Emine Erdoğan vatandaşlara böyle seslendi: Duyarlı herkese buradan çağrıda bulunuyorum
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Vatanseverliğin, ülkemizin bir damla suyuna dahi sahip çıkmak olduğuna inanan ve gelecek nesillerimizin bir bardak suya muhtaç kalmaması için bugünden çalışan bütün duyarlı insanlarımıza çağrıda bulunuyorum; 'Türkiye Yüzyılı'na bir damla da siz olun. 'Su vatandır' inancıyla ve bir seferberlik ruhuyla geleceğimize birlikte sahip çıkalım" dedi.
Emine Erdoğan vatandaşlara böyle seslendi: Duyarlı herkese buradan çağrıda bulunuyorum
Giriş Tarihi: 31.1.2023 16:26 Son Güncelleme: 31.1.2023 16:33
Emine Erdoğan: 'Su vatandır' inancıyla geleceğimize sahip çıkalım
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Emine Erdoğan'ın himayesinde, Cumhurbaşkanlığı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 'Su Verimliliği Seferberliği' tanıtım toplantısı düzenlendi. Toplantıya Emine Erdoğan'ın yanı sıra Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile davetliler katıldı. Emine Erdoğan, dünyanın erişilebilir tatlı su miktarının, toplam su varlığının yüzde 1'inden az olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Su, en temel insan hakkıyken, küresel olarak 10 insandan 3'ünün güvenilir suya erişimi yok. Suyun azalması, kirlenmesi veya erişilememesi hayatın akışında birçok ekonomik ve siyasi sorunu beraberinde getiriyor. Bu sorunların en başında gıda üretiminin riske girmesi bulunuyor. Çünkü suların yüzde 77'si tarımda kullanılıyor. İnsanlık, çatışmalarla tetiklenen kitlesel göçlerle bile henüz başa çıkamazken, 2030 yılında 700 milyon insanın su kıtlığı sebebiyle yerinden olacağı tahmin ediliyor. Dünyadaki endişe verici durum, ne yazık ki ülkemizde de farklı değil. Türkiye gibi altyapı sistemlerini kurmuş ülkelerde, temiz suya erişim o kadar kolay ki, suyun sınırsız bir kaynak olmadığı unutuluyor. Araştırmalara göre, insanımızın yüzde 40'ı, ülkemizin su zengini olduğunu düşünüyor. Artan nüfus ve kontrolsüz su kullanımıyla bu miktarın 2030 yılında 1120 metreküpe gerileyeceği düşünülüyor. 1000 metreküpün altına indiğindeyse su kıtlığıyla yüzleşeceğiz. Şayet önüne geçmezsek su kaynaklarımızın yakın dönemde yüzde 25 oranında azalacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki 8 yıl içinde nüfusumuzun neredeyse yarısı ve sulanan tarım alanlarının yüzde 78'i su açığı riskiyle karşı karşıya kalabilir. Bu oranlar, bize sınırsız gibi gözüken ihtiyaçlarımızla sınırlı kaynaklarımız arasında acilen bir denge kurmamız gerektiğini söylüyor. Biz başlattığımız bu seferberlikle istiyoruz ki 'Su vatandır' inancıyla ve bir seferberlik ruhuyla geleceğimize birlikte sahip çıkalım."
'TOPYEKUN SEFERBERLİĞE İHTİYACIMIZ VAR'
Emine Erdoğan, Türkiye'de su kullanımının büyük kısmının tarım alanında gerçekleştiğini kaydederek, şunları söyledi:
"Bu çerçevede yağmur suyu hasadı ve gri su kullanımı gibi alternatif su verimliliği uygulamalarına ilişkin rehberler hazırlandı. Bakanlıklarımız iş birliğinde, su havzalarımızın tümü için eylem planları oluşturuldu ve pilot bölge olan 'Gediz Havzası Eylem Planı' hayata geçirilmeye başlandı. Alınan tedbirleri yaygınlaştırmak amacıyla 'Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı' uygulamaya konuldu. İlave olarak sulama randımanının yüzde 49 seviyesinden yüzde 75'e çıkarılması hedefleniyor. Sanayide temiz üretim ve verimlilik teknolojilerinin önerdiği yeni tekniklerle üretimde yarı yarıya su kazanımının mümkün olduğunu görüyoruz. İş insanlarımıza ve sektör temsilcilerine burada önemli sorumluluklar düşüyor. Unutmayın ki israftan kurtardığınız her bir damla; geleceğimize, çocuklarımıza, doğaya ve canlılara hayat suyu olarak dönecektir. Kurumsal atılan adımlar önemli olsa da her bir vatandaşımızın bireysel düzeyde katkı sunacağı topyekun bir seferberliğe ihtiyacımız var. Yürekten inanıyorum ki evinde yılda 35 tona yakın suyu kurtarabileceğini öğrenen her vatandaşımız seferberliğin taşıyıcısı olacaktır. Başarısıyla iftihar ettiğimiz 'Sıfır Atık Projesi'nde olduğu gibi 'Su Verimliliği Seferberliği'nde de yerel yönetimlerimizin desteği çok önemli. Vatanseverliğin ülkemizin bir damla suyuna dahi sahip çıkmak olduğuna inanan ve gelecek nesillerimizin bir bardak suya muhtaç kalmaması için bugünden çalışan bütün duyarlı insanlarımıza çağrıda bulunuyorum; 'Türkiye Yüzyılı'na bir damla da siz olun. Ülkemiz adına gurur duyduğumuz 'Sıfır Atık' hareketinin küreselleşmesinden aldığımız güçle 'Ulusal Su Verimliliği Seferberliği'nin de ülkemizde yeşererek dünyaya yaygınlaşmasını diliyorum."
KİRİŞCİ: TEKNİK RAPORLAR MECLİS'İN TAKDİRİNE SUNULACAK
Bakan Kirişci ise gelecek 100 yıl için yapılan iklim değişikliği tahminlerine göre, Türkiye'de su kaynaklarının yüzde 25 oranında azalmasının beklendiğini vurgulayarak "Su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılmasına yönelik gerekli tedbirler alınmadığı takdirde; 2030 yılında toplam nüfusumuzun yüzde 49'u, sulanan tarım alanlarının ise yüzde 78'i su açığı riskiyle karşı karşıya kalacak. Bazı havzalarımızda, gerekli önlemler alınsa dahi 2030 sonrasında su açığının oluşması beklenmekte. Hepimiz, yarın değil hemen şimdi su tasarrufu yapmaya başlamak zorundayız. Sayın hanımefendinin öncülüğünde, ülke genelinde, tüm ihtimalleri dikkate alarak ve katkısı olabilecek herkesi dahil ederek yapabileceklerimizi planladık. Bu konuya ilişkin stratejiler ve eylemler, her bir kurum ve kuruluşumuzun üzerine düşen görevler, 'Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı' ile belirlenmiştir. Bu kapsamda su kaynaklarının sürdürülebilirliğinin, etkin ve verimli su kullanımının sağlanması için hazırlanacak teknik raporlar Meclis'imizin de takdirlerine sunulacak" diye konuştu.
'YÜZDE 40,1 ORANINDA AZALMA MEYDANA GELDİ'
Bakan Kirişci ayrıca bu yıl kışın kurak geçirildiğine dikkat çekerek, "Dönemsel olmasını ümit ettiğimiz bu kuraklık, tüm kurumlar ve yetkililer için bir alarm durumudur. 1 Ekim 2022-30 Ocak 2023 tarihlerini kapsayan dönemde, Türkiye genelinde, kümülatif yağışlar ortalamasında uzun yıllar ortalamalarına göre yüzde 42,3, 2022 su yılına göre de yüzde 40,1 oranında azalma meydana gelmiştir. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerimiz başta olmak üzere bütün yerel yönetimler, içme suyu temini, atık su yönetimi ve su kayıplarının en aza indirilmesi konusunda büyük bir sorumluluğa sahiptir. Belediyelerimizin sorumluluk alanındaki içme suyu sistemlerinde su kayıpları seviyelerine baktığımızda, ülke ortalamamız yüzde 33 civarındadır yani Devlet Su İşleri'mizin şehirlere kadar getirdiği içme suyunun 3'te 1'i, yerel yönetimlerin su altyapılarında, su şebekelerinde kayboluyor. Su kaybı oranlarını, kademeli olarak 2033 yılına kadar yüzde 25'e sonra daha aşağılara çekmek mecburiyetindeyiz. Eğer bugün su kaybı ortalamamız yüzde 25 olsaydı, Ankara'nın 2 yıllık su ihtiyacına eş değer miktarda suyu kaybetmemiş olacaktık" dedi.
VARANK: 220 MİLYON METREKÜP SU TASARRUFU SAĞLIYORUZ
Bakan Varank ise dünya nüfusunun artmasının doğal kaynaklara talebi de artırdığına işaret ederek, "Bir de buna iklim krizini ekleyince geleceğe dair çizilen tablolar iç açıcı görünmüyor. Su talebiyle arz arasındaki fark giderek azalıyor. İşte bu yüzden felaketler olmadan önce harekete geçmek zorundayız. Eğer doğru adımları atmazsak bir damla suya muhtaç olacağımız, su ihtiyacının bütün jeopolitiği şekillendirdiği, Allah korusun; su yüzünden büyük çatışmaların çıkacağı dönemler yakındır. Onun için önümüzde çok fazla seçenek yok. Ya insanları denklem dışına çıkaracağız ki bu elbette mümkün değil ya da doğaya saygılı bir şekilde bize bahşedilen kaynakları verimli bir şekilde kullanacağız. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak biz suyun verimli kullanımı konusunda halihazırda ciddi çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Kalkınma ajansları ve bölge kalkınma idareleri eliyle uyguladığımız 'Küçük Ölçekli Sulama İşleri' programlarıyla 133 bin hektar alanı rehabilite edip, modern sulama altyapısına kavuşturduk. Bu rehabilitasyonlar neticesinde yılda yaklaşık 220 milyon metreküp su tasarrufu sağlıyoruz. 'Su Verimliliği Seferberliği' kapsamında, arıtma ve su verimliliği teknolojilerinin Ar-Ge'sinin, üretiminin ve kullanılmasının yaygınlaştırması, su verimliliği uygulamalarının belgelendirilmesi ve sanayi başta olmak üzere su verimliliğine yönelik yatırımların teşvik edilmesi konularında çalışmalarımızı hızlandırıp derinleştireceğiz" diye konuştu.
Emine Erdoğan: 'Su vatandır' inancıyla geleceğimize sahip çıkalım
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Vatanseverliğin, ülkemizin bir damla suyuna dahi sahip çıkmak olduğuna inanan ve gelecek nesillerimizin bir bardak suya muhtaç kalmaması için bugünden çalışan bütün duyarlı insanlarımıza çağrıda bulunuyorum; ‘Türkiye Yüzyılı'na bir damla da siz olun. 'Su vatandır' inancıyla ve bir seferberlik ruhuyla geleceğimize birlikte sahip çıkalım" dedi.
Su, en temel insan hakkıyken, küresel olarak 10 insandan 3'ünün güvenilir suya erişimi yok. Suyun azalması, kirlenmesi veya erişilememesi hayatın akışında birçok ekonomik ve siyasi sorunu beraberinde getiriyor. Bu sorunların en başında gıda üretiminin riske girmesi bulunuyor. Çünkü suların yüzde 77'si tarımda kullanılıyor. İnsanlık, çatışmalarla tetiklenen kitlesel göçlerle bile henüz başa çıkamazken, 2030 yılında 700 milyon insanın su kıtlığı sebebiyle yerinden olacağı tahmin ediliyor. Dünyadaki endişe verici durum, ne yazık ki ülkemizde de farklı değil. Türkiye gibi altyapı sistemlerini kurmuş ülkelerde, temiz suya erişim o kadar kolay ki, suyun sınırsız bir kaynak olmadığı unutuluyor. Araştırmalara göre, insanımızın yüzde 40'ı, ülkemizin su zengini olduğunu düşünüyor. Artan nüfus ve kontrolsüz su kullanımıyla bu miktarın 2030 yılında 1120 metreküpe gerileyeceği düşünülüyor. 1000 metreküpün altına indiğindeyse su kıtlığıyla yüzleşeceğiz. Şayet önüne geçmezsek su kaynaklarımızın yakın dönemde yüzde 25 oranında azalacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki 8 yıl içinde nüfusumuzun neredeyse yarısı ve sulanan tarım alanlarının yüzde 78'i su açığı riskiyle karşı karşıya kalabilir. Bu oranlar, bize sınırsız gibi gözüken ihtiyaçlarımızla sınırlı kaynaklarımız arasında acilen bir denge kurmamız gerektiğini söylüyor. Biz başlattığımız bu seferberlikle istiyoruz ki 'Su vatandır' inancıyla ve bir seferberlik ruhuyla geleceğimize birlikte sahip çıkalım.
Emine Erdoğan, Türkiye'de su kullanımının büyük kısmının tarım alanında gerçekleştiğini kaydederek, şunları söyledi:
Bu çerçevede yağmur suyu hasadı ve gri su kullanımı gibi alternatif su verimliliği uygulamalarına ilişkin rehberler hazırlandı. Bakanlıklarımız iş birliğinde, su havzalarımızın tümü için eylem planları oluşturuldu ve pilot bölge olan 'Gediz Havzası Eylem Planı' hayata geçirilmeye başlandı. Alınan tedbirleri yaygınlaştırmak amacıyla 'Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı' uygulamaya konuldu. İlave olarak sulama randımanının yüzde 49 seviyesinden yüzde 75'e çıkarılması hedefleniyor. Sanayide temiz üretim ve verimlilik teknolojilerinin önerdiği yeni tekniklerle üretimde yarı yarıya su kazanımının mümkün olduğunu görüyoruz. İş insanlarımıza ve sektör temsilcilerine burada önemli sorumluluklar düşüyor. Unutmayın ki israftan kurtardığınız her bir damla; geleceğimize, çocuklarımıza, doğaya ve canlılara hayat suyu olarak dönecektir. Kurumsal atılan adımlar önemli olsa da her bir vatandaşımızın bireysel düzeyde katkı sunacağı topyekun bir seferberliğe ihtiyacımız var. Yürekten inanıyorum ki evinde yılda 35 tona yakın suyu kurtarabileceğini öğrenen her vatandaşımız seferberliğin taşıyıcısı olacaktır. Başarısıyla iftihar ettiğimiz 'Sıfır Atık Projesi'nde olduğu gibi 'Su Verimliliği Seferberliği'nde de yerel yönetimlerimizin desteği çok önemli. Vatanseverliğin ülkemizin bir damla suyuna dahi sahip çıkmak olduğuna inanan ve gelecek nesillerimizin bir bardak suya muhtaç kalmaması için bugünden çalışan bütün duyarlı insanlarımıza çağrıda bulunuyorum; ‘Türkiye Yüzyılı'na bir damla da siz olun. Ülkemiz adına gurur duyduğumuz 'Sıfır Atık' hareketinin küreselleşmesinden aldığımız güçle 'Ulusal Su Verimliliği Seferberliği’nin de ülkemizde yeşererek dünyaya yaygınlaşmasını diliyorum.
KİRİŞCİ: TEKNİK RAPORLAR MECLİS'İN TAKDİRİNE SUNULACAK
Bakan Kirişci ise gelecek 100 yıl için yapılan iklim değişikliği tahminlerine göre, Türkiye'de su kaynaklarının yüzde 25 oranında azalmasının beklendiğini vurgulayarak "Su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılmasına yönelik gerekli tedbirler alınmadığı takdirde; 2030 yılında toplam nüfusumuzun yüzde 49'u, sulanan tarım alanlarının ise yüzde 78'i su açığı riskiyle karşı karşıya kalacak. Bazı havzalarımızda, gerekli önlemler alınsa dahi 2030 sonrasında su açığının oluşması beklenmekte. Hepimiz, yarın değil hemen şimdi su tasarrufu yapmaya başlamak zorundayız. Sayın hanımefendinin öncülüğünde, ülke genelinde, tüm ihtimalleri dikkate alarak ve katkısı olabilecek herkesi dahil ederek yapabileceklerimizi planladık. Bu konuya ilişkin stratejiler ve eylemler, her bir kurum ve kuruluşumuzun üzerine düşen görevler, 'Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı' ile belirlenmiştir. Bu kapsamda su kaynaklarının sürdürülebilirliğinin, etkin ve verimli su kullanımının sağlanması için hazırlanacak teknik raporlar Meclis'imizin de takdirlerine sunulacak" diye konuştu.
Bakan Kirişci ayrıca bu yıl kışın kurak geçirildiğine dikkat çekerek, "Dönemsel olmasını ümit ettiğimiz bu kuraklık, tüm kurumlar ve yetkililer için bir alarm durumudur. 1 Ekim 2022-30 Ocak 2023 tarihlerini kapsayan dönemde, Türkiye genelinde, kümülatif yağışlar ortalamasında uzun yıllar ortalamalarına göre yüzde 42,3, 2022 su yılına göre de yüzde 40,1 oranında azalma meydana gelmiştir. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerimiz başta olmak üzere bütün yerel yönetimler, içme suyu temini, atık su yönetimi ve su kayıplarının en aza indirilmesi konusunda büyük bir sorumluluğa sahiptir. Belediyelerimizin sorumluluk alanındaki içme suyu sistemlerinde su kayıpları seviyelerine baktığımızda, ülke ortalamamız yüzde 33 civarındadır yani Devlet Su İşleri'mizin şehirlere kadar getirdiği içme suyunun 3'te 1'i, yerel yönetimlerin su altyapılarında, su şebekelerinde kayboluyor. Su kaybı oranlarını, kademeli olarak 2033 yılına kadar yüzde 25'e sonra daha aşağılara çekmek mecburiyetindeyiz. Eğer bugün su kaybı ortalamamız yüzde 25 olsaydı, Ankara'nın 2 yıllık su ihtiyacına eş değer miktarda suyu kaybetmemiş olacaktık" dedi.
VARANK: 220 MİLYON METREKÜP SU TASARRUFU SAĞLIYORUZ
Bakan Varank ise dünya nüfusunun artmasının doğal kaynaklara talebi de artırdığına işaret ederek, "Bir de buna iklim krizini ekleyince geleceğe dair çizilen tablolar iç açıcı görünmüyor. Su talebiyle arz arasındaki fark giderek azalıyor. İşte bu yüzden felaketler olmadan önce harekete geçmek zorundayız. Eğer doğru adımları atmazsak bir damla suya muhtaç olacağımız, su ihtiyacının bütün jeopolitiği şekillendirdiği, Allah korusun; su yüzünden büyük çatışmaların çıkacağı dönemler yakındır. Onun için önümüzde çok fazla seçenek yok. Ya insanları denklem dışına çıkaracağız ki bu elbette mümkün değil ya da doğaya saygılı bir şekilde bize bahşedilen kaynakları verimli bir şekilde kullanacağız. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak biz suyun verimli kullanımı konusunda halihazırda ciddi çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Kalkınma ajansları ve bölge kalkınma idareleri eliyle uyguladığımız 'Küçük Ölçekli Sulama İşleri' programlarıyla 133 bin hektar alanı rehabilite edip, modern sulama altyapısına kavuşturduk. Bu rehabilitasyonlar neticesinde yılda yaklaşık 220 milyon metreküp su tasarrufu sağlıyoruz. 'Su Verimliliği Seferberliği' kapsamında, arıtma ve su verimliliği teknolojilerinin Ar-Ge'sinin, üretiminin ve kullanılmasının yaygınlaştırması, su verimliliği uygulamalarının belgelendirilmesi ve sanayi başta olmak üzere su verimliliğine yönelik yatırımların teşvik edilmesi konularında çalışmalarımızı hızlandırıp derinleştireceğiz" diye konuştu.
KURUM: 3 YILDA 4 MİLYAR TL FİNANSMAN DESTEĞİ SAĞLADIK
Bakan Kurum da 2002'de 145 olan atık su arıtma tesisi sayısını 1185'e çıkardıklarını belirterek, "Bakanlık olarak su tasarrufunda çok önemli adımları attık ve gerekli düzenlemeleri hayata geçirdik. Bugün 2 bin metrekareden büyük parsellerde inşa edilecek bina çatılarında toplanan yağmur sularının, bahçe sulamada veya arıtılarak bina ihtiyacında kullanılmak üzere 'Yağmur Suyu Toplama Sistemi' zorunluluğunu hayata geçirdik. Binalarda suyun daha tasarruflu tüketilmesi çok çok değerli. Sıhhi tesisat projelerinde, lavabo musluk debileri dakikada 6 litre, duşlarda ise dakikada 8 litre olmasını zorunlu hale getirdik. Atık suların yeniden kullanımını sağlayarak temiz su kaynaklarından tasarruf etmeyi, yüzey ve yer altı sularının kirlenmesini önlemeyi, arıtma tesislerinden enerji ve organik madde kazanımı elde ederek şehirlerimizin ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Su kayıp kaçakla mücadele için son 3 yılda 4 milyar TL yerel yönetimlere finansman desteği sağladık, bu yıldan itibaren yeni 10 milyar TL desteğimizi belediyelerimize sağlayacağız. İnşallah bu çalışmalarla, halihazırda yüzde 4,75 olan arıtılmış atık suların yeniden kullanım oranını 2030 yılında yüzde 15'e çıkaracağız. Banyo, tuvalet, mutfak için ortalama günlük 200 litre su kullanıyoruz. 1 ayakkabı için 17 bin litre, 1 bardak kahve için tam 140 litre su harcıyoruz. Tüm bu rakamları baz aldığımızda 1 kişinin tüm ihtiyaçlarını karşılaması için tükettiği su miktarı günlük ortalama 7 bin litredir. İşte bugün açıklanacak eylem planıyla hayatımızın her alanında tükettiğimiz suyumuzu korumak için yürüttüğümüz tüm çalışmalarımızı daha ileri bir seviyeye taşımayı arzu ediyoruz" dedi.
EMİNE ERDOĞAN'DAN PAYLAŞIM
Emine Erdoğan sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: Kuraklıkla mücadele aslında bir yaşam mücadelesidir. Bilinçsiz su tüketiminin ekosistemde yıkılan bir yuva anlamına geldiğini unutmamalıyız. Bu şuurla başlatılan Su Verimliliği Seferberliği ile damlaya damlaya çoğalarak yaşanabilir gelecek umudunu yeşerteceğimize inanıyorum.
Seferberlik, alternatif su verimliliği uygulamaları için bir rehber olacak. Bu yolda öncelikli gayemiz, mücadele ruhunun tüm vicdanlara sirayet etmesi. Basit önlemlerle kişi başına düşen günde beş damacana su kaybını engelleyerek, dünyanın kurtuluş hikâyesini yeniden yazabiliriz.
Vatanseverliğin ülkemizin bir damla suyuna dahi sahip çıkmak olduğuna inanan, iyi uygulama örnekleri sahiplerini yürekten takdir ediyor, programda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Vatanseverliğin ülkemizin bir damla suyuna dahi sahip çıkmak olduğuna inanan, iyi uygulama örnekleri sahiplerini yürekten takdir ediyor, programda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Su Verimliliği Seferberliği’nin dünyada yaygınlaşmasını diliyorum.
KURUM: 3 YILDA 4 MİLYAR TL FİNANSMAN DESTEĞİ SAĞLADIK