Erdoğan'dan Yunanistan'a tepki: 8 alçağı bize vermediler

Yunanistan'a kaçan 8 darbeci askerin iade edilmemesine Adalet Bakanı Bozdağ tepki gösterdi. Bozdağ, ret kararının hiçbir hukuki gerekçeyle kabul edilemeyeceğini söyleyerek, Türkiye-Yunanistan ilişkilerine tamiri oldukça güç bir zarar verdiğini söyledi.

Giriş Tarihi: 27.01.2017 15:29 Son Güncelleme Tarihi: 27.01.2017 19:09 Erdoğan'dan Yunanistan'a tepki: 8 alçağı bize vermediler Yunanistan, darbe kalkışması başarısız olunca Yunanistan'a kaçan 8 FETÖ'cü subayla ilgili kararını verdi, Türkiye'ye iade edilmeyecekler.

Yunanistan'ın, terör örgütü üyesi olduğu tespit edilen 8 darbeci askeri Türkiye'ye vermemesi, iade taleplerinin reddedilmesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da tepkisini çekti.

Erdoğan, Çipras'ı kastederek "Daha ilk akşam kendilerini aradım, 15-20 gün içinde bu işi çözeceklerini söylemişlerdi" dedi.

Erdoğan şunları söyledi:

Avrupa Konseyi’nin, Avrupa Parlamentosu’nun, ‘Şunu şöyle yapsanız, yoksa sizinle ilgili bir gözlemci süreci başlatacağız’ şeklindeki yaklaşımları da hoş değil. Neticede bu millet kendi göbeğini kendi keser. Benim şehitlerimin hesabını onlar mı verecek? Bizim millete ve Allah’a hesap vermek dışında, hiçbir merciye hesap verme durumumuz yoktur. Yunanistan oraya sığınan sekiz alçağı hâlâ bize vermiyor. Ben kendilerini daha ilk akşam aradım, bana verdiği söz ‘15-20 gün içerisinde biz çözeriz’. Bunlar, Türkiye’de terör eylemi yapmışlar, burada yargılanmaları gerekir. İade işlemindeki gecikme, tabii ki güvenin de sarsılmasına neden olur.

Antalya'da TRT Habere açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Yunanistan'a kaçan 8 askerin iade edilmemesi yönündeki kararın ardından "Yunanistan ile aramızdaki ikili geri kabul anlaşmasının iptali dahil gerekli adımları atacağız" dedi.
Yunanistan Yüksek Mahkemesi dün, darbe girişiminin ardından helikopterle Yunanistan'a kaçan ve Türkiye'nin iadesini talep ettiği 8 askeri iade etmeme yönünde karar almıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı ise dün 8 asker hakkında tutuklama kararı çıkarmıştı.

Yunanistan'a kaçan darbecilerin adil bir şekilde yargılanması gerektiğini vurgulayan  Çavuşoğlu, onların yargılanabilmesi için de suçun işlendiği yere iade edilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Yunanistan'a kaçan askerlerin iade edilmemesine ilişkin, "Yunanistan ile aramızda Avrupa Birliği ile imzaladığımız göç anlaşmasının yanında ikili geri kabul anlaşması var. Bu geri kabul anlaşmasının iptali dahil gerekli adımları atacağız. Teröristlere, hainlere, darbecilere sahip çıkan ülkelere biz de olumlu bakamayız. Yunanistan'ın da bunu bilmesi lazım." dedi.

Çavuşoğlu, Antalya'da Yunanistan'ın, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sonrası kaçan 8 darbeci askeri Türkiye'ye iade etmeme kararına ilişkin gazetecilere açıklamada bulundu.

Böyle bir kararın kesinlikle kabul edilemeyeceğini belirten Çavuşoğlu, "(İşte efendim hukukun üstünlüğü) yok öyle bir şey yok. Yani 8 tane hain darbeci, Cumhurbaşkanımızın hayatına kasteden 8 hain, yani adil bir suçlu değil. Yunanistan darbeden çok çekti. Bunun hukuki bir karar olmadığını düşünüyoruz. Hangi anayasaya bakarsanız bakın, hangi yasaya bakarsanız bakın, darbecilere, teröristlere sahip çıkma diye bir şey yok." ifadesini kullandı.

Yunanistan'a kaçan darbecilerin adil bir şekilde yargılanması gerektiğini vurgulayan  Çavuşoğlu, onların yargılanabilmesi için de suçun işlendiği yere iade edilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Çavuşoğlu, Yunanistan ile Türkiye arasında anlaşmalar olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Esasen Yunanistan'a gerekli bilgileri belgeleri, delilleri her şeyi verdik. O nedenle bu karar hukuki bir karar değil, bu karar siyasi bir karardır. Şu anda Yunanistan darbecilere, teröristlere sahip çıkan, onları destekleyen bir ülke durumuna düştü. Esasen, DHKP-C gibi, PKK gibi teröristlere de sahip çıkmıştır. Hatta Yunanistan'da bazı DHKP-C kamplarının olduğu da biliniyor. Bazılarını bizim baskılarımız sonucunda kapattılar. Ama bu karar gerçekten kabul edilemez. Elbette gerekli açıklamamızı yaptık, tekrar yargılanmaları için talepte de bulunduk ama tepkimizi gösteriyoruz, uygulamada da göstereceğiz. Şu anda ilişkimize ister istemez etkisi olacaktır.

Yunanistan ile aramızda Avrupa Birliği ile imzaladığımız göç anlaşmasının yanında ikili geri kabul anlaşması var. Bu geri kabul anlaşmasının iptali dahil gerekli adımları atacağız. Teröristlere, hainlere, darbecilere sahip çıkan ülkelere biz de olumlu bakamayız. Yunanistan'ın da bunu bilmesi lazım."

Yunanistan'a kaçan 8 darbeci asker hakkında Yunanistan Başbakanlığından açıklama yapıldı.Yapılan açıklama şöyle:"Türkiye'deki darbeye karşı çıktık ve Türk hükümetine destek verdik. Ancak yargımız bağımsızdır, kararları saygıyla karşılanır ve bağlayıcıdır."Bakanlık Yunanistan'a ikinci kez talepte bulundu Bakan Müezzinoğlu: Yunanistan'ın tavrı algı yönetiminin bir parçası

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, NTV'nin sorularını yanıtladı. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:(Torun bakımına maaş kriteri) Yapılacak net ödeme Başbakanımızla görüştükten sonra belirlenecek. Şu anda asgari ücretin yüzde 30'u gibi düşünüyoruz. Kesinleştiğinde net rakam açıklanacak. Salı veya Çarşamba günü protokol açıklanacak. İstanbul ve Bursa belli, diğer 3 il de belli olacak ve 5 bin doğum yapmış anneye 1 yıllık proje bazında asgari ücretin yüzde 30'u kadar bir rakamla sahaya çıkacağız. Her ay bu projeyi takip edeceğiz. Şubat ayında illerdeki talepleri alıp Mart ayında uygulanmaya başlanacak. Gelir düzeyi düşük annelerden oluşacak. Büyükanneye emekli maaşı olsa da maaş verilecek. (Emeklilikte yaş sınırı) Ortalamamız şu anda 52. OECD ülkelerinde böyle bir rakam yok. Reel olandan yana olmamız lazım. Bu rakamı 65' taşıyacağız. (Taşeron işçiler) Kamu çalışanı reformu önceliğimiz. Türkiye'nin en temel sorunlarından biri. Önümüzdeki 1-2 sene içerisinde yapılırsa Türkiye muasır medeniyetler seviyesine çıkacaktır. Liyakatı da değerlendirecek çalışmalar yapıyoruz. Devlete girmek isteyenlere neden dediğimizde, garanti, güvencesi yüksek ve rahat deniliyor. Ama garanti ve güvencede olması gereken aslında 80 milyon. Kamuda çok başarılı olanları özel sektör hemen alır. Kamuda çok başarılı olmanın yolunu da açmalıyız teşvik etmeliyiz. Mevzu sadece güvence ve rahatlıksa muasır medeniyetler seviyesine çıkamayız. (Sağlık sigortası) Türkiye sağlık sigortasında dünyada neredeyse örneği olmayan tek ülke. Yüzde 99,5 istediği hastaneden sağlığa ulaşabiliyor, farklı alternatiflere yönelebiliyor. Sağlık sigortası için toplanan primler harcamayı karşılıyor açık yok. Emeklilerdeki yük nedeniyle hazineden destek alıyoruz. Bizim sağlık uygulamalarının da yeni vizyonlar için Sağlık Bakanlığı ile entegre olarak yeni çalışmalar yapacağız. (İstihdamı artırma projeleri) 1 milyon işsize iş arayan insana 10 milyarlık desteği planladık. . Bu yıl 300 bin kişiye destek vereceğiz. Aktif iş gücüne destek verilecek. Çalışan sayısını artırana destek vereceğiz. (Yunanistan'ın darbecileri vermemesi) Ankara'nın tepkisi çok haklı. Yapılan tavır anlaşılabilir değil. Türkiye'ye belirli odaklar algı yönetimi yapmaya çalışıyorlar. Bu da algı yönetiminin bir parçası. (Referandum süreci) Ben bu ülkenin en büyük sıkıntılarını yaşamış biri olarak, sistemle istediği gibi oynayabilenler nedeniyle millet ağır bedeller ödedi. 1 oyla kapanıyorduk. Demokrasi milletin kaderiyle bu kolay oynanabilidiği bir durum mu? Kamu vicdanının büyük çoğunluğu şeffaf olacak, hesap sorulabilir olacak. İpin ucu tamamen milletin elinde olacak. Türkiye müthiş bir perfomansı Nisan ayı sonu itibarıyla yakalayacaktır. '2023 yılına kadar işsizliği yüzde 5'e düşürmeyi hedefliyoruz' İşverene büyük destek Büyükanne projesinde tarih belli oldu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Suriye'nin kuzeyindeki El Bab'da yürüttüğü kararlı harekattan dolayı terör örgütü DEAŞ mensuplarının ümitlerinin ciddi şekilde kırıldığı ve örgütün El Bab'dan çekilmeye hazırlandığı öğrenildi. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, El Bab'daki sivillerin çoğu, terör örgütü DEAŞ mensuplarının tehditlerine rağmen bölgeden göç etmeyi başardı. Ancak halen El Bab'da 15-18 bin civarında sivil halkın kaldığı düşünülüyor. Özellikle kendisine karşı olan sivilleri şehirde tutup kalkan olarak kullanmayı hedefleyen DEAŞ terör örgütü, ailelerin El Bab'dan çıkmasını engellemeye devam ediyor. Bu kapsamda, son olarak terör örgütü DEAŞ'e karşı oldukları bilinen Cahcah, Kadiri, Şihabi ve Silo aşiretlerine mensup 7 aile, motosiklet ve iki pikapla kaçmaya çalışırken, Tel Batnan ile Mervaha arasında teröristlerce bu gruba ateş açıldı. Açılan ateş sonucu 18 sivil hayatını kaybetti, birçoğu da yaralandı.

DEAŞ'LI TERÖRİSTLER SİVİLLERİN YAŞADIĞI BİNALARI KULLANIYOR

DEAŞ mensupları, sivillerin yaşadığı binaların alt katlarını silah deposu, karargah ve barınma yeri olarak kullanılıyor ve insanlık dışı şiddet ve bastırma uygulamalarıyla masum insanların hayatlarını tehlikeye atıyor.

Şehirde su, elektrik gibi temel hizmetler ve asgari yaşam koşulları yok denecek seviyelere indi. Hastane imkanları, insanların normal tedavi süreçlerini sekteye uğratacak şekilde yetersiz kalıyor. Bu nedenle zaman zaman basit sağlık problemi olanlar bile hayatını kaybediyor.

TERÖRİSTLER, ALGI YARATARAK SİVİLLERİN KAÇMASINA ENGEL OLMAYA ÇALIŞIYOR

Şehirde mahsur kalan sivil halkı camilere toplayıp Fırat Kalkanı Harekatı'nı icra eden birliklere yönelik yaptıkları operasyonları izleterek propaganda yapan DEAŞ mensubu teröristler, bu şekilde çatışmaların DEAŞ lehine devam ettiği algısı yaratmaya çalışıyor. Örgüt, bu yolla insanların şehirden kaçmasına engel olmak istiyor.

DEAŞ terör örgütünün savunma hatlarını kuvvetlendirmek ve karşılaştıkları kuvvetlere azami kayıp ve hasar verdirmek amacıyla El Bab'da yaptıkları çukur, hendek, engel tesisi, mayınlama, bubi tuzakları gibi istihkam çalışmaları ağırlıklı olarak kuzey, batı ve kuzey batı bölgelerinde sürüyor.

Bölgedeki istihbarat kaynaklarından, rejim güçlerinin ilerlediği bölgelerde mayın, el yapımı patlayıcı ve istihkam çalışmalarının nispeten daha zayıf olduğu bilgisi alınıyor. Özellikle El Bab-Kadiran yolunda Al-Albi mezrası yakınlarında sürekli istihkam çalışmaları yürütülüyor.

Diğer taraftan El Bab'ın içinde Zemzem, Fatma Al-Zahra, Senter kavşağı, Al Sani kavşağı, Hürriyet Sahası, Rai kavşağı, Otogar, Asfur ve Al-Rahib Sokağı gibi bölgeler ile Kabasin girişi ve Al-Muhallak Al-Şimali'ye bombalı tuzaklar ve mayın döşendi.

DEAŞ'IN EL BAB'DAKİ ASKERİ DURUMU

Son zamanlarda Tunuslu muhacirlerin El Bab'da yoğunluk gösterdikleri göze çarpıyor. DEAŞ terör örgütü, tüm karargahlarını ve merkezlerini Tadif bölgesine taşıdı. DEAŞ terör örgütünün son dönemde intikallerinde daha çok motosiklet kullandığı görülüyor. Bunun insansız hava aracı dahil hava taarruzlarından sakınmak amacıyla yapıldığı düşünülüyor.

Biza'daki terörist sayısının az olduğu, bu nedenle DEAŞ terör örgütünün Biza'daki bomba yüklü araç imal atölyesini şehrin bilinmeyen bir bölgesine taşıdığı, ayrıca şehirdeki posta idaresinin örgüt tarafından karargah olarak kullanıldığı belirlendi.

TERÖRİSTLER KABASİN'DE KENDİ BOMBALARIYLA ÖLDÜ

Kabasin ile ilgili gelen son bilgilere göre ise DEAŞ'ın şehirde döşediği el yapımı mayın ve bombalı tuzakların yerlerini bilen veya bunları bizzat döşeyen teröristler, hava taarruzunda hayatlarını kaybetti. Ölen teröristlerin ellerindeki haritaya ulaşılamadığı, bu yüzden bazı terör örgütü mensuplarının mahsur kaldıkları ve hareket alanlarının kısıtlandığı, hatta bazılarının kendi bombalarıyla öldükleri yönünde istihbarat bilgileri alındı.

TSK'nın yürüttüğü kararlı harekattan dolayı DEAŞ terör örgütü mensuplarının ümitlerinin ciddi şekilde kırıldığı ve örgütün El Bab'dan çekilmeye hazırlandığı öğrenildi.