Narin Güran'ın bulunmasını kim istemiyor? Aile çapraz sorguya alındı! Toprak altına dahi bakılıyor
Giriş Tarihi: 31.08.2024 07:06 Son Güncelleme: 31.08.2024 07:27
Diyarbakır'da 10 gündür Narin Güran soruşturmasında yeni detaylar! Savcılık aile fertlerine flaş talimat
Diyarbakır'da, 21 Ağustos günü kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'ı arama çalışmaları devam ediyor. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma gizlilik içeresinde devam ederken, mahkeme tarafından yayın yasağı getirildi.
Son dakika haberi: 8 yaşındaki Narin Güran Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde 21 Ağustos günü ortadan kayboldu. 10 gündür aralıksız arama çalışmaları devam eden Narin Güran'dan hala bir haber alınamadı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Narin'in ağabeyin yapılan incelemelerin ardından serbest bırakıldı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı bütün aile üyelerini çapraz sorguya aldı.
Türkiye, Diyarbakır'da 21 Ağustos'ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'dan gelecek haberi bekliyor. Olayla ilgili soruşturmada küçük kızın ağabeyi Enes Güran, kolundaki ısırık ve çelişkili ifadeleri sebebiyle gözaltına alınmıştı. Adli tıp incelemesinde Güran'ın kolundaki ısırık izinin Narin'e ait olmadığı tespit edildi. Narin'in annesinin, babasının amcası ve kuzenlerinin çapraz sorguya alındığı öğrenildi. Öte yandan Sabah Gazetesi'nden Melih Altınok, Narin'in abisinin gözaltına alınmasının ardından sosyal medyada çıkan haberlere yönelik bir değerlendirmede bulundu.
Olay, 21 Ağustos'ta öğleden sonra Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde meydana geldi.
Kur'an kursuna giden Narin Güran, çıkışta evlerine dönmeyince ailesi kendi imkanlarıyla arama yaptı.
Köylülerle yapılan aramadan da sonuç alınamayınca Narin'in babası Arif Güran, aynı gün saat 20.00 sıralarında jandarma karakoluna giderek kızının kayıp olduğu ihbarında bulundu.
Narin Güran.
İhbarla bölgeye Bağlar İlçe Jandarma Komutanlığı, Bağlar Asayiş Komando Bölük Komutanlığı, Jandarma Özel Harekat timleri, Jandarma Suç Araştırma Timleri (JASAT), İstihbarat Şube Müdürlüğü, Köpek İz Takip Timi ve Su Altı Arama Kurtarma Timi'nin yanı sıra sağlık, AFAD, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Su Altı Arama ekipleri ile ilçe belediyelerden de arama kurtarma ekipleri sevk edildi.
Çalışmalara jandarma ve İl Emniyet Müdürlüğü'ne ait helikopterle de havadan destek verildi. Ayrıca Narin'in kaybolduğu saatlerde yoldan geçtiği tespit edilen yaklaşık 150 araç sorgulandı. Mahalledeki evler ve köye giriş yapan araçlarda arama yapıldı. Bugüne kadar toplamda 12 bin 565 araç arandı, 130 kişinin ifadesine başvuruldu, 32 bin 952 kişi kontrol edildi, 7 iz takip köpeği ile 11 bin dönümden fazla alanda arama yapıldı.
SON GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI
Narin'in kaybolmadan önceki son görüntüleri de ortaya çıktı. Okulun 21 Ağustos'ta saat 15.15'teki görüntülerinde, Narin'in 4 arkadaşıyla yürüdüğü ve ardından ayrılarak tepe yolunu kullanıp, evine doğru gittiği yer aldı.
Narin'in son görüntüleri.
BULUNAN TERLİKLER NARİN'E AİT DEĞİL
Arama çalışmalarında 22 Ağustos'ta evlerine 3 kilometre mesafede, 28 Ağustos'ta ise 2 kilometre mesafede iki farklı çocuk terliği bulundu. Ancak her iki terliğin de ailesinin beyanıyla Narin Güran'a ait olmadığı belirlendi.
Soruşturma kapsamında Narin Güran'ın ağabeyi Enes G. (18), kolundaki ısırık izleri nedeniyle gözaltına alındı. İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndaki incelemede, ısırık izlerinin Narin'e ait olup olmadığı tespit edilemeyince Enes G. serbest bırakıldı.
Soruşturmayı yürüten Cumhurbaşkanı Cumhuriyet Savcısı, anne Yüksel ve baba Arif Güran'ın da aralarında olduğu tüm aile fertleri ile amcalar ve kuzenleri yeniden ifadeye alınması için kolluk kuvvetlerine talimat verdi.
Narin Güran.
ÇAPRAZ SORGUYA ALINDILAR
Aile fertlerini çapraz sorguya alındı. Anne Yüksel ve baba Arif Günay ifadelerinin ardından serbest bırakılırken, amca, kuzen, ve akrabaların ifade işlemlerinin jandarmada ettiği öğrenildi.
Jandarma ve poli Narin'in kaçırılma olasılığını da değerlendiriyor.
Narin'in köyünün çevresindeki kuşku yaratan yerler tekrar tekrar aranırken, kötü bir ihtimal gerçeğiyle de toprak kazıları da yapılıyor.
İKİ ÜÇ LİKE ALACAĞIZ DİYE...
Öte yandan Sabah Gazetesi'nden Melih Altınok, Narin'in abisinin gözaltına alınmasının ardından sosyal medyada çıkan haberlere yönelik bir değerlendirmede bulundu.
Altınok, yazısında şu ifadelere yer verdi:
Sosyal medyanın da geleneksel basının da gündemi Diyarbakır'da kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran.
Soruşturmayla ilgili polisin ulaştığı her detay anında sosyal medyaya düşüyor. Son olarak küçük kızın ağabeyinin kolunda ısırık izi tespit edildiği iddiası ortaya atıldı. Bu tartışma üzerine "Mesele aile içinde" yorumları bile yapıldı. Ne var ki dün gazetelerde yer alan haberlerde, yargısız infaz edilen ağabeyin Diyarbakır'dan İstanbul'a getirildiği, işlemlerinin ardından tekrar Diyarbakır'a götürülen E.G.'nin gözaltı süresinin uzatıldığı ve Adli Tıp Kurumu'nun raporuna göre ısırık izinin Narin'e ait çıkmadığı anlatılıyordu. Ailenin bir akrabası, E.G.'nin kolundaki ısırıklar için, "Amcasına hiçbir şey söyleyemediği için artık kendini ısırıyor, kendine zarar veriyor" diyor. Nefretle beslenen trollerin, medyanın etini çiğnediği ailenin içinde bulunduğu hâli siz düşünün. Bir hukuk devletinde, biraz reyting, iki üç de like alacağız diye insanların onurlarıyla, namuslarıyla oynamanın, hayatlarını kaydırmanın bedeli olması gerekmez mi?
Narin'in ailesinin evi.
YILDA 10 BİN, GÜNDE 32 ÇOCUK
Kayıp çocuklarla ilgili istatistiklere baktım. Sorun büyük, öyle ki 25 Mayıs "Uluslararası Kayıp Çocuklar Günü" ilan edilmiş. Verilere göre Avrupa Birliği ülkelerinde her yıl kaybolan çocuk sayısı 250 bin. Bu sayı dünya genelinde 3 milyona çıkıyor. Her iki dakikada bir çocuk kayboluyor diyebiliriz. Türkiye'de ise yılda ortalama 10 bin, günde ise 32 çocuk kayboluyor. Kayıp çocukların kaçının bir daha bulunamadığıyla ilgili sağlıklı verilere ulaşamadığım için paylaşmıyorum. Peki, ne oldu da Narin kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardı? Aslında dikkat çeken küçük kızın kendisi değil, kullanışlı profili. Diyarbakırlı, muhtemelen Kürt olması mesela. Ya da emekli gazetesinin ilk günden itibaren haberlerinde kullandığı gibi "Kuran kursuna giderken kaybolan bir kız" olması. Asker, polis, itfaiyeci, vatandaş herkes Narin'i bulmak için dişini tırnağına takmışken, mesailer kaldırılmışken, kamuoyu "Kürt diye aramıyorlar", "Kuran kursuna giderken kayboldu diye olayın üstünü kapatıyorlar", "Sapık katili koruyorlar", "Bu bölge hep böyle" türünden iğrençliklerle zehirleniyor. Eğer ima edildiği gibi Narin'in bulunmasını istemeyen yaratıklar varsa emin olun bunlardan başkası değildir.
TÜM AİLE FERTLERİNE ÇAPRAZ SORGU
Soruşturmayı yürüten Cumhurbaşkanı Cumhuriyet Savcısı, anne Yüksel ve baba Arif Güran'ın da aralarında olduğu tüm aile fertleri ile amcalar ve kuzenleri yeniden ifadeye alınması için kolluk kuvvetlerine talimat verdi.
Savcılığın talimatı üzerine jandarma harekete geçti. Jandarma ifadelerini almak üzereler gözaltına aldığı Narin'in tüm aile fertlerini çapraz sorguya alarak, küçük kıza yönelik bir ipucuna ulaşmaya çalışıyor.
NARİN KAÇIRILDI MI?
9 gün boyunca köyde Narin'in cesedi binin üzerinde ekip tarafından aranıyor.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Narin'in 18 yaşındaki ağabeyi E.G. kolundaki diş izi Narin'e ait çıkmayınca serbest bırakılmıştı. Jandarma ve polis bu kez Narin'in kaçırılma olasılığı üzerine yoğunlaştı.
NARİN'İN BULUNMASINI KİM İSTEMİYOR?
Tüm Türkiye günlerdir Narin'i ararken Sabah Gazetesi Yazarı Melih Altınok "Narin'in bulunmasını kim istemiyor?" başlıklı bir köşe yazısı kaleme aldı.
İşte Altınok'un ifadeleri:
Sosyal medyanın da geleneksel basının da gündemi Diyarbakır'da kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran.
Soruşturmayla ilgili polisin ulaştığı her detay anında sosyal medyaya düşüyor.
Son olarak küçük kızın ağabeyinin kolunda ısırık izi tespit edildiği iddiası ortaya atıldı. Bu tartışma üzerine "Mesele aile içinde" yorumları bile yapıldı.
Ne var ki dün gazetelerde yer alan haberlerde, yargısız infaz edilen ağabeyin Diyarbakır'dan İstanbul'a getirildiği, işlemlerinin ardından tekrar Diyarbakır'a götürülen E.G.'nin gözaltı süresinin uzatıldığı ve Adli Tıp Kurumu'nun raporuna göre ısırık izinin Narin'e ait çıkmadığı anlatılıyordu.
Ailenin bir akrabası, E.G.'nin kolundaki ısırıklar için, "Amcasına hiçbir şey söyleyemediği için artık kendini ısırıyor, kendine zarar veriyor" diyor. Nefretle beslenen trollerin, medyanın etini çiğnediği ailenin içinde bulunduğu hâli siz düşünün.
Bir hukuk devletinde, biraz reyting, iki üç de like alacağız diye insanların onurlarıyla, namuslarıyla oynamanın, hayatlarını kaydırmanın bedeli olması gerekmez mi?
YORUMLAR