Karanlık adam Dahlan'ın hedefinde Türkiye var
İsrail, Mısır ve BAE'nin tetikçisi Muhammed Dahlan, Ağustos'ta Gazze'de siyasete el koymaya hazırlanıyor. Gazze'yi Batı Şeria'dan kopararak Filistin'i parçalama ve Hamas'ı tasfiye görevi verilen Muhammed Dahlan, Mısır'ın Gazze'ye yönelik kara ablukasını kaldırma ve elektrik kesintilerinin azaltılması karşılığında Hamas ile Ağustos ayına kadar bir anlaşmaya varılacağını iddia etti.
Karanlık adam Dahlan'ın hedefinde Türkiye var Giriş Tarihi: 25.7.2017 22:05 Son Güncelleme Tarihi: 26.7.2017 18:09
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) emiri Muhammet Bin Zayed tarafından desteklenen kamptaki teröristler, Türkiye, Libya, Sudan ve Katar'da suikast ve provokatif saldırılar düzenlemek için yetiştirildi. Dahlan'ın planına göre teröristlerin ilk hedefi Gazze.
Ortadoğu'nun kiralık katili Muhammed Dahlan, Mısır'da 8 bin kişilik terör kampı kurdu. Bir buçuk yıl önce Sina yarımadasında kurulan kamp Birleşik Arap Emirlikleri tarafından destekleniyor. Kamptaki teröristler Türkiye, Sudan, Libya ve Katar başta olmak üzere Ortadoğu'da sansasyonel eylemler için yetiştiriliyor. DEAŞ'ın Libya yapısını kuran Ebu Hafs adlı terörist tarafından saldırı timlerinin kurulduğu kampın ilk hedefi ise Gazze'yi işgal etmek.
DAHLAN'IN İLK HEDEF GAZZE
Muhammed Dahlan hazırladığı plana göre, Gazze'ye DEAŞ timlerini yerleştirerek İsrail kontrolünde olan bölgelerin füzelerle vurulması ve bir dizi terör eylemi yaptırılarak, "Terör örgütü DEAŞ Gazze'yi işgal etti" algısı oluşturulacaktı. Gazze ile eş zamanlı olarak Mısır'da birçok üst düzey isme suikast düzenlenmesi de aynı planın parçası. Büyük tahribatlara yol açacak intihar saldırıları ile birlikte Mısır ordusunun Gazze'yi işgal alt yapısı oluşturulacak.
HÜCRE TİMİ OLUŞTURDU
Muhammed Dahlan'ın, Hamas'ın bertaraf edilerek bölgenin işgal edilmesi projesine el Fetih İstihbarat Şefi Teyvik el Turavi destek veriyor. Mısır'ın Sina kampından ihraç edilen DEAŞ görünümlü operasyon timleri ile birlikte el Fetih tarafından suça bulaşmış bazı isimler de aynı komplo kapsamında plana dahil edildi. 700 kişilik provokasyon timi 8'li timler halinde Gazze genelinde hücre birimleri oluşturdu.
DEAŞ BAHANESİYLE İŞGAL EDECEK
Gazze ile birlikte İsrail'in Kudüs, el Halil, Beytullahim gibi bölgelerde taciz ve işgalleri hız kazanacak. Muhammet Dahlan, Muhammed Bin Ziyad ve Abdulfettah Sisi ortaklığı ile yetiştirilen teröristlerin Gazze başta olmak üzere Türkiye, Katar gibi hedef ülkelerde düzenleyeceği operasyonlar SKY News, Gad TV kanalı tarafından desteklenecek. Sina'daki kamptan hedef ülkelere toplam 900 civarında teröristin gönderildiği gelen bilgeler arasında.
BAE, 700 MİLYON DOLAR HARCADI
Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammet Bin Zayed tarafından 700 milyon dolar harcanarak kurulan terör kampından Türkiye, Katar, Filipinler ve Libya'ya terörist ihraç edildi. Özel operasyon eğitimi alan teröristler DEAŞ görünümlü eylemler düzenlemek üzere yetiştirildi.
SORGUDA İTİRAF ETTİ
Batı Şeria'dan Gazze'ye son 6 ayda 5 altı ziyaret gerçekleştiren Merve el Mısri, Hamas istihbarat birimi tarafından izlenmeye alındı. Gazze'de ziyaret ettiği hücre yapılanmasında operasyonla yakalanan alınan Merve el Mısri, yanında getirdiği 650 bin dolarla birlikte gözaltına alındı. Kadın gazeteci sorgusunda Gazze'ye dönük planı itiraf etti.
"Ortadoğu'nun mevcut dengeleri içinde, Muhammed Dahlan figürü, yakından ve dikkatle izlenmeyi hak ediyor. Özellikle Türkiye karşıtı (hatta düşmanı) damarın nerelerde ve nasıl güçlendiği merak ediliyorsa, Dahlan'ın ayak izleri titizlikle takip edilmeli" diyen Kılınç, Dahlan ile ilgili önemli bilgiler verdi.
İşte Kılınç'ın paylaştığı notlar:
- Karadağ Başbakanı'nın bizatihi referansıyla vatandaşlığa alındı.
- Ardından Sırbistan Başbakanı'nın desteği ile Sırp vatandaşı oldu.
- Karadağ ve Sırbistan'a milyonlarca dolarlık yatırım yapılmasına aracılık etti.
- Saraybosna yakınlarında inşa edilmesi düşünülen dev sağlık-turizm kompleksi fikri ve projelendirilmesi ona itti.
- 2011'de Fetih Hareketi'yle ilişkisi kesildikten sonra Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'ye yerleşti.
İSRAİLLE SICAK TEMAS
- İsrail'le de oldukça sıcak ilişkiler geliştirdiği biliniyor. İsrail Savunma Bakanı Avigdor Lieberman ile Avrupa'da gizlice buluşup Filistin'in önümüzdeki dönemlerini istişare ettiği bu iddialardan biri... İsrailli yöneticilerin, Dahlan'ın Filistinliler nezdindeki kredisinin azalmaması için kendisine açıktan sıcak davranmadıkları belirtiliyor.
YASER ARAFAT İDDİALARI
- Filistin'in efsanevi lideri Yaser Arafat'ı zehirlettiği iddia ediliyor. Dahlan bu suçlamayı kabul etmiyor.
MISIR'DAKİ DARBEDE ADI GEÇİYOR
- 2013'te Mısır'da Muhammed Mursi'nin devrildiği askeri darbenin perde arkasındaki mimarlarından biri olarak biliniyor. Güvenlik danışmanlığını yaptığı Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zâyed Âl-i Nahyan'ı Mursi'yi devirmeye ve Sisi'ye destek vermeye ikna edenin Dahlan olduğu kaydediliyor. Körfez'in Mısır'a yaptığı ekonomik ve askeri yardımların, basın-yayın yoluyla Mursi'nin ve Müslüman Kardeşler Teşkilâtı'nın itibarsızlaştırılması operasyonlarının arkasında hep Dahlan bulunuyor. Arap basınındaki Türkiye karşıtı yayınlar, El Arabiya başta olmak üzere önemli yayın organlarının her fırsatta Türkiye'yi karalaması da, büyük oranda Dahlan'ın etkisine ve yönlendirmesine bağlanıyor.
FİLİSTİN'DEKİ ROLÜ
- Mahmud Abbas'ın devrilmesi için de aktif şekilde çaba göstermeye devam ediyor. Filistin mahkemelerinde hakkında açılan yolsuzluk davalarını “Abbas'ın kendisini yok etme politikası” olarak yorumlayan Dahlan, Filistin siyasetine müdahil olma gayretlerini sürdürüyor. 1995-2000 yılları arasında Gazze'de güvenlik şefliği yaparken Hamas üyelerine karşı oldukça sert davranan, tutuklama ve işkence ile adını duyuran Dahlan, Hamas'a mesafeli dursa da, Abbas'ın Hâlid Meşal ve ekibine yanaşmaması için bütün gücünü kullanıyor. Dahlan'ın kendisini devirme planlarından haberdar olan Abbas ise, koltuğunu yitirmemek için Hamas'la yakınlaşıyor. Dahlan unsuru böylelikle, Filistin içinde sürekli bir gerilim konusu.
SURİYE KRİZİNDE DAHLAN İZLERİ
- Suriyeli muhalif gruplarla Kahire'de sık sık bir araya geldiği belirtilen Dahlan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi'nin Suriye konusunda geliştirdiği rejim yanlısı yeni duruşun da fikir babası. Sisi'ye, Suudi Arabistan'ı kızdırmak pahasına da olsa Beşşar Esed rejiminin desteklenmesi gerektiği düşüncesini benimseten Dahlan'ın, bölgesel gücü birkaç sene öncesine kadar epey zayıflayan Riyad yönetimine karşı adım atabilmesi noktasında Mısır tarafını cesaretlendirdiği söyleniyor.
TUNUS'TAKİ VARLIĞI
- Yatırımlarının bulunduğu Tunus'ta da siyasete müdahil olan Dahlan, ülkedeki siyasi grupların bir araya gelmesinde ve ulusal uzlaşının temininde kilit rolün kendisine ait olduğunu savunuyor.
Arafat suikastçisi Dahlan’ın hedefi Erdoğan ve Türkiye..
2011 yılında İsrail-Filistin müzakerelerine dair on yıllık gizli bilgideşifre oldu. Bin altı yüz gizli belgede, Kudüs'ün büyük bölümünün İsrail'e verilmesi gibi dünyayı ayağa kaldıracak teklifler de vardı. İsrail’in Gazze katliamlarının arkasındaki kirli ittifaklara, “gelin ülkemizi işgal edin” diyen bölge yöneticilerine kadar şok edici bilgiler vardı.
ABD özel birliklerinin Filistin halkına karşı nasıl savaştığı, Muhammed Dahlan’a aktarılan silahlar, Dahlan ile İsrail istihbaratı ve Mısır istihbaratı arasındaki ilişkiler, Dahlan ile neoconlar arasındaki kirli ve kanlı ortaklıklar gibi..
Ve çok daha önemlisi: Filistin lideri Yaser Arafat’ın zehirlenip öldürülmesi ihalesinin de Dahlan’a verilmesi gibi. Zaten El Fetih’ten birçok kişi CIA ve Mossad’la çalışıyordu. Arafat zehirlendi ve yavaş yavaş öldürüldü.
Biz 15 Temmuz’u Ocak ayında haber verdik..
2016 Ocak ayında, Gerçek Hayat dergisinde bir dosa yayınladık.
Türkiye’nin darbeler ve darbe girişimleri tarihine yeni bir sayfa açacak ölçüde bir kirli dosyanın kapağını araladık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik yeni bir uluslararası komplonun ilginç ayrıntılarını sunduk.
Dikkat edin, bunlar 15 Temmuz darbe ve iç savaş girişiminden önce, yani Ocak ayında oldu. Darbe senaryosu çokulusluydu ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Arafat’ın katili Muhammed Dahlansenaryonun tam merkezindeydi.
Senaryonun sonu: Erdoğan bitirilecek!
Senaryo şöyleydi: Doğrudan Erdoğan’ı hedef alacak darbekampanyası önce Arap medyası üzerinden servis edilecek. Çirkin kampanyalar düzenlenecek, Erdoğan ve Türkiye’nin imajı hedef alınacak. Ardından Türkiye’deki muhalif medya finanse edilipkampanyanın Türkiye ayağı başlatılacak. AK Parti iktidarından memnun olmayanlar seferber edilecek.
Askerler provoke edilecek. Terör tırmandırılacak. Ardından Erdoğan bitirilecek!
Nasıl? 15 Temmuz senaryosuna benziyor mu? Darbe girişiminden altı ay önce duyurduğumuz bu kirli senaryo konusunda pek kimsenin dikkatini çekememiştik. Çünkü bizim medyada bile bazı arkadaşlarımızın çok daha önemli “öncelikleri” vardı: Adam tasfiye etmekle, iftira atmakla, “piyasa” yapmakla meşguldüler. Darbe kimin umurundaydı?
Arafat suikastçisi Dahlan’ın hedefi Erdoğan ve Türkiye..
Tabii bütün bu senaryo için BAE’nin yetmiş milyon doları ayrılmıştı. Acaba bu milyon dolarların ne kadarı Türkiye’deki hangi medya kuruluşlarına ve yazarlara dağıtılmıştı?
“1128 akademisyenin teröre destek veren çıkışı bu kampanyanın ürünü olabilir mi? Yetmiş milyon doların Türkiye içindeki dağıtımına başlanmış olabilir mi” diye sormuştum o günlerde..
Dahlan yine sahnedeydi. Arafat’ın öldürülmesi gibi bir suikastçi olarak değil, Türkiye’de darbe için organizatör olarak işin tam merkezindeydi. Bu sefer Hedef Erdoğan’dı, Türkiye idi. Gezi olmamış, 17/25 Aralık olmamış, çokuluslu irade 15 Temmuz’un tetiğine basmıştı. Para BAE’den, organizasyon Sırbistan pasaportluDahlan’dandı. FETÖ elebaşı Gülen’in 15 Temmuz sonrası konuştuğu Mısır TV’si bile Dahlan’ındı.
E-mailler ve kirli ilişkiler
15 Temmuz’un yıldönümü geliyor. Ve birden bazı e-mailler sızmaya başlıyor. BAE’nin darbe girişimindeki rolü, ortaklıklarla ilgili bilgiler ortaya seriliyor. BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el Uteybi’nin yazışmaları ele geçirilince gerçekler ortaya çıkıyor.
Ne garip, BAE ve İsrail destekli bir vakıf 15 Temmuz için beraber hareket ediyor. Talimat ABD’den, tetikçilik FETÖ’den, lojistik ve finans bunlardan. Tam bir çokuluslu operasyon! Bizim 15 Temmuz darbe girişiminden önce yazdıklarımız böylece ortaya çıkmış oluyor. (15 Temmuz’un arkasında ABD yok diyenlere özellikle dikkat!)
Arafat’ın zehirlenmesi ve 15 Temmuz planı…
Arafat’ın zehirlenmesi, 15 Temmuz darbesiyle yok etme planları uygulandı Türkiye’de. Hepsinde de BAE ve Dahlan vardı. Patron başka, onlar sadece finans ve organizasyon işi yapıyor, yani adam satın alma işlerini yürütüyor. Mısır darbesi modeli, Ukrayna krizi modeli denendi. Hiçbirisi başarılı olmadı. Türkiye, milletimiz bütün bu senaryoları tersine çevirdi.
Peki bitti mi? Elbette hayır, yenileri denenecek, hep denenmiştir. Şimdi Türkiye’yi yalnızlaştırma, ekonomik anlamda çökertme üzerinde kurgu yapıyorlar. Türkiye’nin dostlarına baskı yapıyor, onları tehdit ve şantajla Türkiye’nin yanından uzaklaştırmaya çalışıyorlar.
Bilek güreşi yapılıyor!
Bizim medyadaki “kavga bitti” sanıp “piyasa” derdine düşen bazı çok bilmişler de, yakında yeni bir dalganın geleceğini, umarım öngörüyorlardır.
Türkiye güçlü bir ülke, artık bu tür çokuluslu operasyonlara daha dayanıklı. Ama dünyadaki güç savaşı korkunç bir noktaya geldi. Artık ittifaklar yok, stratejik ortaklıklar yok, teamüller ve uluslararası sözleşmelerin güvencesi yok. Herkes bileğinin gücüne göre hareket ediyor, o kadar var.
Katar şoku: Sizi böyle bir günde dağıtırlar..
Bakın Basra Körfezi’ne! Körfez İşbirliği Konseyi üyeleri bir günde Katar’ı bölge dışına itti. İlişkilerini kesti, irtibatını kesti, kara ve hava ambargosu koydu ve onu düşman ilan etti. S. Arabistan, Mısır, Bahreyn, BAE, Yemen, Maldivler tek bir kararla Katar’ı ablukaya aldı.
Sanırım ABD Başkanı Trump’ın S. Arabistan ziyaretinin ilk sonucu buoldu. Neymiş Katar’la İran yakınlaşmış, ortak doğalgaz işletmelerine giriyormuş bu da bölgeyi tehdit ediyormuş. Neymiş ABD para istiyormuş, herkes sıraya girmiş, haraçlarını ödemiş, Katar cezalandırılmış, muhtemelen gerekeni vermemiş vs.
Sizin İslam Ordusu diye kurduğunuz yapıyı işte böyle bir günde dağıtırlar. Yarın bir başka ülkeyi birbirinden ayırırlar, bir gün sonra bu ülkeleri kendi aralarında cephelere bölerler. Aklımızı başımıza almadığımız sürece bu hep böyle olacaktır.
Katar krizi üzerinden Türkiye’yi mi vuruyorlar?
Belki de S. Arabistan ve müttefikleri, bölgeyi etkileyecek yeni bir dalgadan çekiniyor ve savunmaya çekiliyor. Bunu zaman gösterecek. Ama Katar meselesinin bir yönüyle Türkiye’yi hedef aldığını düşünüyorum. Sanki birileri Katar üzerinden Türkiye’ye operasyon çekiyor, donu yalnızlaştırmaya, ekonomik sıkıntılara sokmaya dönük bir süreç işletiyor.
Burada da BAE ve malum darbeci, suikastçi ekip merkez de gibi duruyor. Yarın Katar üzerinden Türkiye’ye köşeye sıkıştırma operasyonun detaylarına dair e-mailler de sızarsa kimse şaşırmasın.
Radikal gelişmeler olabilir..
Belki bu sefer ekonomik bir dalgaya, finansal bir krize yatırımyapıyorlar. 15 Temmuz sonrasına dair yeni yol haritaları sanki belli olmuş gibi. Yapsınlar, biz de ne yaptıklarını takip edeceğiz.
Dikkat edin, verdiğim üç örnekte de aynı kişilerin, çevrelerin Türkiye’ye yönelik operasyonu merkezde. Mesele Türkiye’yi devirmek. Türkiye devrilmeden hiçbir şey yapamayacaklar. Bu yüzden kavgamız çok büyük.
Bunun da cevabını alacaklar. En ağır haliyle..
Ama Katar şoku bütün bölgede güç haritalarını yerle bir edecek.
Radikal gelişmelere hazır olalım…
Muhammed DahlanTürkiye’de darbe girişimi sonrasındaki ilk günlerde, olayların sıcaklığının henüz devam ettiği sırada Gazze’den bir gazeteci kardeşimiz beni arayarak “Arap medyasında Türkiye’deki darbe girişimini Muhammed Dahlan’ın planladığı ve arka planda onun yer aldığı yönünde haberler yayınlanıyor; Türkiye medyasında bu konuda ne gibi haberler yayınlanıyor?” diye sordu. Şaşırdım ve; “Henüz Türkiye medyasında bu konuyla ilgili herhangi bir habere rastlamadım. Öyle bir şeyin olabileceğine de pek ihtimal vermiyorum. Çünkü Türkiye’deki darbe girişimi Muhammed Dahlan’ı çok aşan bir olaydır” cevabını verdim.
“Peki, Türkiye medyası bu adam hakkında ne düşünüyor?” sorusunu sordu. Ben de; “Türkiye medyası bu adamı tanımaz; belki Türkiye’deki medya mensuplarının birçokları bu adamın adını bile duymamıştır” cevabını verdim. Bunun üzerine; “Sen tanıyor musun?” sorusunu sordu. Ben de; “Ben tanıyorum elbette. Ben, Filistin’deki gelişmeleri yakından izlemeye çalıştığımdan bu adamın Filistin’de ne gibi dümenler çevirdiğini de az çok biliyorum” dedim. “Ama bu adam şimdi Filistin’de ikamet etmiyor. BAE’de yaşıyor ve Arap dünyasındaki mafya çetelerinin bir gladyosu gibidir. Mısır’daki Sisi darbesini de bu adamın planladığı söyleniyor” dedi. “Ben bunların hepsini biliyorum. Fakat Türkiye’deki darbenin Arap dünyasından değil, Batı’dan ve ABD’den planlanmış olması ihtimali çok daha yüksektir. Zaten darbe girişiminde bulunan örgütün lideri de ABD’de oturuyor” diyerek Dahlan’la ilgili iddiaların bir spekülasyon olması ihtimalinden söz ettim.
Fakat ilginçtir sonraki günlerde Dahlan’ın adı Türkiye’de de sıkça anılmaya ve darbe planının içinde onun da olduğu haberleri yayınlanmaya başlandı. Sonrasında kendi kişisel web sitem olan www.vahdet.info.tr’nin istatistiklerine baktığımda sürekli en çok okunan dosyaların başında 23 Nisan 2003 tarihinde yayınlanmış “Muhammed Dahlan kimdir?” başlıklı yazımız olması dikkatimi çekti. Bu yazımıza da tabii ki arama sistemlerinden yapılan aramalarla ulaşılıyordu.
Gerçi bizim Muhammed Dahlan’ın çevirdiği dümenler hakkında geçmişte bunun dışında da birçok yazımız yayınlandı veya muhtelif yazılarımızda onun ismini, yaptığı karanlık işleri zikrettik. Ancak başlığından dolayı söz konusu yazımız aramalarda öne çıkıyordu. Sitemizin kendi arama sistemini kullananlar adamın adıyla bir arama yaparlarsa ondan söz eden diğer makale, haber ve dosyalarımıza da kolayca ulaşabilirler.
Peki, kimdir bu Muhammed Dahlan? O, Hamas’ın Filistin’de genel seçimleri kazanmasından sonra kurduğu hükümeti devirmek için de Gazze’de bir darbe planlamıştı. Ancak planının erken teşhis edilmesi sebebiyle yönlendirdiği güvenlik görevlilerinden derhal silahlarını getirip hükümet görevlilerine teslim etmeleri istendi. Yarıdan fazlası bu çağrı üzerine getirip teslim etti. Kalanların da bir kısmı silahlarını teslim etmedi ama herhangi bir çatışmaya da girmediler. Bir kısmı da çatışmaya girdi. Ama hükümetin oluşturduğu milis güçler toplam üç gün içinde onları etkisiz hale getirdiler ve onlar da Batı Yaka bölgesine kaçtılar. Böylece darbe planı boşa çıkarıldı. Ama olaylar Batı medyası tarafından dünya kamuoyuna çarpıtılarak yansıtılmıştı. Ben 27-29 Haziran 2007 tarihlerinde Vakit gazetesinde yayınlanan “Filistin’de olanları doğru okumak” başlıklı dizi yazıda gelişmeleri ayrıntılarıyla vermeye çalışmıştım. Bu dosyamızı kişisel web sitemizden okumanız mümkündür.
Yasir Arafat’ın ölümü üzerindeki şüphe hâlâ kalkmış değildir ve zehirlenerek öldürüldüğü şüphesi çok güçlüdür. Onun zehirlenmesi işinde siyonist işgal rejiminin Dahlan’ı kullandığı bilgisi değişik haber kaynaklarında dile getirildi.
Bu adam bir dönem Filistin Özerk Yönetimi’nin şimdiki başkanı Mahmud Abbas’la ortak çalışıyordu. Fakat sonra araları açıldı ve Abbas onu yanından kovdu. Bunun üzerine Filistin’de tutunamadı ve Kahire ile Dubai arasında mekik dokumaya başladı. Ama bir yandan da işi büyüttü ve Arap dünyasının tümüne dönük mafya çalışmaları yürüten bir çetenin başına geçti.
Özellikle Arap Baharı sonrasında halk devrimlerinin geri alınması amacıyla başlatılan fitne hareketlerinin organize edilmesinde Dubai bir merkez haline getirildi ve fitne çalışmalarını yürüten çetenin en önemli liderlerinden biri de Dahlan oldu.