Bosna'daki vahşeti görmeyenler Arakan'a kör-sağır
Bosna’daki vahşeti görmeyenler Arakan’a kör-sağır
Giriş Tarihi: 24.10.2017 03:40 Güncelleme Tarihi: 24.07.2017 04:41
Bosna Hersek'in kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı "Bilge Lider" merhum Aliya İzzetbegoviç'in 14. ölüm yıldönümü nedeniyle Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde anma töreni düzenledi. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, İzzetbegoviç'in oğlu Bosna Hersek Başkanlık Konseyi Üyesi Bakir İzzetbegoviç ve eşi Semiha İzzetbegoviç katıldı. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
YAMYAMLAR: Medeni Avrupa'nın göbeğinde, dünyanın gözü önünde 3.5 yıl boyunca yüz binlerce vatandaşı vahşi şekilde katledilir. O, Srebrenitsa'daki tarihin en utanç verici soykırımlarından birine şahit olur. BM'nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa'ya sığınan çoğu kadın ve çocuk 8 bin 372 kişi Hollandalı askerlerce onların yamyamlarına teslim edilir. Bu yamyamlar hâlâ yaşıyor.
DRAM AYNI, ACI AYNI: Aliya'nın uğruna hayatını adadığı kavga günümüzde de sürmekte. Zaman değişse de mekanlar ve aktörler değişse de maalesef benzer acılar bugün de yaşanıyor. 7 senedir komşumuz Suriye'de şahit olduklarımızın Bosna'da yaşananlardan ne farkı var? Dram aynı, acı aynı, değişen bir şey yok. Emperyalistler, kan emiciler sömürüyü devam ettiriyor.
BAL GİBİ ÇÖZERLER: Arakan'ın halini görüyorsunuz. 650 bin Rohingyalı Müslüman Bangladeş'te yaşam mücadelesi veriyor. Çözemezler mi bu işi? Bal gibi de çözerler. Ama ölen Müslüman olduğu zaman umurlarında değil. Terör estirenler bir kısım Budistler. Müslümanların içinden çıktığı zaman terörist, ama Hıristiyanların, Musevilerin içinden çıktığı zaman ses yok. Biz Müslümanların içinden de çıksa "DEAŞ teröristtir" diyoruz. Ve DEAŞ'a karşı biz savaş veriyoruz.
SOYKIRIMA SES ETMİYORLAR: Bosna'daki vahşeti görmeyenler Arakan'daki vahşete de kör-sağır değiller mi? Srebrenitsa'daki soykırıma ses çıkarmayanlar bugün de Halep'teki, Hama'daki, Guta'daki soykırıma ses etmiyorlar. O gün kadın ve çocukların vahşice katledilmesine kayıtsız kalanlar bugün de Myanrmar'daki bu Budist terörüne benzer bir tavır takınıyor. O gün katillere alan açanlar bugün de terör örgütlerini silaha boğuyor. İnsan hakları, demokrasi, millet iradesi ve özgürlükler dün Boşnaklara çok görülüyordu. Bugün de Suriyelilere, Filistinlilere, Libyalılara lüks görülüyor. Mazlumlar ve zalimler değişse de zulmü tribünden seyredenler değişmedi, değişmiyor. Avrupa Bosna'da ölmüş, Suriye'de gömülmüştür. Sahile vuran masum çocuk bedenleri ise Batı medeniyetinin mezar taşlarıdır.
BATI FELAKETE SÜRÜKLENİYOR: Irkçılığın yükseldiği, ayrımcılığın arttığı, Neo-Nazi partilerin hükümet ortağı olacak güce ulaştığı bir Avrupa felakete doğru sürükleniyor demektir. İlkelerini kendi elleriyle boğan bir Avrupa'nın geleceği karanlıktır. Biz önce vatandaşlarımızın ve dindaşlarımızın güvenliği, sonra da tüm Avrupa halklarının esenliği için doğru bildiklerimizi açık yüreklilikle söylüyor, tıpkı Aliya gibi hakikati hesaplara kurban etmiyoruz. Avrupalı liderlerden de Türkiye'yi hedef almayı artık bir tarafa bırakıp aklıselime dönmelerini bekliyoruz. Yabancı düşmanlığını tırmandırmak kimseye fayda sağlamaz. İslam karşıtlığı üzerinden iktidar hayali kurmak kimseyi bir yere taşımaz.
REÇETE TÜRKİYE: Türkiye'siz Avrupa'nın varacağı yer yalnız, çaresizlik, iç çekişmedir. Türkiye Avrupa'ya muhtaç değil. Muhtaç olan Avrupa'dır. Kronikleşen sorunlarının reçetesi Türkiye'dir, tam üyeliktir. Ama bunun için asla taviz vermeyeceğiz. Birilerinin keyfine göre muamele edeceği kapıkulu değiliz.
'BUNLARIN CİBİLİYETİNDE BU VAR'
"(Avusturya'da havalimanında Türk vatanadaşının üzerinin köpekle aranması) Türkiye'ye gelecek olan Batı'daki vatandaşıma kalkıyorlar köpeğe üstünü arattırıyorlar. Böyle bir rezalet olabilir mi ya? Ya sen kendin arayamıyor musun? Kendin arasana, bayansa bayan polisine arat. Niye, çünkü bunların karakterinde bu var, bunların cibiliyetinde bu var. Ama bir Müslüman'da bu olamaz. Çünkü Müslüman zulmetmez, edemez."
'DAYTON ANLAŞMASI MASAYA YATIRILIR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aliya İzzetbegoviç'in Dayton Anlaşması ile ilgili "Kabul etmek zorundayım" dediğini aktararak, "Ben ne sıkıntı çektiklerini biliyorum. Böyle bir devlet anlayışının neler getirip götüreceğini bir siyasetçi olarak biliyorum. Temenni ederim ki Dayton masaya yatırılır ve oradaki sıkıntılar da bir an önce hayırlısıyla aşılır" dedi.
"ERDOĞAN ALİYA'NIN EMANETİNİ TAŞIYOR
Bosna Hersek Başkanlık Konseyi Üyesi Bakir İzzetbegoviç ise babası Aliya İzzetbegoviç'in ölüm döşeğinde kendisine "Tayyip geldi mi?" diye sorduğunu anlatarak "Tayyip Bey'e 'Bosna Hersek'i unutmayın' diye söyledi. Tayyip Erdoğan gerçekten bu emaneti taşıyor. Türkiye, Bosna Hersek'e her şekilde yardımcı oluyor" dedi. İki ülke ilişkilerinin iyi olmasının bazılarını rahatsız ettiğini belirten İzzetbegoviç, bu ilişkilerin her zaman iyi olacağını söyledi. İzzetbegoviç, konuşmasını "Yaşasın Bosna Hersek-Türkiye dostluğu" diyerek bitirdi
KATAR DIŞİŞLERİ BAKANI'NI KABUL ETTİ
Malta Büyükelçisi Carmel Vassalo ve Yunanistan Büyükelçisi Petros Mavoridis dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ayrı ayrı güven mektuplarını sundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Bin Casim El Sani'yi kabul etti.
FİLARMONİ KONSERİ SALA VE KURAN
Anma programında Saraybosna Filarmoni Orkestrası'nın Srebrenitsa ve 15 Temmuz Ağıdı'nı da seslendirdiği konserinin ardından sala ve Kuran-ı kerim okundu. Programda, Aliya İzzetbegoviç'in hayatını anlatan özel bir sunumu gösterildi. Programda TRT'de yayımlanacak Aliya dizisinin tanıtımı da yapıldı.
ALİYA'NIN ASALETİ...
Bizim onun duruş ve asaletinden öğrenecek çok şeyi var. Emperyalistler, kan emiciler sömürmeye devam ediyor. Arakan'ın haini görüyoruz. O güçlü bildiklerimiz bu işi çözemezler mi? Ama ölen Müslüman ise onlar için önemli değil. Bugün Avrupa'nın hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır. Irkçılığın arttığı, Neo-Nazi partilerinin hükümet ortağı olduğu bir Avrupa felakete sürükleniyor. Şu anki manzara bir kıyamet senaryosunu çağrıştırmaktadır. Türkiye Avrupa'ya muhtaç değil, asıl muhtaç olan Avrupa'dır. Giderek kronikleşen sorunlarının reçetesi Türkiye'dir. Türkiye'nin tam üyeliğidir. Bu böyle biline. Biz kimsenin oyuncağı değiliz, olmayacağız. Biz birilerinin keyfine göre muamele edeceği kapı kulu değiliz, olmayacağız. Tehditlerle Türkiye'yi esir alacağını sananlar, kendi geçmişlerinden bihaber gafillerdir.