Atatürk’ü faşistlerin elinden kurtaracağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kurtuluş Savaşı’nın Gazi’si, milletin Kemal’i, Cumhuriyetimiz’in Atatürk’üne ‘Atatürk’ dedik diye senaryolar yazılıyor. Atatürk’ü ruhu faşist, söylemi Marksist çevrelerin tekeline mi bırakacağız. CHP, Atatürk’ü öyle istismar etti ki, milletin gönlündeki Atatürk ile büyük fark ortaya çıktı. CHP’nin Atatürk’ü milletimizden kaçırmasına izin vermeyeceğiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Beştepe Millet ve Kongre Merkezi'nde Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Atatürk'ün vefatının 79. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen Atatürk'ü Anma Töreni'ne katıldı. Törende Atatürk'ün sevdiği şarkılardan mini bir konser düzenlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vefatının 79. yıldönümünde Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle yad ediyoruz" diyerek başladığı konuşmasında özetle şöyle dedi:
Tek parti CHP'si döneminde, tarihimizin bu önemli kurucu liderinin ismi öylesine istismar edilmiştir ki, milletimizin gönlündeki Atatürk ile sonradan kavramsallaştırılan Atatürkçülük arasında çok büyük bir fark ortaya çıkmıştır.
MİLLETİMİZİN SIKINTISI YOK
Milletimizin, Gazi'ye hürmeti sonsuz. Milletimizin, Mustafa'ya saygısında en küçük bir tereddüt yoktur. Milletimizin Kemal'le de en küçük bir sorunu bulunmuyor. Milletimizin soyadı olarak kendisine verdiği 'Atatürk' konusunda da hiçbir sıkıntısı olmadığını gayet iyi biliyoruz. Peki buna rağmen ne için böyle bir tartışma hep süregelmiştir? Bunun cevabı darbecilerin, cuntacıların, vesayet odaklarının, ülkenin tarihine, milletin değerlerine düşmanlık eden kesimlerin kendilerini 'Atatürkçülük' kılıfı altında gizlemeye çalışmış olmasıdır.
CHP'nin, Atatürk'le ilişkisi 10 Kasım 1938'de tamamen kesilmiştir. Paradan Atatürk'ün resmini kaldırıp İnönü'yü koydular. İşte bu CHP zihniyetinin ta kendisidir. Bugünkü CHP de malum şimdiki başında bulunan zatın CHP'sidir. Böyle bir partiyle, Atatürk arasında ilişki kurmak Gazi'ye yönelik en büyük bühtandır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Atatürk'ü Anma Töreni'nde konuştu
Kurtuluş Savaşımız milletimizin topyekün kıyamının adıdır. Böyle bir mücadeleye liderlik eden ismin, milletin gönlünde en kıymetli yere sahip olması kadar tabii bir şey yoktur. Şimdi birileri çıkmış biz Atatürk'e Atatürk dedik diye senaryo yazıyor. Cumhuriyetimizin kurucusunun adı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise, bizim bunu ifade etmemizden daha tabii ne olabilir? Ülkemizin ve milletimizin bu önemli değerini darbecilerin, vesayetçilerin, ruhu faşist söylemi Marksist, marjinal çevrelerin tekeline mi bırakacağız? Elbette herkes gibi Atatürk de eleştirilebilir. Yüce Allah dışında hiçbir güç layüsel değildir. Ancak eleştirmek başkadır, hakkı teslim etmek başkadır. Atatürk'ün ailesini de hedef alacak şekilde ve hakaretamiz bir tarzda ortaya konan ifadeleri doğru bulmayız.
Biz Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi olarak kendisinin hakkını, milletimizin huzurunda teslim etmeyi bir görev telakki ediyoruz. 'En büyük eserim' dediği Cumhuriyetimize, en büyük hedef olarak gösterdiği muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma mirasına sahip çıkarak, aslında Atatürk'ü ve hatırasını işte bu istismarcıların zulmünden de kurtarıyoruz. CHP gibi amorf bir partinin Atatürk'ü milletimizden kaçırmasına rıza göstermeyeceğiz. Hele hele Atatürk'ün özelikle bunların o zihinsel fetişizmine kurban edilmesine de hiç rıza göstermeyeceğiz. Onu Kurtuluş Savaşımızın Gazisi, milletimizin Mustafa Kemal'i, Cumhuriyetimizin Atatürk'ü olarak tüm yönleriyle anlayacağız ve anlatacağız. Bundan kimsenin rahatsız olmaması, ülkemizin bu olgunluğa ulaşmasından dolayı memnuniyet duyması gerekir.
MİSAK-I MİLLİ VURGUSU
"Biz Kurtuluş Savaşımıza başlarken ilan ettiğimiz Misak-ı Millimize dahi sahip çıkamadık. İşte şimdi Suriye'de, Irak'taki gelişmelerde zaman zaman dikkat ederseniz bir şeyi dillendiriyorum. Nedir o? 'Biz Misak-ı Millimize yeniden sahip çıkmak zorundayız' diyorum. İşte Fırat Kalkanı Harekatı budur. Şu anda İdlib'te yapılmakta olan budur. Açıklıyorum, Afrin'de yapılmakta olan da budur.
IRKÇILIĞA GEREK YOK
Bölgemizi ateşe ve acıya boğarak adeta dilim dilim bölenlerin, ülkemizi de ayın sürece dahil etmek isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakacağız. Yeter ki kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlü tutalım. Birbirimizi Allah için sevelim, Yaradan'dan ötürü sevelim. Irkçılığa, kavmiyetçiliğe gerek yok. Matruşka gibi açtıkça içinden sürekli yeni figürlerin çıktığı bu düzeni eninde sonunda bozacağız.
İFŞA OLDULAR
Son dönemde Demokrat görünümlü faşistler ifşa oldu. Hak, hukuk makyajlı tezgahları ifşa oldu. devletin tüm kurumlarına, toplumun tüm yapılarına yerleştirilen hainler ifşa oldu. terör kuşatmasının amacı ve aktörleri ifşa oldu. Bunca oyunu bozan Türkiye'nin önünde artık bambaşka hamdolsun imkanlar, bambaşka ufuklar vardır. Şimdi önümüzde geçmemiz gereken bir imtihan daha var. O da 2019 seçimlerini kazasız belasız geçirmektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Birileri Sevr’in hesabını yapıyor“Dün bizi Misak-ı Millî’nin gerisine düşürenler, bugün Lozan’ı da bir kenara bırakıp Sevr’e doğru götüren bir hesap içindeler.”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı tüm gelişmelerin bir asır önce yaşananlardan bağımsız olmadığını belirterek, “Türkiye ve içinde bulunduğu bölgeyle ilgili kanlı senaryolar yenilenerek tedavüle sokuldu” dedi. Beştepe’de düzenlenen “Atatürk’ü Anma Töreni”ninde konuşan Erdoğan, son iki asırda çok büyük kayıpların verildiğini ve çok büyük acıların yaşandığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: TACİZ EDİLİYORUZ
“Biz Kurtuluş Savaşımıza başlarken ilan ettiğimiz Misak-ı Millîmize dahi sahip çıkamadık. ‘Biz Misakımilli’mize yeniden sahip çıkmak zorundayız’ diyorum. Bizim Misak-ı Millî hudutlarımızdan eğer taciz ediliyorsak, eğer o hudutlar içerisinden ülkemize saldırılar oluyorsa, burada ‘Buyrun devam edin’ deme lüksümüz yoktur. İşte Fırat Kalkanı Harekatı budur. Şu anda İdlip’de, Afrin’de yapılmakta olan budur. Biz burada seyirci kalamayız. Gereği neyse bunu yapmak durumundayız. Birilerinin 12 bin kilometre uzaklıktan gelmek suretiyle buralarda parselasyona girmesine başımızı sallama lüksümüz de yoktur. Neyse bunun hakkını vermek durumundayız. Orada olanlar bizim akrabalarımız, onların değil. Öyleyse akrabalarımızın hukukuna da sahip çıkma mecburiyetimiz var.
TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİL
Lozan’ın kayıplarını konuşmak, o kazanımları, kazanımlarını konuşmak da kayıplarını ortadan kaldırmaz. Ülkemizin bugün güney sınırlarında yaşadığı güvenlik sorunlarının en önemli sebebi, Misak-ı Milli’den verilen tavizlerdir. O tavizler verilmeseydi şu anda nerede olduğumuzu anlayın, hatırlayın. Dün bizi Misak-ı Milli’nin gerisine düşürenler, bugün Lozan’ı da bir kenara bırakıp Sevr’e doğru giden bir hesap içindeler. Ancak göremedikleri bir şey var. Bugünkü Türkiye, dünün Türkiye’si değildir.”
Cumhurbaşkanı, son zamanlarda kendilerine yönelik Atatürk’le ilgili yapılan eleştirilere de cevap verdi. Erdoğan, “Şimdi birileri çıkmış biz Atatürk’e Atatürk dedik diye kendilerine göre bir sürü senaryo yazıyor. CHP gibi amorf bir partinin Atatürk’ü milletimizden kaçırmasına rıza göstermeyeceğiz. Atatürk’ü ruhu faşist, söylemi Marksist çevrelerin tekeline mi bırakacağız?” dedi.
Atatürk’ün ölümünün 79. yılında Anıtkabir’de düzenlenen törene katılan Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli ile ayaküstü sohbet etti.
Bu sevgi bitmez
Atatürk’ün ebedi istirahatgâhı Anıtkabir dün ulu önderin ölümünün 79’uncu yılında yüzbinlerin akınına uğradı. Gazi Mustafa Kemal gururla, duayla ve gözyaşıyla anıldı
Atatürk'ün vefatının 79'uncu yılında ilk anma töreni Anıtkabir'de yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk için düzenlenen devlet töreni dün saat 8.45'te devlet erkanının Aslanlı Yol'da yürüyüşüyle başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kortejde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bakanlar Kurulu üyeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yüksek yargı organlarının başkanları, kuvvet komutanları, siyasi partilerin temsilcileri, bürokratlar ve diğer devlet erkanı yer aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ay yıldızlı çelengi, mozolesine bıraktı. Atatürk'ün 79 yıl önce vefat ettiği saat olan 09.05'te bir dakika süren "ti" sesi eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu ve ardından İstiklal Marşı okundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve devlet erkanı, Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti. Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri'ne "Vefatının 79. yıl dönümünde Kurtuluş Savaşımızın büyük komutanı, Cumhuriyetimizin banisi, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle hürmetle saygıyla yad ediyoruz. Atatürk'ün bize en önemli miraslardan biri olarak gördüğümüz Türkiye'yi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma hedefi doğrultusunda gece gündüz çalışmayı sürdürüyoruz" diye yazdı.
TBMM'DE ATATÜRK ANITINA KARANFİL
15 Temmuz'da FETÖ'cü hainlerin bombaladığı Gazi Meclis'te düzenlenen 10 Kasım töreninde TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, Atatürk Anıtı'na kırmızı beyaz karanfillerden oluşan çelenk bıraktı. 09.05'te sirenlerin çalmasıyla saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Mehmet Kulaç ve ailesi
HEP BİRLİKTE GÜÇLÜ TÜRKİYE'YİZ
Türkiye'nin dört bir yanından Anıtkabir'i ziyarete gelen vatandaşlardan duygularını SABAH'a anlattı:
Kore Gazisi Rıza Kavak: Bugün Anıtkabir'e insanların akın ettiğini görünce gözlerim doldu. Cumhuriyetimiz ilelebet yaşayacaktır.
Damla Sanar: Cumhuriyetimize, Atatürk'ümüze, demokrasimize ve bayrağımıza her zaman sahip çıkacağız. Bizi kimse bölemeyecek ve vatansız bırakamayacak. Hep birlikte Güçlü Türkiye'yiz.
Mehmet Kulaç: Cumhuriyet bir erdemdir. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk kalbimizdedir.
Ümmü Gülsüm: Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün açtığı yolda dünyada hep ileride olacak. Birbirimizi seversek, bizi kimse yolumuzdan alıkoyamaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Avrupa açık cezaevine döndü
Cumhurbaşkanı Erdoğan Avrupa'da İslam karşıtlığının ve ırkçılığın artık hükümetleri de ele geçirdiğine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da, İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından düzenlenen Kadın Danışma Konseyi Genç Kadınlar Liderlik ve Girişimcilik Programı Sertifika Töreni'ne katıldı.
"BİZE İNSAN HAKLARI DERSİ VEREN BATI, AÇIK CEZAEVİNE DÖNDÜ"
"Dili, dini, ten rengi farklı olanın hayat alanı daralıyor. Avrupa giderek açık hapisanesine dönüşüyor." diyen Erdoğan, eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:
"Saldırılar artık oralarda haber değeri bile taşımıyor. Irkçı partiler merkezlere oturdu. Aynı şeyler bizde olmadı mı bizde de oldu. 15 yıldır Türkiye'yi yönetiyoruz, inşallah kararlıkla devam edeceğiz. Başörtüsü yasakları Avrupa'da giderek artıyor. Çoğu ülkede müslüman kadınların eğitim ve iş imkanları sınırlandı. Bize insan hakları dersleri verenler kendi ülkelerinde bu hakların çiğnenmesine alkış tutmaktadır. "
.
YORUMLAR