MHP lideri Devlet Bahçeli: "Türkiye siyasi kriz yıllarını geride bırakmıştır"

MHP lideri Devlet Bahçeli: 'Türkiye siyasi kriz yıllarını geride bırakmıştır' MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin siyasi kriz yıllarını geride bıraktığını belirterek ''Kurulamayan, kurulsa bile yürüyemeyen koalisyon hükümetlerinden ne iz ne de eser kalmıştır.'' dedi. Yeni anayasa çağrısı da yapan Bahçeli, ''Cumhuriyet'in 100. yılında 100 maddelik yeni anayasa teklif metnimiz müzakere etmek için hazırdır.'' diye konuştu.

Son dakika | MHP lideri Bahçeli'den 28 Mayıs zaferi mesajı: Parlamenter sistem hayali suya düştü

Giriş Tarihi: 13.06.2023  10:49 Güncelleme Tarihi: 13.06.2023  11:54

MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Bahçeli: Türkiye siyasi kriz yıllarını geride bırakmıştır

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM 28. Yasama Dönemi'nin ilk MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Devlet Bahçeli'den Cumhuriyet'in yüzüncü yılında 100 il 1000 ilçe mesajı

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, 100 maddelik anayasa teklifinin müzakere için hazır olduğunu belirtti. Bahçeli, Cumhuriyet’in yüzüncü yılı için de önemli mesajlar verdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin siyasi kriz yıllarını geride bıraktığını belirterek ''Kurulamayan, kurulsa bile yürümeyen koalisyon hükümetlerinden ne iz ne de eser kalmıştır.'' dedi. Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Erdoğan kırsal kesimden aldığı oylarla Cumhurbaşkanlığı kazandı." açıklamasına da tepki gösterdi.

Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

"Milletvekili seçilen siz değerli arkadaşlarımı ayrı ayrı kutluyor ve gazi Meclis'imize hoş geldiniz diyorum. 14 Mayıs seçimlerinin kesin sonucu Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında ilan edildi. 2 Haziran'da TBMM çağrısız toplanmış ve ant içme töreni yapılmıştır. Siz değerli milletvekillerinin yapılan yemine bihakkın bağlı kalacağınızı ümit ediyorum.

Son dakika haberi... MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli burada yaptığı açıklamada 8'li koalisyonun parlamenter sistem hayalinin suya düştüğünü belirterek "Siyasi kriz yılları geride kaldı" ifadelerini kullandı. Bahçeli ayrıca yeni Türkiye'nin inşası konusunda dikkat çeken bir açıklamada bulunarak "100 maddelik yeni anayasa teklifimiz hazırdır. 100 maddelik anayasa teklifimiz müzakere etmek için hazırdır. Yeni yüzyılda yüz il bin idari yapıyla gücüne güç katmış bir Türkiyeyi inşa etmemiz mümkündür" dedi. Milyonların beklediği asgari ücret konusu hakkında MHP lideri "Asgari ücretle geçinen kardeşlerimizin emekli ve memurlarımızın döviz kurundaki dalgalanmalardan korunarak insanca yaşayacakları maaşı destekliyor, üzerimize ne düşüyorsa yapacağımızın sözünü veriyorum." ifadelerini kullandı.

Milliyetçi Hareket Partisi, 28. yasama dönemindeki ilk grup toplantısını bugün gerçekleştirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Değerli milletvekili arkadaşlarım, saygıdeğer misafirler, TBMM'nin 28. yasama döneminin, 1. yasama yılının ilk grup toplantısının hemen başında hepinizi hürmetle selamlıyorum. Bizleri alnı açık, başı dik kavuşturan rabbime sonsuz şükrediyorum. 14 Mayıs seçimi sonucunda vekil seçilen arkadaşlarımı kutluyorum.

Yeni yasama döneminin hayırlı olmasını diliyorum. Çalışmalarımızın nice görkemli reformlara kapı aralamasını Allah'tan niyaz ediyorum.

14 Mayıs'ta yapılan seçimlerin kesin sonucu 30 Mayıs Resmi Gazete'de ilan edildi. 2 Haziran'da TBMM çağrısız toplandı ve ant içme töreni yapıldı. TBMM göreve başlarken ettiğimiz yemin kuşkusuz bağlayıcıdır. Siz değerli arkadaşlarım başta olmak üzere vekillerimizin ettikleri yemine bağlı kalmalarını diliyorum. 3 Haziran'da da sayın cumhurbaşkanımızın ant içme yemini gerçekleşmiştir. Seçimin 6. gününde yeni kabinenin göreve başlaması ülkemiz adına önemlidir. Siyasi kriz yıllarını geride bıraktık. Gergin bekleyişler raf ömrünü doldurmuştur. Kurulamayan, kurulsa da yürümeyen koalisyon hükümetlerinden iz kalmamıştır. 14 Mayıs seçimlerini aynı zamanda referandum olarak gören partiler tarihin yanlış yerinde konuşlanıp kaybetti.

MİLLETİMİZ AYAK BAĞLARINDAN TAMAMEN KURTULMUŞTUR
Yönetim hayatımızdaki denge ve düzen kurumsallaşmıştır. Toplumun büyük çoğunluğunun yaşam ve anlayış biçimine uygun olan iktidar yönetimi meşrudur. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi iki seçimde de güçlenerek çıkmıştır. Türk milleti bizi mahcup etmedi. Cumhur ile cumhuriyetin kaynaşması yeni yönetim sistemi ile pekişti. Bu sistemin muntazam avantajları bahar havası getirmiştir. Yeni sistemde hükümet bizzat millettir. Parlamenter sistemin arıza çıkaran, kronik münakaşa çıkaran mahsurlar hepten giderilmiş ve milletimiz ayak bağlarından tamamen kurtulmuştur. Bu başarı milletin kutlu iradesi ile tezahür etti. Ülkemiz 3 haziran itibaren cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 2. dönemine geçiş sağladı. Bu geçiş huzur içinde temin edildi. Önümüzdeki dönem Türkiye Yüzyılı'na ulaşma dönemidir. Hep birlikte Türkiye kararlılığı ile her türlü garabetin çözümü üstesinden gelecek dirayet milletimizde ziyadesi ile vardır. Milletimizin sözü üstüne söz olmayacaktır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.

Türkiye'nin aleyhine hesap yapanları şaşkına çevirmiştir. İstismar masasına oturanlar yanılmış, yanlışa be yalana dönmüş ve yıkılmıştır. Türk milleti kaderine, haklarına sahip çıkma başarısını hür iradesi ile göstermesini bilmiş ve zilletin defterini dürmüştür.

3 HİLAL TÜRKİYE SİYASETİNİN YÜKSELEN MARKASIDIR
14 Mayıs öncesi partimize yapılan tahriklerle, kara kampanyalara temas etmek mecburiyetindeyim. MHP 5 milyon 480 bin oy sayısı ve yüzde 10.07 oy oranı ile şeytani planları boşa çıkarmıştır. 50 vekil ile kilit duruma gelmiştir partimiz. Yerimizde sayamayız, bu bize yeter diyemeyiz. Daha fazlasına talip olmalıyız. 14 Mayıs öncesi her türlü gayreti gösterdik. Başarıya inandır. Adım adım 2023'e hazırlandık. Yeminli Türkiye düşmanlarını güldürmedi milletimiz. MHP, Bu vasfı ile nadide bir siyaset ekolüdür. 3 hilal Türkiye siyasetinin yükselen markasıdır. Milliyetçi hareketin 54 yıllık birikimini heba etmeyecek disipline sahiptir. Taşıdığımız emaneti koruyup gelecek nesillere teslim etmek her birimizin gayesidir. Delik deşik yelkenlerini şişirme gayretinde olanların ufkumuzu perdelemesine müsaade etmeyeceğiz. Türk milliyetçiliğinin entelektüel sermayesini talan edenler çil yavrusu gibi dağılmaya müstahaktır. Siyaset fırsat ve şöhret için çıkar şantiyesi değildir. Siyaset sürekli bir eylem ve erdem sahasıdır.

CUMHUR İTTİFAKI TBMM'DE ÜSTÜNLÜĞÜ YİNE KAZANMIŞTIR
MHP'nin yüreksizlerle, menfaatlerinin kölesi olmuş olanlarla işi olmayacaktır. Bir zamanlar hasbel kader aramızda bulunup davamız üstünden at pazarlığı yapmaları kendi çürümeleridir. Bizim çürüklerle yolumuz ayrıdır. Zor mücadelelerle bugün MHP TBMM'dedir. Zillet ve zulmün hakimiyeti için neredeyse ayinler yapılmıştır. Vatanımızla hesabı olanların ve yerli işbirlikçilerinin, medya gücünün baskıları birer birer aşılmıştır. Cumhur varlığını korumuştur. Cumhur ittifakı TBMM'de üstünlüğü yine kazanmıştır. Türkiye'nin istikrarlı gelişimine milletimiz omuz vermiştir. Bizlere güvenen vatandaşlarımıza, teşkilat mensuplarımıza, vekil adaylarımıza içtenlikle teşekkür ediyorum. Baharı getireceğiz diyenlerin damı karla kaplanmıştır. Direne direne kazanacağız diyenlerin ocağına incir ağacı dikilmiştir. CHP'ye yuva yapan guguk kuşları taşıyıcısına sırt dönmüştür.

İlk kez seçilerek 28. dönem TBMM'de yer alan tüm vekillerimize ve Cumhurbaşkanlığı kabinesine başarılar diliyorum. Hain bir kuşatmayı yendik. Kiralık anket şirketlerinin kuyruklu yalanlarını ezip çiğnedik. Çöktü dediler dimdik doğrulduk. Oyumuzu 2-3 gösterdiler aldırmadık. Baraja takılacağımızı söylediler coşkun sel gibi aktık. Bitti dediler yeniden güç devşirerek koşmaya başladık. Alınlarına yapışmış etiket fiyatlarında ne yazdığını iyi biliyoruz. Biz alayını birden görüyor ve yaklaşan hesap gününü dört gözle bekliyoruz. Varsın biraz daha avunup kendilerini kandırsınlar. Türk milletinin kudretini eninde sonunda görecekler. Hıyanetin fermanı bize geçmez. Fitne ve dedikodular önümüzü kesemez. Sırtımızı dayadığımız güç Türk milletidir. Kardeşlik deriz, halkın ve hakikatin çizgisinden taviz vermeyiz.

2. Dünya savaşı sonrası dayatılan kurallar sorgulandıkça huzursuzluğun çemberi genişleyip yönetilemez hale gelmiştir. İnsanlık bıçak sırtı durumdadır. Küresel ekonomideki patinajlar derin çatlaklara neden olmaktadır. AB ülkeleri rahat değildir. Euro bölgesinin ekonomik resesyona girmesi alarm sesini daha da artırmıştır. İşsizlik, gelir dağılımındaki eşitsizlik, terör, siyasi istikrarsızlık insanlığın başındaki keskin kılıç gibi sallanmakta. Mazlumlar ıstırap içindedir. Zalimler doymak bilmemektedir. Göç konusu insanlığın başlıca sorunları arasında yer almakta. Hep birlikte herkes eşittir anlayışı ile Türkiye Yüzyılı'na ulaşılacaktır. Gerçekte asıl olan iç cephedir. Atatürk'ün vurguladığı bütün memleketin meydana getirdiği cephedir. Herkes eteğindeki taşı dökmüştür. Millet kararını vermiş, seçimini yapmış, yetkiyi Erdoğan'a vermiştir. Ne demişsek arkasındayız. Milli ölçekte buluşarak meseleleri çözebiliriz. Milletimiz bizden hizmet beklemekte. Kenetlenip kucaklaşmayı sağlamalıyız. Türk milleti tek ses olduktan, bütün güzellikleri ile tek ses olduktan sonra zilletin ağa babası gelse hezimet ve hüsrandır.

KÖYLÜLERİ SUÇLAMAK MİLLİ İRADEYE SALDIRIDIR
Türkiye, ekonomisi ve diplomasisi ile kavga yerine kucaklaşmayı öne alan anlayışla önümüzdeki yüzyılı fırsata çevirecektir. Ülkemizin öncelikli sorun alanlarından biri kimliksiz, heyecansız muhalefet anlayışıdır. Demokrasimizde bir kamburdur bu anlayış. Birbirlerini yiyip tüketmeden orta yolu bulmaları tavsiyemizdir. CHP genel başkanının hala milletin mesajını anlayamamış olmasıdır üzüntümüz. Köylülerimizi ve TRT'yi suçlayan hatası hala şoku atmadığına delildir. Köylüleri suçlamak milli iradeye saldırıdır. Bu milletimizi derinden yaralamış ve CHP'ye oy verenleri üzmüştür. Haklarını teslim etmeden, onların gönüllerine girmeden hiçbir sonuç alınamaz. Defalarca uyardım. Güvenme dostuna saman doldurur postuna dedim. Vekillik kapan kendi evine gitti. Daha birkaç gün önce Ankara'yı sel aldı. Emanete tıpkı İBB başkanı giibi hıyanet etmiştir. Ankara'ya bir çivi çakılmadı. 14 Mayıs akşamı 5. sınıf çadır tiyatrosunda kazandık diyordu ama şehirlerinde kaybettirdiklerini herkes görmüş oldu. Nefesine söz geçiremeyen siyasetçi olamayacağı gibi adam da olamayacaktır. Bülbül güle karga çöplüğe götürür. Milletin çağrısına kulak verip yeni anayasa konusundaki yaklaşımları samimiyet testidir. Kapsayıcı, demokratik nitelikli, devlet millet dengesini kuran anayasa için elini taşın altına koymaya hazırız.

YENİ TÜRKİYE'Yİ İNŞA PLANI: 100 İL 1000 İLÇE
Yeni yüz yılda yüz il bin ilçeden ihya ve inşa etmemiz mümkündür. MHP yeni anayasa konusunda 4 Mayıs tarihinde çalışmalarını bitirmiş ve metin sonuçlanmıştır. Dedik mi yaparız, yapınca sahiplenmesini biliriz. MHP'nin ayrılmada mutabakat araması asla mümkün değildir.

MAAŞ ZAMMI İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞECENİ YAPACAĞIZ
Asgari ücretle geçinen kardeşlerimizin emekli ve memurlarımızın döviz kurundaki dalgalanmalardan korunarak insanca yaşayacakları maaşı destekliyor, üzerimize ne düşüyorsa yapacağımızın sözünü veriyorum.

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ’NİN YÜREKSİZLERLE İŞİ VE İLGİSİ OLMAYACAKTIR

Milliyetçi Hareket Partisi’nin yüreksizlerle, yükte hafif pahada ağır menfaatlerinin kölesi olmuş siyasi devşirmelerle ne bugün ne de gelecek de işi ve ilgisi olmayacaktır. Bir zamanlar hasbelkader aramızda bulunup tefrika ve tezvirat imalatından başka bir şeye yaramayanların davamız üstünden at pazarlığı ve siyaset cambazlığı yapmaya cüret etmeleri öncelikle kendi acziyetleri ve çürümeleridir. Bizim çürüklerle yolumuz da yönümüz de ayrıdır, Yunus’un dediği gibi, “Her dem taze doğa­rız, bizden kim usanası.” Zalim projelerin arasından sıyrılarak, çok zor şartlar altında gerçekleştirdiğimiz bir mücadele neticesinde bugün Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilmeye devam etmektedir. Verdiğimiz mücadelenin büyüklüğünü anlamak için tahammül ettiğimiz, sabır gösterdiğimiz, la havle deyip dayandığımız zorluklara bakılması yeterli olacaktır. Küresel emperyalizmin Türkiye’miz üzerindeki melanet emellerine uygun olarak MHP’siz siyaset arayışlarının dayatıldığı muhasım bir siyaset mühendisliğini Türk milleti elinin tersiyle itmiş ve reddetmiştir. Cumhur İttifakı’nın teklemesi, Cumhurbaşkanımızın tökezlemesi, Türkiye’nin tefessüh etmesi için her iğrenç ve ilkel yola müracaat edilmiştir. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri küresel siyasetin ana gündem konusu olmuştur.

ZİLLET VE ZULMÜN HAKİMİYETİ İÇİN NEREDEYSE AYİNLER YAPILMIŞTIR

Ülkemizin kaynaklarında gözü olan uluslararası sermayenin, vatanımızda hesabı olan küresel mihrakların, muazzam etki ve propaganda gücüne sahip odakların ve yerli işbirlikçilerinin, iç ve dış karanlık medya gücünün baskı ve dayatmaları Allah’a şükürler olsun ki birer birer aşılmıştır. Cumhur varlığını korumuş, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yıldönümü demokrasiyle taçlanmış ve aydınlanmıştır. Nitekim Cumhur İttifakı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde üstünlüğü gene kazanmış, muktedir siyasi yapısını hamd olsun muhafaza etmiştir. Türkiye’nin istikrarlı gelişim ve ilerleyişine milletimiz omuz vermiştir. Bizlere güvenen, bizlere inanan, yüzümüzü kara çıkarmayıp muhannete muhtaç etmeyen aziz vatandaşlarımıza, dava ve gönül insanlarımıza, bütün teşkilat mensuplarımıza, seçilsin veya seçilmesin her milletvekili adayımıza içtenlikle teşekkür ediyorum. Birlikte çok daha güçlü olduğumuzu özellikle hatırlatmayı bir vazife addediyorum.

BAHARI GETİRECEĞİZ DİYENLERİN ŞİMDİ DAMI KARLA KAPLANMIŞ

Kurt dondurucu kışı geçirmiş, fırtınalara direnmiş, velakin yediği ayazı da hiç unutmamış, unutmayacaktır. Baharı getireceğiz diyenlerin şimdi damı karla kaplanmış, ne Pensilvanya’da ne de Kandil’de güneş açmıştır. Direne direne kazanacağız diyenlerin ocağına incir ağacı dikilmiş, zillet cephesi süngü düşürmüştür. Birleşe birleşe kazanacağız diyenler, dağıla dağıla sağa sola savrulup gitmiş, CHP’ye yuva yapan siyasetin guguk kuşları seçimlerin hemen ardından taşıyıcı bedenlerine sırt dönmüştür. Cumhur İttifakı’nın başarısını Pirus Zaferi metaforuyla gölgelemeye çalışanlar da çizgili pijamalarını giyip Türkiye’nin yükselişini tırnaklarını yiyerek izlemeye başlamışlardır.

BOYALI MEDYANIN KİRLİ MANŞETLERİNİ YENDİK

İlk kez seçilerek 28’nci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev alan 18 milletvekilimizin yanında tüm milletvekillerimize, aynı zamanda diğer partilerin milletvekillerine ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ne başarılar diliyorum. Milletimizden aldığımız destekle haşin, hain ve habis bir kuşatmayı yardık.  Boyalı medyanın kirli manşetlerini yendik.  Gayri ahlaki algı operasyonlarını geçtik.  Kiralık anket şirketlerinin kuyruklu yalanlarını ezip çiğnedik. Tuzak kurdular, bozduk.  Çöktü dediler, dimdik doğrulduk.  Oyumuzu yüzde 2-3 gösterdiler; hiç aldırmadık, hiç de oralı olmadık.

BARAJA TAKILACAĞIMIZI SÖYLEDİLER, COŞKUN IRMAKLAR GİBİ TAŞTIK

Yangın yerinde gül olup açtık, karanlık gecede hilal olup parladık. Bitti dediler, yeni ve yeniden güç devşirerek koşmaya başladık. Onlar bizi tanımıyor, fakat biz menfur ve melun niyet sahiplerinin alınlarına yapışmış etiket fiyatlarında kaç kuruş yazdığını, bunların ne kadar ucuzlaştığını gayet iyi biliyoruz. Onlar bizi görmezden geliyor, fakat biz alayını birden görüyor, yaklaşan hesap gününü dört gözle bekliyoruz. Varsın biraz daha oyalansınlar, varsın biraz daha avunup kendilerini kandırsınlar. İnanıyorum ki, Türk milletinin kudretini eninde sonunda görecekler.  Milletimiz var olduğu müddetçe bırakınız dalımızın kırılıp kökümüzün kuruma imkansızlığını, yaprağımız dahi kımıldamayacaktır.

MHP’SİZ MECLİS DÜŞÜ KURANLARIN HEPSİ BİRDEN, TÜRK’SÜZ MİLLET ÖZLEMİ ÇEKEN ALÇAKLAR GÜRUHUDUR

Bu gerçeği anlayacak ve kavrayacak feraseti olmayanların bizimle boy ölçüşmesi, kedinin aynanın karşısına geçip kendisini aslan görmesi kadar ucube bir halin aynısıyla özetidir. MHP’siz Meclis düşü kuranların hepsi birden, Türk’süz millet özlemi çeken alçaklar güruhudur. Çetin saldırılar bize sökmez, çünkü himaye edenimiz Allah’tır. Hıyanetin fermanı bize geçmez, çünkü imanımız mukavemet ve mücadelemizin dayanağı ve sancağıdır.   Fitne ve dedikodular önümüzü kesemez, çünkü sırtımızı dayadığımız güç mensubiyetiyle övündüğümüz Türk milletidir. Yaparız, başarırız, kazanırız, huzur deriz, barış deriz, kardeşlik deriz, millet deriz; halkın, hakkın ve hakikatin çizgisinden de asla taviz vermeyiz.

Değerli Milletvekilleri, Dramatik ve köklü bir ekonomik değişim çağındayız. Bunun yanında siyasi ve sosyal olayların sofistike yapısıyla karşı karşıyayız.  Dünyanın eski dünya olmadığının da farkındayız. Amerikan İç Savaşı’yla başlayan toplu savaşlar ve sarsıntılar dönemi İkinci Dünya Savaşı’yla zirveye çıkmış ve ardından da galip ülkelerin hakimiyet sahalarını belirlemesiyle düğümlenmişti. Müteakiben uzun yıllar devam eden iki kutuplu dünya düzeni vasat bulmuş, Sovyetler Birliği’nin çözülmesi ve Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla dünya tek kutuplu bir aşamaya geçmişti. Artık dünyanın tek kutuptan ibaret olmadığı, farklı coğrafyalarda kutup başı ülkelerin serpilip sivrildiği, salkım ve yonca tipi ittifakların yeşerdiği nevzuhur bir insanlık döneminin içindeyiz.

ASLINDA İNSANLIK BIÇAK SIRTI BİR DURUMDADIR

Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Genelkurmay Başkanı da bu gerçeği ikrar ve ifade etmiştir. Kabil’den Bağdat’a, Şam’dan Beyrut’a, Hartum’dan Trablus’a, Sana’dan Manila’ya, Bombay’dan Keşmir’e, Karaçi’den Kaşgar’a, Kırım’dan Kıbrıs’a, Kiev’den Priştine’ye varıncaya kadar çevremizde kargaşa, kutuplaşma, kriz ve çatışma iklimi egemendir. İkinci Dünya Savaşı sonrası tesis edilen küresel nizam ve silah zoruyla dayatılan kurallar hiyerarşisi sorgulandıkça huzursuzluğun çapı ve çeperi genişleyip yönetilemez gerilimler artış kaydetmektedir. Ukrayna’nın Üçüncü Dünya Savaşı’nın test sahası olduğu iddiaları son zamanlarda etkinlik kazanmıştır. Yüksek hassasiyetli silahlar, hipersonik füzeler, özel operasyonel kuvvetler, robotik sistemler, insansız kara, deniz ve hava araçları ya kalıcı bir barış kuşağının kurulmasına hizmet edecek ya da korkunç bir sonu hazırlayacaklardır. Aslında insanlık bıçak sırtı bir durumdadır. Mızrağın çuvala sığmadığı da aşikardır.

HUKUKUN GÜCÜ DEĞİL, GÜÇLÜNÜN HUKUKU MAALESEF KITALARI DOLAŞMAKTADIR

Küresel ekonomideki patinajlar siyasi ve sosyal bünyede derin çatlaklara neden olmaktadır. Londra’dan Paris’e, Berlin’den Madrid’e, Roma’dan Atina’ya, Brüksel’den Sofya’ya kadar AB ülkeleri rahat değildir. 19 üyeli Euro Bölgesi’nin teknik anlamda ekonomik resesyona girmesi alarm zillerinin sesini daha da arttırmıştır. ABD ve AB’de faizlerin tırmanışı enflasyona kalıcı çözüm getirememiştir. İşsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik, yoksulluk, eşitsizlik, ayrımcılık, terör, siyasi istikrarsızlık, ekonomik belirsizlik, etnik ve mezhep temelli cepheleşmeler insanlığın başında ince bir ipe bağlanmış keskin kılıç gibi sallanmaktadır. Hukukun gücü değil, güçlünün hukuku maalesef kıtaları dolaşmaktadır. Mazlumlar ızdırap içindedir, zalimlerin gözü ve kursağı da doymak bilmemektedir. Göç konusu hala insanlığın üstesinden gelemediği ana sorunlarından birisi olarak malumumuz ve muhatap olduğumuz bir sancıdır. Türkiye, böylesi bir alacakaranlık dünya panoraması karşısında önümüzdeki yüzyıla damga vurmanın hedefindedir. Bu hedef heyecan vericidir, elbette hep birlikte ve herkes eşittir Türkiye anlayışıyla yüzyılın vizyonuna ulaşılacaktır.

SÖYLENEN SÖYLENMİŞ, HERKES ETEĞİNDEKİ TAŞI DÖKMÜŞTÜR

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’ta ifade ettiği “iç cepheyi” diri ve zinde tutmak hepimizin görevidir. Gerçekten asıl olan iç cephedir.  Bu cephe aziz Atatürk’ün vurguladığı üzere, bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği cephedir. Artık seçim gündemi geride kalmıştır. Söylenen söylenmiş, herkes eteğindeki taşı dökmüştür. Sonuçta millet seçimini yapmış, kararını belgelemiş, önümüzdeki beş yıllık süre zarfında siyasi yetkiyi Cumhur İttifakı’yla Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a vermiş, takdir hakkını bu yönde kullanmıştır. Meydanların sıcaklığını siyasetin uzlaşma ve diyalog masasına taşımamak lazımdır. Elbette biz ne demişsek arkasındayız, her sözümüzün de yanındayız.

MİLLETİMİZ BİZDEN HİZMET BEKLEMEKTEDİR

Ancak Türkiye’nin meselelerini konuşarak, kafa kafaya vererek, ahlaki ve milli ölçekte buluşarak çözebiliriz. Siyaseti kör dövüşüne çevirmekten uzaklaşmalıyız. Milletimiz bizden hizmet beklemektedir. Bundan sonra kenetlenmeyi ve kucaklaşmayı her sahada, her aşamada sağlamalıyız. Türk milleti tek ses, tek bilek ve tek yürek olduktan, Türkiye bütün güzellikleriyle ve değerleriyle tek nefes haline geldikten sonra zulmün feriştahı, zilletin ağa babası, düşmanın kıralı gelse göreceği yalnızca hezimet ve hüsrandır. İnanıyorum ki, uyanan ve ayaklanan devin tekrar uyuşup uyuklamasına hiçbir vicdan sahibi insanımız tamam demeyecek, yanlışa taraf olmayacaktır. Türkiye; ekonomisiyle, siyasetiyle, diplomasisiyle, milli birlik ve kardeşlik ruhuyla, tarihi ve kültürel müktesebatıyla, kavga yerine kucaklaşmayı öne alan sarsılmaz iradesiyle önümüzdeki yüzyılı lehine çevirebilecektir. Dileğim muhalefet partilerinin girdikleri tünelden, düştükleri türbülanstan bir an evvel çıkmaları, milli ve ahlaki siyaset ilkelerini gecikmeksizin benimsemeleridir. Maalesef ülkemizin öncelikli sorun alanlarından birisi fikirsiz, temelsiz, kimliksiz, istikametsiz, hedefsiz, heyecansız, milli ve manevi değerlere hazımsız muhalefet anlayışıdır. Bu anlayış demokrasimiz için de bir kambur ve külfettir.

CHP GENEL BAŞKANI’NIN HALA MİLLETİMİZİN MESAJINI ALGILAYAMAMIŞ, HALA ANLAM VEREMEMİŞ OLMASIDIR

Muhalefet partilerinin kaynayan kazanı kapak tutmasa da, bu bizim meselemiz değildir. Birbirlerini yiyip tüketmeden orta yolu bulmaları tavsiyemdir. Kulislerin ateşlenmesi, lobilerin iştahlanması onların iç sorunudur. Üzüntümüz CHP Genel Başkanı’nın hala milletimizin mesajını algılayamamış, hala anlam verememiş olmasıdır. Bir televizyon kanalında, “kazanamadık, ama ağır bir yenilgi de almadık” sözleri, köylülerimizi ve TRT’yi suçlayan ve hakir gören tarihi hatası şuur kaybının yanı sıra hala şoku atlamadığına delildir. Köylülerimizi suçlamak, aşağılamak, horlamak bir defa demokrasiye, milli iradeye, insani değer ve mirasa çok kesif bir saldırıdır ve failinin derhal özür dilemesi lazımdır. Bu ayıplı sözler milletimizi derinden yaralamış, aynı şekilde CHP’ye oy veren vatandaşlarımızı da şaşırtmıştır. Anadolu’nun kavruk yüzlü, nasır tutmuş elli, tarlasında ve ağırında nafakasının mücadelesinde olan şerefli insanlarımızı anlamadan, haklarını teslim etmeden, onların gönüllerine girmeden yapılacak hiçbir mücadeleden sonuç alınamaz.

CHP’NİN ÖNÜNDEN RASTLANTIYLA GEÇENE CUMHURBAŞKANI YARDIMCILIĞI VAAT EDİLDİ

Sayın Kılıçdaroğlu’nu defalarca uyardım:

“Güvenme dostuna, saman doldurur postuna” dedim.

CHP’nin üzerinden 40’a yakın milletvekilini kapan doğruca kendi evine gitti. CHP’nin önünden rastlantıyla geçene Cumhurbaşkanı yardımcılığı vaat edildi. Bakınız daha birkaç gün önce Ankara’yı sel götürdü, mazgallar tıkandı, araçlar sular altında kaldı, vatandaşlarımız mağdur oldu, her yer göle dönüştü, ama CHP’li Belediye Başkanı il il, meydan meydan dolaşarak asıl görevini unutmuş, şehrin yüzüstü bırakmıştı. Emanete tıpkı İstanbul Belediye Başkanı gibi ihanet etmişti. Ankara’ya çivi çakılmadı, belediye hizmetleri uzun zamandır askıya alındı. 14 Mayıs akşamı bu iki belediye başkanı beşinci sınıf bir çadır tiyatrosunda gösteriye çıkarak kazandık diyorlardı, ama sorumluluğunu taşıdıkları kentlerine kaybettirdiklerini çok geçmeden herkes görüp anlamış oldu. Dolduruşa geldiler, itibar ve inandırıcılıklarını spot piyasaya düşürdüler.

 Nefsine söz geçiremeyenden siyasetçi olmayacağı gibi adam da olamayacaktır. Yine Kılıçdaroğlu’nu Hz.Mevlana’nın sözüyle uyardım ve dedim ki:

“Kiminle gezdiğinize, kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin; çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.”

Sayın Kılıçdaroğlu ve diğer ortaklarının milletin çağrısına kulak verip, en azından yeni bir anayasa konusunda olumlu ve yapıcı yaklaşmaları önümüzdeki en belirgin samimiyet testidir.

CUMHURİYET’İN 100’NCÜ YILDÖNÜMÜNDE 100 MADDELİK ANAYASA TEKLİF METNİMİZ HAZIRLANMIŞTIR

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türkiye’mize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için elini taşın altına koymaya hazırdır. Bu kapsamda Cumhuriyet’in 100’ncü yıldönümünde 100 maddelik Anayasa teklif metnimiz de çoktan hazırlanmıştır. Yeni yüzyılda, 100 il, 1000 ilçeden müteşekkil idari yapısıyla gücüne güç katmış bir Türkiye’yi inşa ve ihya etmemiz mümkündür. 18 Mart 2021 tarihinde gerçekleşen 13’üncü Olağan Büyük Kurultayımızda milletimle paylaştığım beş stratejik hedeften birisi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk Tipi Başkanlık Modeli’ne sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir. Bir başka stratejik hedef olarak da; sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir yeni bir anayasa hazırlığını göstermiştim.

Demiştim ki, “Milliyetçi Hareket Partisi bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah’ın izniyle tamamlanacaktır.”

Milliyetçi Hareket Partisi yeni anayasa konusunda sık sık dile getirdiği çalışmalarını Allah’a şükürler olsun ki 4 Mayıs 2021 tarihinde bitirmiş ve metin yazımı sonuçlanmıştır.  “Cumhuriyet’in 100. Yılında 100 Maddelik Yeni Anayasa” teklif metnimiz müzakere edilmek için hazırdır.

BİZ DE LAF YOK İCRAAT VARDIR

Dedik mi yaparız, yaptık mı mertçe sahiplenmesini biliriz. Temel görüşlerimizi merak edenlere tekrar hatırlatırım ki: Türkiye Cumhuriyeti adıyla, Türk milleti kimliğiyle beraberce yaşayabilmemizin tartışılmaz ilke ve esasları 29 Ekim 1923 tarihinde Atatürk ve kurucu kahramanlar tarafından belirlenmiştir. Başkentimizin Ankara, dilimizin Türkçe, bayrağımızın ay yıldızlı al bayrak, milli marşımızın İstiklal Marşı olduğu kaydedilmiş ve Anayasamız tarafından da güvence altına alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi, milleti ve egemenlik unsurlarıyla bir bütündür, aynı zamanda milli ve üniter bir devlettir. Türk milleti tarihi ve kültürel kökleri itibariyle ayrılık kabul etmeyen beşeri bir varlıktır.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞU MİLLİ MÜCADELE’NİN ESERİDİR

Ay yıldızlı al bayrağımız bağımsızlığımızın, egemenliğimizin, birlik ve beraberliğimizin sembolüdür. İstiklal Marşımız, İstiklal Savaşımızın kahramanlık destanıdır ve o günlerin mukaddes bir hatırasıdır. Milli birlik ve bölünmez bütünlüğümüzün dayandığı temeller “tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek vatan” ülküsüdür. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kutlu değerleri ve kutsal emanetleri, göstereceği yüksek fedakârlık, kararlılık, milli şuur ve millet sevgisi ile korumaya sonuna kadar yeminlidir.

BUNLAR BİZİM HAYAT VE VARLIK KAYNAĞIMIZDIR

Bizim Anayasa hazırlığı ekseninde aradığımız uzlaşma ve diyalog zemini ancak milli ve manevi ilkelere saygı ve riayetle mümkündür.  Milliyetçi Hareket Partisi’nin ayrılıkta, bölünmede, çözülmede, dağılmada mutabakat araması asla ve asla mümkün değildir. Beklentimiz ve ümidimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin milli duruş ve Anayasa hazırlığı için yaptığı sağduyu ve kucaklaşma çağrılarının bu ilkeler etrafında cevap bulmasıdır. Sözlerime son vermeden altını çizerek açıklamak isterim ki;  Asgari ücretle geçinen kardeşlerimizin, emeklilerimizin, memurlarımızın ve toplumun her kesiminin döviz kurundaki dalgalanmalardan korunarak insanca yaşayacakları ücret ve maaş seviyelerine çıkarılmalarını destekliyor, üzerimize ne düşüyorsa yapacağımızın sözünü veriyorum. Ayrıca 11 Haziran 2023 tarihinde Pençe-Kilit Harekât Bölgesi’nde bölücü terör örgütü PKK’nın tuzakladığı el yapımı patlayıcıların infilak etmesiyle şehit düşen Uzman Çavuş Cem Ahmet Kaya ile Uzman Çavuş Halil Şahin evlatlarımıza ve tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler diliyorum. Başımız sağ olsun, vatan sağ olsun, milletimiz sonsuza kadar var olsun. Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken hepinizi saygılarımla selamlıyor, Meclis çalışmalarında her birinize üstün başarılar temenni ediyorum. Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun diyorum.. Zülfikar Gençtürk
15-temmuz.net haberleri