Terör örgütü PKK'ya katılım dibe vurdu
-Terörle mücadeledeki rakamları da paylaşan Bakan Soylu, "Mayıs ayında terörle yaptığımız mücadelede bizim tespitlerimize göre, sadece Türkiye'de 5 kişi terör örgütüne katıldı. Bu rakamın binlerin üzerinde olduğu bir dönemden, 2017'nin ilk beş ayında toplam 45 kişi. -Rakka'da DEAŞ ile girdiği çatışmada öldürüldüğü iddia edilen terörist hakkındaki gerçek ortaya çıktı. Gezi olaylarında 'kırmızı fularlı kız' olarak tanınan Ayşe Deniz Karacagil'in Kato'da öldürüldü
Giriş Tarihi: 11.06.2017 06:07 Son Güncelleme Tarihi: 11.06.2017 09:31
Terör örgütü PKK'ya katılım dibe vurdu
İçişleri Bakanı Soylu, Mayıs ayında terör örgütü PKK'ya katılanların sayısının "5" olduğunu ifade etti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Muş'ta katıldığı iftar programından sonra ilçe merkezinde vatandaşlarla bir araya geldi. Burada açıklamalar yapan Bakan Soylu, önemli bilgiler paylaştı.
ÜLKEYİ KARIŞTIRMAK İSTEYENLER VARÜlkeyi karıştırmak isteyenlerin bulunduğunu belirten İçişleri Bakanı, iş bulmak için çabalayan gençlerin ve yatırım yapmak isteyenlerin önünün kesildiğine işaret etti.
Terörle mücadeledeki rakamları da paylaşan Bakan Soylu, "Mayıs ayında terörle yaptığımız mücadelede bizim tespitlerimize göre, sadece Türkiye'de 5 kişi terör örgütüne katıldı. Bu rakamın binlerin üzerinde olduğu bir dönemden, 2017'nin ilk beş ayında toplam 45 kişi.
BİRLİĞİ BERABERLİĞİ SONUCU...Aramızdaki anlayışın, birliğin, beraberliğin ve birbirimizle olan muhabbetin sonucudur. Bunu azalttığımız an çocuklarımız iş buluyor, paralarımızın bereketi artıyor. Ortadan kaldırdığımız an buraya fabrikalar geliyor, buralar cazibe merkezi oluyor. Biz nasıl bir coğrafyada yaşadığımızı biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Kırmızı fularlı PKK'lı Ayşe Deniz Karacagil öldürüldü Gezi olaylarında 'kırmızı fularlı kız' olarak tanınan Ayşe Deniz Karacagil'in terör örgütü PKK saflarında çatışırken öldüğü bildirildi. ‘Kırmızı fularlı kız’ Kato’da öldürüldüÖrgütün Karacagil'i "Rakka'yı özgürleştirme savaşında" ölmüş gibi göstererek "hayali bir kahraman" yaratmayı planladığı öğrenildi.
Örgütün Karacagil'i "Rakka'yı özgürleştirme savaşında" ölmüş gibi göstererek "hayali bir kahraman" yaratmayı planladığı öğrenildi. Kızlarının ölüm haberini alan anne Nuray Erçağan ve baba Ömer Faruk Karacagil, gözyaşlarına boğuldu. Antalya'daki Gezi Parkı protestolarına katıldığı gerekçesiyle gözaltına alınan Ayşe Deniz Karacagil, 2 Ekim 2013 günü tutuklandı. Polis sorgusunda taktığı 'kırmızı renkli fuların sosyalizmi simgelediği' yönünde sorular yöneltilen Karacagil, 11 Ekim günü Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi'nden Alanya- Mahmutlar L Tipi Kapalı Cezaevi'ne nakledildi. Ayşe Deniz Karacagil hakkında Antalya 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, 'kamu malına zarar vermek', 'kamu görevlisine karşı direnmek', 'toplantı gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet', 'terör örgütü üyeliği' ve 'kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenlemek' suçlamalarından ve bu suçları birden fazla işlemekten 24 yıldan 98 yıla kadar hapis cezası istendi. Ayşe Deniz Karacagil hakkında ayrıca Hatay'da, Ahmet Atakan'ın ölümünü protesto gösterilerine katılmaktan, 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle Antalya 5'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde de dava açıldı. 4 ay 6 gün tutuklu kalan Karacagil, 6 Şubat 2014'te yurtdışı yasağı ve her hafta polis merkezine imza verme koşuluyla tahliye oldu. KOD ADI 'DESTAN YÖRÜK' Eylemler sonrasında Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) örgütü üyesi olmakla suçlanan ve tutukluluk günlerinin büyük bölümünü Alanya- Mahmutlar L Tipi Kapalı Cezaevi'nin A-11 koğuşunda, PKK terör örgütü üyeliğinden tutuklu 13 kadınla birlikte geçiren Ayşe Deniz Karacagil'in, 20 Mayıs 2014'te PKK'ya katılarak dağa çıktığı iddia edildi. Dağda 'Destan Yörük' kod adını aldığı belirtilen Ayşe Deniz Karacagil'in, örgüt elebaşlarından Murat Karayılan'la Kandil'de çektirdiği fotoğraflar ve röportajı, PKK'yla aynı çizgide olan bir gazetede yayınlandı. SOSYAL MEDYADAN ÖĞRENDİLER Ayşe Deniz Karacagil'in, güvenlik güçlerinin Kato'da gerçekleştirdiği operasyonlarda etkisiz hale getirildiği ortaya çıktı. Ayşe Deniz Karacagil'in annesi Nuray Erçağan ve babası Ömer Faruk Karacagil, ölüm haberini sosyal medyadan öğrendi. Ayşe Deniz'in, Olympos'ta bir pansiyonda aşçı olarak çalışan annesi Nuray Erçağan ve Isparta'nın Keçiborlu İlçesi'nde oturan babası Ömer Faruk Karacagil, kızlarının ölüm haberi üzerine gözyaşlarına boğuldu. Anne Nuray Erçağan, kızının ölüm haberini öğrendikten sonra Olympos'tan Antalya'ya geldi ve gelişmeler hakkında bilgi almaya çalıştı.
Örgütün Karacagil'i "Rakka'yı özgürleştirme savaşında" ölmüş gibi göstererek "hayali bir kahraman" yaratmayı planladığı öğrenildi.
PKK'lı Ayşe Deniz Karacagil, örgüt yöneticisi Murat Karayılan'la birlikte...Rakka'da DEAŞ ile girdiği çatışmada öldürüldüğü iddia edilen terörist hakkındaki gerçek ortaya çıktı.Gezi olaylarında "Kırmızı fularlı kız" olarak simgeleştirilmeye çalışılan ve geçtiğimiz günlerde Rakka'da DEAŞ ile girdiği çatışmada öldürüldüğü iddia edilen terörist Ayşe Deniz Karacagil'in, güvenlik güçlerinin Kato'da gerçekleştirdiği operasyonlarda etkisiz hale getirildiği ortaya çıktı.Örgütün Karacagil'i "Rakka'yı özgürleştirme savaşında" ölmüş gibi göstererek "hayali bir kahraman" oluşturmayı planladığı öğrenildi. ‘Kırmızı fularlı' terörist Kato’da öldürüldü
Gezi olaylarında "Kırmızı fularlı kız" olarak simgeleştirilmeye çalışılan ve geçtiğimiz günlerde Rakka'da DEAŞ ile girdiği çatışmada öldürüldüğü iddia edilen terörist Ayşe Deniz Karacagil'in, güvenlik güçlerinin Kato'da gerçekleştirdiği operasyonlarda etkisiz hale getirildiği ortaya çıktı. Örgütün Karacagil'i "Rakka'yı özgürleştirme savaşında" ölmüş gibi göstererek "hayali bir kahraman" yaratmayı planladığı öğrenildi.
HAYALİ KAHRAMAN...
PKK'ya yakın medya, terörist Karacagil'in, terör örgütü DEAŞ tarafından Rakka'da öldürüldüğünü iddia etmişti. İstihbarat kaynaklarına göre ise YPG ile DEAŞ Suriye'de tek bir çatışmaya girmedi. Anlaşma gereği DEAŞ kontrolündeki topraklardan çekilirken buraları YPG'ye teslim etti. YPG de DEAŞ'a karşı büyük mücadele verdiği algısını oluşturmak için kolları sıvadı. Terörist Karacagil'in DEAŞ'la çatışırken öldürüldüğü haberinin yayılması da algı operasyonunun parçasıydı. Gezi olaylarının ardından Mayıs 2014'te PKK'ya katılan, terörist elebaşlarından Murat Karayılan'ın yanında aldığı eğitim alıp Türk güvenlik güçleriyle çatışmalara giren 'Destan Yörük' kod adlı Karacagil'in, Kato Dağı'nda yürütülen son operasyonlarda etkisiz hale getirildiği anlaşıldı. Kato'daki operasyonları, helikopter kazasında şehit olan komutanların emrindeki birlikler yürütüyordu. Teröristin cesedi ise örgüt mensuplarınca bölgeden kaçırıldı.
Gezi olaylarında "Kırmızı fularlı kız" olarak simgeleştirilmeye çalışılan ve geçtiğimiz günlerde Rakka'da DEAŞ ile girdiği çatışmada öldürüldüğü iddia edilen terörist Ayşe Deniz Karacagil'in, güvenlik güçlerinin Kato'da gerçekleştirdiği operasyonlarda etkisiz hale getirildiği ortaya çıktı.
Örgütün Karacagil'i "Rakka'yı özgürleştirme savaşında" ölmüş gibi göstererek "hayali bir kahraman" yaratmayı planladığı öğrenildi.
Bakan Soylu: Türkiye'de sadece 5 kişi terör örgütüne katıldıSoylu, Muş'taki iftar programının ardından Hasköy ilçesine geçerek, burada teravih namazı kıldı.
Daha sonra ilçe merkezinde vatandaşlarla çay içerek, sohbet eden Soylu, yaptığı açıklamada, bu ülkenin ilerlemesini durdurmak, kardeşliğini bozmak, büyümesini engellemek ve huzurunu ortadan kaldırmak isteyenlere halkın her zaman demokrasiyle cevap verdiğini bildirdi.
"Coğrafyaya huzur ve barış getireceğiz"
Soylu, en son 16 Nisan'da Hasköy halkının bu toprakların üzerinde oyun oynamak isteyenlere karşı, "Bu oyununuzu artık başınıza yıkıyoruz." anlayışını ortaya koyduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Burada birliğimizin, kardeşliğimizin, geleceğimizin bayrağını diktiniz. Bu ülkenin yarınlarına ve geleceğine sımsıkı sarıldınız. Elbetteki 15 yıldır iktidarda ülkemizin güçlü olmasını, ayakları üzerinde durmasını, yarınlara ümitle bakmasını, alt yapısının güçlü olmasını, demokrasinin, kalkınmasının hızlı gelişmesini istedik. Ne zaman milletimize gidildi milletimiz bunu kabul etti."
"Bir taraftan Türkiye'nin ayağına çelme takarak, bu ilerlemeyi durdurmak istediler. PKK, DEAŞ ve en son ülkenin musibeti haline gelen FETÖ ile bizi çevremizdeki ateş çemberine alarak gençlerimiz iş bulmasın, insanlarımız huzurlu olmasınlar diye türlü türlü oyunlar oynadılar ama bizi istikametimizden çeviremediler." diyen Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz istikametimize dim dik gidiyoruz. Bu emaneti bize kimin verdiğini biliyoruz. Biz kimin topraklarında olduğumuzu biliyoruz. Mevlana'nın, Selahattin Eyyubi'nin, İdris-i Bitlisi'nin topraklarındayız. Bu topraklardaki en büyük gücümüzün birlik ve beraberliğimiz olduğunu biliyoruz. Zengin, güçlü ve kardeş bir Türkiye olacak, etrafımızdaki coğrafyayı karıştırmak isteselerde biz o coğrafyaya huzur, barış ve kardeşlik getireceğiz."
Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu anlatan Bakan Soylu, "Biz güçlü bir ülkeyiz. Bunu söylediğimde Amerika'daki o melun bunun üzerine bizi ahmaklıkla suçlamış. Söylediğim şu, son 300 yılın en güçlü Türkiyesiyiz Allah'a hamdolsun." dedi.
Soylu, çalışma bakanlığı döneminde kente SGK ve İş-Kur binası kazandırdıklarını anımsatarak, Hasköy ilçesine kaymakamlık ve belediye başkanlığı binasının en kısa zamanda yapılacağı sözünü verdi.
"Evlatlarımız mağaraları buluyor"
Vatadaşların emrine 24 saat amade olduklarını ve ülkenin kalkınması için çalıştıklarını aktaran Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Biz gayret gösteriyoruz, mücadele ediyoruz ama herşeyi yapan Allah'tır, biz buna inanıyoruz. Terör konusunda da önemli adımlar atıyoruz hep birlikte. Cumhurbaşkanımızın, başbakanımızın talimatları açıktır, hükümetimizin programı bellidir. Şimdi Kato Dağı'nda 107. mağarayı buldu evlatlarımız. Onlar oraya mühimmat silah taşıyorlardı. Oradan Erzurum'a, Kars'a kadar mühimmatı sevk ediyorlardı. Bir taraftan terörle mücadelemiz devam ederken diğer taraftan 23 ilde cazibe merkezleri oluşturduk. Özel sektör yaklaşık bir katrilyona yakın yatırımla 10 bin kişiye Muş'ta istihdam sağlayacak."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine "milletimizin hizmetkarı olacaksınız" talimatı verdiğini ve bunu en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştıklarını ifade eden Soylu, geçtiğimiz hafta ziyaret ettiği Mardin'de otellerdeki doluluk oranının yüzde 100'e ulaştığını, bunun memnuniyet verici olduğunu bildirdi.
"Mayıs ayında sadece 5 kişi terör örgütüne katıldı"
Ülkeyi karıştırmak isteyenlerin bulunduğunu belirten Bakan Soylu, iş bulmak için çabalayan gençlerin ve yatırım yapmak isteyenlerin önünün kesildiğine işaret ederek, "Sadece fabrikalar, organize sanayi bölgeleri değil, turizm de bölgenin en önemli yatırım alanlarından biri olacak. Burada gençlerimiz, çocuklarımızın umutları var. Kimi hemşire, kimi doktor, kimi öğretmen, kimi avukat, mühendis, polis, asker olmak istiyor. Devleti yönetenler olarak görevimiz, onları hayalleri ve idealleriyle buluşturmaktır. Mayıs ayında terörle yaptığımız mücadelede bizim tespitlerimize göre, sadece Türkiye'de 5 kişi terör örgütüne katıldı. Bu rakamın binlerin üzerinde olduğu bir dönemden, 2017'nin ilk beş ayında toplam 45 kişi. Aramızdaki anlayışın, birliğin, beraberliğin ve birbirimizle olan muhabbetin sonucudur. Bunu azalttığımız an çocuklarımız iş buluyor, paralarımızın bereketi artıyor. Ortadan kaldırdığımız an buraya fabrikalar geliyor, buralar cazibe merkezi oluyor. Biz nasıl bir coğrafyada yaşadığımızı biliyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Önümüzdeki dönemde hep birlikte yeni Türkiye'nin başlangıcını gerçekleştireceklerini kaydeden Soylu, yeni sistemle ülke olarak 4 yılda elde ettikleri mesafeyi 2 yılda alacaklarını vurguladı.
Yeni sisteme karşı çıkanların en büyük çekincelerinin de bu olduğunu anlatan Bakan Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Türkiye'nin kendi uçağını, arabasını, uydusunu yapmasını istemiyorlar. İnsansız hava araçlarını İsrail'den alıyorduk. Bozuluyordu, yapmıyorlardı. Şimdi kendimiz yapıyoruz. ATAK helikopterlerini, gemilerimizi, motorlarımızı bizim evlatlarımız yapıyor. Türkiye hangi istikamette gittiğini çok iyi biliyor. Gözümüz de kulağımız da sizlerdedir. Hepimizin eksikleri var, bunları istişareyle, milletimize olan sorumluluğumuzla gidereceğimize inanıyoruz. Ana muhalefet partisi genel başkanı diyor ki bu işaretten vazgeçin. Ben de ona buradan bir şey diyorum. Kılıçdaroğlu, kendi dilin ve gönlünle konuş. Başkasının diliyle, gönlüyle, bu toprakların dışında bize bir şekilde dayatılmaya çalışanların diliyle konuşma. Bu toprakların hamurunda tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet var."
İçişleri Bakanı Soylu, konuşmasının ardından kentten ayrıldı.