Başkan Erdoğan'dan yerel seçimin işaret fişeği: Yeniden İstanbul
Başkan Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda muhalefe sert tepki gösterdi, yerel seçimler konusunda net mesajlar verdi. Seçimden sonra muhalefet kanadında değişen bir şey olmadığını, sadece figüranların değiştiğini belirten Başkan Erdoğan, yerel seçimler konusunda "Bugün bir başlık atıyorum. Yeniden İstanbul. Cumhur İttifakı olarak yolumuza güçlü şekilde devam edeceğiz." dedi.
Başkan Erdoğan'dan yerel seçimin işaret fişeği: Yeniden İstanbul
Giriş Tarihi: 29.11.2023 12:12 Güncelleme Tarihi: 29.11.2023 13:15
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yerel seçim mesajı! Yeniden İstanbul,
Başkan Erdoğan'dan katil Netanyahu'ya sert sözler: Gazze Kasabı!
Son dakika haberleri... Başkan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Grup Toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. İşgalci İsrail'in Gazze'de uyguladığı katliama tepki gösteren Erdoğan bu utancın silinmeyeceğini belirterek, "Gazze Kasabı Netanyahu" çıkışını yaptı. Erdoğan CHP ve İP'e yüklenerek, "Türk siyaseti böyle bir manzarayı hak etmiyor" dedi.
İşte Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar...
Türkiye Yüzyılı'nın inşası için gece gündüz demeden çalışan, koşan, koşturan tüm kardeşlerime şahsım ve partim adına selamlarımı iletiyorum. 7 güzel adamdan biri merhum Erdem Beyazıt duygularımıza ne güzel tercüman oluyor, Müslüman yürekler bilirim daha, kızdımı cehennem kesilir, sevdimi cennet. Eller bilirim haşin, hoyrat, mert. Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır. Her kırışığı sorulacak hesabı, her çizgisi tarihden bir yaprağı anlatır. Evet yine sizlerin vasıtasıyla alınlarındaki her kırışık zalimlerden sorulacak bir hesabı anlatan Filistinli kardeşlerimi, Gazze'nin mazlum ve mağrur insanlarını en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
Babalara gözü gibi sakındıkları yavrularının parçalarını toplattılar. Gıdasını, yakıtını, ilacını, ekmeğini, elektriğini, suyunu, iletişimini kesip 360 kilometrelik açık hava hapishanesine sıkıştırdıkları 2,3 milyon insana adeta soykırım uyguladılar.
"GAZZE KASABI NETANYAHU"
Gazze'deki binaların 3'te 2'si yıkıldı veya tahrip oldu, ya da kullanılamaz hale geldi. Gazze'deki sağlık ve eğitim alt yapısı tamamen çökmüş durumda. Gazze'de son asrın en büyük mezalimlerinden birini yapan Netanyahu adını tarihe şimdiden "Gazze kasabı" olarak yazdırmıştır. Bu kara leke sadece Netanyahu'nun değil ona koşulsuz destek veren herkesin alnına yapışmıştır. Bu utanç lekesi hiçbir zaman temizlenmeyecektir. Gazze'de işlenen insanlık ve savaş suçlarını da bir ikisi hariç Batılı ülkelerin tepkisizliğini de asla unutmayacağız. İsrail yönetiminin insanlık vicdanı yanında uluslararası hukuk önünde hesap vermesi için mevcut tüm yolları deneyeceğiz.
İSPANYA'YA GAZZE TEBRİĞİ
Türkiye olarak tarih boyunca olduğu gibi bugün de tüm inkanlarımızla Gazzeli kardeşlerimizin yanındayız. Uluslararası temaslarımızın ilk ve en önemli konusu Gazze'deki savaştır. Son olarak Cezayir seyahatimizde Cumhurbaşkanı Tebbun ile ardından hafta sonu ülkemizi ziyaret eden Lübnan Başbakanı Sayın Mikati ile bu meseleyi tüm yönleriyle konuştuk. İspanya Başkanı Sayın Sanchez ile telefon görüşmemizde Gazze'yi ele aldık. Bu konudaki dik ve dirayetli duruşu için İspanya'yı tebrik ediyorum.
BÖLGEYE YARDIM
Gazze'nin ihtiyaç duyduğu malzemelerin bir kısımının bölgeye ulaştırılmasından memnuniyet duyuyoruz. Ancak içeriye girmesine izin verilen yardım miktarı Gazze halkının asgari ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaktır. Netanyahu yönetiminden gelen açıklamalar insanı aranın kalıcı ateşkese tahfil edilmesi yönündeki umutlarımızı azaltmaktadır. İsrail kamuoyu nezdinde iyice köşeye sıkışan Netanyahu'nun siyasi ömrünü uzatmak için daha çok kan dökmesinin, daha fazla can almasının önüne mutlaka geçilmelidir. Netanyahu, Gazze'de işlediği cinayetlerle antisimitizmi körükleyerek İsrail halkı ile birlikte tüm Yahudilerin güvenliğini tehlikeye atıyor. Dünyada antisimitizm ile birlikte İslam düşmanlığı da yükseliyor.
Batılı liderlerin Hamas bahanesi ile Filistinlileri şeytanlaştıran sorumsuz söylemlerinin bedelini ise bu ülkelerde yaşayan göçmenler ödüyor. Pazar günü ABD'de üç Filistinli öğrenciye yönelik menfur saldırı bunun son örneğini teşkil etti. Çoğu zaman fanatik denilerek, akli dengesi bozuk denilerek veya aşırı sağcı denilerek önemsizleştirilmeye çalışılan bu teröristlerle mücadelede Batılı devletlerin isteksiz davrandığını biliyoruz. Gazze krizinin başından beri sergiledikleri çifte standart Müslümanlara yönelik nefret suçlarının cezasız kalmasında kanuni boşluklardan ziyade başka senaryoların devreye girdiğine işaret ediliyor. Kur'an-ı Kerim'i yakan menfurlara fikir özgürlüğü, bu kılıf altında gösterilen musamakar tavır kesinlikle iyi niyetli değildir. Anlaşılan geçmişte Musevilere ve Romanlara yapıldığı gibi bugün de bir Müslüman sorunu icat edilmeye çalışılmaktadır. Çoğu Avrupa'da olmak üzere 7 milyon insanı yurt dışında yaşayan bir ülke olarak tüm bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Tek bir vatandaşımızın dahi burnunun kanamasına izin vermeyeceğiz.
Türkiye, devleti ve milleti ile Filistinli kardeşlerinin yanındadır. 29 Kasım Filistin halkı ile uluslararası dayanışma günü vesilesiyle bir kez daha bölgemize barış ve huzurun ancak 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti'nin kurulmasıyla mümkün olduğunu hatırlatmak istiyorum.
7 ARALIK'TA YAPILACAK YUNANİSTAN ZİYARETİ
Almanya ile 50 milyar dolar seviyesinde olan ikili ticaretimizi kısa sürede 60 milyar dolara çıkarmak istiyoruz. Cezayir ile bu sene 6 milyar doları bulacak ticaret hacmimizi ise inşallah 10 milyar dolar seviyesine taşımayı hedefliyoruz. Önceki gün Maldivler Cumhurbaşkanını bu ülkeden devlet başkanı düzeyinde bir ilki teşkil eden ziyareti vesilesiyle Ankara'da ağırladık. Maldivler ile de turizm, savunma ve ekonomik iş birliğimizi geliştireceğiz.
Dış politikada dostlarımızın sayısını artırma, hasımlarımızın sayısını azaltma stratejimizi başarıyla uyguluyoruz. Buradaki çizgimiz gayet açıktır biz diplomasiyi bir taraftan kaybettiği diğer tarafın kazandığı sıfır toplamlı bir oyun olarak görmüyoruz. Diplomasi her iki tarafında makul bir çizgide buluşarak kazançlı çıktığı kazan-kazan ilkesinin hayat bulduğu önemli bir imkandır. Ülkeler arasında anlaşmazlıkların, uyuşmazlıkların olması gayet doğaldır. Aslolan bu ayrılıkları kör düğüme dönüşmeden çözme iradesidir. İşte biz buna sahibiz. Oturup konuştuğumuzda özellikle komşularımızla aşılamayacak hiçbir sorunumuz olmadığı inancındayız.
7 Aralık'ta yapmayı planladığımız Yunanistan ziyaretine de yaklaşımımız bu yöndedir. Komşumuz Yunanistan ile ihtilaflarımız dün de vardı yarın da olacak. Aynı şekilde bu ihtilaflardan çıkar sağlama peşinde koşanlar da olacak. Ama bu gerçek aynı denizi, aynı iklimi, aynı coğrafyayı paylaşan iki komşu ülke olarak ortak paydada buluşamayacağımız anlamına asla gelmiyor. Karşılıklı güven esasına dayalı olarak iş birliğimizi geliştirebileceğimiz pek çok başlık vardır. Ziyaretimizde bunlara odaklanma niyetindeyiz. Yunanistan seyahatimizin şimdiden ülkelerimiz arasında yen bir sayfanın açılmasına vesile olmasını diliyorum.
MERKEZ BANKASI'NDAN YATIRIM ADIMI
Türkiye inovasyon haftası kapsamında iştirak ettiğimiz inovaLig ödül töreninde ülkemizin yenilikçilik ekosisteminin ulaştığı seviyeyi bizzat görme fırsatı bulduk. Çeşitli kategorilerde ödül alan şirketlerimizi buradan bir kez daha tebrik ediyorum. Türk özel sektörü ile inanın ne kadar gurur duysak azdır. Muhalefetin ve ülkemizdeki mandacı ekonomistlerin sürekli karamsarlık zerkeden propagandalarına rağmen hamdolsun firmalarımız dünya çapında başarılara imza atıyor. Bilhassa savunma ve bilişim alanında faaliyet gösteren şirketlerimiz inovasyon konusunda diğer firmalarımıza da ilham kaynağı oluyor. Devletimizin teşvikleri sayesinde tüm Türkiye sathında adeta bir ihracat ve üretim seferberliği yaşanıyor. Küresel ekonomideki zorluklara, bölgemizdeki patlak veren krizlere, 6 Şubat depremlerinin olumsuz etkilerine rağmen yakaladığımız bu ivmeyi çok değerli bulduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum. Bu iklimin güçlenmesi için iş dünyamıza her türlü desteği sağlıyoruz.
Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve inovasyon odaklı çalışan her girişimcimizin yanındayız. Geçen hafta Merkez Bankamız bu amaçla önemli bir karar aldı. Yeni yatırım taahhütlü avans kredisi programına yıllık 100 milyar Türk lirası limit tahsis edildi. Program kapsamında 3 yıl boyunca toplam 300 milyar lira limit ayrılacak. Böylece yatırımcılar çok uygun koşullarda finansmana erişim imkanı elde edecekler. Ayrıca ihracatçılarımız için günlük reeskont kredi limitlerini 10 kat artırarak 3 milyar lira seviyesine çıkardık.
MERKEZ BANKASI BRÜT REZERVLERİ AÇIKLAMASI
Her iki kararın başta ihracatçılarımız olmak üzere özel sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum. Merkez Bankası brüt rezervlerimizin eylül 2014'ten bu yana ilk kez 134,5 milyar dolara çıktığının müjdesini de sizlerle paylaşmak istiyorum. Sadece bunlarla yetinmiyoruz Meclis'e sunduğumuz yeni kanun teklifinde ihracatın desteklenmesinden döviz kıskandırıcı işlerin teşvikine kadar pek çok düzenleme yer alıyor. Yurt dışında şirket kurmuş müteşebbislerimizin buralardan kazandıklarını ülkemize getirmelerini teşvik eden yeni düzenlemeleri devreye alacağız.
"DEPREM FIRSATÇILARINA GÖZ AÇTIRMAYACAĞIZ"
Bir diğer konu başlığımız deprem bölgemizde fahiş fiyat uygulayanlara yönelik müeyyidelerdir. Açıkçası biz böyle bir meseleyi konuşmaktan bile icap duyuyoruz. Ama ülkemizde maalesef depremi siyaseten fırsata çevirmek isteyenler olduğu gibi ekonomik kazanca dönüştürmek isteyen tamahkarlar da var. Milletin acısını istismar eden deprem turistleri son seçimlerde sandıkta derslerini aldılar, milli iradenin şamarını yediler. Ekonomik hayattaki deprem fırsatçılarına da biz göz açtırmıyoruz. Bilhassa yapı malzemeleri ve yapım işlerinde piyasa gerçekleriyle izah edilmeyecek fahiş fiyatlar söz konusu. Öyle durumlar var ki, aynı malzeme aralarında 60-70 kilometre olan iki şehrimizde yüzde 20, yüzde 30 fiyat farkıyla satılıyor. Tamamen aç gözlülükten kaynaklanan bu çarpıklığın bu vicdansızlığın üzerine gitmekte kararlıyız. Genel afet bölgesi ilan edilen yerlerde 2025 yılı sonuna kadar mevcut cezaların 10 kat daha ağır uygulanmasını sağlayacağız.
Fırsatçılarla mücadele ederken deprem konutlarını tamamlamak için bölgede fedakarca çalışan firmalarımıza da her türlü desteği vereceğiz. Deprem felaketi sonrası oluşan yoğun talebin yapım işlerinde maliyetleri artırdığının farkındayız. Bu süreçte şirketlerimize yardımcı olmak adına yapım işlerine ek fiyat farkı ve süre uzatımı verilmesine imkan tanıyoruz. Özellikle depremden önce ihale edilen yapım işi sözleşmelerinin zamanında tamamlanmasında sorunlar yaşandığını gördük. Yatırımların planlanan sürede tamamlanması için devlet olarak bu konuda da hem kolaylık gösteriyor hem de yük alıyoruz. Bizim görevimiz işini düzgün yapana destek olmak, aşırı kar peşinde koşanlara da fırsat vermemektir. Deprem bölgesinde yürütülen inşa ve ihya çalışmalarına yaklaşımımız bu yöndedir.
"MARJİNAL KAMPANYALARIN HİÇBİR TEMELİ YOK"
İstanbul Sözleşmesi'nden ülkemizin çekilmesine dair yürütülen marjinal kampanyalar hiçbir temeli yoktur. Amaçları kadına şiddetle mücadele değildir. PKK'ya sempati duyanla opera yapmayı maharet saydılar. Biz şehit analarıyla yol arkadaşıyız. Sapkın ve sapık akımların en büyük destekçilerinin temel hedefi toplumsal yapımızı çökertmektir.
Bizim gündemimizde sadece ülkeye, millete hizmet var. Muhalefetin gündeminde ise bolca ayak oyunu var. Muhalefet cenahında son zamanlarda yaşanan gelişmeleri sadece yüzümüz kızararak ve üzülerek izliyoruz. Vatandaş bırakın bunlara oy vermeyi yüzlerini dahi görmek istemiyor. Batı cephesinde değişen bir şey yok. Aynı tas aynı hamam. Şimdi de ona buna dağıttıkları gizli mutabakatları uyguluyorlar.
"VİDEO O KADAR GÜZEL BİR ALET Kİ BUNLARA MANEVRA FIRSATI VERMİYOR"
Seçim akşamı videolarla zaferlerini ilan ediyorlardı. Ama video o kadar güzel bir alet ki bunlara manevra fırsatı vermiyor. CHP'de genel başkan değişti ama siyaset yapış tarzları değişmedi. Yani figüranlar dışında hiçbir şey değişmedi. Sahne önündekiler değişti ama sahne gerisindeki akıl taneleri değişmedi. Herkesin ufku denizi kadardır. Bunların da ufku ancak bu kadar oluyor.
Gençler bugün bir başlık atıyorum: Yeniden İstanbul. Her zaman dediğim gibi bizim kuklalarla ve kuklacılarla işimiz yok. Biz kuklacıyı da parmağında oynatan üst akılla mücadele ediyoruz.