-30 metre mesafe olacak şekilde yürüyorduk. Deveboynu sırtlarını takip ederek Başbağlar Köyü'nün kuzeyinde bulunan ormanlık alana köyü görecek bir yere saat 20.00 sıralarında gelip yerleştik."
"ERKEKLERİ ÖLDÜRECEĞİZ, SİZ DE EVLERİ YAKACAKSINIZ"
Aktaş; 'Delil' kod adlı teröristin iki farklı kol halinde ilerleyip pusuya yatan teröristlere telsizle direktif verdiğini belirterek, eylemin son talimatlarının burada verildiğini söyledi. Gürsel Aktaş, "Burada biraz bekledik. Delil Kod elinde buluna telsizle bir çağrı yaptı. Diğer gruba 'Siz köyün girişi çıkışını tutabilecek bir alana yerleşin, önce telefon hattını kesip evlerde bulunan şahısları toplayın, kadın ve çocuklara dokunmayın, burada bulunan erkekleri köyün çıkışına getirin, sonra da evleri yakın' dedi. Zülüfyurdu ormanında bize 'Erkekleri toplayıp öldüreceğiz, sizler de evlerin yakılmasına yardım edeceksiniz' diye görev vermişlerdi" dedi.
ERKEKLERİN DİRENMEMESİ İÇİN "KONUŞMA YAPIP GİDECEĞİZ" DENİLDİ
Aktaş, Başbağlar köyünün aşağısında bulunan diğer grubun telefon hattını kestikten sonra işaret vermek için iki üç el ateş ettiğini ve eylemin bu şekilde başladığını belirterek, şunları söyledi:
"Biz de köyün yukarı mahallesine doğru indik. Bizim yanımızda 10 kadar silahlı militan kaldı. Diğer 20 kişi ise köye indi. Ben kadınlar ve çocukları nerede topladıklarını görmedim. Ama ağlaşma ve bağrışma seslerini duyuyordum. Köyde bulunan bütün erkekleri köyün çıkışına doğru götürdüler. Bu erkekleri götürürken direniş ile karşılaşmamak için onlara 'Şurada köyün çıkışında bir konuşma yapıp gideceğiz' dediler. Bu yüzden köydeki hiçbir erkek direnişte bulunmadı."
ATEŞ SERBEST SESİYLE ÇIĞLIKLAR YÜKSELDİ
"Onları köyün çıkışında bir yere topladılar. Ben karanlıktan dolayı göremiyordum ama konuşma seslerini duyabiliyordum. Kod ismini bilmediğim grup lideri erkeklerle konuşuyordu. 'Burası Kürdistan toprakları, sizleri bu topraklardan kovacağız. Dinciler Sivas'ta bizim halkımızı kırdılar, katliam yaptılar. Biz de bu olayın kanını yerde bırakmayacağız' dedi. Az sonra ise 'Ateş serbest' diye bir ses duydum, yoğun bir ateş başladı."
Aktaş, köyün erkeklerinin uzun namlulu silahlarla kurşuna dizilmesinden sonra kendi grubunun da harekete geçtiğini,, daha önce kendilerine anlatıldığı gibi benzine bulanmış fitilleri evlerden içeriye atmaya başladıklarını söyledi.
Gürsel Aktaş, "Aynı anda bizim yanımızda bulunan 10 kişi kadar grupla birlikte köye indik. Benzin bidonları ile kalın yuvarlak yassı yağlı fitiller getirmiştik. Silahlı militanlar bize bu fitilleri dağıttı. Bu fitilleri benzine batırdık. Bana toplam 9 tane kadar fitil verdiler. Ben bu fitilleri evlerin pencerelerinden ileri, samanlık bölümlerine veya camları kırmak suretiyle ev içlerine attım. Ama bir tanesini yakamadan boşluğa attım. Köyün her tarafından ateş yükselmeye başladı. Grup hatırlayamadığım marşlar söylüyordu. Tüm köy alevler içinde yanıyordu" dedi.
"30 KADAR TC VATANDAŞINI CEZALANDIRDIK"
Aktaş, eylemin iki grup liderinin havaya ateş açmasıyla sonlandığını ve köyü terk ettiklerini ifade etti. Aktaş, şunları söyledi:
"Önce bizim bulunduğumuz grup lideri havaya iki üç defa ateş etti. Arkasından aşağıda bulunan gruptan iki üç el ateş edildi. Bunun üzerine 'Eylem bitti çekiliyoruz' dediler.
Köyden Karataş'a doğru yamaçlardan uzaklaştık. Biz yine grubun orta kısmında gidiyorduk arkadaki grubu göremiyorduk. Zannedersem onlar başka bir istikamete gitti. İsmini yazdırdığım diğer milisleri göremedim ama onların da eyleme katıldığını kesin olarak biliyorum. Bizim grup Kendirlik ormanına geldi. Eylem 5 Temmuz 1993 günü saat 20.00-20.30 sıralarında başladı saat 22.00 sıralarında sona erdi. Olaydan sonra 1 buçuk saat yürümek suretiyle Kendirlik ormanına geldik. Burada grubun lideri bizi toplayıp eylem hakkında konuşma yaptı. '30 kadar T.C. vatandaşını cezalandırdık' şeklinde konuştu. Daha sonra grup bizden ayrıldı, biz de 7 kişi köye gittik. 30 kadar masum vatandaşın öldürülmesi, tüm köyün yakılması olayına katıldığımdan dolayı vicdan azabı çekiyorum. Pişmanım, bizi kandırıp bu olaylara karıştıran militanların yakalanarak cezalandırılmasını istiyorum."
Sivas katliamından 3 gün sonra 5 Temmuz 1993 tarihinde 33 kişinin katledildiği Başbağlar Köyü'nün Dernek Başkanı Mehmet Ali Dikkaya SABAH'a konuştu: "33 kişi katledildi. Tek bir insan ceza almadı. Bu Ülkenin solcusu, aydını, entellektüeli, hayvanseveri, doğa severi, çevrecisi, tarihçisi,sanatçısı, İnsan hakları savunucuları dahil olmak üzere hepsi sessiz kaldı." Sabah Gazetesi'nden İsa Tatlıcan'ın özel haberi...
Bugün, Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde 33 sivilin teröristlerce katledildiği ve terör örgütü PKK'nın en büyük sivil katliamlarından olan Başbağlar Katliamı'nın yıl dönümü. Peki o gün Başbağlar'da neler yaşandı? Köy meydanında toplanan masum 33 insan vahşice katledildi. SHP-DYP Koalisyon Hükümeti döneminde gerçekleştirilen bu katliamda, devlet tam 14 saat sonra Başbağlar Köyü'ne ulaşabildi.
Katliamı gerçekleştirdiği iddia edilen sanıklar siyasi baskılar neticesinde serbest bırakıldı. Başbağlar Katliamı, 1990'lı yılların faili meçhul dosyaları arasında yerini aldı. Katliamın 26. yılında Başbağlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya ile konuştuk.
22 KİŞİYİ CAMİDEN ÇIKARIP KATLETTİLER
-O gün Başbağlar'da neler yaşandı?
100-150 kişilik bir terörist grubu akşam ezanını köye hakim bir noktada dinliyor ve ezan biter bitmez köye dört koldan saldırıyorlar.
Köyün giriş çıkışını tutuyorlar.Telefon hattını kesiyorlar.Bir grup köy camisini basıyor, bir grup köydeki evlerden isim isim adam topluyor, diğer bir grup evlerdeki kadın ve çocukları dereye topluyor. Bu arada köyün evlerinden soygun ve talan yapılıyor, kadınların ziynet eşyalarını topluyorlar.
Köyün çıkışındaki meydana topladıkları 30 kişiye –ki 22 kişi camiden alınıyor- 45 dakika PKK terör örgütünün propagandası yapıldıktan sonra kurşun yağmuruna tutuluyor. Olay yerinde 27 kişi şehit oluyor, 1 kişiyi yaktıkları 4 araçtan biri olan minibüsün içine atmak istiyorlar, direnince de orada şehit ediyorlar. Evleri yakıyorlar 1 kişiyi yaktıkları evlerin içine önce kurşunlayıp sonra yakıyorlar. Biri kadın,biri çocuk olmak üzere toplamda 5 kişiyi evlerle birlikte yakarak şehit ediyorlar. Toplam 33 şehit. Cami,İlkokul,öğretmen lojmanı,imam evi,köy ve mahalle odaları ve 4 araçla birlikte 191 hane tamamen yakılıyor.
GÜVENLİK GÜÇLERİ 14 SAAT SONRA MÜDAHALE ETTİ
Güvenlik güçleri neden zamanında müdahale edemedi?
Güvenlik güçleri olaydan 14 saat sonra gelebildi Yani 6 Temmuz 1993 saat 10'da.
Geldiklerinde teröristlere ulaşmak, müdahale etmek mümkün değildi çünkü herşey bitmişti. Teröristler de gitmişti.
İNCELEME YAPILMADI
Olay yerinde delillerin incelenmediği yönündeki iddialar doğru mu?
Olay yerinde deliller incelenmedi doğru. Delil de bırakılmamıştı zaten. 585 boş kalaşnikof mermisi toplanmıştı balistik incelemesi yapılmadı. Şehitlerimize otopsi de yapılmadı. Yakılan evler de dozerle yıkıldı.
SİVAS VE BAŞBAĞLAR AYNI MERKEZDEN
-Sivas katliamı ile Başbağlar katliamının aynı merkezden yönetildiği iddia ediliyor. Bu görüşe katılır mısınız?
Merhum eski Başbakan Sayın Bülent Ecevit 1997 yılında Evlerimizin temel atma töreninde "Sivas'ı da Başbağlar'ı da aynı karanlık güçler yaptı"demişti. Ancak hiç mesafe alınmadı.
AMAÇ KAOS ÇIKARMAKTI
-Sizce bu katliamı kim gerçekleştirdi?
Bütün terör örgütleri vardı ve kanaatimizce organize bir üst akıl da vardı. Türkiye'yi kaosa sokmak ve Alevi-Sünni çatışması çıkarmak isteyen kökü dışarıda örgütler.
KURGULANMIŞ BİR MAHKEME VARDI
-Katliamın faillerinin yakalandığı ancak dönemin hükümetinin etkisiyle serbest bırakıldığı iddialarına katılıyor musunuz?
Kurgulanmış mahkemeden başka bir sonuç çıkmazdı zaten.
FAİLİ MEÇHUL KALDI
-Aradan 27 yıl geçti. Katliamın sorumluları yakalandı mı?
Başbağlar katliamı tam anlamıyla faili meçhul olarak kalmaya devam ediyor.
TEK SANIK CEZA ALMADI
-Başbağlar Katliamı dosyası ne durumda?
1998 yılında kapanan dosyadan bir tane bile sanık ceza almadı. Şu anda yapılan birşey yok Hukuk anlamında.
HERKES SUSTU
-Sol çevrelerin bu katliama sessiz kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sadece sol çevreler değil; Bu Ülkenin aydını, entellektüeli, hayvanseveri, doğa severi, çevrecisi, tarihçisi,sanatçısı, İnsan hakları savunucuları dahil olmak üzere hepsi sessiz kaldı.
"Üzerimize kurşun yağdırdılar"
5 Temmuz 1993 akşam namazı sırasında teröristlerin köye gelerek 28 kişinin camiden çıkarılarak köy meydanında toplandığını anlatan Akarpınar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toplantı yapacaklarını söyleyip propaganda yapıp şu an şehitlik anıtı olan bölgeye götürdüler. Ovacık istikametinden gelen teröristlerin tahminen 60-100 kişi olduğunu daha sonra öğrendik. Bizi alana toplarken bir kısmı kadınları farklı bir alanda toplamış, bundan bilgimiz yok. Aradan yarım saat belki biraz daha fazla bir zaman geçti. Köyden birkaç el silah sesi geldi. Ondan sonra üzerimize kurşun yağdırdılar. Kurşun yağdırırken sloganlar atıyorlardı. Tabii biz de yaralandık, sabaha kadar orada kaldık. Orada bir sürü vatandaşımız komşumuz akrabamız, katledilmişti. Emniyet güçlerinin ifadesiyle yüzlerce mermi kovanı toplanmış oradan. Başbağlar köyü birilerinin adına kurban kesildi ve bu kurbanın sonucunda 33 canımızı kaybettik. Evler büyük ve küçükbaş hayvanlar, altyapısı tarihi bunun yanında cami, okul köy odaları ve tarihi ile yok edilmeye çalışıldı."
"Başbağlar bir katliam değil bir soykırım"
Başbağlar'da adeta soykırım yaşandığını aktaran Akarpınar, "Başbağlar bir katliam değil bir soykırım. Çünkü burada 33 vatandaşın içinde 13 yaşında bir çocuk annesi ve 3 vatandaşımız evlerinde diri diri yakılmak suretiyle diğer 28 köylümüz kurşunlanmak suretiyle katledildi." dedi.
Başbağlar Katliamı nedir? 5 Temmuz Başbağlar Katliamı Erzincan olayı nasıl oldu? 27.yıldır dinmeyen acı!
Türkiye’nin unutulmaz acısı Başbağlar Katliamı’nın bugün 27’inci yıldönümü olarak anılıyor. Yıllardır dinmeyen acı 27 yıl önce Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 33 sivilin teröristlerce katledildiği ve terör örgütü PKK'nın en büyük sivil katliamlarından olmuştur. On binlerce kişi internetten ‘’ Başbağlar Katliamı nedir? 5 Temmuz Başbağlar Katliamı Erzincan’da neler yaşandı?’’ sorusuna yanıt aramaya başladı. Yüreklerden silinmeyen katliama şahit edenlerden acının hala daha dinmediğini görebiliyoruz. Peki Başbağlar Katliamı olayı nedir? İşte o tarihe dair merak edilenler…
Ülkemizde unutulmayacak bir acı Başbağlar Katliamı 27. yılında o gün yanan ateş hala bugün sönmedi. Vatandaşlar '' Başbağlar Katliamı nedir, 5 Temmuz 1993'te Başbağlar Katliamlarında neler yaşandı?'' sorularının yanıtlarını internetten araştırmaya başladı. Hala daha yüreklerden dinmeyen acı bundan tam 26 yıl önce başladı. Sivil binlerce vatandaşın öldüğü bu olayda 5 Temmuz 1993 akşamı gelen PKK'lı teröristler, kadınları derede topladıktan sonra para, altın ve değerli eşyayı alarak yağmaladıkları tüm evleri ateşe verdi. Peki Başbağlar terör örgütünün neden hedefi olmuştu ve bugün neler yaşanıyor? İşte detaylar…Başbağlar Katliamı nedir,
Başbağlar Katliamı nedir?
Başbağlar'da bir köyü haritadan silecek kadar vahim bir katliam yaşandı. Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde 26 yıl önce 33 sivilin teröristlerce katledildiği ve terör örgütü PKK'nın en büyük sivil katliamlarından olan Başbağlar Katliamı'nın acısı dinmiyor. Köydeki 214 ev, cami ve okul, içindeki insanlarla birlikte yakıldı. 1'i kadın 5 kişi yandı, toplam 33 kişi şehit oldu.
5 Temmuz Başbağlar Katliamı Erzincan'da neler yaşandı?
ANNE VE ÇOCUĞU SARILARAK ÖLDÜ
13 yakınını kaybeden Muharrem Baltacı: Gözü dönmüş caniler, 13 yaşındaki yeğenim İbrahim Baltacı'yı katletti. Yengem ve yeğenim ilk kez köye gelmişlerdi. Korktukları için evden çıkamayarak yatağın altına saklanmışlardı. Daha sonra yengemi iki çocuğunu kucaklamış şekilde bir oğlu ile şehit edilmiş olarak bulduk.
Ayaklarımızın kızgın topraklara bastığını, gözümüzden kan damladığını yürümemiz durduktan sonra 40 km sonra fark ettik. Hâlâ ayaklarımızın altında ateş var ve hâlâ gözümüzden kan damlıyor acılar dinmiyor... Bir köyde dozerlerle ceset arandığı nerede görülmüş? 1993 yılına kadar Türkiye'de ilk defa bir ibadethaneye baskın yapılmıştır. İnancımıza sıkılan kurşunların hesabının sorulmasını istiyoruz.
Başbağlar mağdurlarının avukatı Hüsnü Tuna: Sivas ve Başbağlar katliamı, 28 Şubat darbesinin zeminini hazırlamak için planlanmış, Özellikle irticai tehlikenin birinci sıraya çıktığını teyit etmeye çalışan operasyon olarak palanlandı.
Sivas'ta Alevi vatandaşların ağırlıkta olduğu bir katliam gerçekleştirildi. Sivas olayı gerçekleşmeden 29 Haziran'da Tunceli Ovacık'taki birkısım köylerde Başbağlar'da operasyona gideceklerine dair DHKP-C ve PKK'lı teröristler olduğu mahkeme dosyasına girdi. Başbağlar, Sivas olayından sonra spontane gerçekleşmiş bir olay değil.
Başbağlar katliamını görenler teröristlerin köyü yaktığına jandarmaya haber veriyor, kimse gelmiyor. Jandarma, Başbağlar'a geldikten sonra köylülere kasayla kaleşnikof teslim ediyor. Köylüler, 'Bu silahları ne yapacağız' diyor, muhtar tutanaksız bu silahları almayacağını söylüyor.
Jandarma köylülere 'Bu silahlarla kendinizi koruyun' diyor. Silah verilerek yakınında bulunan Alevi köyüne köylülerin saldırması hedefleniyor. Başbağlar davası 28 Şubat darbe hazırlıklarına kurban edilmiştir.
BİR GECEDE 33 CAN KATLEDİLDİ
5 Temmuz 1993- 20.00
Teröristler; Başbağlar Camisi cemaatinden 30 erkeği köyün çıkışına götürdü.
20.45
Evler, cami ve ilkokul yakıldı. Nazife Baltacı, oğlu İbrahim Baltacı ile Nurettin Aydın, Şakir Aydınlı ve Süleyman Orhan yanarak şehit oldu.
20.48
27 erkek kurşuna dizilerek şehit edildi.
20.50
Yakılan minibüse girmek istemeyen Hasan Sandıkçı'yı şehit edildi.
22.00
İmamı Mahmut Fidan, Başpınar Köyü Jandarma Karakol Komutanlığı'nı aradı. Karakol Komutanı Başçavuş Nafiz Canbaz telefona dahi bakmadı.
ÖLENLERİN OTOPSİLERİ DAHİ YAPILMADI
Ölenlerin otopsisi dahi yapılmadı.
210 hanenin 191'i yandı. İş makineleri evleri delil bırakmamak için dozerle dümdüz etti.
Olay yerinde 585 boş kovan bulundu, kovanlara balistik incelemesi yapılmadı.
Nazife Baltacı ve 13 yaşındaki oğlu İbrahim Baltacı, Nurettin Aydın, Şakir Aydınlı ve Süleyman Orhan naaşlarına ulaşılmadı.
Başçavuş Nafiz Canbaz'ın, köylülere kaleşnikof silah teklif ettiği tespit edildi. Başbağlar köylülerinin silahları tutanakla almak istemesi üzerine silahların verilmesinden vazgeçildi. Söz konusu olay ört-bas edildi.
14 sanık suçlarını itiraf etti. Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi, teşhislerin usulsüz yapıldığını iddia ederek tetikçileri serbest bıraktı.
İtirafçı iki kişi, PKK'la yardım ve yataklık suçunu işlediği gerekçesiyle ceza aldı. Başbağlar davasında ise, ceza alan tek sanık olmadı.
Başbağlar Katliamı'nın acısı dinmiyor... Üzerinden 27 yıl geçti...
Başbağlar katliamında çarpıcı iddia: Katliam günü ABD helikopterleri...
Sivas Madımak katliamından üç gün sonra gerçekleşen Erzincan’da 33 vatandaşın kurşuna dizilip yakıldığı Başbağlar katliamında ABD parmağı. Sanıkları serbest kalan katliamda, vahşetin yaşandığı gün Başbağlar semalarında ABD helikopterlerinin uçtuğu iddia edildi
Erzincan Kemaliye'ye bağlı Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993'te yaşanan katliamın üzerinden 27 yıl geçti. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok ve Uğur Mumcu cinayetleri ile Sivas Madımak katliamı gibi Başbağlar katliamı da 28 Şubat davasının gerekçeli kararında 28 Şubat sürecinin bir parçası olarak yer aldı. 2 Temmuz 1993'te yaşanan Sivas Madımak katliamından üç gün sonra Başbağlar köyünde 28 kişiyi kurşuna dizilmiş, evlerinde bulunan Nazife Baltacı ve 13 yaşındaki oğlu İbrahim Baltacı ile Nurettin Aydın, Şakir Aydınlı ve Süleyman Orhan yakılarak katledilmişti.
Başbağlar katliamının 27. yılı
ÇEKİÇ GÜÇ ORADAYDI
Sanıkları serbest bırakılan ve hiçbir sonuç alınamayan o katliama ilişkin en çarpıcı bilgi ise 25 yıl sonra o köyün dernek başkanından geldi. Başbağlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, katliamın yaşandığı 5 Temmuz 1993 günü OHAL kapsamında olmadığı halde Başbağlar semalarında ABD helikopterlerinin uçtuğunu söyledi. Dikkaya, soruşturmanın Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından yeniden açılması gerektiğini belirterek, "Sivas ve Başbağlar olaylarının birlikte planladığını düşünüyoruz. Alevi ve Sünni çatışması çıkartılmak istendi. Cenazelerimizin üzerine üç bildiri bırakıldı. Bildirilerde; 'Sivas ve Dersim'in intikamı alındı' ifadeleri yer aldı. 5 Temmuz 1993'te ABD'nin oluşturduğu Çekiç Güç'ün, Başbağlar semalarında ne işi vardı? Başbağlar OHAL dışında bir köy olmasına rağmen Çekiç Güç helikopteri olay günü Başbağlar semalarındaydı" diye konuştu.
SİLAH TEKLİF ETTİ
Başbağlar mağdurlarının avukatı Cüneyt Toraman da Sivas ve Başbağlar'ın birlikte planlandığını belirterek, Başbağlar'da bunun sağlanması için Başpınar Köyü Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Nafiz Canbaz'ın, köylülere kaleşnikof silah teklif ettiği tespitinin yapıldığını söyledi.
Başbağlar köylülerinin silahları tutanakla almak istemesi üzerine silahların verilmesinden vazgeçildiğini belirten Toraman, "Söz konusu olay ört-bas edildi. Gözaltına alınan Gürsel Aktaş, Hasan Boztaş, Ali İhsan Akgül, Cahit Aktaş, Aleattin Boztaş, Kenan Uludağ, Hayri Uludağ, Erdal Karakoç, Şahin Karakoç, Aziz Bozoğlu'nun da bulunduğu 14 sanık suçlarını itiraf etti. Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi, teşhislerin usulsüz yapıldığını iddia ederek tetikçileri serbest bıraktı. İtirafçı olan iki kişi PKK terör örgütüne yardım ve yataklık suçunu işlediği gerekçesiyle ceza aldı. Başbağlar davasında ise, ceza alan tek sanık olmadı" diyerek soruşturmadan hiçbir sonuç alınamadığını dile getirdi.
İNCELEMEDİLER BİLE
Başbağlar mağdurlarının avukatı Cüneyt Toraman ise soruşturmada ihmaller zinciri olduğunu belirtiyor. Sivas olaylarını kışkırtmakla görevlendirilenlerin, Başbağlar'a doğru yola çıktığını ve bu katliamı organize ettiğini belirten Toraman ihlalleri şunları anlattı:
Naaşlar iş makineleriyle arandı. Katliam sonrası olay yeri incelemesini savcı yerine orada görevli bir asker yaptı. Olay yerinde bulunan 500 küsur boş kovanla ile ilgili balistik incelemesi bile yapılmadı.
KATLİAMIN EN KÜÇÜK TANIĞI OLDU
Erzincan Kemaliye'ye bağlı Başbağlar köyüne gelen 30 kişilik terörist grubun, camide bulunan köy erkeklerini kurşuna dizdikten sonra yakarak katlettiğini söyleyen Eyüp Aydınlı (34) ise o gün 9 yaşında bir çocuk olarak yaşadığı vahşetin izlerini geçen 27 yılda hiç unutmadığını söylüyor. Teröristlerin kendisi ve kadınları köy deresinde toplayıp, köydeki erkekleri katlettiğini anlatan Aydınlı, dedesi ve eniştesinin naaşının 27 yıldır bulunamadığını belirterek suçluların bulunup cezalandırılsın istiyor.