Sırrı Süreyya Önder ile CHP'li Erol'dan PKK atışması

Şimdi, HDP'li milletvekillerinden şunu rica ediyorum; ben dün nasıl bu kürsüde sizin dokunulmazlıklarınızın kaldırılmasını eleştirdimse, tutuklu yargılanmanızı eleştirdimse ve size karşı yapılan muameleleri eleştirdimse sizden de cesur ve cesaretli bir şekilde bu kürsüye gelip benim hakkımdaki ölüm emrini eleştirmenizi istiyorum.

Sırrı Süreyya Önder ile CHP'li Erol'dan PKK atışması

Giriş Tarihi: 25.7.2017 22:05 Son Güncelleme Tarihi: 25.7.2017 23:09

Meclis'te HDP'li Sırrı Süreyya Önder ile CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol arasında PKK atışması yaşandı.

Genel Kurul’da şahıslar adına söz alan Erol, Tunceli yürüyüşünün ardından yaptığı konuşma nedeniyle PKK'lı Mustafa Karasu’nun kendisini 'hainlikle' suçladığını, bedel ödemesi ve yargılanması gerektiğini söylediğini belirterek şöyle devam etti:

"ŞİMDİ SÖYLEYİN FAŞİST KİM"

“Yani bunun Türkçesi; ‘Yakaladığınız yerde infaz edin’. Doğru bildiğim hiçbir şeyden taviz vermem. Pervin Buldan’ın gözaltına alınmasını bu kürsüden eleştiren bir milletvekiliyim, ilinde bir öğretmenin öldürülmesiyle ilgili siyasi tavır koyan bir siyasetçiyle ilgili bir örgütün ölüm kararını vermesi hâlinde, şimdi bana söyleyin faşist kim?

"BENİM HAKKIMDAKİ ÖLÜM EMRİNİ ELEŞTİRMENİZİ İSTİYORUM"

Şimdi, HDP’li milletvekillerinden şunu rica ediyorum; ben dün nasıl bu kürsüde sizin dokunulmazlıklarınızın kaldırılmasını eleştirdimse, tutuklu yargılanmanızı eleştirdimse ve size karşı yapılan muameleleri eleştirdimse sizden de cesur ve cesaretli bir şekilde bu kürsüye gelip benim hakkımdaki ölüm emrini eleştirmenizi istiyorum.

Eğer, bu Parlamentonun saygınlığını, bu Parlamentonun itibarını ve milletvekillerinin itibarını koruyacaksak o zaman hiçbir ayrım yapmamamız lazım. Ben kendi ilimde her ilçeye gidemiyorum, her ilçeye gidemiyorum, can güvenliğimle ilgili sorunlarım var.”

"SENİNLE İLGİLİ BİR GERÇEĞİ AÇIKLAYACAĞIM"

Erol’un HDP’ye çağrısına yanıt veren Önder ise şunları söyledi: “Şahıs olarak sadece sizin değil herhangi bir seçilmişin, onu da bırakın herhangi bir yurttaşın, bir askerin, bir polisin, bir devlet görevlisinin, bir ana babadan gelen, bırak onu bu dünyada nefes hakkı olan, yaşayan her canlının tırnağına gelen bizim gözümüze gelsin.

Seninle ilgili bir gerçeği açıklayacağım fakat bu çok mühim bir prensibi ihlal etmek olacak. Sana buradan açık çağrı yapıyorum. Kandil’de seninle ilgili ne konuşulduğunu şu kulise gel, ben sana habbe habbe anlatacağım.

"SEÇİLMEDEN ÖNCE KANDİL'E NE MESAJ GÖNDERDİN"

Seçilmeden önce ne mesaj gönderdin, onlar ne cevap verdiler; ben bunun, bizzat adını zikrettiğin Karasu’nun, Rıza Altun’un dilinden tanığıyım. Sen bana gel, dilediğin tanıkları da yanına al, geleceğim, söyleyeceğim. Senin seçilmiş olarak siyaset yapma hakkında burada karton bir şey vardı.

"SENİN KONUŞMAN ÇOK SENTETİKTİ, ÇOK NAYLON"

İl başkanınız var ya sayın il başkanınız, çok hakiki bir konuşma yaptı. Seninki çok sentetikti, çok naylon. O yaptı, dur ben de elime bir kap alayım, yetişeyim. Bunlar halkın gözünden kaçmıyor. Sen kime buradan fort atıyorsun? Senin kıratını da, kalibreni de Dersim halkı da biliyor, Türk halkı da biliyor, bütün ülke de biliyor. Kimler seni aradı, kimler seni teşvik etti, bunlar yarın öbür gün çıkacak.

Bizim ne demokratik siyaset ilkemizi ne demokrasiye sadakatimizi ne onurumuza düşkünlüğümüzü sen imtihan edecek bir yerde değilsin. ‘Cesaretin varsa’ dedin ya, ardından kendi kendini tekzip ettin. Evet, ben bu ülkenin her yerine gittim. Kimi yerinde güllerle karşılandım, kimi yerinde linç edildim. Linç edildiğim zaman da gitmekten beri kalmadım. Sen kendi ağzınla bize cesaret dersi vermeye çalışıyorsun, kendi ağzınla kendi seçim bölgende bazı yerlere gidemediğini söylüyorsun. Bu ne lahana bu ne turşu?

"ŞU FUKARA BEDENİMİ SANA SİPER ETMEZSEM ŞEREFSİZİM"

Senin tırnağına gelen benim gözüme gelsin. Nereye gidemiyorsan, nereden korkuyorsan beni çağır, şu fukara bedenimi sana eğer siper etmezsem şerefsizim. Çağır beni, sen nereye gitmek diliyorsan bu memlekette ve korktuğun için gidemiyorsan ben senin önüne bedenimi siper ederim.

"BİZİM CESARETİMİZİN ZEKATI SENİ ASLAN YÜREKLİ RİCHARD YAPAR"

Sen üç dört ihale kaygısıyla buralardan bir şey devşirmeyi umuyorsan vallahi bu zillete değmez. Bana bak aslanım, cesaret bahsinde... Bizim cesaretimizin zekâtı seni Aslan Yürekli Richard yapar, sen boş ver, geç onu.”

"NİŞANTAŞI'NIN BARLARINDA EĞLENMEYE BENZEMEZ, HADDİNİ BİL"

Erol da Önder’e “Haddini bil. Yalan yanlış şeyler söyleme. Nişantaşı’nın barlarında eğlenmeye benzemez bu. Sırrı bey iyi bir senarist. İyi senaryo yazıyor. Sizinle birlikte Necmettin öğretmenin mezarına ve ailesine ziyarete gidelim” şeklinde tepki gösterdi.