Habertürk yazarı Fatih Altaylı’nın büyük yalanı! Hem manşeti silmiş hem de FETÖ'den özür dilemiş
Giriş Tarihi: 1.2.2021 01:53 Son Güncelleme: 1.2.2021 02:21
Habertürk yazarı Fatih Altaylı’nın, “En güçlü zamanında biz bu manşetleri attık” dediği ve Twitter hesabından paylaştığı “F Tipi’ astsubayın fişleme itirafları” başlıklı manşet, Ciner Grubu tarafından aynı gün internet sitesinden silinmiş, Ciner Grubu bir de FETÖ’den özür dilemiş!
Fatih Altaylı'nın, "En güçlü zamanında biz bu manşetleri attık" dediği ve Habertürk Gazetesi'nin 20 Mart 2009 tarihinde yayınlanan "F Tipi' astsubayın fişleme itirafları" başlıklı manşet haberin aynı gün (20 Mart 2009) Habertürk Gazetesi'nin internet sitesinden silindiği, manşet haberden dolayı FETÖ'den özür dileyen metnin yayınlandığı ortaya çıktı.
Habertürk Gazetesi'nin internet sitesinde arama yapıldığında "F Tipi' astsubayın fişleme itirafları" başlıklı manşet habere ulaşılamıyor.
O MANŞET AYNI GÜN İNTERNET SİTESİNDEN SİLİNDİ!
Ciner Grubu Başkanı Turgay Ciner; 1 Mart 2009 tarihinde Habertürk Gazetesi'ni kurdu ve gazetenin genel yayın yönetmenliğine Fatih Altaylı getirildi. Habertürk Gazetesi; kurulduktan 20 gün sonra o dönemde Fetullah Gülen Cemaati olarak bilinen Fetullahçı Terör Örgütü'nü eleştiren manşet yayınladı.
Manşet internet sitesinde silindi
Habertürk Gazetesi muhabiri Sibel Hürtaş'ın imzasının bulunduğu "F Tipi' astsubayın fişleme itirafları" başlıklı manşet haberde; Gülen grubuna bağlı olduğu öne sürülen üç astsubay Ali Balta, İsmail Dağ ve Orhan Güleç'in; Tümgeneral Rıdvan Ulugüler'in, 31 Aralık 2008 tarihinde yayımladığı kişiye özel belgede açıkça tahrifat yaptığı ifade edildi.
ZAMAN GAZETESİ MANŞET HABERDEN DOLAYI TURGAY CİNER'İ UYARDI!
Fetullahçı Terör Örgütü'nün yayın organı Zaman Gazetesi'nin internet sitesinde, 20 Mart 2009 tarihinde saat: 10:42'de yayınladığı, "Habertürk'te operasyonel haberler başladı: İşkence altında alınan ifadeleri yayınladı" başlıklı haberde; Ciner Grubu Başkanı ve Habertürk Gazetesi sahibi Turgay Ciner, Mustafa Balbay günlükleri üzerinden hedef gösterildi.
HABERTÜRK GAZETESİ, FETÖ'DEN ÖZÜR DİLEDİ
Zaman Gazetesi'nin yazısının ardından Türk basın tarihinde bir ilk yaşandı. Ciner Grubu, aynı günün öğle saatlerinde "'F Tipi' astsubayın işleme itirafları" başlıklı haberi Habertürk Gazetesi'nin internet sitesinden çıkardı. Ciner, bununla yetinmedi ve çıkarılan haberin yerine Gülen Grubu'ndan özür anlamında bir yazı yayınlandı.
İŞTE O SÜREÇ!
TARİH: 20 Mart 2009
Habertürk Gazetesi, 20 Mart 2009 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) illegal yapılanmaya ilişkin manşet haber yayınladı.
"F Tipi' astsubayın fişleme itirafları" başlıklı manşet haberde; Kayseri 2. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanı Tümgeneral Rıdvan Ulugüler adına sahte belge hazırlayarak Genelkurmay Başkanlığı'nın sistemine yüklerken suçüstü olan astsubayların ifadeleri yer aldı.
Haberde; Kayseri 2'nci Hava İkmal Bakım Merkez Komutanlığı'nda görev yapan ve Gülen grubuna bağlı olduğu öne sürülen üç astsubay Ali Balta, İsmail Dağ ve Orhan Güleç'in; Tümgeneral Rıdvan Ulugüler'in, 31 Aralık 2008 tarihinde yayımladığı kişiye özel belgede açıkça tahrifat yaptığı itiraf eden savcılık ifadeleri yer aldı.
ZAMAN GAZETESİ'NDEN TURGAY CİNER'E TEHDİT!
TARİH: 20 Mart 2009 Saat: 10:42
Zaman Gazetesi'nin internet sitesinde, Habertürk Gazetesi'nin "F Tipi' astsubayın fişleme itirafları" başlıklı haberinin yayınlandığı gün Turgay Ciner'i hedef aldı.
Zaman Gazetesi, 20 Mart 2009 tarihinde saat: 10:42'de internet sitesinde yayınladığı yazıda, "Habertürk'te operasyonel haberler başladı: İşkence altında alınan ifadeleri yayınladı" ifadeleri kullanıldı.
Zaman Gazetesi'nde yayınlanan haberde, "Haber etiğini dilinden düşürmeyen gazetede Sibel Hürtaş imzalı haberde sızdırma savcılık ifadeleri yer aldı. Medyaya yeni adım atan Habertürk gazetesinin daha şimdiden bu tür operasyonal girişimlere çanak tutması (Mustafa) Balbay günlüklerinde yer alan darbeci paşaların "Paşam Ciner bizden yana. Biz kuşatmayı yardık" iddialarını akla getiriyor" denildi ve Turgay Ciner tehdit edildi.
HABER HEMEN SİTEDEN ÇIKARILDI, GÜLEN GRUBUNDAN ÖZÜR DİLENDİ
TARİH: 20 Mart 2009 Saat: 15:07
FETÖ'nün yayın organı Zaman Gazetesi'nin yazısının ardından Türk basın tarihinde bir ilk yaşandı.
Ciner Grubu, aynı günün öğle saatlerinde "'F Tipi' astsubayın işleme itirafları" başlıklı haberi Habertürk Gazetesi'nin internet sitesinden çıkardı.
Ciner Grubu, bununla yetinmedi ve çıkarılan haberin yerine Gülen Grubu'ndan özür anlamında bir yazı yayınlandı. Habertürk Gazetesi'nin internet sitesinde aynı gün (20 Mart 2009 tarihinde) saat: 15:07'de konulan "Medyada editoryal hastalıklar" başlığı verilen metinde, manşet haberden dolayı Gülen Grubu'ndan özür dilendi.
HABERTÜRK, FETÖ'YÜ ÜZMEMEK İÇİN KENDİ MANŞETİNİ ELEŞTİRDİ
Habertürk Gazetesi'nin internet sitesinde yayınlanan ve Habertürk Gazetesi'nin 'F Tipi' astsubayın işleme itirafları" manşet haberini eleştirildiği skandal açıklama şöyle:
"1.) Medyadaki üslup ve terminoloji sorunu.
Bugün ilk olarak Türk medyasının kavram, sıfat ve terminoloji kullanma konusundaki özensizliğini ve bazı durumlarda da kötü niyetini mercek altına alacağız.
(…) Örneğin alın elinize herhangi bir merkez olma iddiasındaki büyük gazeteyi, kişiler ve oluşumlarla ilgili olarak kullanılan kavramlara ve sıfatlara bakın. "E tipi", "F tipi", "Yandaş", "Ergenekoncu", "Bölücü", "Liboş", "İrticacı", "İşbirlikçi", "Cumhuriyet karşıtı" vs. gibi sayısız sıfatlara bolca tanık olacağınız muhakkak. Bu sıfatların o gazetenin stratejik bir tercihinin sonucu mu kullanıldığı, yoksa kullanan kişinin özensizliğini ya da angajmanını çalıştığı kuruma empoze etmeye mi çalıştığı çoğu kez anlaşılamaz bile. Çünkü yukarıda da ifade edildiği gibi; kavramların aslında stratejik bakışı ifade ettiği stratejik bakışın ise ancak stratejik aklın ürünü olması gerektiğine dair bir bilinç medyada yeterince oluşmuş değil. Bu görüntünün bir sağlıksızlık işareti de olduğu açık.
Medyanın inandırıcılık ve güvenilirlik skalasında daha yükseğe çıkmak için bu hastalığına acilen teşhis koyup tedavisine de bir an önce başlamasında yarar ve zorunluluk var."
Habertürk Gazetesi, söz konusu metinle aynı gün o dönem Fetullah Gülen Cemaati olarak bilinen Fetullahçı Terör Örgütü'nün şantajlarına boyun eğdi.
HABERTÜRK TELEVİZYONU; 17-25 ARALIK DARBE GİRİŞİMİNİN MEDYA AYAĞI OLARAK GÖREV YAPTI!
FETÖ'nün medya yapılanmasına ilişkin iddianamede, 17 Aralık darbe girişiminin Zaman'da çalışırken Habertürk TV'ye geçen ve yönetici olarak çalışan gazeteciler tarafından önceden bilindiğine dikkat çekildi.
İddianamede; Yayın Koordinatörü Oğuz Usluer, Genel Yayın Koordinatörü Abdullah Kılıç ile Haber Müdürü Cuma Ulus'un, 17 Aralık günü alışılmışın aksine saat 07.00'de kanala geldiği ve 17 Aralık'la ilgili polis fezlekesi üzerinde çalıştıklarına yönelik tanık ifadeleri yer alıyor:
Tanık Mehmet Yeşilkaya (Habertürk Editörü): "Kılıç, Usluer ve Ulus normalde odalarında telefonla işlerini yürütmelerine rağmen o gün editör masasında bizzat bulundular.. Ellerinde 17 Aralık'la ilgili fezleke olduğunu gördüm. Ben ve diğer editörler bakmak istediğimizde göstermediler. 17 Aralık fezlekesinin sabahın o saatinde elde olması haberciliğin olağan akışına aykırı.."
Tanık Samed Karagöz: (Habertürk Televizyonu'nda Editör): "Bir gün Ali Fuat Yılmazer'i Kılıç'ın odasında gördüm. Kılıç ayağını masaya uzatmıştı. Çalışmaya başladığımda FETÖ'ye üye kişilerin faaliyetlerini hissedilir şekilde gördük."
Tanık Ömer Tekerek (Habertürk Televizyonu'nda Editör): "Abdullah Kılıç, Gülen'e ait üç-dört dakikalık bir vaaz bölümünü internetten indirdi ve haberde verilmesini istedi."
HABERTÜRK TV YAYIN KOORDİNATÖRÜ OĞUZ USLUER, HAKAN ŞÜKÜR İÇİN SEFERBER OLDU!
17 Aralık darbe girişiminden bir gün önce Fetullahçı Terör Örgütü adına milletvekilliğinden ayrılan Hakan Şükür'ün istifa mektubunun sadece o televizyon kanalında yayınlanmasının sırrı ortaya çıktı.
FETÖ'CÜ OĞUZ USLUER DEVREYE GİRMİŞ
FETÖ'den medya yapılanmasında yer aldığı gerekçesiyle tutuklanan Oğuz Usluer'in, Habertürk Televizyonu'nda Yayın Koordinatörü olduğu dönemde, Hakan Şükür'ün istifa mektubunu okuyan muhabiri yayından almak isteyen editör Mehmet Yeşilkaya'yı uyardığı, rejiye gelen Oğuz Usluer'in mektubun tamamının okunmasını sağladığı ortaya çıktı.
Oğuz Usluer, editör Mehmet Yeşilkaya'ya Hakan Şükür'ün mektubu için "manifesto" demiş.
METNİ FETÖ'CÜ FARUK MERCAN YAZDI
İstanbul'da FETÖ/PDY terör örgütünün medya yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, Hakan Şükür'ün istifa mektubunun Habertürk Televizyonu'nda nasıl okunduğunu açıkça anlatılıyor:
Tanık Mehmet YEŞİLKAYA (Habertürk Televizyonu'nda editör): "2014 yılı Temmuz ayında Habertürk Televizyonunda haber editörü olarak çalışmaya başladım. 17-25 Aralık sürecinde de bu yapılanmayı net olarak görme imkanım oldu. (…)
17 Aralık sürecinden sonra kendisinin sorumlu yayın editörü olarak görevli olduğu bir bültende yayına bağlanan muhabir Hakan Şükür'ün istifa mektubunu okudu ve bu mektup sadece Habertürk'de yer aldı. Mektubu okuyan muhabire yayını kesmesini, mektubu okumamasını ısrarla söylememe rağmen muhabir mektubu okumaya devam etti. Hatta reji üzerinden muhabiri yayından almak istedim. Oğuz Usluer gelerek engel oldu ve mektubun içeriğinin manifesto niteliğinde olup sonradan o mektubu yurt dışına kaçmış olan Faruk Mercan'ın hazırladığı yönünde bilgilerin ortaya çıktığını söylemiştir."
ATTIĞI TWEETİ SİLDİ!
Fatih Altaylı'nın tüm bu gelişmelerin ardından attığı tweeti silmesi dikkatleri üzerine topladı.
O manşeti hazırlayan Sibel Hürtaş’tan şok açıklamalar! Fatih Altaylı o manşetin ardından FETÖ’ye teslim olmuş
Habertürk Gazetesi muhabiri Sibel Hürtaş, “Haberin yerine, dönemin Habertürk İcra Kurulu Başkanının imzasıyla ‘özür’ yayımlandı. Haber doğruydu, yayınladığımız için özür diliyorduk!” dediği ortaya çıktı.
Fatih Altaylı'nın, "En güçlü zamanında biz bu manşetleri attık" dediği ve Habertürk Gazetesi'nin 20 Mart 2009 tarihinde yayınlanan "F Tipi' astsubayın fişleme itirafları" başlıklı manşet haberin aynı gün sabahın erken saatlerinde internet sitesinden silindiği, dönemin Habertürk İcra Kurulu Başkanının imzasıyla 'özür' yayımlandığı ortaya çıktı.
HÜRTAŞ: "İCRA KURULU BAŞKANI'NIN İMZASIYLA 'ÖZÜR' YAYIMLANDI. HABER DOĞRUYDU, YAYINLADIĞIMIZ İÇİN ÖZÜR DİLİYORDUK!"
"F Tipi' astsubayın fişleme itirafları" başlıklı manşet haberinde imzası olan Habertürk Gazetesi muhabiri Sibel Hürtaş, bir internet sitesinde köşe yazısı yazdı.
Hürtaş, "Haber, Habertürk Gazetesi'nde manşetti, ama sabahın erken saatlerinde internet sitesinden silindi. Daha sonra o haberin yerine, dönemin Habertürk İcra Kurulu Başkanının imzasıyla 'özür' yayımlandı. Haber doğruydu, yayınladığımız için özür diliyorduk!" dedi.
"O MANŞETİN ARDINDAN ZAMAN GAZETESİ'NİN ANKARA BÜROSUNDA GÖREV YAPAN ERDAL ŞEN HABERTÜRK GAZETESİ'NE HABER MÜDÜRÜ OLARAK ATANDI"
Sibel Hürtaş; Habetürk Gazetesi Ankara Bürosu'nda muhabir olarak çalıştığını, söz konusu manşetin ardından Zaman Gazetesi'nin Ankara Bürosu'nda görev yapan AK Parti muhabiri Erdal Şen'in Habertürk Gazetesi'ne Haber Müdürü olarak atandığını belirterek, "Erdal Şen'in Zaman ve benzeri gazetelerdeki ekipleri de peyderpey bu büroya getirildi" ifadelerini kullandı.
"HABERDE İMZASI OLAN BEN, HABERİ OKUYAN HABER MÜDÜRLERİ, YARDIMCILARI DA İŞLERİNDEN ATILDI VE ÇEŞİTLİ MOBBİNG SİSTEMLERİYLE İŞLERİNDEN EDİLDİ"
Sibel Hürtaş; Erdal Şen'in en önemli özelliğinin FETÖ'nün 'Hava Kuvvetleri imamı' olan Adil Öksüz'ün bacanağı olduğunu hatırlatarak, "Böylece Hava Kuvvetleri'nde ortaya çıkan FETÖ skandalını yazan Habertürk'ün başına, Hava Kuvvetleri'nin imamı Adil Öksüz'ün bacanağı getirilmiş oldu! Haberde imzası olan ben, haberi okuyan haber müdürleri, yardımcıları da aynı süreçte, teker teker ya işlerinden atıldı ya da çeşitli mobbing sistemleriyle işlerinden edildi" diye konuştu.
"O MANŞETİ YAZAN MUHABİRLERİ NEDEN İŞTEN ATTINIZ"
Sibel Hürtaş, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'nın, 'FETÖ'nün TSK'ye sızmasını ilk haber yapan medya organı biziz' diye bir röportaj verdiğini hatırlattı. Hürtaş, "(Fatih Altaylı) Bunları söylerken, Habertürk Gazetesi Ankara Bürosu'nun kurulduğu günden bu yana çalışan muhabir ve haber müdürlerinin teker teker işten atılmasına neden olan ve internet sitesinden haberi apar topar sildikleri 'F Tipi Astsubayın Fişleme İfadeleri' manşeti vardı… O zaman kendisine kişisel olarak, 'O manşeti yazan muhabirleri neden işten attınız' sorusuna ise yanıt vermedi! İnanılmaz bir algı çalışması değil mi?" diye sordu.
İŞTE O YAZI
Sibel Hürtaş'ın 7 Şubat 2020 tarihli köşe yazısı şöyle:
"Alelade, (Kayseri'deki) küçük bir flaş bellekten bahsediyorum. Ama tanımının böyle basit olduğuna bakmayın, 11 yıl önce Kayseri'de bulunan ve dökümlerini gözlerimle gördüğüm o flash bellek, bana göre Türkiye'nin yakın siyasi tarihindeki en önemli kırılmanın sembolüdür."
Nasıl mı? Bahsi geçen flash bellek, 2009 yılının Mart ayında Kayseri Hava Meydan Komutanlığı'nda bir astsubayın üzerinde bulundu.
Olay üzerine Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı hemen bir soruşturma başlattı. Dönemin Askeri Savcısı Ahmet Zeki Üçok, Kayseri'ye gitti. Ortada, asker ve sivillerden oluşan gizli bir yapılanma olduğu öne sürülüyordu.
Üç asker hakkında soruşturma başlatıldı ama adı geçen 5 sivil kişiye ulaşılamadı. Soruşturmayı yürüten Savcı Üçok, asker kişilerden Astsubay Ali Balta'nın ifadesini aldı. Balta, ifadesinde, Işık evlerinde yetiştiğini, Askeriye'ye girdikten sonra "ev abilerinin" kendisini sürekli yönlendirdiğini söylüyordu. Üzerinde bulunan flash diskte de fişlemeler ve sahte emirler yer alıyordu.
Astsubay Ali Balta, ifadesinde, sözünü ettiği "abilerin" Askeriye'dekileri tek tek fişlediğini söylüyordu. Aleviler'e ilişkin bir liste vardı örneğin. Listeler exel dosyasında tutuluyordu ve her birinin ismi vardı. Mesela "kelebek" isimli dosyada eşcinseller, başka bir dosyada şans oyunu oynayan askerler tek tek fişlenmişti.
Flash bellekte yer alanlar bununla sınırlı değildi. Ali Balta, "abiler"in flash disk içinde bazı belgeler getirdiğini, kendisinin de Askeriye'nin özel yazılım sistemine bu belgeleri sokarak bazı sahte emirleri dolaşıma yaydığını belirtiyordu. Böylece dönemin Kayseri Hava Komutanı Rıdvan Ulugüler adına sahte emirler yayınlıyorlardı. Bu emirler, Ulugüler'in askerleri bazı mekânlara gitmesini yasakladığı ve benzeri yönündeydi.
Bu flash bellek ile birlikte ortaya çıkan ifadeler, FETÖ'nün TSK'ye sızma girişimlerinin en önemli somut deliliydi.
Ben bu sırada Habertürk Gazetesi Ankara Bürosunda yargı muhabirliği yapıyordum. Kayseri'deki o dosyaya ulaşmıştım. Haberi yazdım ve geçtim… Ertesi gün Habertürk Gazetesi, bu dosyayı 'F Tipi Astsubayın Fişleme İtirafları' başlığıyla manşet yaptı.
Buraya kadar her şey rutininde ilerliyordu. Ama bundan sonrası malum…
Hem dosya savcısının hem de dosyayı yazan gazetecilerin başına gelmeyen kalmadı!
Haber, Habertürk Gazetesi'nde manşetti, ama sabahın erken saatlerinde internet sitesinden silindi. Daha sonra o haberin yerine, dönemin Habertürk İcra Kurulu Başkanının imzasıyla 'özür' yayımlandı. Haber doğruydu, yayınladığımız için özür diliyorduk!
Çünkü gazete, piyasaya çıkar çıkmaz Zaman Gazetesi internet sitesinde manşetten Habertürk'ü ve şahsımı hedef almıştı. Ve şu ifadelere yer vermişti:
'Habertürk'te operasyonel haberler başladı: Haber etiğini dilinden düşürmeyen gazetenin Sibel Hürtaş imzalı haberinde sızdırma savcılık ifadeleri yer aldı. Ki bu ifadelerin işkence altında ve sanığın asit kuyularıyla korkutularak alındığı avukatlarınca geçen hafta yapılan basın toplantısında dile getirilmişti.'
Zaman Gazetesi'nin bu bombardımanı ve karalama kampanyası tam hız sürdü. Sonra ilginç bir şekilde Zaman Gazetesi'nin Ankara Bürosunda görev yapan AKP Muhabiri Erdal Şen hooop Habertürk Gazetesi'ne Haber Müdürü olarak atandı. Şen'in Zaman ve benzeri gazetelerdeki ekipleri de peyderpey bu büroya getirildi.
Ankara gazetecileri Erdal Şen'i, Erdoğan'ın Etlik'teki evinin alt katında oturan gazeteci olarak bilirler. Daha doğrusu Şen, kendini böyle tanıtırdı. Ama Erdal Şen'i bu hikâyenin asli unsuru yapan en önemli özelliği, FETÖ'nün 'Hava Kuvvetleri imamı' olan Adil Öksüz'ün bacanağı olması.
Böylece Hava Kuvvetleri'nde ortaya çıkan FETÖ skandalını yazan Habertürk'ün başına, Hava Kuvvetleri'nin imamı Adil Öksüz'ün bacanağı getirilmiş oldu! Haberde imzası olan ben, haberi okuyan haber müdürleri, yardımcıları da aynı süreçte, teker teker ya işlerinden atıldı ya da çeşitli mobbing sistemleriyle işlerinden edildi.
Uzun yıllara yayılan işsizlik süreciyle karşı karşıya bırakıldım. Peki ya Savcı Üçok'un başına ne geldi? Soruşturmayı yapan Savcı Zeki Üçok, Zaman ve benzeri gazetelerin inanılmaz bir karalama kampanyasının hedefi oldu. Soruşturmaya konu üç astsubayın ifadesini, hipnozla aldığı iddia edildi. Üçok hakkında işkence yaptığı gerekçesiyle dava açıldı, tutuklandı. Görevinden oldu. Kayseri'de askerler yönünden başlayan soruşturma dosyası, böylece daha başlamadan bitirildi.
Daha sonra Hava Kuvvetleri'nin Adil Öksüz'den önceki imamı Bahadır Köroğlu'nun Bylock yazışmalarında, Adi Öksüz'ün bu davayla ilgili olarak görevlendirildiğini gösteren belgeler ortaya çıktı. (Soruşturma Savcısı Ahmet Zeki Üçok, yargılandığı işkence davasında, o belgelerin dosyaya girmesini sağladı.)
Darbe girişiminin ardından Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, 'FETÖ'nün TSK'ye sızmasını ilk haber yapan medya organı biziz' diye bir röportaj verdi. Bunları söylerken, Habertürk Gazetesi Ankara Bürosu'nun kurulduğu günden bu yana çalışan muhabir ve haber müdürlerinin teker teker işten atılmasına neden olan ve internet sitesinden haberi apar topar sildikleri 'F Tipi Astsubayın Fişleme İfadeleri' manşeti vardı…
O zaman kendisine kişisel olarak, 'O manşeti yazan muhabirleri neden işten attınız' sorusuna ise yanıt vermedi! İnanılmaz bir algı çalışması değil mi?"
O manşeti hazırlayan Sibel Hürtaş’tan şok açıklamalar! Fatih Altaylı o manşetin ardından FETÖ’ye teslim olmuş
Habertürk Gazetesi muhabiri Sibel Hürtaş, “Haberin yerine, dönemin Habertürk İcra Kurulu Başkanının imzasıyla ‘özür’ yayımlandı. Haber doğruydu, yayınladığımız için özür diliyorduk!” dediği ortaya çıktı.
Fatih Altaylı'nın, "En güçlü zamanında biz bu manşetleri attık" dediği ve Habertürk Gazetesi'nin 20 Mart 2009 tarihinde yayınlanan "F Tipi' astsubayın fişleme itirafları" başlıklı manşet haberin aynı gün sabahın erken saatlerinde internet sitesinden silindiği, dönemin Habertürk İcra Kurulu Başkanının imzasıyla 'özür' yayımlandığı ortaya çıktı.
YORUMLAR