İsrail ordusu Gazze'de okula saldırı düzenledi! En az 100 Filistinli hayatını kaybetti

Dünyanın gözü önünde eşi benzeri görülmemiş bir soykırıma imza atan İsrail ordusu, Gazze kentinde yerinden edilenlerin sığındığı bir okula düzenlediği saldırıda en az 100 Filistinli öldü, onlarca kişi yaralandı. Saldırı, Filistinlilerin sabah namazını kıldıkları sırada gerçekleştirildi. Filistin haber ajansı WAFA'ya göre, İsrail ordusu, Gazze'nin doğusundaki Ed-Derac Mahallesi'nde yerinden edilenlerin sığındığı Et-Tabiin Okuluna saldırı düzenledi.

Katil İsrail Gazze'de sivillerin sığındığı okulu bombaladı! En az 100 Filistinli can verdi

Giriş:10.08.2024 07:26 Güncelleme:10.08.2024 08:15

Terör devleti İsrail'in Gazze'de bir okula düzenlediği saldırıda en az 100 Filistinli hayatını kaybetti

Katil İsrail, Gazze'de okula saldırdı: En az 100 kişi hayatını kaybetti

İsrail ordusu Gazze'de okula saldırı düzenledi! En az 100 Filistinli hayatını kaybetti

İsrail'den Gazze'de okula saldırı: En az 100 kişi yaşamını yitirdi

İsrail ordusunun, Gazze kentinde yerinden edilenlerin sığındığı bir okula düzenlediği saldırıda en az 100 Filistinlinin öldüğü, onlarca kişinin yaralandığı bildirildi.

Son dakika haberleri... Katil İsrail, kanlı planlarına devam ediyor. İsrail ordusu yerinden edilenlerin sığındığı bir okulu vurdu. O sırada namaz kılan en az 100 Filistinli hayatını kaybetti. Saldırı sonrası cesetlerin parçalandığı ve yandığı belirtildi.

Son dakika haberine göre 7 Ekim 2024'ten bu yana Gazze'de katliam yapan katil İsrail, sivillerin sığındığı bir okulu vurdu. Alçak saldırıda 100'den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği, onlarca kişinin de yaralandığı bildirildi.

İsrail ordusunun, Gazze kentinde yerinden edilenlerin sığındığı bir okula düzenlediği saldırıda en az 100 Filistinlinin öldüğü, onlarca kişinin yaralandığı bildirildi.

İsrail'in saldırısında yine bebekler can verdi


Filistin haber ajansı WAFA'ya göre, İsrail ordusu, Gazze'nin doğusundaki Ed-Derac Mahallesi'nde yerinden edilenlerin sığındığı Et-Tabiin Okuluna saldırı düzenledi.

Bölgede 100'den fazla ölünün yanı sıra çok sayıda da yaralı olduğu öğrenildi

SABAH NAMAZI KILARKEN VURDULAR
Binlerce kişinin sığındığı okulda yerinden edilenlerin sabah namazını kıldığı sırada gerçekleşen saldırıda en az 100 kişi öldü, onlarca kişi ise yaralandı.


Yerel kaynaklar, cesetlerin saldırı nedeniyle parçalandığını ve çıkan yangın nedeniyle yandığını kaydetti. Sivil savunma ekiplerinin etrafa dağılan ceset parçalarını toplamakta güçlük çektiği belirtildi.

Son dakika haberleri... İsrail ordusunun, Gazze kentinde yerinden edilenlerin sığındığı bir okula düzenlediği saldırıda en az 100 Filistinlinin öldüğü, onlarca kişinin yaralandığı bildirildi.



Filistin haber ajansı WAFA'ya göre, İsrail ordusuGazze'nin doğusundaki Ed-Derac Mahallesi'nde yerinden edilenlerin sığındığı Et-Tabiin Okuluna saldırı düzenledi.

SABAH NAMAZINDA HEDEF ALDILAR
Binlerce kişinin sığındığı okulda yerinden edilenlerin sabah namazını kıldığı sırada gerçekleşen saldırıda en az 100 kişi öldü, onlarca kişi ise yaralandı.

CESETLER PARÇALANDI
Yerel kaynaklar, cesetlerin saldırı nedeniyle parçalandığını ve çıkan yangın nedeniyle yandığını kaydetti. Sivil savunma ekiplerinin etrafa dağılan ceset parçalarını toplamakta güçlük çektiği belirtildi.

İsrail ordusu ise Hava Kuvvetlerinin, Hamas'ın karargah olarak kullandığı Tabiin Okulunu bombaladığını duyurdu.

Giriş Tarihi: 10.08.2024  08:17Güncelleme Tarihi: 10.08.2024  08:17

Katil İsrail'den Gazze'de sistematik zorla göç! Bunu silah olarak kullanıyorlar

Katil İsrail güçleri, Gazzelileri sürekli olarak zorunlu göçe zorlayarak bunu bir silah olarak kullanıyor. Gazze'deki 2,3 milyonluk nüfus, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail ordusu tarafından sistematik şekilde sözde tahliye emri tehditleriyle zorla yerlerinden edilip küçük bir toprak parçası içinde nefes almaksızın sürülüyor.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana devam eden saldırıları nedeniyle Gazze'de 16 bin 314'ü çocuk, 10 bin 980'i kadın olmak üzere 39 bin 699 bin kişi hayatını kaybetti.

İsrail'in Gazze'yi harabeye çeviren saldırıları yüzünden halk zorunlu göçe maruz kalıyor.

Birleşmiş Milletler'in (BM) verilerine göre, yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze'de her 10 kişiden 9'u zorla yerinden edildi. Ölümle zorunlu göç arasında tercihe zorlanan Gazzeliler, defalarca yerinden oldu.

GAZZELİLERİN BİRÇOĞU, AYDA BİR GÖÇE ZORLANIYOR

Zorunlu göç, Gazze'deki Filistinlilerin bitmeyen çilesi haline dönüştü. İsrail'in sık sık "güvenli olduğunu" iddia ettiği alanları "çatışma bölgesi" ilan etmesi nedeniyle 2,3 milyon Filistinli, oradan oraya savruluyor.

BM, Gazzelilerin birçoğunun 7 Ekim'den bu yana ayda bir göçe zorlandığına işaret ediyor. İsrail ordusu, "güvenli olduğunu" öne sürdüğü bölgelere de çeşitli iddialarla saldırılar düzenliyor.

ZORUNLU GÖÇ, GAZZE'NİN KUZEYİNDE BAŞLADI

İsrail ordusu, 7 Ekim'den itibaren ilk olarak saldırılarını Gazze nüfusunun yarısından fazlasının yaşadığı kuzey bölgesinde yoğunlaştırdı.

Yoğun hava saldırılarının yanı sıra denizden ve karadan bölgeye bomba yağdıran İsrail ordusu, Gazze'nin kuzeyindeki 1,4 milyon Filistinliden güneyin "güvenli olduğunu" öne sürerek evlerini terk etmelerini istedi.

Saldırılara rağmen bölgeden ayrılmak istemeyen Filistinliler, hastanelere ve okullara sığındı.

Ancak 27 Ekim'de Gazze'nin kuzeyine kara saldırısı başlatan İsrail ordusunun bölgedeki hastaneleri, okulları dahi hedef alması nedeniyle binlerce Filistinli göç etmek zorunda kaldı.

KUZEYİN ARDINDAN HAN YUNUS'A KARA SALDIRISI BAŞLATTI

Kuzeyden göç etmek zorunda kalan Filistinlilerin büyük çoğunluğu, Gazze'nin ikinci en büyük kenti Han Yunus'a sığındı ancak zorunlu göç burada da Filistinlilerin peşini bırakmadı.

İsrail ordusu, 1 Aralık'ta kuzeyden göçen Filistinlilerin de sığındığı Han Yunus'a kara saldırısı başlattı.

Kuzeyde olduğu gibi Han Yunus'u da çatışma bölgesi ilan eden İsrail ordusu, buradaki Filistinlilerden bölgeden ayrılmalarını istedi.

Bunun ardından Filistinliler, yanlarına alabildikleri birkaç eşya ile yeniden yollara düştü.

İSRAİL, BİDEN'IN "KIRMIZI ÇİZGİ" DEDİĞİ REFAH'A SALDIRDI

Kuzeyde ve Han Yunus'ta yoğunlaşan saldırılar sebebiyle yerinden edilen Filistinliler, Mısır sınırında yapılaşmanın az olduğu Refah'a göç etti.

Refah'ta yeteri kadar yapı olmadığı için on binlerce Filistinli, derme çatma çadırlarda hayat mücadelesi verdi.

İsrail'in saldırılarından önce yaklaşık 280 bin nüfusa sahip Refah'ın nüfusu, yerinden edilen Filistinlilerin bölgeye sığınmasıyla 4 kattan fazla artarak 1,4 milyonu aştı.

ABD Başkanı Joe Biden, yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı Refah'ın "kırmızı çizgi" olduğunu iddia ederek buraya İsrail'in kara saldırısı başlatmasına karşı olduğunu defalarca dile getirdi.

Ancak İsrail, 6 Mayıs'ta Biden'ın "kırmızı çizgi" olduğunu öne sürdüğü Refah'a kara saldırısı başlattı. Refah'ın yerle bir edilmesine rağmen ABD yönetimi, İsrail'in Refah'ta "Biden'ın kırmızı çizgisini aşmadığını" savunarak saldırılara göz yumdu.

Bu saldırılar nedeniyle yerinden edilen yaklaşık 1,4 milyon Filistinli, çaresiz şekilde Refah'tan da göçmek zorunda kaldı.

İSRAİL, 2,3 MİLYON FİLİSTİNLİYİ DARACIK KARA PARÇASINA HAPSETMEYE ÇALIŞIYOR

Gazze'nin büyük bölümünü "çatışma alanı" ilan eden İsrail ordusu, Filistinlileri "güvenli olduğunu" öne sürdüğü El-Mevasi bölgesine göçe zorluyor.

Milyonlarca insanı nefes aldırmadan küçük bir toprak parçası içinde sürmeye devam eden İsrail, nüfusun 12 kilometrekareye toplanması için tehditlerini yineledi.

Deyr Belah, Han Yunus ve Refah bölgeleri arasında yer alan Akdeniz kıyısındaki El-Mevasi, altyapının bulunmadığı, yapılaşmanın oldukça az olduğu bir bölge.

İsrail'in saldırılarından kaçan Filistinliler, çaresizlik içinde buradaki derme çatma çadırlarda hayata tutunmaya çalışıyor.

Filistin Kızılayı, Refah'a başlatılan kara saldırısından sonra bölgeye gelen göç nedeniyle El-Mevasi'de tek çadırlık bir yerin bile kalmadığını belirtiyor.

BM'ye göre, şu anda Gazze Şeridi'nin sadece yüzde 14'lük kısmı, İsrail'in boşaltılmasını istediği bölgelerin dışında kalıyor.

Bu da yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze'de halkın büyük çoğunluğunun daracık bir alana sıkıştırılması anlamına geliyor.

Artan sıcaklık ve su sıkıntısı başta olmak üzere zorlu şartlar yüzünden birçok Filistinli, El-Mevasi'ye gitmek yerine evlerinin enkazında yaşamaya başladı.

 

FİLİSTİNLİLER, AKDENİZ İLE EL-MEVASİ ARASINDA SIKIŞMIŞ DURUMDA

İsrail ordusu, son haftalarda "güvenli bölge" olduğunu iddia ettiği El-Mevasi'nin bazı yerlerinin boşaltılmasını istiyor.

El-Mevasi'ye sığınan Gazzeliler, Akdeniz kıyısındaki daracık bir alana sıkışmış durumda.

İsrail, El-Mevasi ile Akdeniz arasında sıkışan Filistinlilerin yerle bir olmuş da olsa geldikleri bölgelere dönmelerine izin vermiyor.

Gidecek yerleri kalmayan Filistinliler, sığındıkları El-Mevasi'de yaşam savaşı veriyor.

İsrail ordusunun, ilerleyen dönemlerde El-Mevasi'ye de kara saldırısı başlatmasından endişe ediliyor.

Giriş Tarihi:09.08.2024  14:29 Güncelleme Tarihi: 09.08.2024  14:32

İsrail kanalında iğrenç propaganda! Filistinli tutukluya tecavüz etmişlerdi: İşkenceci askeri canlı yayında böyle konuşturdular

Gazze soykırımında insanlığın sinir uçlarıyla oynayan katil İsrail ordusunun bir başka skandalı geçtiğimiz günlerde dünya gündemini sarsmıştı. İsrail askerlerinin bir Filistinliye cinsel işkence yaptığı anların kamera kaydı ortaya çıkmış, korkunç görüntüler büyük bir infial yaratmıştı. Kan donduran skandalı ardından İsrail kanalında şoke eden bir canlı yayın yapıldı.

İsrail askerlerinin Negev Çölü'ndeki Sde Teiman gözaltı merkezinde tutulan bir Filistinliye cinsel işkence yaptığı anların güvenlik kamerasına yansıyan görüntüleri yayımlamış, görüntüler dünyayı ayağa kaldırmıştı. Kanal 12 televizyonunda yayımlanan görüntülerde, alıkonulan çok sayıda Filistinlinin tellerle çevrili bir yerde yüzüstü yerde yattıkları görülüyor. Bu esnada, İsrail askerlerinin yerde yatan bir Filistinliyi alarak başka bir bölgeye götürdüğü kameraya yansıyor.

Bazı askerlerin alıkonulan Filistinliye cinsel işkence yapması, diğer askerlerin ise kalkanları kullanarak o anların güvenlik kamerasınca kaydedilmesini engellemeye çalışması dikkati çekiyor.

FİLİSTİNLİ TUTUKLU KANLAR İÇİNDE KALDI

Kanal 12'nin haberinde "(Askerler) Muhtemelen güvenlik kameralarından haberdarlar ve kalkanlarla eylemlerini gizlemeye çalışıyorlar." ifadesine yer verildi. Haberde, İsrail askerlerinin alıkonulan Filistinlinin anüsüne bir cisim sokarak işkence ettiği belirtildi. Cinsel işkenceye maruz kalan Filistinlinin kanlar içinde hastaneye kaldırıldığı kaydedildi.

Korkunç görüntülerin ortaya çıkmasının ardından İsrail kanallarında alçak bir canlı yayına imza atıldı. Filistinli tutukluya tecavüz eden İsrail askeri, tecavüzü gerçekleştiren birliğini savunmak için Kanal 14'te canlı yayına katıldı.

CANLI YAYINA TECAVÜZCÜYÜ ÇIKARDILAR

Olayın açığa çıkmasının ardından sorguya alınan ve ardından serbest bırakılan tecavüzcü askere, kimliğinin belli olmaması için maske takıldı. İşkence merkezinde yapılan eylemleri "Yahudileri onurlandırmak" için yaptığını belirten asker, gerçekleştirilen tüm eylemlerin haklı olduğunu savunarak "Halkımı onurlandırdım" ifadelerini kullanıyor.

"Bizim ordumuz dünyanın en şerefli ve en sağlıklı yapıya sahip ordusu. Generallerimiz, sahadaki adamlarımız ve askerlerimize kadar. Eğer buna leke sürmek isteyen olursa bununla sonuna kadar savaşırız." ifadelerini kullanan maskeli asker, Sde Sde Teiman'da alıkonulan Filistinlilerin, başlarına gelen her şeyi "hakettiğine" ilişkin mesajlar da veriyor.

Geçtiğimiz gece yapılan canlı yayın büyük tepki çekerken insan hakları kuruluşları, vahşeti savunan askerin canlı yayına çıkarılmasını sert sözlerle kınadı.

İSRAİLLİ ASKER İŞKENCEYİ ANLATTI

İsrail'in işkence ve ihlallerle gündeme gelen Necef (Negev) Çölü'ndeki Sde Teiman Gözaltı Merkezi'nde görevli bir yedek asker, kendisine Filistinli esirleri dövmesi gerektiğinin söylediğini ve işlenen zulümlerin gizli kalması için fotoğraf çekmemesinin istendiğini belirtti.

İsrail ordusunun Filistinlilere yönelik uygulamalarını ortaya çıkarmakla ilgilenen Sessizliği Kırmak (Breaking the Silence) adlı sivil toplum kuruluşu, ismi verilmeyen söz konusu yedek askerin gözaltı merkezindeki tanıklıklarını yayımladı.

İsrailli asker "Yedek askerlik görevim sırasında Sde Teiman'daydım. Ortalıkta mekana ilişkin bir tür gizem vardı. Bana fotoğraf çekmememi söylüyorlardı. Sde Teiman'a gitmeden önce onlar (askerler) bana onları (tutukluları) dövmem, kötü bir koku ve sert manzaralara hazırlıklı olmam gerektiğini söyledi. (Gözaltı merkezinin içindeki hastanenin) deney laboratuvarı gibi olduğunu duydum." ifadelerini kullandı.

 

Merkezde 2 hücreli bir yerde nöbet tuttuğunu, hücrelerin büyük olduğunu ve askerlerin buralara "ahır" dediğini aktaran İsrailli asker, şöyle devam etti: "Hücrelerin birinde 70, diğerinde 100 kişi vardı. İneklerin bulunduğu ahırlar gibi kapalı bir mekanda çok ince şilteler üzerinde sıralar halinde oturuyorlardı ve ışıklar her zaman açıktı. Herkesin gözleri bağlı ve ellerinde plastik kelepçeler vardı. İlk iki sırada tutukluların uzanmasına izin verilirken, diğer tutuklular bağdaş kurarak oturuyorlardı. Sabah oraya vardım ve onları bu şekilde gördüm; 16 ila 60 yaş arası erkekler hepsi birbirinin aynı gri eşofmanlarla oturuyordu."

Merkezde daha fazla hücre olup olmadığı sorusuna İsrailli asker, "Evet, yaşlılar ve tekerlekli sandalyeli amputeler için ahırlar da var." cevabını verdi. İsrailli asker, her tarafı dikenli teller ve duvarlarla çevrili olduğunu söylediği Sde Teiman'da "iki portatif tuvalet ve bir el yıkama alanı bulunduğunu, tutukluların haftada bir kez duş almasına izin verildiğini" ifade etti. Geceleri asla ışıkların kapanmadığını aktaran İsrailli asker, "kalabalığı kontrol altına almak için yelekleri, miğferleri, içinde silah bulunan bir kutuları ve bir isyan çıkması durumunda her türlü ses bombası ve göz yaşartıcı gazlarının bulunduğunu" aktardı.

Güvenliği sağlamaktan uzak bir şekilde görevlerinin, alıkonulan Filistinlilerin birbirleriyle konuşmamalarını ve doğru oturduklarını kontrol etmek olduğunu kaydeden asker, "Bütün gün bağdaş kurup dik oturmak zorundaydılar. Bazen bazıları öne ya da arkaya doğru eğiliyordu. Buna izin yoktu. Gözleri bağlıydı ve göz bağının altından bakmaları yasaktı. Kuralları ihlal etmeleri halinde onları cezalandırmamıza izin veriliyordu." ifadelerini kullandı.

İsrailli asker, kendilerine verilen talimatlara ilişkin de "Bize hareket özgürlüğü verdiler. Bu aslında askerin kim olduğuna bağlıydı. Bazıları (tutukluların haklarını ihlal etme konusunda) daha proaktifti, bazıları değildi." dedi.