Cumhurbaşkanı Erdoğan: Babam top oynadığımı çok sonradan...

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Babam top oynadığımı çok sonradan öğrendi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV ve NTV Spor ekranlarında yayınlanan %100 Futbol Özel'de programında, Yazarımız Rıdvan Dilmen ve Murat Kosova'nın spor gündemine dair sorularını yanıtladı.

13 Kasım 2017 - 07:33 - Güncelleme: 13 Kasım 2017 - 07:40

: Babam top oynadığımı çok sonradan öğrendi

Giriş Tarihi: 12.11.2017 20:27 Güncelleme Tarihi: 12.11.2017 20:49
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Babam top oynadığımı çok sonradan öğrendi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV ve NTV Spor ekranlarında yayınlanan %100 Özel'de programında, Yazarımız ve Murat Kosova'nın spor gündemine dair sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın programda futbol oynadığı yılları anlattı.

Özel söyleşiden ilgili kısım şöyle:

Murat Kosova: Herhalde politik hayata atıldığınızdan beri spor hayatınız, programınızdan hiç eksik olmadı. Biz de sevgisinin kaynaklandığı günlerle başlayalım. Futbol sevgisi, spor sevgisi sizde nasıl başladı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Benim 15 yaşımda başlayan futbolla ilişkim, sürekli olarak bir sevgiyle, ardından Kasımpaşa Kaptanpaşa Mahallesi'nde futbol serüvenimiz kağıttan futbol topu yapıp oynardık. Mahalle takımında oynamaya başladık. Orada çabuk yükseldik. 14 yaşında başlayan o süreç amatör kümeye çıkışı getirdi. Mahalle takımında ve takım kaptanımız olan Feti Ağabeyimiz vardı. Nevruz Bey daha sonra 'ye ve Şekerspor'a gitti. Feti Bey, Camialtı'nda oynuyordu. Onlar Camialtı'nda oynarken Erokspor'dayım. Forvet oynuyorum. Gole çok yakınım. Kendiler orada oynarken beni Camialtı'na tavsiye ettiler. Camialtı da o dönemde sürekli başa oynayan bir amatör kulüptü.

Rıdvan Dilmen: Yeni kuşak pek bilmez. Eskiden, hatta benden bir önceki nesile kadar Türkiye'de iki lig vardı. Biri şu andaki bilinen Süper Lig, bir de 2. Lig. Altta bugünkü 2.Lig, 3.Lig yoktu. O zamanlar İstanbul Birinci Amatör Küme, bugünün Süper Ligi'ne yakın.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: O zaman amatör kümeyi herkes gelir izlerdi. Birinci Lig teknik direktörleri özellikle İstanbul Şampiyonası'nı muhakkak takip ederlerdi.

Rıdvan Dilmen: Her hafta gazetelerde haftanın futbolcusu, karmaları yapılırdı. Kemal Belgin gelir yazardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Evet. Attila Gökçe de... Onlar gelir, yıldızlar falan verirdi. Gazetelerde onlar hep o şekilde çıkardı. Amatör kümenin o kadroları oradan hep takip edilirdi. Sizler de ne kadar yıldız almışsınız, durum nedir, ne değildir. Altta yorumlar da var. Şimdiki gibi değil. Şimdi amatör küme takımlarına yer kalmıyor ki... Bundan dolayı tabii heyecan dolu bir süreçti. Erokspor mahalle takımımızdı ama iyi bir takımdı. Amatör kümeden dediğim gibi Feti Ağbi gibi, Nevruz Şerif gibi amatör kümede sivrilmiş büyüklerimiz mahalle takımımızda beraber oynadığımız ekipti. Oradan Camialtı'na amatör kümeye geçerek 7 yıl orada forvet oynadım. Hem de okuyorum. Camialtı'nda oynarken İstanbul Amatör Karması'na seçildim. Gökmen ile Yasin'in kardeşleri Doğan da bizim amatör karmanın kalecisiydi. o zamanlar çimleri tam budanmış değildi. Çimi vardı. Çünkü sonraları çim mim görmek mümkün değildi; Ali Sami Yen o hale düştü. Orada amatör karmasına seçildik. Bir süre orada kaldık. 7 senelik süreçten sonra da İETT'ye transfer oldum. İETT'ye transfer olmak bizim için ayrı bir imkandı. Hem iş imkanı doğdu hem de İETT de sürekli zirveyi zorlayan bir takımdı. Orada da 7 yıl oynadım. Bunun da beş yılı hep grup şampiyonluğuyla, İstanbul Şampiyonası ve İstanbul Şampiyonluğu ile geçti. Bizim takım da çok iyi bir takımdı. Orada da malum Oğuz var. Sonra Fenerbahçe falan da yaptı. Bizim takım da devamlı grup şampiyonu olan, İstanbul Şampiyonası'nı zorlayan bir takım. Böyle bir süreci de orada yaşadık. Tabii bir de İETT'de takım kaptanlığım da oldu. İETT'deki bu heyecan daha da farklıydı. Herhangi bir farklı, olumsuz alışkanlıkları olmayan bir takım. O zaman Vefa falan hep toprak saha. Çim saha yok. Nerelerde oynuyorduk? Mesela Şeref Stadı, toprak saha. O zaman duşlar bile aman yarabbi! Nasıl duşlar olduğu malum. Karagümrük diye bilinen Vefa Stadı'ydı. Zeytinburnu sınırları içerisinde Bozkurt Stadı vardı. Orası da tamamen toprak. Alibeyköy var, gene toprak. Düştüğün zaman, zımpara gibi derinizi alıp götürüyor. Paşabahçe vardı. Buralarda geçti futbolculuğumuz. Ali Sami Yen çimdir diye düşünürken orası da zamanla kaybetti çimini... Böyle bir süreçte 14 yıl... Son yılımı da yetiştiğim mahalle takımı Erokspor'da oynadım. Oradan da askere gittim.

Rıdvan Dilmen: Aileler ya okuyacaksın ya top oynayacaksın diyorlardı. Şimdi ikisini birlikte götürebiliyorsun. Allah rahmet eylesin, annem; ağabeyim de futbolcuydu, benim oynamamı istiyordu. Aileler o zamanlar "Oku, oku" diyorlardı. Keşke okulu da götürebilseydik. Şimdi sporcu kardeşlerimize "Okulu da götürebilirsiniz" diyoruz. Sizin öyle bir imkanınız yoktu. Okul vardı. Sizi Kaleporoviç'in istediğini de biliyorum ben Fenerbahçe'ye ama rahmetli babanız...

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Babam, Allah rahmet eylesin, "Kesinlikle okuyacaksın" diyordu. Top oynadığımı dahi çok sonraları öğrendi.

Rıdvan Dilmen: Gizli, gizli mi gidiyordunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tabii... Mesela ben futbol ayakkabısını falan, çok sonra Adidas ile müşerref oldum. Biz amatör kümede ilk zamanlar başkalarından ayakkabı alırdık. Aldığımız ayakkabılar da meşhur Dinyakos vardı, onlar... Dolapdere de, Yenişehir'de iki tane... Bir Rahman vardı, bir de İbrahim... Öldüyseler, rahmet okuyalım... Sağsalar, sağlık, esenlik dileyelim. Kösele, altında kramponlar, onlar da kösele... Toprak sahada oynuyorsun. O kramponlar falan, eriyor. Çiviler ayağı deliyor.

Rıdvan Dilmen: O zaman tekmelik falan da yok.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tabii...

Murat Kosova: O zamanlar top da, gerçekten meşin yuvarlak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Toplar, sonradan gelişti tabii... O Dinyakos ayakkabılar suyu da yiyince çamurlanıyor, iyice şişiyor.

Rıdvan Dilmen: Rahmetli babanız öğrendiğinde karar vermek zorunda mı kaldınız?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Karar vermek demeyeyim de... Babamı o konuda ikna ettim sonra. Yani ikna oldu. Çünkü dedim ki, "Baba bak ben okula da gidiyorum. Bu da var. İETT'deyim. Orada biraz daha lüksümüz de arttı. Camialtı'nın son dönemlerinde yine aynı şekilde. Adidas ayakkabı falan onları artık bulduk. Hele İETT'de imkanlar çok çok daha iyi. Şartlarımız çok daha iyi. Camialtı'nda da öyle. Antrenman şartları oralarda, duşlar vesaire o imkanlarımız, kulüp şartları... Camialtı'nda da iyiydi, İETT'de de... İETT'de bir de malum otobüslerimizle antrenman alanlarına gider gelirdik. Maçlara aynı şekilde gidiş, gelişlerimiz olurdu. Bir de her iki takımda da birlik, beraberlik, dayanışmamız, arkadaşlarımızla çok çok iyiydi. O dayanışma zaten bize başarıyı getiriyordu. Bazı arkadaşlarla hala telefonlaşırız. Zaman zaman görüştüklerim de olur. O birlikteliğin getirdiği neticeler vardı. Babamı sonunda ikna ettim. O da, rahmeti, bu noktadan sonra artık bana bir şey yapmadı. Hatta benim üçüncü bir önemli şeyim daha vardı. Siyaseti de yapıyordum. İETT'deyken... Gençlik kollarında İstanbul Başkanlığı'nı yapıyordum. Önce Beyoğlu, sonra İstanbul Gençlik Kollar Başkanı oldum. Hem antrenmanlar hem maçlar hem okul hem de İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı, büyük bir yoğunluk içerisinde bunları yürüttük.

Rıdvan Dilmen: Antrenmanlara falan giderken Taksim'de ballı süt hikayeniz var bir de...

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dolmabahçe'ye stada doğru inerken İETT Spor Kulübü orada... Teknik Üniversite'nin arka tarafında... Üniversitenin bir ufak antrenman sahası var dı. Bazen de orada antrenman yaptığımız olurdu. Oradan çıkardım. Elmadağ'a doğru büfeler vardır. Orada müşterisi olduğum bir büfem vardı. Oraya gittiğimde anlardı hemen zaten. Bal-süt-muz hemen karıştırırdı. Verdiğimiz enerjiyi hemen orada yeniden alırdık.

Rıdvan Dilmen: Hiç kırmızı kart gördünüz mü?
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Babam top oynadığımı çok sonradan öğrendi
: Bir kere... Çok da aslında ciddi bir şey değildi ama... Anadolu Hisarı Stadı'nda yanılmıyorsam Yıldız ile oynuyorduk. Takım kaptanıyım aynı zamanda... Kaptanlığın verdiği itirazı yaptım. Hakem bana kırmızı kartı çıkardı. Hayatımda bir kırmızı kart vardır; odur. Başka yok...

Başbakan Erdoğan'ı hiç böyle görmediniz

 Erdoğan, İETT Spor'da futbol oynadığı yıllarda çekilen fotoğraflarının bulunduğu sergiyigezdi.   

Cumhurbaşkanı futbol hayatını anlattı

15 yaşında futbola başladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hem futbolla hem siyasetle ilgilendim" dedi.

 

Cumhurbaşkanı futbol hayatını anlattı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV ve NTV Spor ekranlarında yayınlanan %100 Futbol Özel'de programında, Rıdvan Dilmen ve Murat Kosova'nın spor gündemine dair sorularını yanıtladı.

"BABAM OKUYACAKSIN DİYORDU"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Babam, Allah rahmet eylesin, “Kesinlikle okuyacaksın” diyordu. Top oynadığımı dahi çok sonraları öğrendi." dedi.

"FUTBOL OYNARKEN SİYASETLE İLGİLENİYORDUM"

"Futbol oynarken siyaset ile de ilgileniyordum. İETT'de oynarken Gençlik Kolları İstanbul Başkanlığı'nı yürütüyordum." diyen Cumhurbaşkanı, "Futbol oynarken siyaset ile de ilgileniyordum. İETT'de oynarken Gençlik Kolları İstanbul Başkanlığı'nı yürütüyordum." şeklinde konuştu.

FUTBOL SERÜVENİ...

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

 

7 YIL İETT'DE OYNADIM 

Ali Sami Yen o zamanlar çimleri tam budanmış değildi. Çimi vardı. Çünkü sonraları çim mim görmek mümkün değildi; Ali Sami Yen o hale düştü. Orada amatör karmasına seçildik. Bir süre orada kaldık. 7 senelik süreçten sonra da İETT'ye transfer oldum. İETT'ye transfer olmak bizim için ayrı bir imkandı. Hem iş imkanı doğdu hem de İETT de sürekli zirveyi zorlayan bir takımdı. Orada da 7 yıl oynadım. Bunun da beş yılı hep grup şampiyonluğuyla, İstanbul Şampiyonası ve İstanbul Şampiyonluğu ile geçti. Bizim takım da çok iyi bir takımdı. Orada da malum Oğuz var. Sonra Fenerbahçe falan da yaptı. Bizim takım da devamlı grup şampiyonu olan, İstanbul Şampiyonası'nı zorlayan bir takım. Böyle bir süreci de orada yaşadık. Tabii bir de İETT'de takım kaptanlığım da oldu.

BABAM KESİNLİKLE OKUYACAKSIN DİYORDU

Babam, Allah rahmet eylesin, "Kesinlikle okuyacaksın" diyordu. Top oynadığımı dahi çok sonraları öğrendi. Tabii... Mesela ben futbol ayakkabısını falan, çok sonra Adidas ile müşerref oldum. Biz amatör kümede ilk zamanlar başkalarından ayakkabı alırdık. Aldığımız ayakkabılar da meşhur Dinyakos vardı, onlar... Dolapdere de, Yenişehir'de iki tane... Bir Rahman vardı, bir de İbrahim... Öldüyseler, rahmet okuyalım... Sağsalar, sağlık, esenlik dileyelim. Kösele, altında kramponlar, onlar da kösele... Toprak sahada oynuyorsun. O kramponlar falan, eriyor. Çiviler ayağı deliyor. Toplar, sonradan gelişti tabii... O Dinyakos ayakkabılar suyu da yiyince çamurlanıyor, iyice şişiyor. Karar vermek demeyeyim de... Babamı o konuda ikna ettim sonra. Yani ikna oldu.

BİR KEZ KIRMIZI KART GÖRDÜM

Oradan çıkardım. Elmadağ'a doğru büfeler vardır. Orada müşterisi olduğum bir büfem vardı. Oraya gittiğimde anlardı hemen zaten. Bal-süt-muz hemen karıştırırdı. Verdiğimiz enerjiyi hemen orada yeniden alırdık. Bir kere... Çok da aslında ciddi bir şey değildi ama... Anadolu Hisarı Stadı'nda yanılmıyorsam Yıldız ile oynuyorduk. Takım kaptanıyım aynı zamanda... Kaptanlığın verdiği itirazı yaptım. Hakem bana kırmızı kartı çıkardı. Hayatımda bir kırmızı kart vardır; odur. Başka yok....

Erdoğan, İETT Spor'da futbol oynadığı yıllarda çekilen fotoğraflarının bulunduğu sergiyi gezdi.  

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

   

 

 

 

Zülfikar GENÇTÜRK

Zülfikar GENÇTÜRK

 

 

Bu haber 149422 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Asgari ücretin yanında emekli ve memur zammı masada! Kabine toplanıyor 
Asgari ücretin yanında emekli ve memur zammı masada! Kabine...
Asgari ücretin yanında emekli ve memur zammı masada! Kabine toplanıyor 
Asgari ücretin yanında emekli ve memur zammı masada! Kabine...