Canikli: Türkiye, ABD ile beraber Rakka’ya operasyona sıcak...

Canikli: Türkiye, ABD ile beraber Rakka'ya operasyona sıcak bakıyor

Türkiye, ABD’nin DAEŞ’e karşı Rakka ve Musul için istediği destekle ilgili stratejisini belirledi. Rakka’da YPG unsurları katılmadığı takdirde hava desteği verilecek. Türkiye Musul’da ise karadan destek verecek

08 Eylül 2016 - 04:29 - Güncelleme: 08 Eylül 2016 - 08:30

Giriş Tarihi: 07.09.2016 18:38 Son Güncelleme Tarihi: 08.09.2016 04:05

Canikli: Türkiye, ABD ile beraber Rakka'ya operasyona sıcak bakıyor

Canikli: Türkiye, ABD ile beraber Rakka'ya operasyona sıcak bakıyor

Bakanlar Kurulu sonrası açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Türkiye'nin ABD ile ortak IŞİD'in merkezi konumunda olan Rakka'ya ortak operasyona sıcak baktığını söyledi.

Canikli: Türkiye, ABD ile beraber Rakka'ya operasyona sıcak bakıyor

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, ABD Başkanı Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a önerdiği Rakka’ya ortak operasyona ilişkin "Sayın Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan talebi oldu. Şu an itibariyle bu görüşmelere devam ediyoruz. ABD ile ortak operasyona sıcak bakıyoruz" dedi.Bakanlar Kurulu sonrası flaş açıklama: Pazartesi'den itibaren...

Rakka’ya operasyon yapılacak mı?

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Fetullahçı Terör Örgütü'yle (FETÖ) ilgili mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiği Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bir kez daha ortaya konulmuştur. Bu mücadele gerçekleştirilirken haksızlığa ve adaletsizliğe meydan, fırsat verilmemesi, bu konuda gösterilen gereken hassasiyetin sürdürülmesi ve bu şekilde mağduriyetlere fırsat verilmemesi yine Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ifade edilmiş ve ayrıntılı bir şekilde FETÖ'yle mücadele konusunda bakanlıklarımızın yaptığı çalışmalar ve gelinen nokta, alınan mesafe değerlendirilmiş ve irdelenmiştir." dedi.

Rakka’ya havadan, Musul’a karadan destek verilecek

Rakka’ya havadan, Musul’a karadan destek verilecek

, ABD’nin DAEŞ’e karşı Rakka ve Musul için istediği destekle ilgili stratejisini belirledi. Rakka’da YPG unsurları katılmadığı takdirde hava desteği verilecek. Musul’da ise karadan destek verecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işaret ettiği Musul ve Rakka'nın DAEŞ'ten temizlenmesinde 'nin rolüne ilişkin farklı seçenekler tartışılıyor. , Fırat Kalkanı Harekâtı ile Suriye'de sahaya inerek bölgede etkin bir rol üstlendi. Türk askerinin desteğiyle Cerablus ve El Rai'yi alan ÖSO kuvvetleri kritik konumdaki El Bab'a ilerleyişini sürdürüyor. El Bab'ın daha güneyinde ve Fırat nehrinin doğusunda yer alan Rakka ise DAEŞ'in merkezi olarak biliniyor. Rakka'ya yapılacak koalisyon harekatına belli şartlar sağlanırsa destek verebilecek. Öncelikle, ABD'nin organize ettiği, içinde YPG terör örgütü unsurlarının bulunduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Rakka'ya ilerlemeden önce Arap unsurların ağırlıkta olduğu birliklerin ön planda olması istenecek. Ankara, Türkiye'nin operasyona vereceği destek daha çok hava kuvvetleri ile koalisyon güçleri ile ortak hedeflere nokta harekat, karadan ise Arap ağırlıklı olması kaydı ile SDG'nin, ÖSO marifetiyle geri bölge emniyetinin sağlanması olacak.

GÜNEYE İNME ŞARTI
Ankara'nın Rakka operasyonuna karadan destek vermesi için "güneye inme" şartı olduğuna dikkat çekiliyor. Türkiye'nin bu şartı kabul edilirse, Mehmetçik ile birlikte ÖSO Kuvvetleri El Bab'ın da güneyine inerek Rakka'ya kadar olan bölümü kontrol altına alacak. Böylece Rakka'ya yönelik operasyon başladığında YPG'nin Fırat Nehri'ni güneyden geçerek Afrin'e kadar ulaşması ve alternatif terör koridoru kurması da önlenecek. Türkiye bu harekatta koalisyon ülkelerine ayrıca havadan lojistik destek de verecek.

MUSUL DA KURTARILACAK
Uzun süredir yapılması beklenen Musul harekatı da Çin'deki G-20 Liderler Zirvesi sırasında Erdoğan- Obama görüşmesinde gündeme geldi. Türkiye, Irak'ın kuzeyinde yer alan ve Türkmen nüfusun yoğunlukta olduğu bölge için endişeli. Terör örgütü PKK da bölgedeki DAEŞ varlığından faydalanarak, bazı bölgeleri ele geçirmeye çalışıyor. Türkmen kenti Telafer'in PKK'nın eline geçmesine yönelik riskler arttı. Erdoğan da bu riske dikkat çekerek, bölgenin terör örgütlerinden temizlenmesi gerektiğini hatırlattı.

BAŞİKA YENİDEN GÜNDEMDE
Geçen nisan-mayıs aylarında yapılması beklenen ancak gerçekleşmeyen Musul harekâtına Türkiye'nin havadan destek vermesi bekleniyordu. Irak'ın kuzeyinde yer alan ve zaman zaman DAEŞ'in hedefi olan Başika kampının son durumu ise harekâta yönelik planları değiştirecek boyuta ulaştı. Türk askeri, Başika kampında en az 2 binden fazla Musullu'yu eğiterek silahlı güç haline getirdi. Musul'a yönelik harekâtın ana gücünü bu Arap unsurlar ve Barzani'nin Peşmergeleri oluşturacak. Tıpkı Fırat Kalkanı'nda olduğu gibi Türk askeri, hem Musul yerel güçlerini yönlendirecek hem de Peşmergeye karadan stratejik katkı sağlayacak. Türkiye aynı zamanda koalisyon ülkeleriyle birlikte havadan

 

Rakka Suriye'nin 14 valiliğinden biri. Ülkenin kuzeyinde Fırat nehri üzerinde bulunan kent Halep'e sadece 160 km uzaklıkta.

Rakka şuanda DAEŞ'in Suriye'de konrol ettiği bölgenin merkezi konumunda. Hatta terör örgütü burayı ilan ettiği sözde devletin başkenti olarak kabul ediyor. Bu bölgenin yönetiminde etkin olacak güçler, üçüncü güvenli bölge dediğimiz kısımdaki Suriyelilere ev sahipliği yapma olanağı bulacak. Yani Suriye'de başlayacak yeni toparlanma süreci buradan başlayacak.



Bölgede Şam rejimi ile birlikte hareket eden İran destekli Şii milis güçlerin de bu bölgeye ilgisi büyük. İran Rakka'nın kendi güdümündeki güçler tarafından kontrol altına alınmasının ve Tahran-Bağdat-Şam arasındaki Şii hattın muhafaza edilmesinin peşinde.

Tabii DAEŞ'in bertaraf edilmesi için Rakka'nın kurtarılması çok önemli. Rakka'dan sonra DAEŞ'in Musul'da sıkıştırılarak bertaraf edilmesi de beklentiler arasında. Musul'un kurtarılması için Irak ordusunun Musul çevresine yığınaklanması devam ediyor.

Kuzeyden peşmergenin de katılacağı çevreleme harekatıyla DAEŞ'in Musul içinde sıkıştırılıp imha edilmesi planlanıyor. Bu planın işe yaraması içinde DAEŞ terör örgütünün Suriye'deki destek noktalarını kesmek gerekiyor.



Bunun yoluda Rakka'nın bu örgütten tamamen temizlenmesine bağlı. Çünkü terör örgütü Rakka üzerinden Suriye'de Deyr Ez Zor ve diğer bölgelere ulaşma imkanı buluyor. Rakka'nın düşmesi örgütün Suriye'nin kuzeyi ve batısı ile bağlantısının kesilmesi anlamına geliyor.

Bu durum da başta lojistik destek olmak üzere DAEŞ'e yasal olmayan yollarla ulaşan yardımların kesilmesi anlamını taşıyor. Rakka'da 2010 yılında yapılan araştırmalara göre büyük bölümü sünni araplardan oluşan yaklaşık 900 bin civarında sivil yaşıyor.

Kentte türkmen ve diğer etnik kesimlerden de yaşayan azınlıklar var. Rakka'nın kurtarılması, bu kenti başkent ilan eden ve askeri gücünün önemli bir kısmını buraya yığmış olan DAEŞ için büyük bir psikolojik yıkım oluşturacak. Rakka'yı kaybetmesi durumunda DAEŞ'in Suriye'de tutunması da neredeyse imkansız hale gelecek.

13,1 TON AMONYUM NİTRAT ELE GEÇİRİLDİ

"Terör örgütleriyle mücadelede gelinen nokta ayrıntılı şekilde değerlendirildi. Bölücü terör örgütüyle mücadele için operasyonlar devam ediyor. Bölücü terör örgütüyle mücadelede 13,1 ton amonyum nitrat ele geçirildi.

229 OLAY ENGELLENDİ

Bugüne kadar 229 önemli olay güvenlik güçleri ve istihbarat çalışması sonucu engellendi.


Başbakan Yardımcısı Canikli: Operasyon derinlik kazanabilir

39 BOMBALI ARAÇ, 19 CANLI BOMBA HADİSESİ ENGELLENDİ

39 bombalı araç saldırı girişimi, 19 canlı bomba hadisesi engellendi. Operasyonun temel amacı ülkemizin sınır güvenliğini sağlamak. Temel amacımız topraklarımıza yönelik saldırıları engellemek. Türkiye uluslararası hukuktan doğan hakkını kullanıyor.

SURİYELİLERİ TOPRAKLARINA DÖNMELERİ İÇİN TEŞVİK EDİYORUZ

Sınır güvenliğinin tesisi ve DEAŞ'la mücadele için Fırat Kalkanı operasyonu başlatıldı. Amaç, terör örgütleriyle mücadelenin yanında Suriyeli göçmenlerin topraklarına dönmesini sağlamak. Suriyelileri topraklarına dönmeleri için teşvik ediyoruz.

RAKKA'YA ABD İLE OPERASYONA SICAK BAKIYORUZ

Rakka'ya yapılacak operasyonda Sayın Obama'nın sayın Cumhurbaşknımızdan bir talebi oldu. Talebe sıcak baktığını ifade etti. Teknik görüşmeler yapılması için karara varıldı. Bu görüşmeler devam ediyor. Henüz bir takvimlendirme anlamında netlik kazanmadı. Türkiye ile bu operasyona sıcak baktığımızı belirtmek isterim.

KAMUDA FETÖ OPERASYONU

50 binden personelin kamuyla ilişkisi kesildi. İddialar bütün boyutlarıyla inceleniyor. Hatalı görevden alımlarda düzeltme kanalları açık. Somut bilgi ve belge dışında adım atılmıyor."...

 
Bakanlar Kurulu sonrası flaş açıklama: Pazartesi'den itibaren...
 

Canikli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında  Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısı devam  ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Toplantıda, G20 Liderler Zirvesi'yle ilgili değerlendirme ve  görüşmelerin yapıldığını belirten Canikli, iç ve dış güvenlikle ilgili konuların  tüm yönleriyle değerlendirildiğini ifade etti.

Canikli, Çin'deki G20 Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla  Türkiye'nin temsil edildiğini ve kendisiyle geniş bir heyetin toplantılara  iştirak ettiğini anımsatarak, Erdoğan'ın zirve süresince yoğun ve kapsamlı  görüşmelerde bulunduğunu ve zirveye katılan hemen hemen tüm ülkelerin devlet ve  hükümet başkanlarıyla birebir ikili görüşmeler yaptığını kaydetti.

Görüşmeler sırasında, İtalya, Fransa, Almanya ve Türkiye'nin  katılımıyla dörtlü zirve gerçekleştirildiğini dile getiren Canikli, Erdoğan'ın  ABD, Rusya, Çin, Kanada, Güney Afrika, Avustralya, Almanya ve Hindistan hükümet  ve devlet başkanlarıyla birebir görüşmelerde bulunduğunu bildirdi.

"Ülkelerden beklentimiz kendilerine çok açık ifade edilmiştir

Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu görüşmelerde özellikle terör, Suriye meselesi ve Türkiye'nin karşı  karşıya kaldığı 15 Temmuz darbe teşebbüsü ile ilgili ayrıntılı bilgilendirmeler  gerçekleştirilmiş ve bu ülkelerden beklentimiz kendilerine çok açık bir şekilde  ifade edilmiştir. Çünkü özellikle 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Batı  ülkelerinde ve genel olarak uluslararası alanda farklı bir algı oluşturma  çabaları farklı çevreler tarafından yoğun bir şekilde yürütülmektedir. Bu açıdan  olan bitenin bütün boyutlarıyla, bütün gerçekliğiyle anlatılması, aktarılması son  derece önemlidir. Özellikle Suriye konusu, mülteciler, göç meselesi ve Suriye'de  yaşananlar, Türkiye'nin de dahil olduğu bu son gelişmeler, bütün bunlar bu ülke  yetkililerine Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından aktarılmıştır."

"AB hedefimizde herhangi bir değişikliğin olmadığı ifade  edilmiştir"

Görüşmelerde, Türkiye'nin temel uluslararası politik tercihlerinde  herhangi bir sapmanın olmadığı, bu yönde Türkiye'nin 15-20 yıl önce hangi  noktadaysa bugün de aynı noktada durduğunun da aktarıldığını dile getiren  Canikli, "Demokratik değerler, hukukun üstünlüğü, evrensel değerler, Avrupa  Birliği (AB) hedefine uyum, bağlılık bir kez daha bu çerçevede ilgililere  vurgulanmış, teyit edilmiş ve Avrupa Birliği hedefimizde herhangi bir  değişikliğin olmadığı ifade edilmiştir." dedi.

Canikli ayrıca, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanımız, hükümetimizin ekonomiyle ilgili olarak aldığı ve  özellikle üretimi, ihracatı, istihdamı teşvik edecek, bölgesel dengesizlikleri  ortadan kaldıracak adımlarla ilgili takdirlerini ifade etmişler ve bu  çalışmaların devam etmesi noktasındaki talimatını da iletmişlerdir. Özellikle  altyapı, üstyapı yaptırımlarının devamı ve vatandaşa doğrudan dokunacak, onları  doğrudan ilgilendirecek sağlık, eğitim yatırımları başta olmak bunlarla ilgili bu  çalışmaların devamı noktasında Sayın Cumhurbaşkanımızın bir kez daha talimatları  Bakanlar Kurulu'na iletilmiştir. Özellikle altyapı, üstyapı yaptırımlarının  devamı ve vatandaşa doğrudan dokunacak, onları doğrudan ilgilendirecek sağlık,  eğitim yatırımları başta olmak üzere bunlarla ilgili bu çalışmaların devamı  noktasında Sayın Cumhurbaşkanımızın bir kez daha talimatları Bakanlar Kurulu'na  iletilmiştir.

Fetullahçı Terör Örgütü'yle ilgili mücadelenin kararlılıkla  sürdürülmesi gerektiği Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bir kez daha ortaya  konulmuştur. Bu mücadele gerçekleştirilirken haksızlığa ve adaletsizliğe meydan,  fırsat verilmemesi, bu konuda gösterilen gereken hassasiyetin sürdürülmesi ve bu  şekilde mağduriyetlere fırsat verilmemesi yine Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından  ifade edilmiş ve ayrıntılı şekilde FETÖ'yle mücadele konusunda bakanlıklarımızın  yaptığı çalışmalar ve gelinen nokta, alınan mesafe değerlendirilmiş ve  irdelenmiştir."

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "15 Ağustos - 7  Eylül tarihleri arasında bölücü terör örgütüyle mücadele çerçevesinde 13,1 ton  amonyum nitrat ele geçirilmiş, 339 adet patlayıcı yapımında kullanılan tüp ele  geçirilmiş ve 129 el yapımı patlayıcı bulunarak imha edilmiştir." dedi.

Canikli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında  Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısı devam  ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Toplantıda diğer terör örgütleriyle ilgili olarak mücadele konusunda  gelinen nokta ve atılan adımların ayrıntılı şekilde değerlendirildiğini belirten  Canikli, özellikle bölücü terör örgütüyle mücadelede de kuvvetli kararlılığın bir  kez daha teyit edildiğini aktardı.

Canikli, bölücü terör örgütüyle mücadele çerçevesind, 15 Ağustos-7  Eylül tarihleri arasında 12 farklı noktada orta ölçekte operasyonların  gerçekleştirildiğini ve hala devam ettiğini vurgulayarak, bu çerçevede söz konusu  tarihlerde Kars, Bingöl, Tunceli, Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Hakkari ve Ağrı'nın  çeşitli bölgelerindeki operasyonların yapıldığı bilgisini paylaştı.

Son derece başarılı sonuçların elde edildiğini, bölücü terör örgütünün  buradaki yuvalanmaları ve mesken tutmalarının, buralardan yola çıkarak Türkiye  içlerine yönelik operasyon gerçekleştirmelerinin hemen hemen ortadan  kaldırıldığına dikkati çeken Canikli, şöyle devam etti:

"Bu bölgelerden bazıları uzun yıllardan beri operasyon yapılmayan  bölgelerdir. Şu an itibarıyla Türkiye içerisinde operasyon yapılmayan hemen hemen  hiçbir bölge kalmamıştır. Bunların bir kısmı tamamlanmış, bir kısmıyla ilgili  operasyonlar ve çalışmalar devam etmektedir. Bu mücadele çerçevesinde kamuoyuyla  paylaşılmayan datayları paylaşmak istiyorum.

15 Ağustos-7 Eylül tarihleri arasında bölücü terör örgütüyle mücadele  çerçevesinde 13,1 ton amonyum nitrat ele geçirilmiş, 339 adet patlayıcı yapımında  kullanılan tüp ele geçirilmiş ve 129 el yapımı patlayıcı bulunarak imha  edilmiştir. Yine aynı faaliyet kapsamında bugüne kadar güvenlik güçlerimizin ve  istihbarat birimlerimizin yaptığı çalışmalar neticesinde 229 tane önemli olay  engellenmiştir. Bu olayların 155 tanesi patlayıcıların engellenmesi, 39 tanesi  bombalı araç patlatma teşebbüsünün engellenmesi, 19 tane canlı bomba hadisesinin  engellenmesi ve 24 olay da eylem yapma hazırlığındaki örgüt mensuplarının ele  geçirilmesi şeklinde ortaya çıkmıştır."

Canikli, kamuoyuna maalesef üzücü sonuçlarıyla ortaya çıkan  hadiselerin yansıdığını ama gerçekleşenden çok daha fazlasının güvenlik  güçlerinin aldığı tedbir ve yaptığı çalışmalarla önceden engellediğinin altını  çizdi.

"Harekatın temel amacı ülkenin sınır güvenliğinin sağlanmak"

Canikli, 24 Ağustos'ta saat 04.00'te Suriye içerisinde başlayan Fırat  Kalkanı Harekatı'na işaret ederek, harekatın temel amacının ülkenin sınır  güvenliğinin sağlanması olduğunu söyledi.

Bu durumun uluslararası hukukun Türkiye'ye verdiği hakkın kullanılması  çerçevesinde yürütüldüğünü ifade eden Canikli, son 1-1,5 ayda Suriye  topraklarından Türkiye'ye yönelik olarak bir top atışı, 27 havan atışı ve iki  roket atışının gerçekleştirildiğini, 21 vatandaşın hayatını kaybettiğini  anımsattı.

Fırat Kalkanı Harekatı'nın temel amacının, Türkiye topraklarına  yönelik saldırıların engellenmesi ve hudut güvenliğinin sağlanması olduğunu ifade  eden Canikli, şöyle devam etti:

"2015 ve 2016 yıllarında sınırlarımızdan 62 değişik ülkeden, bin 449  yabancı savaşçı Türkiye-Suriye hududunda yakalanmıştır. Bütün bunlar böyle bir  operasyonun yapılmasını zaruri hale getirmiş ve Türkiye de uluslararası hukuktan  doğan bu hakkını kullanarak, sınır güvenliğini sağlamak amacıyla bu operasyonu  başlatmıştır.

Aynı zamanda DEAŞ terör örgütü ve diğer terör örgütlerine yönelik bu  harekat başlatılmıştır. Birleşmiş Milletler kararları, DEAŞ ile mücadele  konusunda ilgili ülkelere sorumluluk da yüklemektedir. Bu çerçevede koalisyon  harekatına katkı sağlamadır. Temel amaç olmamakla birlikte temel hedef, sınır  güvenliğinin sağlanması ve başta DEAŞ olmak üzere terör örgütleriyle mücadele ama  bunun yanında; Suriyeli göçmenlerin kendi topraklarına ve ülkelerine dönmelerini  sağlamak amacıyla uygun ortam oluşturmaktır."

Bakanlar Kurulu sonrası açıklama: 'Pazartesi gününe kadar..'

"Önümüzdeki pazartesi gününe kadar su verilecek"

Canikli, şu anda Türkiye'de uzun yıllardan beri konaklayan Cerablus  orijinli Suriyelilerin, bu bölgeye dönmeye başladıklarına değinerek, "Şu anda  bunlarla ilgili tespitler yapılıyor. Suriye ile ilgili sıkıntılar başlamadan önce  o bölgede yaşayan insanların ve şu anda Türkiye'de ikamet eden Suriyelilerin bu  bölgeye göçü ya da yerleştirilmesi noktasında teşvik ediyoruz. Bu yerleşim  olduktan sonra bir müddet onlar desteklenmeye devam edilecek. Orada sistem  tamamen oturana kadar devam edecek. Bununla ilgili gerekli altyapı ve  ihtiyaçların giderilmesi çalışmaları da devam ediyor. Cerablus'a önümüzdeki  pazartesi gününe kadar su verilecek, cumartesi gününe kadar da enerji ihtiyaçları  karşılanmış olacak." diye konuştu.

Harekat yapılırken Türkiye'nin gözettiği hususlara da değinen ve bunun  başında sivillerin korunmasının geldiğinin altını çizen Canikli, bunun için  gereken her türlü hassasiyetin gösterildiğini vurguladı.

Canikli, "Zaman zaman içeride ve dışarıda kamuoyuna yansıyan o  bilgiler, kesinlikle doğru değildir ama ona rağmen bu tür iddiaları da ciddiyetle  araştırıyoruz. Yani sivillere yönelik olarak bu çalışmalar sırasında herhangi bir  zarar gelme ihtimalini engellemek için her türlü tedbiri alıyoruz." dedi.

Suriye devletinin toprak bütünlüğünün korunmasına riayet edildiğini  dile getiren Canikli, bunun önceliklerinin arasında bulunduğunu ve son derece  önemli olduğunu kaydetti.

772 KİLOMETREKARE TERÖR  ÖRGÜTÜ DAEŞ'TEN TEMİZLENDİ

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Cerablus'a yönelik  Fırat Kalkanı Harekatı'nda bugün itibarıyla toplam 772 kilometrekare alanın terör  örgütü DAEŞ'ten temizlendiğini ve Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) kontrolüne  geçtiğini bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Canikli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan  başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu  toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısı açıklamalarda bulundu,  gazetecilerin sorularını yanıtladı.

24 Ağustos'ta başlayan Fırat Kalkanı Harekatı'nın ikinci gününde  Cerablus'ta kontrolün sağlandığını hatırlatan Canikli, harekatın birinci  haftasında, Tüzel Çayı kuzeyindeki bölgenin tamamının kontrol altına alındığını,  Rai bölgesinden doğuya doğru 6 köyün, operasyonu başlatan kuvvetlerle  temizlendiğini belirtti.

Harekatın 11'inci gününde Rai bölgesi yani Çobanbeyli'den ilave zırhlı  birlik ve özel kuvvet taburunun harekata katıldığını anımsatan Canikli, bir gün  sonra Cerablus ve Çobanbeyli'den gelen Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarının  birleştiğini aktardı.

Canikli, Fırat Kalkanı Harekatı'nın 15'inci gününde, bugün itibarıyla  toplam 772 kilometrekare alanın terör örgütü DAEŞ'ten temizlendiğini ve TSK'nın  desteklediği ÖSO'nun kontrolüne girdiğini kaydetti.

Kontrol altına alınan bölgelerde düzenin sağlanması için her türlü  çalışmanın yürütüldüğüne dikkati çeken Canikli, "Yerel yönetimlerin oluşturulması  da dahil olmak üzere altyapı hizmetleri desteği ve halkın o bölgeye  yerleştirilmesi, orada oluşturulacak olan gerekirse kamplara yerleştirilmesi ve  kendi köylerine dönmeleri için gerekli her türlü çalışma gerçekleştiriliyor."  diye konuştu.

"4 şehidimiz, 19 yaralımız var"

İsmi aynı ancak iki ayrı bölgeden yapılan Fırat Kalkanı Harekatı'nın  15'inci günü itibarıyla 4 askerin şehit düştüğünü, 19 yaralı askerin de  yaralandığını belirten Canikli, TSK'ya ait 4 tankın ağır hasar gördüğünü  bildirdi.

Canikli, bir zırhlı muharebe aracının da hafif hasar aldığını söyledi.

ÖSO'dan 16 kişinin şehit olduğunu, 27 kişinin de yaralandığını  kaydeden Canikli, "Terör örgütlerinden ise DEAŞ, PYD ve YPG terör örgütlerinden  110'a yakın ölü, 5 yaralı var. 7 terörist teslim alındı. 6 havan topu noktası, 6  araç, 32 bina imha edildi. Terör örgütlerine ait 32 bina imha edildi. Terör  örgütlerine ait bir kontrol noktası ve bir savunma mevzisi harekat sırasında imha  edildi." ifadelerini kullandı.

Bölgede terör örgütü DAEŞ'e yönelik harekatın devam edeceğinin altını  çizen Canikli, şöyle devam etti:

"Bu çerçevede bir miktar derinlik kazanabilir. Biliyorsunuz bu  bölgenin yaklaşık 40-45 kilometre eninde ve 90-95 kilometre uzunluğundaki bir  hattın uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmesi ve buralarda kurulacak olan  şehirlerde Suriyelilerin, evlerinden, yurtlarından, ülkelerinden ayrılmak  durumunda kalan Suriyelilerin, buralarda ikamet edilmelerinin sağlanması  noktasında Türkiye'nin bir tezi var. Bunu diğer ülkelerle, bütün aktörlerle  görüşüyoruz. Henüz tam istediğimiz noktaya gelmiş durumda değiliz ama buralarda  da ümitvar gelişmeler olduğunu söyleyebiliriz."

Türkiye ile Rusya ilişkileri

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin olumlu yönde seyrettiğine  işaret eden Canikli, bu konudaki yakınlaşmanın her geçen gün ivme kazanarak devam  ettiğini kaydetti.

Ekonomik alanda, turizmde, tarım, dış politika ve diğer bütün  alanlarda, ilişkilerin gelişmesinin olumlu etkilerinin görülmeye başlandığını  dile getiren Canikli, şunları ifade etti:

"Suriye'deki çatışmaların durdurulması, akan kanın durdurulması  noktasındaki hedeflerimiz çerçevesinde de olumlu yansımaları ortaya çıkmaya  başlamıştır. Suriye ilgili bütün bu operasyonlarda elbette Rusya Federasyonu,  İran ve diğer ilgili tüm aktörleri bilgilendiriyoruz. Önümüzdeki dönemde Rusya  Federasyonu ile ilişkilerimiz daha da hızlanacak, ivme kazanacak. 10-12 Ekim  tarihlerinde Türk-Rus Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı'nı  İstanbul'da gerçekleştireceğiz. Bu konuda Rus muhataplarımızla mutabık kaldık."

Halep'te ateşkesin sağlanmasına yönelik çalışmalar

Canikli, Rusya ile bu çerçevede Halep'te ateşkesin sağlanması ve şu  anda orada mahsur kalan, kuşatma altındaki 500 bin insana, insani birtakım  yardımların yapılmasının önünün açılması noktasında da görüşmelerin devam  ettiğini bildirdi.

Bu konuda zaten ABD ile Rusya arasında görüşmelerin olduğuna ve bir  mutabakat noktasına gelindiğine işaret eden Canikli, "Sayın Cumhurbaşkanımızın da  bunu temin etmek amacıyla yoğun çalışmalar gerçekleştirdiğini biliyoruz,  izliyoruz. Ümit ediyoruz inşallah önümüzdeki kısa süre içinde ve bayramdan önce  bu konuda bir karara varılır, bir adım atılır ve oradaki mağduriyet büyük oranda  ortadan kaldırılır diye temenni ediyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Canikli, Bakanlar Kurulu'nda ayrıca genel ekonomik durumla ilgili bir  sunum gerçekleştirildiğini belirtti.

Canikli'den Suriye'de ABD ile ortak operasyon açıklaması

Rakka'ya yönelik operasyon talebi

Ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Canikli,  "Musul ve Rakka'ya ilişkin ABD ile ortak bir operasyon gerçekleştirilecek mi? Bir  takvimlendirme söz konusu mu?" sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Rakka'nın DEAŞ'ten temizlenmesine yönelik Sayın (Barack) Obama'nın,  Sayın Cumhurbaşkanımızdan birlikte yapılması konusunda bir talebi oldu. Sayın  Cumhurbaşkanımız da bu talebe sıcak baktığını ifade etti. Bununla ilgili teknik  görüşmelerin yapılması noktasında bir karara varıldı. Yani askerler arasında,  taraflar arasında görüşmeler. Şu an itibarıyla bu görüşmeler devam ediyor. Henüz  bir takvimlendirme anlamında bir netlik kazanmadı ama Türkiye olarak böyle bir  operasyonun birlikte yürütülmesi noktasında sıcak baktığımızı ve Sayın  Cumhurbaşkanımızın da bunu Obama'ya ifade ettiğini belirtmek isterim."

"Böyle bir durumun olmayacağını ümit ediyoruz"

Canikli, Musul'a ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önemli açıklamaları  olduğu hatırlatılarak, "Musul'a ilişkin yeni bir irade ortaya konulacak mı?"  sorusu üzerine şu ifadeleri kullandı:

"Musul'a yapılacak olan operasyonda PKK'nın rol alarak meşruiyet  kazanma çabası içinde olduğunu biliyoruz. Tabii PKK terör örgütüdür, bütün  dünyanın terör örgütü olarak kabul ettiği bir terör örgütüdür. Dolayısıyla bu  şekilde, dolaylı bir şekilde terör örgütünün meşruiyet kazanması ya da  legalleşmesi anlamına gelecek bir adım atılmasına biz elbette sıcak bakmıyoruz.  Bu kanaatimizi, görüşümüzü en üst perdeden, en kararlı şekilde ilgili bütün  taraflara, her platformda ifade ediyoruz, aktarıyoruz. Böyle bir durumun  olmayacağını ümit ediyoruz. Olmaması gerektiğini düşünüyoruz çok kuvvetli bir  iradeyle. Olmayacağını düşünüyoruz, olmaması için de gereken her adımı atıyoruz."

50 BİNİN ÜZERİNDE  PERSONELİN GÖREVİNE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE SON VERİLDİ

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "50 binin üzerinde  personelin görevine Kanun Hükmünde Kararname ile son verildi, şu ana kadar 'ben  FETÖ mensubu değilim, yanlış işlem yapıldı' diyerek bize gelenlerin oranı yüzde  1'in bile altında. Bunlardan itirazları değerlendirilip haklı bulunanların oranı  şu an itibarıyla yüzde 3-5 arasında bile değil. Bu, yaptığımız işin isabet  oranının yüksek olduğunu gösteriyor." dedi.

Canikli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında  Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısı devam  ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

FETÖ ile mücadelede kamu görevlilerinin açığa alınmasıyla ilgili bir  soru üzerine Canikli, bu konuda izlenen yöntem ve yol haritasını kamuoyu ile  paylaştıklarını, bu konuda tereddütlerinin olmadığını, konunun tartışılmasının ve  çok farklı görüşlerin gündeme gelmesinin doğal olduğunu söyledi.

Canikli, bütün kamu kurumları ve bakanlıkların gerekli analizleri  yapıp, ayrıntılı tartışmalar yaptıktan sonra belirlenen kriterler neticesinde  kamudaki görevden alma ve açığı almaları gerçekleştirdiğini, kriterlerin hepsinin  somut ve net olduğunu belirtti.

"Hangi yöntemle görevden alınmışsa aynı yöntemle göreve iade"

Görevden alma ve açığa almalarla ilgili kriterlerin kamuoyuyla açıkça  paylaşıldığına değinen Canikli, sözlerine şöyle devam etti:

"Şu veya bu gibi nedenlerle objektif olmayan iddialar ve ihbarlar da  gündeme geliyor. Biz bütün bunları ciddiyetle değerlendiriyoruz. Bu  değerlendirmeler sonucunda kriterlere uymayanlar açığa alma veya görevlerine son  verilme işlemiyle karşı karşıya kalmıyorlar. İddiaları, spekülasyonları bir  tarafa bırakmak gerekiyor. Bu ölçütleri kullanarak biz bu çalışmalarımızı devam  ettiriyoruz, ne yaptığımızı biliyoruz. Her şey çok somut, objektif. Bunları da  herkesle paylaşıyoruz. CHP ve MHP'den de işlem tesis edilen bazı kamu  görevlileriyle ilgili onların bu örgüte mensup olmadıkları noktasında bir takım  itirazlar geliyor. Onları da hangi kaynaktan gelirse gelsin, bazen açık  kaynaklardan, medyadan elde ettiğimiz bilgiler de dahil olmak üzere hepsini  değerlendiriyoruz. Bütün bu işlemlerin hata payı içerip içermediğini bir daha  gözden geçiriyoruz.

Bu kararlar verildikten sonra eğer hatalı olduğu daha sonra yapılan bu  çalışmalarda anlaşılan olursa, onları yine hangi yöntemle görevden almışsak aynı  yöntemle görevlerine iade edeceğiz. En son yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnamede,  daha önceki Kanun Hükmünde Kararnamelerde FETÖ'ye bağlı olduğu gerekçesiyle  kapatılan 15'e yakın eğitim öğretim kurumunu biz tekrar açtık ve iade ettik  ilgililerine, sahiplerine."

Canikli, FETÖ ele başı Fetullah Gülen'in çağrısı üzerine evdeki  altınını bozdurup Bank Asya'nın mali yapısını güçlendirmek için bankaya ciddi bir  rakam yatırdığı gerekçesiyle görevden alınan bir kişinin duruma itiraz ettiğini  ifade etti.

İtiraz üzerine söz konusu kişinin hesap hareketlerinin bütün  ayrıntılarıyla incelendiğini, bu kişinin altın hesabını kapatmak için teknik  olarak hesabını Türk lirası hesabına çevirdiğini ve sonra hesabını kapattığı  beyanının doğru olduğunu gördüklerini, bu durumdaki kişilerin de görevlerine iade  edileceklerini vurguladı.

"Adaletsizlik yapmamak  için gereğini yapıyoruz"

Bu noktada düzeltme kanalarının daima açık olduğunu söyleyen Canikli,  şunları kaydetti:

"Hiçbir şekilde adaletsizlik, haksızlık yapmamak için gereğini  yapıyoruz. Bu konuda insanların kafasının karışmaması mümkün değil. At izinin it  izine karışması da bu açıklamalar çerçevesinde. Yoksa bizim tesis ettiğimiz  işlemler itibarıyla sıkıntı yok. Somut bilgi ve belge dışında adım atılması söz  konusu değil. Değerlendirme kriterlerini tablo halinde CHP ile paylaştık. İsimler  de dahil olmak üzere. Bütün kanallar açık, çalışıyor. Amacımız burada hata  oranını sıfıra indirmek. Hata oranımızın düşük olduğunu görüyoruz. 50 binin  üzerinde personelin görevine Kanun Hükmünde Kararname ile son verildi, şu ana  kadar 'ben FETÖ mensubu değilim, yanlış işlem yapıldı' diyerek bize gelenlerin  oranı yüzde 1'in bile altında. Bunlardan itirazları değerlendirilip haklı  bulunanların oranı şu an itibarıyla yüzde 3-5 arasında bile değil. Bu, yaptığımız  işin isabet oranının yüksek olduğunu gösteriyor."

ORADA KALMALARI GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU OLAMAZ

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Biz  müttefiklerimizin bu mutabakat ve verilen sözler çerçevesinde PYD ve YPG'nin  tamamen Fırat'ın doğusuna geçirileceğine inanıyoruz kesinlikle, geçmeleri de  gerekir. Orada kalmaları gibi bir durum söz konusu olamaz. Bunun altını, kalın  harflerle çizerek vurguluyorum." dedi.

Canikli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında  Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısı devam  ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu, basın mensuplarının sorularını  yanıtladı.

Bir gazetecinin, "OHAL süresinde uzama söz konusu mu? Fırat Kalkanı  Operasyonuna ilişkin ABD ile varılan bir mutabakatta vardı PYD'nin Fırat'ın  doğusuna geçmesi yönünde. ABD'den geçişlerin başladığı yönünde bazı açıklamalar  geliyor. Bölgede son durum böyle midir?" sorusuna Canikli, "Şu an itibarıyla daha  önce Amerika ve koalisyon ülkeleriyle mutabakata varılan o noktaya henüz gelmiş  değiliz tam olarak. Arazideki durum bu ama konuşmalar, görüşmeler, mutabakatlar  ortada, herkes tarafından biliniyor. Biz müttefiklerimizin bu mutabakat ve  verilen sözler çerçevesinde PYD ve YPG'nin tamamen Fırat'ın doğusuna  geçirileceğine inanıyoruz kesinlikle, geçmeleri de gerekir. Orada kalmaları gibi  bir durum söz konusu olamaz. Bunun altını, kalın harflerle çizerek vurguluyorum.  Ama şu an itibarıyla tam olarak bunu söyleyemiyoruz." yanıtını verdi.

Canikli, OHAL'in uzamasıyla ilgili aldıkları bir kararın bulunmadığını  bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Canikli: Operasyon derinlik kazanabilir

"Operasyonlar aynı kararlılıkla, şiddetle devam edecek"

"Başbakan PKK ile mücadelede artık yeni bir dönem açıldığını ifade  etmişti, 'savunma değil taarruz, 10, 12 bölge' demişti. Siz de 12 bölge olarak  saydınız. 'Orta ölçekli' dediniz. Bundan sonra daha mı şiddetli olacak PKK ile  mücadele?" sorusu üzerine Canikli, şu yanıtı verdi:

"Orta ölçek askeri bir tabir, ben de aslında kullanırken tereddüt  ettim. Yoksa bu mücadelenin ağırlığını, önemini yansıtan bir kelime değil tamamen  askeri bir tabir. Anladığım kadarıyla ağır ölçekli olan topyekün savaşlarda  birliklerin kaydırılması durumunda sanıyorum kullanılan bir tabir. Yoksa bu  mücadelenin şiddetini kararlılığını gösteren bir tabir değil. 15 Temmuz'dan  bugüne kadar, 12 noktada yapılan operasyonlardan bahsettim. Bir kısmı devam  ediyor. Bunların özellikle saydım bu isimleri ki, bunların önemli bölümüne bugüne  kadar çok fazla bu anlamda bir müdahale olmamış."

Bu bölgelerin ortak özelliğinin terör örgütünün üs kurarak, Türkiye  içlerine veya yakın bölgelere müdahale etme imkanı olduğunu belirten Canikli,  "Mahkemeler kurulmasından tutun da orada sözde mahkemeler, vergi daireleri sözde  sorgulamalar her neyse kontrol amaçlı alan olarak kullandığı yerler. Bunlar büyük  oranda ortadan kaldırılmıştır, tarumar edilmiştir." dedi.

Gelecek dönemde operasyonların aynı kararlılıkla şiddetle devam  edeceğini aktaran Canikli, bunu bir siyasi söylem olarak dile getirmediklerini  söyledi.

Canikli, çalışmaların gerçek anlamda terör örgütünün bir daha bu  milletin başına bela olmayacak şekilde tasfiye edilene, ortadan kalkana kadar  kararlı şekilde devam edeceğine işaret etti.

Aktif olunacağını çünkü saldırıların Türkiye Cumhuriyeti devletinin  egemenliği altında bulunan topraklara karşı yürütüldüğünü vurgulayan Canikli,  "Elbette aktif olacağız, saldıracağız. Bu yöntem bu politika doğrudur. İnşallah  sonuç alacağız. Tabii bu olayları sadece Türkiye'ye yönelik bir terör saldırısı  bağlamında düşünmemek gerekiyor, işin Irak, Suriye genel olarak küresel boyutları  da var. Zaten biz de olayı bütün boyutlarıyla düşünüyoruz. O boyutların tamamında  hareket halindeyiz. Aktif olarak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Fırat Kalkanı  Operasyonu'nu da bu yönüyle bu çerçevede düşünmek gerekiyor." diye konuştu.

 Nurettin Canikli'den 'kredi kartı' açıklaması!

"Büyük oranda çalışmalarımız tamamlandı"

"Hem kredi kartlarıyla taksit sayısı ile ilgili hem de tüketici  kredileriyle ilgili ince ayar bir çalışma yaptığınızı söylediniz. Sona geldi mi?"  sorusuna Canikli, şu cevabı verdi:

"Tüketici kredileriyle ilgili ve kredi kartlarıyla ilgili çalışmamız  aşağı yukarı tamamlandı. Gerçekten çok hassas ve ince ayar bir çalışma yapıyoruz.  Bir taraftan kredi kartlarında ve tüketici kredilerindeki taksit sınırlaması  getirilmesi nedeniyle ekonomik aktivitelerdeki daralmayı telafi etmeye, ortadan  kaldırmaya yönelik bir çalışma yapıyoruz. Nitekim 2016'nın ilk altı ayında kredi  kartlarının kullanımındaki hacimde artış reel artış negatif, aynı şey tüketici  kredileri için de geçerli yani nominal yüzde 2-2,5 civarında bu reel olarak  azalma anlamına geliyor. Dolayısıyla burada bir tahrik edici, ticareti,  alışverişi hareketlendirici bir adım atmamız gerekiyor, onun için de hem kredi  kartlarında hem de tüketici kredilerinde taksit sayısının artırılması gerekiyor.  Ama bunu yaparken de özellikle bazı yan etkilerin de ortaya çıkmaması için hassas  tedbirler alıyoruz. O da nedir, özellikle cari açığı olumsuz yönde etkilememesi  için bu genişlemeyi daha çok Türkiye’de üretilen mal ve hizmetlerle ilgili  kullanmak istiyoruz."

İthalata dayalı mal ve hizmetlerin kredi kartı ve bireysel kredi  çerçevesinde tüketilmesinde, onlara bu genişlemeyi uygulamak istemediklerini  ifade eden Canikli, "Olabildiği ölçüde tasnif edebildiğimiz ölçüde, tadat  edebildiğimiz ölçüde, teknik olarak bu ayrımları yapabildiğimiz ölçüde. Mesela bu  ayrımlardan bir tanesi zaten şu anda öyle, cep telefonu… Cep telefonunda  biliyorsunuz kredi kartında sıfır taksit yani taksit imkanı yok şu anda ama başka  yollarla arkasından dolanarak bu yasak ihlal edildi, amaç da belli ölçülerde tam  olarak gerçekleşmedi ama yüzde 65-70 oranında o talepte bir daralmaya ulaşıldı  ama yüzde yüze ulaşamadı onun da nedeni farklı yöntemlerle satıcıların bu taksit  sınırını aşmak için farklı yöntemler kullanması, bunun ayrıntılarına girmek  istemiyorum şu anda." değerlendirmesinde bulundu.

Alınacak kararlarda bu durumların da engelleneceğini belirten Canikli,  şunları kaydetti:

"Kesinlikle dolaylı bir şekilde doğrudan yapamazlar zaten ama dolaylı  bir şekilde bu kuralı ihlal etmek amacıyla arkadan dolanma yöntemlerinin de önünü  kapatacağız tamamen. İnce ayardan kastettiğimiz bu hassasiyetimizdir. Tabii  birkaç kurumla daha görüşmelerimiz olacak, esas itibariyle ana çatı ortaya  çıkmaya başladı. Netleştikten sonra, ama aşağı yukarı büyük oranda çalışmalarımız  tamamlandı. Bayram olmasaydı önümüzdeki hafta çıkaracaktık ama artık bayramdan  sonraya kalacak büyük ihtimalle. İnşallah onu en kısa zamanda uygulamaya  koyacağız, yani cari açıkta bir rahatsızlığa yol açmadan, ekonomide talebi  canlandıracak, teşvik edecek, tahrik edecek bir dizi kararları bu çerçevede almış  olacağız."

 

"Yeni KHK’lar çıkacak, olağanüstü KHK'lar çıkacak"

 

Canikli, "Dün Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu heyetiyle  yaptığınız görüşmede yeni bir KHK'nın çıkarılacağını söylemiştiniz ekonomi  bankacılık alanında. Eğer bankacılar, FETÖ ile ilişkisini bilmedikleri şirketlere  bu ilişkiyi bilmeden kredi açarlarsa sorumlu tutulmayacaklar. Bu KHK çıkarıldı  mı, onaya sunuldu mu?" sorusuna şu karşılığı verdi:

 Rakkaya operasyon yapılacak mı?

"Yeni KHK’lar çıkacak, olağanüstü KHK'lar çıkacak. Dediğiniz gibi ilk  kararnameyi, inşallah bankalarımızı ilgilendiren bir düzenleme de yer alacak,  bahsettiğiniz konuyla alakalı. Bankaların sıkıntıda olduğu bir mesele var.  Kredinin açıldığı dönemde ya da kredi ilişkisinin başlatıldığı dönemde FETÖ'yle  ya da terör örgütleriyle bağlantılı olduğu bilinmeyen, o konuda devletin  kayıtlarında herhangi bir kaydın yer almadığı bir durumda o krediyi açanların  sorumlu tutulmasıyla ilgili bir durum söz konusu. Fiili olarak böyle bir gelişme  söz konusu, bu tabii kişiler sahip olmadıkları bilgilerden yola çıkarak sorumlu  tutulmamaları gerekiyor, bu, adalet anlayışıyla bağdaşmaz. Biliyorsa o bilgiyi  kendisi o zaman elbette sorumlu tutulur ama daha sonra ortaya çıkmış o anda  FETÖ'yle bağlantısı hiçbir şekilde bilinmeyen kişi ya da şirketlere kredi  kullandırmış daha sonra da FETÖ'yle bağlantısı bir şekilde tespit edilmiş. Böyle  bir durumda elbette krediyi açan kişilerle ilgili herhangi bir sorumluluk  yüklenmesi mümkün değil doğru değil, bunu telafi edici, ortadan kaldırıcı  düzenlemeyi inşallah önümüzdeki kararnameye koyacağız. Esasında bu kararnameye  koyacaktık ama çok hassas bir konu, ince çalışılması gerekiyor üzerinde. Farklı  boyutları olan bir alan. Daha derin ve muhtemel yan etkileri tam olarak test  edilmeden hazırlanmıştı, yani biraz daha çalışılması gerekiyordu, onu tamamladık  şu anda olgunlaştırdık, önümüzdeki kararnamede inşallah onu koyacağız." 

Canikli:+T%C3%BCrkiye,+ABD+ile+beraber+Rakka%E2%80%99ya+operasyona+s%C4%B1cak+bak%C4%B1yor
 

 

 

 



Etiketler: Canikli: Türkiye - ABD ile -beraber - Rakka'ya -operasyona -sıcak bakıyor -

Bu haber 1249 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Trump ilk 100 gününde dünyayı salladı! İşte vergiler, Çin, Kanada, Grönland karmaşaları
Trump ilk 100 gününde dünyayı salladı! İşte vergiler, Çin,...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya'da resmi törenle karşılandı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya'da resmi törenle karşılandı