Karadeniz gazıyla devletin kasasında 15 milyar TL kaldı! İşte Berat Albayrak'ın her şeyi başlatan o tarihi konuşması
Fatih Sondaj Gemisi'nin Karadeniz açıklarında keşfettiği doğal gaz 12 aydır vatandaşın evlerini ısıtıyor. Karadeniz gazı ülke ekonomisine büyük katkı sunarken Eylül 2023'te gazın karaya çıkarılması sayesinde 8 ayda 15 milyar TL devletin kasasında kaldı. "Enerjide tam bağımsız Türkiye" hedefiyle yürütülen çalışmalarda Berat Albayrak'ın büyük emeği yadsınamaz bir gerçek. Milli Enerji ve Maden Politikası'nın mimarı olan Albayrak'ın döneminde Türkiye envanterine sondaj gemilerini dahil etmiş,
Karadeniz gazıyla devletin kasasında 15 milyar TL kaldı! İşte Berat Albayrak'ın her şeyi başlatan o tarihi konuşması
Giriş Tarihi: 11.04.2024 06:57Güncelleme Tarihi: 11.04.2024 08:45
Berat Albayrak'ın 'milli enerji' politikalarının meyveleri! Karadeniz gazı ülke ekonomisine rekor katkı sağladı: 15 milyar TL kasada kaldı
BU ALBÜMÜ PAYLAŞ
Milli Enerji ve Maden Politikası'nın mimarı Berat Albayrak'ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde Türkiye ilk kez sondaj gemisi sahibi olurken, Fatih'in Karadeniz'de keşfettiği doğalgaz 12 aydır vatandaşın evlerini ısıtıyor.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Nisan 2023'de müjdelediği 25 metreküp ücretsiz doğal gaz uygulaması 1 Mayıs 2024'te sona erecek.
Bu sebeple 19.7 milyon haneye bu ay son kez 150 TL'ye denk gelen 25 metreküp doğal gaz ücretsiz olarak verilecek.
11 AYDIR 25 METREKÜP DOĞALGAZ ÜCRETSİZ KULLANILIYOR
Başkan Erdoğan, Fatih Sondaj Gemisi'nin Karadeniz'de keşfettiği 710 milyar metreküplük doğalgazın Filyos Doğalgaz İşleme Tesisi'nde karaya çıkarılması töreninde yaptığı açıklamada konut, ibadethane ve cemevi abonelerinden 1 ay boyunca doğa lgaz ücreti alınmayacağı ve 25 metreküpe denk gelen bedelin 1 yıl boyunca ücretsiz olacağına dair müjde vermişti.
Bu kapsamda 19.7 milyon abone Nisan 2023'te doğal gaz faturası ödemezken, o tarihten bu yana da her ay 25 metreküp doğal gazı ücretsiz kullandı.
Geçen yaz ayları süresince vatandaşın tüketimi 25 metreküpün altında kaldığı için milyonlarca haneye fatura çıkarılmadı. Karadeniz gazı kapsamında toplam 6.4 milyar metreküp doğal gaz vatandaşlara ücretsiz olarak sunulmuş olacak.
1 MAYIS 2024'E KADAR ÜCRETSİZ
Karadeniz gazında ücretsiz 25 metreküp doğal gaz uygulaması 1 Mayıs 2024 tarihinde sona erecek. Konutlarda doğal gazın metreküpünün Türkiye ortalamasının (dağıtım bedeli ve vergiler dahil) 6 TL olduğu düşünüldüğünde bu ay son kez konutlardaki ısınma ve sıcak su ihtiyacına denk gelen 25 metreküp ücretsiz olacak ve faturalardan 150 TL alınmayacak.
Devlet ücretsiz doğal gaz çalışması kapsamında vatandaşın faturalarına Mayıs 2024'e kadar toplamda 43 milyar TL'lik katkıda bulunmuş olacak.
EKONOMİYE 15 MİLYAR TL KATKI
Öte yandan Karadeniz'de keşfedilen 710 milyar metreküplük doğal gazın Eylül 2023'te karaya çıkarılmasının üzerinden yaklaşık 8 ay geçerken bu süreçte 750 milyon metreküp yerli doğal gaz üretildi. Üretilen doğal gaz ekonomiye 8 ayda 15 milyar TL gibi rekor bir katkıda bulundu.
Şu anda sahada günlük yaklaşık 4 milyon metreküp doğalgaz üretilirken, hedef doğalgaz üretiminin bu yıl sonuna doğru günlük 10 milyon metreküpe çıkarılması.
Milli Enerji ve Maden Politikası'nın mimarı Berat Albayrak'ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde Türkiye ilk kez sondaj gemisi sahibi olurken, Fatih'in Karadeniz'de keşfettiği doğal gaz 12 aydır vatandaşın evlerini ısıtıyor.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Nisan 2023'de müjdelediği 25 metreküp ücretsiz doğal gaz uygulaması 1 Mayıs 2024'te sona erecek. Bu sebeple 19.7 milyon haneye bu ay son kez 150 TL'ye denk gelen 25 metreküp doğal gaz ücretsiz olarak verilecek.
REKOR KATKI SAĞLANDI
Enerjide dışa bağımlılığını azaltarak yerli ve milli hamlelerini artıran Türkiye, Karadeniz gazının sisteme verilmesi ile birlikte tüm dünyanın aksine enerjide de önemli bir arz-fiyat dengesi sağladı.
Karadeniz'de keşfedilen 710 milyar metreküplük doğal gazın Eylül 2023'te karaya çıkarılmasının üzerinden yaklaşık 8 ay geçerken bu süreçte 750 milyon metreküp yerli doğal gaz üretildi. Üretilen doğal gaz ekonomiye 8 ayda 15 milyar TL gibi rekor bir katkıda bulundu.
Şu anda sahada günlük yaklaşık 4 milyon metreküp doğal gaz üretilirken, hedef doğal gaz üretiminin bu yıl sonuna doğru günlük 10 milyon metreküpe çıkarılması.
ÜCRETSİZ KULLANILDI
Sabah'ta yer alan habere göre, Başkan Erdoğan, Fatih Sondaj Gemisi'nin Karadeniz'de keşfettiği 710 milyar metreküplük doğal gazın Filyos Doğal gaz İşleme Tesisi'nde karaya çıkarılması töreninde yaptığı açıklamada konut, ibadethane ve cemevi abonelerinden 1 ay boyunca doğal gaz ücreti alınmayacağı ve 25 metreküpe denk gelen bedelin 1 yıl boyunca ücretsiz olacağına dair müjde vermişti.
Bu kapsamda 19.7 milyon abone Nisan 2023'te doğal gaz faturası ödemezken, o tarihten bu yana da her ay 25 metreküp doğal gazı ücretsiz kullandı.
Geçen yaz ayları süresince vatandaşın tüketimi 25 metreküpün altında kaldığı için milyonlarca haneye fatura çıkarılmadı. Karadeniz gazı kapsamında toplam 6.4 milyar metreküp doğal gaz vatandaşlara ücretsiz olarak sunulmuş olacak. Karadeniz gazında ücretsiz 25 metreküp doğal gaz uygulaması 1 Mayıs 2024 tarihinde sona erecek.
Konutlarda doğal gazın metreküpünün Türkiye ortalamasının (dağıtım bedeli ve vergiler dahil) 6 TL olduğu düşünüldüğünde bu ay son kez konutlardaki ısınma ve sıcak su ihtiyacına denk gelen 25 metreküp ücretsiz olacak ve faturalardan 150 TL alınmayacak.
Devlet ücretsiz doğal gaz çalışması kapsamında vatandaşın faturalarına Mayıs 2024'e kadar toplamda 43 milyar TL'lik katkıda bulunmuş olacak.
AVRUPA'DA FİYATLAR YAKLAŞIK ÜÇ KAT ARTTI
Hükümetin enerji politikalarında vatandaşın cebini düşünen uygulamaları sayesinde tüm dünyada enerji fiyatları artmasına rağmen Türkiye'de faturalar günden güne düşüş gösterdi. Eylül 2022'den bu yana konutlarda doğalgaza zam yapılmazken, bu süreçte Avrupa'da doğalgaz fiyatları yaklaşık 3 kat arttı. Konutların ortalama tüketimi baz alınarak doğalgazda 100 metreküp üzerinden yapılan hesaplamaya göre, 1 Ocak 2002'de net asgari ücret 164,6 lirayken, 100 metreküplük doğalgaz 42,1 liraydı. Buna göre, 2002'de doğalgazın asgari ücret içindeki payı da yüzde 25,6 idi. 2016 yılında dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın başlattığı çalışmalarla bu rakam ilk kez tek haneye düşerek yüzde 9.2'ye geriledi. Asgari ücretin 17 bin 2 lira olduğu 2024 nisan ayında ise metreküpü 6.12 liradan 100 metreküp doğalgazın asgari ücret içindeki payı 612 lira ile yüzde 3.4'e geriledi. Böylece, doğalgazın asgari ücret pastasındaki payı, son 22 yılın en düşük seviyesine inmiş oldu.
GAZ HANGİ İŞLEMLERDEN GEÇİYOR?
Sakarya Gaz Sahası'ndan gelen gaz Filyos'taki tesiste işleniyor. Gazın içinde bulunabilecek su ve yabancı maddeler ayrıştırılıyor ve gaz BOTAŞ'ın standartlarına uygun hale getiriliyor.
Basınçlandırılan gaz, BOTAŞ'a ait Ana Ölçüm İstasyonu'na ve ardından ulusal gaz şebekesine aktarılıyor.
İŞTE ENERJİDE BAĞIMSIZLIK ATEŞİNİ YAKAN O TARİHİ KONUŞMA
Karadeniz Gazı'nın hikayesi bir hayalle başladı ve o hayal gerçek oldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ile Hazine ve Maliye Bakanı olarak görev yapmış Berat Albayrak'ın 6 Nisan 2017'de o tarihi konuşmasıyla başladı.
6 NİSAN 2017
MİLLİ ENERJİ VE MADEN POLİTİKASI TOPLANTISI
"Tarihimizdeki ilk defa inşallah bu yıl alımını gerçekleştireceğimiz arama sondaj gemisiyle yılda en az Karadeniz'de 2 tane Akdeniz'de 2 tane her yıl kuyu kazacağız"
9 HAZİRAN 2017
BAKAN BERAT ALBAYRAK TPAO BARBAROS HAYRETTİN PAŞA GEMİSİ'NDE KONUŞTU
'Türkiye olarak biz artık büyük güçlü Türkiye diyorsak bu alanda da kendi mühendislerimiz gemilerimiz, arama sondaj platformlarımızla olmak zorundayız. İnşallah bunun bir neticesi noktasında da önemli adımlar atacağız'
9 TEMMUZ 2017
DÜNYA PETROL KONGRESİ
Bakan Albayrak, "Arama ve üretim faaliyetleri ekseninde denizlerimizde petrol ve doğalgaz faaliyetlerine odaklanmış bulunuyoruz. Akdeniz havzasında ve Karadeniz'de sismik araştırmalarımız yoğun bir biçimde devam ediyor" dedi.
28 TEMMUZ 2017
BAKAN ALBAYRAK AKADEMİSYENLERLE İSTİŞARE TOPLANTISINDA
"İnşallah bu yılın son çeyreğinde envanterimize alacağımız kendi sondaj gemimizle kendi mühendislerimizle Türkiye olarak biz kendimiz yapacağız"
10 AĞUSTOS 2017
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, "Burada ciddi keşifler oluyorsa bizde kendi hukukumuza dayalı bölgelerde daha aktif olacağız" diye konuştu.
12 AĞUSTOS 2017
18 MART ÇAN TERMİK SANTRALİ MÜDÜRLÜĞÜ ZİYARETİ
Bakan Albayrak, "Tüm bu çerçevede kendi personelimizle daha aktif bir rol üstleneceğiz" dedi.
11 EKİM 2017
BAKAN ALBAYRAK 8.TÜRKİYE ENERJİ ZİRVESİ'NDE
"Bu yıl bitmeden ilk derin sondajımızı yapacağız. Türkiye yeni dünya düzeninde çok farklı bir şekilde yol alıyor"
3 KASIM 2017
7. ULUSLARARASI DOĞALGAZ KONGRESİ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, "Bu yıl bitmeden envanterimize katacağımız kendi sondaj gemimizle Akdeniz'de artık 2018'de kuyularımızı sondaj çalışmalarımızı son sürat devam ettirecek bir Türkiye Petrol'leri var" dedi.
20 KASIM 2017
2018 YILI BÜTÇESİ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
Bakan Albayrak, "Akdeniz ve Karadeniz'in her birinde ayrı ayrı sondaj çalışmaları yapmak suretiyle petrol ve doğalgaz aramacılığında aktif bir stratejiyi devreye alıyoruz" dedi.
14 ARALIK 2017
BAKAN BERAT ALBAYRAK 2018 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU GÖRÜŞMELERİNDE MECLİS'E SESLENDİ
"Doğalgaz ve petrol arama çalışmalarımız kapsamında Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis gemileriyle hem Akdeniz hem de Karadeniz'de detaylı sismik aramaları yürütüyoruz. Tüm dünyaya buradan sesleniyorum sondaj ve petrol arama faaliyetleri noktasında Türkiye olarak, Türk bayrağının dalgalandığı gemilerimizle yelken açıp dolaşacağız"
31 ARALIK 2017
DEEPSEA METRO-2 ZİYARETİ
Bakan Albayrak, "Sektörünün en büyüğü en son teknolojiye sahip olan ülkemizin ilk yerli sondaj gemimizle 2018'e giriyoruz" açıklamasında bulundu.
31 MAYIS 2018
BAKAN ALBAYRAK FATİH SONDAJ GEMİSİNİ AKDENİZ'E UĞURLAMA TÖRENİNDE KONUŞTU
"Teknolojik altyapı iş güvenliği ekipmanlarıyla dünyanın en üst klasmanındaki gemimizle denizlerdeki varlığımız artık özellikle Akdeniz ve Karadeniz'de daha fazla hissedilir olacak"
20 ŞUBAT 2019
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Bu süreç başladıysa yakındır neticeye ulaşmak. Ama bugün ama yarın. Doğru adımları doğru bir sistem içerisinde yerli ve milli duruşla bilimsel olarak da yol haritasıyla neticeye ulaşmak kaçınılmaz" dedi.
12 MAYIS 2019
Bakan Albayrak, "Ben buradan net söylüyorum. 2020 yılların Türkiye'sinde inşallah Türkiye petrol ve gaz noktasında sevinçli ve mutlu haberler duyacak" açıklamasında bulundu.
12 AĞUSTOS 2020
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Doğu Akdeniz'i birileri uluslararası şirketlere paylaştırırken biz napacağız oturacağız. Sonra ne olacak biz Akdeniz'e ayağımızı suya atamayacak olta atamayacak noktaya geleceğiz. Böyle bir şey olabilir mi?" dedi.
21 AĞUSTOS 2020
BAŞKAN ERDOĞAN TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK DOĞALGAZ KEŞFİNİN KARADENİZ'DE GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİNİ DUYURDU
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin heyecanla beklediği müjdeyi Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen törenle açıkladı. Erdoğan, Karadeniz'deki Tuna-1 kuyusunda 320 milyar metreküp doğal gaz bulunduğunu duyurdu. Erdoğan, "Keşfedilen doğal gaz, çok daha zengin enerjinin yalnızca bir parçasıdır." diye konuştu. Erdoğan, Akdeniz'den de müjdeli haberler beklendiğini söyledi.
Başkan Erdoğan, Mayıs 2021'in son günlerinde yaptığı açıklamada da, "Karadeniz'de bulduğumuz gazın ardından kara alanlarındaki çalışmalarımızın da sonuçlarını almaya başladık. 3 yeni kuyuda petrol keşfettik" dedi.
Erdoğan'ın petrol müjdesi, Diyarbakır ve Kırklareli'nde sevinçle karşılanırken, uzmanlar keşiflerin ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını ifade etmişti.
4 HAZİRAN 2021
BAŞKAN ERDOĞAN MÜJDEYİ AÇIKLADI
Türkiye'nin asırlık projesi Filyos Doğal Gaz İşletme Tesisi'nin temeli, iki yıl önce Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Zonguldak'ta atıldı. Başkan Erdoğan, ardından Fatih Sondaj Gemisi'nin, Sakarya gaz sahasındaki Amasra -1 kuyusunda 135 milyar metreküplük yeni bir doğal gaz keşfi daha yaptığını duyurdu. Böylece Karadeniz'de bulunan toplam doğal gaz rezerv miktarının 540 milyar metreküp oldu.
"ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK"
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı yaptığı dönemde, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için reform niteliğinde adımlar atan Berat Albayrak, 'Burası Çok Önemli' isimli kitabında, keşiflerin hikayesini çarpıcı ifadelerle anlatıyor.
ENERJİ KEŞİFLERİNİN SEYRİ ANLATILIYOR
Kitabın "Artık Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak" başlıklı bölümünde Türkiye'nin denizlerde ve karalardaki enerji keşiflerini hikayesi detaylıca ele alınıyor.
Burası Çok Önemli'nin 41. ve 50. sayfaları arasında Berat Albayrak, süreci ve yaşanan o gelişmeleri kaleme almıştı. İşte o dikkat çeken ifadeler:
ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
Enerji en önemli meydan okuma alanı ise, bu alanın en zorlu kısmını hidrokarbon aramacılığı teşkil ediyor dersek yanlış olmaz. Dünyanın en büyük firmalarının, dev kamu şirketlerinin yer aldığı, küresel siyasette net belirleyici faktör olarak kabul edilen hidrokarbon aramacılığında gerçekten bir iddia ortaya koymak istiyorsanız, size dayatılan dar gömleği yırtmanız, bağımsızlığı hedefliyorsanız mutlaka ama mutlaka yeni bir oyun planı geliştirmeniz zaruridir. En başta da uzun yıllardır yabancı firmaların kazdığı kuyular, yaptığı sondajlar sonucunda bu ülkede olmadığını söyledikleri petrol ve gazın peşine bir de bizzat sizin düşmeniz ve bu hidrokarbon zenginliğine sahip olup olmadığınızı kendi gözlerinizle görmeniz gerekir.
Göreve geldiğimizde, kara sahası üzerinde maden ve hidrokarbon arama üretim çalışmalarında tecrübeye sahip bir konumdaydık. Ancak yabancı firmalardan hizmet alma, onların tecrübelerini olgu olarak kabul etmenin dışına çıkmadığımız, hiçbir tecrübeye sahip olmadığımız önemli bir alan vardı; o da denizlerde bu faaliyetlerin yapılması.
Hidrokarbon anlamında potansiyel vadeden iki denizimiz var. Birisi hiçbir paylaşım kavgasının, tartışmanın olmadığı Karadeniz, diğeri ise bize karşı adeta dayatmaların, sınamaların merkezi haline gelmiş olan Akdeniz. Evet Karadeniz, kıyısı olan ülkelerin bir araya gelerek yaptıkları anlaşma ile tüm ülkelerin münhasır ekonomik alanları belli olduğu için sorunsuz ve tartışmasız bir alan. Fakat Akdeniz'de Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin yıllardır şımartılması, uluslararası hukukun işletilmemesi sorunu büyüterek bugünlere kadar getirdi.
"BİRÇOK PLATFORMDA TÜRKİYE'NİN TEZLERİ REDDEDİLİYORDU"
Yıllarca özellikle Deniz Kuvvetlerimizin ve Türkiye Petrolleri'nin yaptığı çalışmalarla ruhsatlandırdığımız bölgeler var, buna ihtilaflı sahalar da dâhil. Her ne kadar uluslararası hukuk anlamında haklı olsak da ne hikmetse, birçok platformda Türkiye'nin tezleri reddediliyordu. Bunun en büyük nedeni de Türkiye'nin bu kaynakları keşfetme ve çıkartma noktasında bir kararlılık ve caydırıcılık ortaya koyamamasıydı.
Meseleyi bambaşka bir boyuttan ele almamız gerektiğine inandık ve bu çerçevede adımlar attık. Denizlerimizdeki hakkımız olan alanlarda, hidrokarbon arama üretim faaliyetleri konusunda önceki tecrübelerden de dersler çıkararak gerekli çalışmaları yapmak kaçınılmaz bir görev olarak önümüzde duruyordu. Bir tarafta Türkiye'nin ruhsatlandırdığı alanlarda Türkiye'ye hizmet vermeye yanaşmayan uluslararası şirketler, diğer tarafta çoktan keşifleri yapmış, hatta Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesini de ihlal ederek çalışmalar yürüten ülkeler vardı. Bunu dikkate alarak kendi münhasır ekonomik bölgemize sahip çıkacak adımları atmamız, yapacağımız arama üretim faaliyetleri ile ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmamız ve cari açığı azaltacak faaliyetleri gerçekleştirmemiz elzemdi.
Bir örnek verecek olursak... Bu meselenin geçmişte bir "Milli Enerji Meselesi" olarak ele alınmadığı ortadaydı. Düşünün ki geçmişte bu alanda atılacak adımlara Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı değil, Dışişleri Bakanlığı içerisinde orta düzeyli bir daire karar veriyordu. Oysa dönemimizde bu konu Milli Enerji Maden Politikamızın en önemli konularından birisi olarak ele alındı.
"BUGÜN BUNA İZİN VERİRSEK..."
Şimdi de ihlallere bir örnek verelim: Türkiye'nin hak iddia ettiği bir parselde, Avrupalı bir firma, Güney Kıbrıs yönetimi ile hareket ederek bir sondaj çalışması başlattı. Bu konuda verilen görüşler eski düzenin devamı yönünde olunca biz, "Bugün buna izin verirsek, yarın milli bir enerji politikasını bu coğrafyada uygulayamayız" dedik ve gerekli tüm müdahaleler için aksiyon aldık. O günden sonra bir daha da kimse bizim hak iddia ettiğimiz alanlarda elini kolunu sallayarak hareket edemedi.
Meselenin bir iddia ortaya koymak, kendi hakkını savunmak gibi çok değerli taraflarının yanında daha da önemli bir yanı vardı: Kendi göbeğini kendin kesmek.
Önceki dönemlerden edinilen tecrübeler, bu işi kendi arama ve üretim gemilerimizle ve kendi insan kaynağımızla yapmamızı zaruri kılıyordu. Bu nedenle öncelikle kendi arama ve sondaj gemilerimizi edinmek için yola koyulduk. Bu işin başında dışarıdan bir engelleme çabası ile karşı karşıya kalacağımızı öngörüyorduk. Ancak ilk engelleme girişimini içeride yaşadık. Akdeniz'de malum ülkeler bizim kendi deniz alanlarımızın da bulunduğu bölgeleri parsel parsel ihaleye çıkarıp uluslararası şirketlere vermeye başlayınca acil toplantılar düzenledik.
Bunlardan biri 2016 yılının başında bakanlığımızdan o zamanki Müsteşar Yardımcımızın, Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yetkililerinin katılımı ile yapılan toplantıydı. Bu toplantıda çok enteresan şeyler yaşadık. Doğu Akdeniz'de daha aktif olmamız gerektiğini, yoksa yarın kıyılarımızdan Akdeniz'e olta dahi atamayacak noktaya geleceğimizi dillendirdiğimizde; o toplantıdaki katılımcılardan bazıları Türkiye'nin bunu yapacak kapasitesinin, altyapısının, gemilerinin, gemileri alacak parasının olmadığını dile getirdiler, "Bu yönde agresif bir politika uygularsak ABD ve AB'nin ne diyeceğini kestiremeyiz" şeklinde şiddetli itirazlarda bulundular. Biz ise Türkiye'nin kendi gemilerini alacağını, kendi gemileri ile bu faaliyetleri yürüteceğini, gerektiğinde deniz kuvvetlerimizin de güvenlik için refakat edeceğini, kim ne derse desin Mavi Vatan'dan asla vazgeçmeyeceğimizi ifade ettik ve kesinlikle geri adım atmadık.
Gelin görün ki, çokça ibretlik ve dramatik bir şekilde bu toplantılardan kısa bir zaman sonra, 15 Temmuz'un hemen ertesinde, o itirazları yapan isimlerden bazılarının ihanet şebekesinin içerisinden olduğu ortaya çıktı. Bu olay vesilesiyle, Doğu Akdeniz meselesinin özellikle bürokrasi nezdinde bilinçli olarak neden dar bir ekiple yıllardır bu şekilde yönetilegeldiğini anlamış olduk.
Gemilerin alınmasının ne kadar gerekli olduğunu biliyorduk, ancak bu gerçeği başkaları da biliyordu. Ekip arkadaşlarımız, planlama sürecinde "Ülkeyi böyle saçma masraflara sokamazsınız ve sonunda yargılanırsınız" diye bürokrasi tarafından tehdit dahi edildi ama bunların hiçbiri bizim kararlılığımızı engelleyemezdi, engelleyemedi de.
"EN DÜŞÜK MALİYETLE GEMİLERİ ALMAYI İSTİYORDUK"
Vakit geçirmeksizin uygun teknik donanıma sahip gemileri tespit etmek için çalışmaları başlattık. Önceki dönemlerdeki fiyatlara göre döviz bazında yarı fiyatına hatta üçte bir fiyatına uygun gemileri ekibimizin sıkı ve hızlı çalışması ile tespit etme imkânımız oldu. Yine hızlı bir şekilde bu gemilerden birini ülkemize kazandırmak için görüşmeleri başlattık. En düşük maliyetle gemileri almayı istiyorduk. Bu doğrultuda doğru bir strateji ve müzakere yürütmek için ekibimizle çalışmalara başladık.
Petrol fiyatlarının düşük olduğu dönemde açık denizde arama üretim yapacak gemilerin fiyatlarının düşmüş olması da bize bu gemileri düşük maliyetle satın almamız için bir fırsat sunuyordu. İlk belirlediğimiz gemimizin sıfır fiyatı 800 milyon-1 milyar dolar arasında değişiyordu. Bu gayet temiz 4-5 yıllık en son nesil, sadece birkaç kuyu kazmış ve sahibi olan firmanın ekonomik kriz yaşaması sebebiyle satmak durumunda kaldığı bir gemiydi. 600 milyon dolar civarında rakamların telaffuz edilmesiyle başlayan pazarlıklarda kararlı bir duruş sergiledik ve yürütülen başarılı müzakere süreci neticesinde ilk gemimizi o günkü rayiçlerin çok çok altında 154 milyon dolara Norveç'ten satın aldık. Hatta finansman işlemlerini de hallederek bu ödemeyi 12 (4+8) yıllık bir vadeye yaydık. Bir deniz sondajı fiyatının yaklaşık 200 milyon dolar olduğu uluslararası piyasalarda, gemimizi bir kuyu maliyetinin bile altında almak gerçekten büyük bir başarıydı. Elbette bu bir ekip çalışmasının neticesiydi.
Ayrıca kendi gemilerimiz ve mühendislerimizle arama faaliyetlerini sürdürmenin, yerlileştirme çalışmalarımız sonucunda ekipman maliyetlerini düşürmenin neticesinde bugün Türkiye Petrolleri deniz sondaj maliyetini uluslararası ortalamanın onda biri düzeylere çekmeyi başarmıştır.
"ÜLKEMİZE İLK MİLLİ SONDAJ GEMİMİZİ KAZANDIRDIK"
Tarih boyunca denizciliğin, denizlerde var ve güçlü olmanın medeniyetimiz için ne kadar önemli olduğunu, denizciliğin ticaretten güvenliğe kadar her alanda kapasitemize sağladığı katkıyı bilen bir millet olarak bir kez daha denizcilik alanında çok önemli bir iddiayı ortaya koymuş olduk. Böylesine önemli bir operasyonu 2017 yılında kısa zamanda başardık. 2017 yılının son günlerinde Norveç'ten yola çıkan gemi Kocaeli Dilovası'na geldi. Böylece, ülkemize ilk milli sondaj gemimizi kazandırdık.
İlk gemimiz, bizim için yalnızca satın alınmış bir aparat değildi. Bu bir fikir, bir inanç, bir ezber bozmaydı. "Yapamayız, edemeyiz" cümlelerine, estirilmek istenen olumsuz havaya sırtımızı döndük. Milletine, insanına, kendine ve her şeyden öte Türk gençlerine güvenin adı olarak yeni bir dönemin başladığını sembolize etmesi açısından gemimize Fatih ismini verdik.
Fatih derin deniz sondaj gemisi, 229 metre uzunluğunda, 36 metre genişliğinde ve 51 bin groston ağırlığa sahip. 2011 yılında Güney Kore'de inşa edilmiş 6. nesil üst seviye bir teknoloji ile donatılmış. Gemimiz, 12 km'den daha derin olan, dünyanın en derin çukuru Mariana çukurunda bile sondaj yapabilecek kapasiteye sahip. Aktif konumlandırma sistemi ile 6 metre yüksekliğindeki dalgalarda bile sabit olarak kalıp operasyonlarını düzenli bir şekilde yürütebiliyor.
Satın alma sonrasında gemimizin en kısa zamanda ülkemize getirilmesi ve arama üretim faaliyetine başlamaya hazırlanması için gerekli çalışmaları tamamladık. İstanbul Boğazı'ndan geçip Karadeniz'de belirlediğimiz sahaya ulaşabilmesi için demontaj ve montaj çalışmalarını yine kendi ekiplerimizle başarı ile yürüttük. Gerçekten de yüksekliği boğaz köprülerinin denizden yüksekliğinden fazla olan gemimizin demontajının kısa bir zamanda tamamlanabilmiş olması önemli bir operasyonel kararlılık ve başarı ile halledilmiş oldu.
"Milli Enerji ve Maden Politikası" kapsamında hedef olarak koyduğumuz denizlerdeki arama ve sondaj faaliyetleri hedefimize ulaşmak için 2018 yılında ikinci gemimiz olan Yavuz gemisini ülkemize kazandırdık. Fatih gemisi gibi 6. nesil ileri teknolojiye sahip olan Yavuz gemisi 230 metre uzunluğunda ve 36 metre genişliğinde.
Oluşturduğumuz politikalar kapsamında 2020 yılında filoya katılan üçüncü gemi, Kanuni sondaj gemisi oldu. Bu gemimiz 227 metre uzunluğunda 42 metre genişliğinde.
Sismik ve sondaj gemilerimiz ile ortaya koyduğumuz bu irade sadece hidrokarbon aramacılığında bir iddia üretmek değildi. Başlattığımız hamleler ile, "Mavi Vatan" söylemi ete kemiğe büründü.
Fatih gemimizin Temmuz 2020'de, Tuna 1 kuyusunda başladığı sondaj çalışmaları bir ay sonra meyvesini verdi. 21 Ağustos 2020 Cuma günü 320 milyar metreküp doğalgaz keşfi yapıldığı müjdesini vatandaşlarımızla paylaştık.
"FATİH, İLK DERİN SONDAJINDA TARİHİMİZİN EN BÜYÜK GAZ REZERVİNİ BULDU"
Fatih Sultan Mehmet Han'ın bizlere emaneti olan Ayasofya Camii'nin yeniden ibadete açılmasının üzerinden 40 gün dahi geçmeden envanterimizdeki üç sondaj gemimizden (Fatih, Yavuz, Kanuni) Fatih'in üstelik Karadeniz'deki ilk deniz sondajında tarihimizin en büyük gaz rezervini bulması oldukça manidardır!
Ekim ayında ise bu keşfe 85 milyar metreküp daha eklendi ve tespit edilen toplam rezerv 405 milyar metreküp seviyesine çıktı.
Bu ilk keşifler bize gösterdi ki, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yeni keşiflerin, yeni müjdelerin çok yakın olduğundan emindik. Çok şükür, öyle de oldu. Çok daha büyük keşiflerin habercisi olan yeni bir doğalgaz keşfi Sakarya Gaz sahasında gerçekleşti. 135 milyar m3 'lük yeni keşfimiz 4 Haziran 2021 tarihinde yapılan açıklama ile paylaşıldı. Toplam rezerv 540 milyar m3 'e ulaştı.
Şu âna kadar bulunan toplam rezervin ekonomik değeri bugünkü gaz fiyatlarıyla 300 milyar doların üzerinde… Yalnız bu rezerv keşfi bile ülkemiz tarihinin hem stratejik hem de kârlılık anlamında en önemli yatırımına imza attığımızı gösteriyor. Biz halis bir inanç ile memleketimize hizmet gayesiyle hazırladığımız stratejiler, politikalar ve projeler ile bir sefere koyulduk, bize zaferi nasip eden Rabbimize şükürler olsun.
Şunu çok net ifade edebilirim ki, sadece Karadeniz'deki bu sahanın potansiyeli bile yıllık gaz tüketimi ortalama 55 milyar m3 olan Türkiye'nin, 2030 yılına kadar sadece mevcut ihtiyacını karşılamakla kalmayacak, ülkemizi gaz ihracatı yapabilecek bir noktaya taşıyacak. Bu da sahada trilyonlarca m3 'lük bir rezervin olduğu ve bunun da ekonomik değerinin trilyon doları geçebileceği anlamına geliyor.
"TÜRK GENÇLERİNİN KÜRESEL DEVLERLE REKABET EDEBİLECEK DONANIMDA OLDUĞUNU İSPATLADIK"
2020 yılında Karadeniz'de ilk keşfimizi yapmamızla birlikte artık açık denizde arama ve üretim gemisi işletebilme ve doğalgaz keşfi yapma başarısı elde etmiş olduk. Bu başarı hem Karadeniz'de hem Akdeniz'de hem de başka sahalarda arama faaliyetlerini sürdürme konusundaki azmimizi, kararlılığımızı artırdığı gibi Mavi Vatan'a sahip çıkmak için diplomatik ve hukuki çalışmalara yoğunlaşmamızda önemli bir motivasyon kaynağı oldu.
Denizlerde doğal kaynak aramacılığı bir yetkinlik ve devamlılık konusudur. Bizse yaptığımız keşif ile buna yetkin olduğumuzu gösterdik. Türk gençlerinin, Türk mühendislerinin, en zor çalışma alanı olan denizlerde hidrokarbon aramacılığında dünyaya meydan okuyabilecek, küresel devlerle rekabet edebilecek donanımda olduğunu ispatladık. Devamlılık noktasında ise şundan eminim: Gerek doğalgazda gerekse petrolde ilerleyen dönemlerde bu alanda daha çok müjdeler vermek nasip olacaktır.
"BAKAN OLDUĞUM DÖNEMDE BİZZAT GİDİP İNCELEDİM"
Derin sondajları ve petrol arama seferberliğini yalnızca denizlerde değil karada da başlattık. Önce, Şemdinli'den Cizre'ye, kuzeyde Van'dan Siirt'e kadar olan alandan uçakla gravite manyetik veri toplama işlemini ülkemizde ilk kez gerçekleştirdik. Dikkatinizi çekerim, bu daha önce yapılmamış bir çalışmaydı. Daha sonra, Hakkari Çukurca'da Irak sınırına 3 kilometre mesafede yani sınırın sıfır noktasında derin petrol sondajını başlattık. Bakan olduğum dönemde bizzat sondaj bölgesine gidip çalışmaları yerinde inceledim. İlk derin sondaj için 4 bin 450 metrelik bir hedef koyduk. Yıllardır bu bölgedeki yeraltı kaynakları ile ilgili hep konuşulur, efsaneler, hikâyeler üretilirken biz sahaya indik ve ülkemiz tarihinde bu bölgedeki ilk derin sondajı başlatmış olduk. O gün atılan tohumlar Türkiye Petrolleri A.O.'yu bugün günde 60 bin varil petrol üreten bir şirket haline getirdi. İnanıyorum ki karada da güzel keşifler yapacak ve çok yakında günlük 100 bin varili geçeceğiz.
Böylece, doğal gazın asgari ücret pastasındaki payı, son 22 yılın en düşük seviyesine inmiş oldu.
BERAT ALBAYRAK ve 'MİLLİ ENERJİ' POLİTİKASI
"Enerjide tam bağımsız Türkiye" hedefiyle yürütülen çalışmalarda Berat Albayrak'ın büyük emeği yadsınamaz bir gerçek.
Milli Enerji ve Maden Politikası'nın mimarı olan Albayrak'ın döneminde Türkiye envanterine sondaj gemilerini dahil etmiş, o gemilerden Fatih Karadeniz'de doğal gaz keşfetmişti.