İSTİKLÂL MARŞI VE MEHMET AKİF ERSOY

İSTİKLÂL MARŞI VE MEHMET AKİF ERSOY

Tarih bize; vatan, toprak, hürriyet ve inancımızın yok edilmek istendiği o karanlık dönemi geride bırakarak imanın verdiği ümit, heyecan ve cesaretle yazdığı İstiklal Marşı ile milletine güzel bazı şeyleri müjdelemek isteyen bir dava adamını/şairini göstermektedir. Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmayan ve milletin tam muhtaç olduğu bir anında, hem milli hem de dini motifler ekseninde eserini tamamlayan bir şairini tarih arenasında görmekteyiz.

19 Aralık 2022 - 19:08 - Güncelleme: 19 Aralık 2022 - 22:52

İSTİKLÂL MARŞI VE MEHMET AKİF ERSOY

Giriş Tarihi: 19.03.2022  12:09 Güncelleme Tarihi: 19.03.2022 18:49

Milli mücadele yıllarını yaşamadan İstiklal Marşı’nı yazmak mümkün değildir. Bu konuda duygudaşlık kurmak zordur. Yaşanılan o dönem ile ilgili bir şeyler söyleyince/duyunca gözleri nemlenen o değerli insanları/üstatları unutmamak gerekir.

İSTİKLÂL MARŞI VE MEHMET AKİF ERSOY

Tarih bize; vatan, toprak, hürriyet ve inancımızın yok edilmek istendiği o karanlık dönemi geride bırakarak imanın verdiği ümit, heyecan ve cesaretle yazdığı İstiklal Marşı ile milletine güzel bazı şeyleri müjdelemek isteyen bir dava adamını/şairini göstermektedir. Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmayan ve milletin tam muhtaç olduğu bir anında, hem milli hem de dini motifler ekseninde eserini tamamlayan bir şairini tarih arenasında görmekteyiz.

Tarihler 1920’yi gösterdiğinde Anadolu toprakları bir baştan bir başa düşman işgaline uğramıştı. Ülkedeki bütün insanlar bu konu ile ilgili olarak seferber olmuş, vatanın kurtarılması için düşmanla mücadele içerisine girmişlerdir.


Milli mücadele yıllarının sıkıntılarını gören ve yaşayanlardan biri de Mehmet Akif’tir. Mehmet Akif, Milli mücadeleye büyük destek sağlamak ister ve hiç vakit kaybetmeden canla başla harekete geçer. Ama kendisi, baskılarla karşılaşır. Milli mücadeleye daha çok faydalı olabilmek için Anadolu’ya geçmek, cihadın ortasında bulunmak ister.

Mehmet Akif, Anadolu halkı üzerinde büyük tesiri olan biridir. Mehmet Akif, her gittiği yerde millete durumu anlatmaya çalışmış. Milli mücadeleye katılmaları için ikna ederken, bu işin bir parti veya şahıs davası değil, milletin ölüm-kalım meselesi olduğunun önemini anlatmaya çalışmış.

Mehmet Akif, Milli mücadeleye yardım edebilecek şehirleri dolaşarak, Kuvâ-yı Milliye’nin bir ittihatçı hareket olmadığını, bu vatanı da kaybedersek gidecek yerimizin kalmadığını, bu savaşın dine ve halifeye hıyanet için yapılmadığını, bunun bir cihat ve katılmanın farz olduğunu, o günlerde en inanılır bir İslâm büyüğü sıfatıyla insanlara anlatmış, bu konuda zihinlerdeki şüpheleri giderip, isyanları yatıştırıp, gönülleri tutuşturmuştur.  

Milli Mücadele’nin verildiği o günlerin manevi atmosferini yansıtacak, halkın ümit ve imanını terennüm edecek, kalplere kuvvet ve heyecan verecek bir milli marşın ihtiyacı hâsıl olmuştur. TBMM, buna karar vermiştir. Çünkü çoğunluk tarafından benimsenen sevgi ve heyecan dolu duygularla yaşatılan değerler vardır. Bunlardan bir tanesi de devletin milli marşıdır.

TBMM’de karar verilen milli marş, hem o günlerde bağımsızlık ve hürriyet için çarpışan kahraman ecdadımızın yüksek duygularını gelecek nesillere aktaracak, hem de yeniden kurulacak devletin milli marşı olacaktı.

Batı Cephesi Kumandanlığının isteği üzerine askerleri heyecanlandırmak için bir milli marş yazılması istenir. O zamanki Maarif Başkan Vekil’inin imzası ile milli marşın yazılması için gazetede verdiği bir ilan ile herkese -o dönemin şairlerine- yarışma duyurusu yapılır. (Müsabaka haberi ayrıca vekâletin bir genelgesi ile bütün okullara da duyurulmuştur.) Yarışmayı kazanan şaire, o günün parasıyla 500 lira ödül verileceği açıklanır.

    Yarışmaya büyük rağbet gösterilir. O devirde eli kalem tutan ve şiir yazan 724 kişi bu yarışmaya katılır. Ancak içlerinde arzu edilen tesiri uyandırabilecek olan, milli marş olmaya layık ve o günlerin manevi boyutunu terennüm edebilecek bir eser bulunamaz. (Mehmet Akif de, bir ödül karşılığı düzenlenen bu yarışmaya katılmamıştır. Çünkü bu hizmet ona göre para karşılığı yapılamazdı.)

O dönemin Maarif Vekili, Mehmet Akif’e bir mektup yazarak onu Milli marşımızı yazmaya davet eder. Ancak Mehmet Akif’in milli marş yazmak için şartı vardır. Bunun karşılığında para ödülünü almak istememektedir. Kendisine kazansa da para verilmeyeceğinin vaadi verilince, teklife olumlu yanıt verir ve böylece o yaşadığı olayları Osmanlı’nın çöküşü ve ülkenin yabancılar tarafından işgal edilmesinin acı gerçeklerini yaşayan duyarlı bir kişi olarak kalemi eline alıp işe koyulur. Karanlık günlerde vatanımızın kurtulacağını, varlığımızın sembolü olan ay yıldızlı bayrağımızın ebediyen dalgalanacağını müjdeleyen, ordumuza ve milletimize iman, ümit ve cesaret kaynağı olan İstiklal Marşı’nı büyün duygu ve düşüncelerle yazmaya başlar. Bir müddet sonra Mehmet Akif, yazdığı şiirini Maarif Vekâletine göndererek verilen görevi yerine getirmiş olur. 

Maarif Vekili, yarışmaya katılan şiirlerden yedisinin vekâletçe istenen şartları taşıdığını, ancak kendilerinin bunların arasından Mehmet Akif’in şiirini beğendiklerini söyleyerek şiirin tamamını bulunduğu ortamda okumaya başlar ve her kıtanın arkasından büyük alkışlar alır. Yapılan oylamada şiir, büyük çoğunlukla kabul edilir. Resmiyet kazanan milli marş, bir defa daha okunur ve herkesçe ayakta dinlenir. Böylece Mehmet Akif’in yazdığı İstiklal Marşı, TBMM’nin 12 Mart 1921 tarihinde aldığı karar ile kabul edilir.

Milli marşımız incelendiğinde onun ne kadar temiz, samimi, ümit ve ıstırap dolu düşüncenin mahsulü olduğu hemen anlaşılır. Milli ve manevi duygularımızı harekete geçirerek din, iman, vatan, ezan ve bayrak sevgisi arasında bir bütünlük oluşturmaktadır.  Mehmet Akif, yazdığı şiirin son kıtasında Milli mücadelenin kazanıldığına dair kesin zaferin ‘Ebedi İstiklâlin’ müjdesini vermektedir.

Mehmet Akif, yazdığı şiirini milletimize armağan etmiştir. Bu şiir; gazetelerde yayınlanır, kartpostallar ve levhalar üzerine basılarak bütün yurda dağıtılır.

TBMM kararıyla Mehmet Akif’e verilmek üzere 500 liralık mükâfat konusunda yine karardan vazgeçilmemiş, çünkü mükâfat kanun gereği bu amaç için ayrılmıştır. ‘Çıkışı yapılmıştır, bizden alınız da ne isterseniz yapınız.’ demeleri üzerine, muhasebeden 500 lirayı almaya mecbur olan Mehmet Akif de bu parayı alır almaz bir hayır kuruluşuna hediye eder. Hâlbuki Mehmet Akif’in de ihtiyacı olmasına rağmen buna tenezzül etmez. Hayatında yaşadığı bir durumu sizinle paylaşayım. Mehmet Akif çok soğuk günlerde, arkadaşı Baytar Şefik Bey’in paltosunu bazen alırdı. Çünkü Mehmet Akif’in paltosu yoktu. Bir gün Şefik Bey, ‘Akif Bey, şu mükâfatı reddetmeyip de bir muşamba yahut bir palto alsaydın daha iyi olmaz mıydı?’ diyecek oldu. Mehmet Akif buna çok hiddetlendi. Böyle söylediği için tam iki ay arkadaşı Şefik Bey’le konuşmadı.

İleriki yıllarda Mehmet Akif hastalanır.  Hastalığı anında İstiklal Marşı hakkında düşüncesi kendisine sorulduğunda gözleri nemlenmiş ve yatağından hastabakıcılarının yardımıyla doğrularak şunları söylemiştir: ‘…O şiir bir daha yazılamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri yaşamak gerekir. O şiir artık benim değildir. O milletimin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur.’

Sözlerimi Mehmet Akif’in duasıyla kapatmak istiyorum. ‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.’  (Amin)

Mehmet Akif Ersoy Hakkında Bilinmeyenler ve İstiklal Marşı

Mehmet Akif Ersoy Hakkında Bilinmeyenler ve İstiklal Marşı

Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin özgürlüğünü simgeleyen İstiklal Marşı ne zaman kabul edildi. İstiklal Marşı’nın 10 Kıtası nedir? İşte, İstiklal Marşı ve yazarı Mehmet Akif Ersoy’un hayatı ile ilgili bilgiler…

Haber güncelleme tarihi 27.12.2018 13:26

İstiklal Marşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ve özgürlüğü anlatan bir marştır. Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan bu marş hakkında sizlere kısa bilgiler verirken, aynı zamanda Mehmet Akif Ersoy’un hayatı hakkında da kısa bilgilendirmeler yapacağız. İşte, İstiklal Marşı’nın kabulü, İstiklal Marşı’nın sözleri, Mehmet Akif Ersoy’un hayatı, şiirleri ve eserleri…

İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Tarihçesi

1920’li yıllarda süren Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu’nun dört bir yanında düşmanla cenk ediliyordu. Uzun süren çarpışmalar sonrasında 1. İnönü savaşında Yunan Ordusu’na büyük bir darbe indirildi.

Bu süre içerisinde, alınan zaferle beraber toplumun bilincini güçlendirmek ve topluma bağımsızlık enerjisini katmak için milli marşa ihtiyaç duyuldu. 1921 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “ İstiklal Marşı Yazma Yarışması “düzenlendi. Yarışmaya kazanan şaire ise 500 Lira’da ödül verilecekti.

Yarışmaya toplamda 724 şair katıldı ve Mehmet Akif Ersoy’un  " Kahraman Ordumuza  " adlı şiiri en çok beğenilen şiir oldu. Büyük çalışmalar sonrasında ise 12 Mart 1921 tarihli toplantıda İstiklal Marşı seçilmiş oldu.

NOT: İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy, devletin verdiği 500 Lira’lık ödülü kabul etmemiştir.

istiklal-marsi.jpg


İstiklal Marşı Sözleri & İstiklal Marşı 10 Kıta

İşte, İstiklal Marşı tamamı olan 10 kıta ve sözleri...

 

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

 

Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!

Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celal?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;

Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.

 

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım;

Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.

 

Garb'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

''Medeniyet!'' dediğin tek dişi kalmış canavar?

 

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.

Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

 

Bastığın yerleri ''toprak!'' diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

 

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!

Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden İlahi şudur ancak emeli:

Değmesin ma'bedimin göğsüne na-mahrem eli;

Bu ezanlar -- ki şehadetleri dinin temeli --

Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli.

 

O zaman vecd ile bin secde eder -- varsa -- taşım;

Her cerihamda, İlahi, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım!

O zaman yükselerek Arş'a değer, belki, başım.

 

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.

Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.


NOT: EN GÜZEL MEHMET AKİF ERSOY SÖZLERİ VE ŞİİRLERİ İÇİN BURAYA TIKLAYIN


Mehmet Akif Ersoy Hayatı

Milli şairimiz ve İstiklal Marşı’nın sahibi Mehmet Akif Ersoy hakkında sizlere kısa bilgiler vereceğiz. Peki, Mehmet Akif Ersoy Kimdir? Mehmet Akif Ersoy şiirleri nelerdir? En Güzel Mehmet Akif Ersoy sözleri nelerdir? İşte, Mehmet Akif Ersoy hayatı ve eserleri…


Mehmet Akif Ersoy Kimdir?

Mehmet Akif Ersoy, Mehmet Tahir Efendi ve Emine Cemile Hanım çiftinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Akif, 4 yaşındayken Emir Buhari Mahalle Mektebi’nde ilk eğitimine başladı. 2 yıl boyunca eğitimini burada aldı ve sonrasında Fatih İbtidaisi'ne geçti. BU süre içerisinde Osmanlıca dışında babası sayesinde Arapçayı da öğrendi. 1882 yılında ilköğretimi bitiren Akif, sonraki eğitimine Fatih Merkez Rüştiyesinde devam etti.

Dört yıllık bir okul olan Baytar Mektebi'nde bakteriyoloji öğretmeni Rıfat Hüsamettin Paşa pozitif bilim sevgisi kazanmasında etkili oldu. Okulun ilk iki senesinde spora ilgi duyup güreş alanında etkinliklere katılırken, sonraki yıllarında ise şiire yöneldi. Baytarlık okulundan da 1893 yılında mezun oldu ve okulu birincilikle bitirdi.

mehmet akif ersoy kimdir

Okuldan mezun olduktan sonra ilk iş hayatına girişi Ziraat Bakanlığı’nda yaptı ve burada memurluk görevinde 20 seneye yakın bir süre çalıştı. Bakanlıktaki ilk görevi veteriner müfettiş yardımcılığı idi. Görev merkezi İstanbul idi ancak memuriyetinin ilk dört yılında teftiş için Rumeli, Anadolu, Arnavutluk ve Arabistan'da bulundu.

Birçok şehri bu sayede gezme fırsatı bulan Mehmet Akif Ersoy, 1898 yılında Tophane-i Âmire veznedarı Mehmet Emin Beyin kızı İsmet Hanım’la evlendi. Bu evlilikten Cemile, Feride, Suadi, Emin, Tahir adlı çocukları dünyaya geldi.

Siroz'a yakalanması üzerine 1935'te Lübnan'a, 1936'da Antakya'ya gitti. Hastalığının ilerlemesi üzerine ülkesine döndü ve 27 Aralık 1936'da İstanbul'da vefat etti.


Mehmet Akif Ersoy & İstiklal Marşı

Dönemin Milli Eğitim Bakanı, Hamdullah Suphi Bey'in ricası üzerine arkadaşı Hasan Basri Bey kendisini ulusal marş yarışmasına katılmaya ikna etti. İlk başlarda marşı kazanan şaire 500 liralık ödül verileceği haberini aldı ve devletin marşını para karşılığında yazmamak istedi.

Yazılan marşların hiçbiri kabul edilmiyordu. Devletin yüksek görevlerinde ki insanlar, bu marşın sadece Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılacağını belirtti ve şair Akif baskılara daha fazla karşı gelemeyerek, Türkiye Devleti Ordusu için yazdığı İstiklal Marşı, 17 Şubat günü Sırat-ı Müstakim ve Hâkimiyet-i Milliye'de yayımlandı.

mehmet akif ersoy vefatı

12 Mart 1921 Cumartesi günü saat 17.45'te ulusal marş olarak kabul edildi. Akif, ödül olarak verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Dar’ül Mesai vakfına bağışladı.


Mehmet Akif Ersoy Şiirleri

  • Bülbül
  • Bir Gece
  • Ey Yolcu
  • Çanakkale Şehidlerine
  • Korkma!
  • Zulmü Alkışlayamam
  • Leyla
  • Hürriyet
  • Gece
  • Uyan
  • Gitme Ey Yolcu
  • Birlik
  • Ordunun Duası
  • İsimsiz
  • Müslümanlık Nerde?
  • Abidesi İçin
  • Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı?
  • Bayram
  • Hüsran
  • Gönülle Başbaşa
  • Canan Yurdu
  • Tebrik
  • Durmayalım
  • Cenk marşı
  • Olmaz ya... Tabii
  • Eser
  • Kıssadan Hissi
  • Azmine Sarıl
  • Küfe
  • İstiklâl Marşı
  • Resmim İçin
  • Fatih Camii
  • Haya Sıyrılmış İnmiş
  • Şark
  • Kosova
  • Edirne
  • Sultan Yalısı
  • Necid Çöllerinde
  • Nevruz'a
  • Ressam Haklı
  • Ümidin Her Zaman Haib
  • Oğlum, Bu Temenni Neye Benzer, Bana Bak:
  • Fatih Kürsüsü’nden
  • Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?
  • Süleymaniye Kürsüsünden
  • Âtiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak
  • İstiğrâk
  • Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi

Mehmet Akif Ersoy Eserleri

  • Kitap: Safahat (1911) - 44 manzume içerir. Siyasal olaylar, mistik duygular, dünyevi görevlerden bahsedilir.
  • Kitap: Süleymaniye Kürsüsünde (1912) - Süleymaniye Camisi'ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar, kürsüde Seyyah Abdürreşit İbrahim'in konuşturulduğu uzun bir bölümle devam eder.
  • Kitap: Hakkın Sesleri (1913) - Topluma İslami mesajı yaymaya çalışan on manzumedir.
  • Kitap: Fatih Kürsüsünde (1914) - Fatih Camisi'ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar, vaizin uzun konuşması ile devam eder.
  • Kitap: Hatıralar (1917) - Akif’in gezdiği yerdeki izlenimleri ve toplumsal felaketler karşısında Allah'a yakarışını içerir.
  • Kitap: Asım (1924) - Hocazade ile Köse İmam arasındaki konuşmalar şeklinde tasarlanmış tek parça eserdir.
  • Kitap: Gölgeler (1933) - 1918-1933 arasında yazılmış 41 adet manzumeyi içerir. Her biri, yazıldıkları dönemin izlerini taşır.
  • Kitap: Safahat (Toplu Basım) (ilki 1943) - 6 Safahatını bir araya getirir.

Bu haber 327683 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan düğmeye bastı... 20 bin öğretmen ataması yapıldı: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli vurgusu
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan düğmeye bastı... 20 bin...
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan düğmeye bastı... 20 bin öğretmen ataması yapıldı: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli vurgusu
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan düğmeye bastı... 20 bin...