Erdoğan'dan "Vakit daha da büyüme vakti" paylaşımı
Giriş Tarihi: 19.6.2018 23:10 Güncelleme Tarihi: 20.6.2018 05:39
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "16 yılda Türkiye'nin ekonomisini büyütürken vatandaşımızın alım gücünü artırdık. Yüzde 70 seviyelerindeki kronik enflasyonu yüzde 10 seviyelerine düşürdük. Vakit daha da büyüme vakti." ifadesini kullandı.
Erdoğan, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından, iktidarları dönemindeki ekonomik büyüme ve gelişmeye ilişkin bilgilerin yer aldığı "Vakit daha da büyüme vakti" başlıklı paylaşımda bulundu.
Türkiye'nin 2003-2017 döneminde yüzde 5,7 büyüdüğüne işaret eden Erdoğan, 2002'de 230 milyar dolar olan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'yı yüzde 3,7 artırarak, 2017'de 851 milyar dolara çıkardıklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1983-1994 döneminde yüzde 62,7 ve 1995-2001 döneminde yüzde 71,6 olan enflasyonu, 2002-2017 döneminde yüzde 10,5'e çektiklerini vurguladı. Enflasyonun Mart 2018 döneminde de yüzde 10,2 indiğinin altını çizen Erdoğan, "16 yılda Türkiye'nin ekonomisini büyütürken vatandaşımızın alım gücünü artırdık. Yüzde 70 seviyelerindeki kronik enflasyonu yüzde 10 seviyelerine düşürdük. Vakit daha da büyüme vakti" ifadelerini kullandı.
KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR 10 BİN 600 DOLARA ÇIKTI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de 3 bin 500 dolar olan kişi başına milli geliri 2017'de 10 bin 600 dolara çıkardıklarına dikkati çekti.
Satın Alma Gücü Paritesi'ne (SAGP) göre, 2002'de 9 bin 208 dolar olan kişi başına geliri, 2017'de 25 bin 655 dolara yükselttiklerini kaydeden Erdoğan, "SAGP'ye göre 2002'de dünyanın en büyük 17. ekonomisiyken 2017'de 13. sıraya yükseldik." değerlendirmesinde bulundu.
03 Kasım 2002 seçimleri öncesi ülkemiz Cumhuriyet tarihimizin en büyük ekonomik sosyal çöküntüsünü yaşamakta idi. Hep birlikte yaşadık. Ülkemizin ekonomisi, adaleti, eğitimi, sağlığı, sosyal güvenliği, demokrasisi ile bir çıkmazın içine girmişti.
Halkımız kuşkular ve belirsizlikler yüzünden bunalmıştı, enerjisini ve umudunu kaybetmişti. Yasalara saygı duygusu ve ortak ahlak anlayışı çökmüştü. Yenilgiyi kabullenen bir çoğunluk oluşmuştu. Herkeste havadan emeksiz nasıl zengin olurum düşüncesi hakim olmuştu. Çünkü ekonomik alanda günlük gecelik faizler yüzde yedi binlere dayanmıştı.
Hatta dini ülkesi ve milleti hakkında işlerde ve sözlerde de hiçbir içtenlik kalmamıştı. Herkes birbirine şüpheyle bakmaya başlamıştı. Toplum olarak hakkı ve doğruyu söyleyene dinleme yeteneğini yitirmişti.Böyle karanlık günlerde 3 Kasım 2002’de AKP iktidar oldu ve hemen kolları sıvadı.Hizmete başladı. Mevcut olan kötülüğün, haksızlığın ve rezaletlerin ortadan kalkması, hukukun üstünlüğü ilkesinin geçerli olduğu, hızlı ve adil herkese eşit uygulanan bir adalet uygulaması içinde icraatlarına devam ettiler. Ve çok başarılı oldular.
Aksini iddia edenler, komşumuz Irak’ın durumunu göz önüne getirsinler. Irak’ta düne kadar insanla dolu, bölgeler, çöl haline geldi. Köyleri şehirleri kül ve enkaz yığınları oldu. İnsanların sinek kadar bile değeri yok her gün yüzlerce insan öldürülüyor. Kadınların iffeti ve namusları ayaklar altında, küçük çocuklar, hastalar, yaşlılar ezilmekte katledilmekte ve sokaklar ölü insan cesetleriyle dolu. Mabetler harap oldu.
Halbuki bu dünyayı ve bizi yaratan Allah’ın kanununun ve en önemli özelliği. Allah bozgunculuğu ve yıkılıcılığı değil. Yapılıcılığı ve ıslah etmeyi sever. Dünya düzeninin anarşi başı bozukluk pislik, zulüm ve düşmanlıklarla bozulmasını hiçbir zaman istemez ve sevmez. Ülkesini yönetmek düzeni sağlamak için ortaya çıkan insanlardan (partilerden) herkese tam anlamıyla eşit davrananlar Allah tarafından da desteklenirler ve toplumu yönetmeye hak kazanırlar.
NEDEN AK PARTİ ? Enflasyon canavarı yok edildi. İhracat 100 milyar doları aştı..
NEDEN AK PARTİ ? Çek- senet tahsilatçıları, mafya ve çetelerle yapılan mücadele çökertilmeleri takdire şayandır. Cumhuriyetimizin hiçbir döneminde bu kadar kararlı üzerlerine gidilmemiştir. Adaletin yaygılaştırılmasında, Hükümet olmanın verdiği sorumluluğun bilincinde olması.
NEDEN AK PARTİ ? Sağlık alanında yapılan devrim, ve bu devrimin mimarlarından dürüstlük abidesi, Adananın öz evladı Sağlık Bakanlığı müsteşarı güzide insan; Prof. Necdet Ünüvar Hoca.. 22 Temmuz sonrası Mecliste kendisinden daha çok büyük hizmetler bekliyoruz..
NEDEN AK PARTİ ? Devletin ilkeleri ve toplumun değerlerini bir arada, Tek Devlet, Tek Millet, Tek Bayrak yaşatan Devleti ve Milleti birlikte kucaklayan...
NEDEN AK PARTİ ? Gelir dağılımındaki adaletsizliğin işsizliğin ve yoksulluğun giderilmesindeki başarılı çalışmalarından dolayı işsizlik sigortasıyla, işsizlerin korunduğu istihdam imkanlarının teşvik edilerek büyüyen ve zenginleşen bir çalışma hayatı sağlaması..
NEDEN AK PARTİ ? Ülkemizi uluslar arası sermaye açısından kısa zamanda çekim merkezi yapması. Özlemini çektiğimiz istikrarı tek parti iktidarını AK Parti ile bulduk. Yaklaşık 5 yıldır hep birlikte yaşıyoruz.. Bu istikrarın ve hizmetin devamı için bir 5 yıllığına daha AKP ye vize vermeliyiz.. Çünkü sahip oldukları ehliyeti liyakat taşıdıkları özellik ve hasleti kısacası tümden kendilerine görüp öğrenme fırsatını bulduk..Halkımızın nazarında sınavı başarıyla geçtiler, buna rağmen bu istikrar ve huzur ortamından rahatsız olan malum çevreler, ülkeyi tekrar kargaşa ortamına itmek için ellerinden geleni yapıyorlar, Provoka ediyorlar.
Onun içindir ki çok dikkatli ve sağduyuyu elden bırakmamak lazım. Çünkü son üç gündür yapılan kamu oyu yoklamalarına göre, şu an AKP sinin oy oranı yüzde % 46 yüzde % 50 arasındadır. Başbakanımızın Adana’mıza gösterdiği ilgi alaka takdire şayandır. AK Parti'inin tüm adayları ve Adana milletvekili adayları kabinede görev yapabilecek bilgi ve tecrübeye sahip çok kıymetli bürokratlardır. 15-TEMMUZ-2007 Zülfikar GENÇTÜRK
Mesaj Gazetesi
Bu yazı yazılmadan on gün önce, 10,Temmuz,2007 Tarihlerinde yapılan, kamu oyu araştırmasında Adalet ve Kalkınma Partisinin oy oranı %46-%50 arasıydı. 367 Şartıyla Cumhurbaşkanı seçtirilmemişti.
15-temmuz.net haberleri
E-Posta: [email protected]..
2001 krizinin sembol ismi konuştu: Başbakan bile iş bulamadı
Giriş Tarihi: 1.4.2017 12:24
Bülent Ecevit’e yazar-kasa fırlatarak ekonomik krizin sembolü haline gelen Ahmet Çakmak o günleri şöyle anlattı: “Ecevit bana iş bulmak için girişimlerde bulundu ama olmadı. Koca başbakanın iş bulamadığı bir dönemdi."
4 Nisan 2001'de dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in önüne 'Sayın başbakanım al, ben bir esnafım' diye bağırarak yazar kasa fırlatan Ahmet Çakmak, koalisyon hükümetlerinin neden olduğu ekonomik krizleri ve istikrarsızlığı gözler önüne sererek, sembol isimlerden biri haline geldi. O günlerde yaşanan sıkıntıların yeniden yaşanmaması için 16 Nisan'da 'evet' oyu kullanacağını açıklayan Çakmak, Türkiye'nin yeni sistem sayesinde çok önemli bir nimete kavuşacağını söyledi.
ÇİFT BAŞLILIĞI BİZZAT YAŞADIM
Yazar kasa eyleminden sonra yeşil kart başvurusunda bulunduğunu anlatan Çakmak yaşananları şöyle anlattı: "O dönem Başbakan Ecevit yeşilkart almam için beni Abidinpaşa Sağlık Ocağı'na yönlendirdi. ANAP'lı bir doktor bana yeşilkart verilmesine engel oldu. Herkese de 'yazar kasa atan adama yeşilkart vermedim' diyerek anlatmıştı. Çift başlılık ne demek o zamanlar yaşadığım sıkıntılardan dolayı çok iyi biliyorum. Bir tane doktor koskoca başbakanın istediği işlemi yapmadı."
BİR OY BİLE ÇOK ÖNEMLİ
Bülent Ecevit'ten iş istediğini ve Ecevit'in kendisine iş bulmak için de girişimlerde bulunduğunu söyleyen Çakmak, "Ancak o dönem bir türlü iş bulunamadı. Bir ülkenin başbakanının iş bulamadığı dönemleri düşünün" dedi. Çakmak, Türkiye'nin 16 Nisan'da "evet" diyerek bugün geldiği noktaya sahip çıkması gerektiğini belirterek, "Bu ülke elindeki nimeti kaybederse, bir daha toparlayamayız. Bir oy bile çok önemli. Balık hafızalı olup yaşadıklarımızı unutmamalıyız. Herkes bu vatan için bir şeyler yapmalı" diye konuştu.
BU ÜLKEYE EVET BORÇLUYUZ
Türkiye'nin o günlerden bugünlere geldiğini hatırlatan Ahmet Çakmak şöyle konuştu: "Bugün üzerimize düşeni yapmazsak, bir daha kimse bizim önümüze sandık getirmeyecek. Bu nimeti kaybedersek bir daha toparlayamayız. Bir tane oy bile çok önemli. Canla başla çalışmalıyız. Bu ülkeye bir evet borçluyuz. Biz insanları kandırmaya çalışmıyoruz. Bu ülkenin istikbali için evet diyoruz." (Yeni Şafak)
YORUMLAR