Kahraman Gölbaşı
FETÖ’cü alçakların ilk hedeflerinden biri Ankara Gölbaşı’ndaki Polis Özel Harekat Daire Başkanlığı oldu. Hainler, F-16 jetleriyle ve helikopterlerle bombalı saldırı düzenledi. Vatanını korumak için kahramanca savaşan 45’i polis 51 kişi şehit düştü...
Asker kılığındaki FETÖ'cü hainlerin 15 Temmuz'da gerçekleştirdiği alçak darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti. Türkiye'nin en karanlık, en uzun o gecesinde 251 can, vatan, millet ve demokrasi uğruna şehit düşerken, binlercesi gazi oldu. Vatanını korumak için o akşam Ankara'daki Polis Özel Harekat Daire Başkanlığı'na gelen polisler de vardı. Kritik noktalarda operasyonlar yapacak olan polisler hainlerin bombalı saldırısına uğradı. Darbe girişiminin öğrenilmesiyle tüm polisler göreve çağırılmıştı. Polis Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda yüzlerce personel toplandı. Darbecilerin kuşattığı Genelkurmay Başkanlığı, TRT ve Jandarma Genel Komutanlığı'na operasyon için hareket etmek üzereydiler. Ancak FETÖ'cü alçaklar, bu planlarına engel olacaklarını düşündükleri Polis Özel Harekat Daire Başkanlığı'nı ve Havacılık Daire Başkanlığı'nı saf dışı bırakmak için F-16 jetleriyle ve helikopterlerle bombalı saldırı düzenledi. Hainlerin düzenlediği eş zamanlı bu saldırıda kritik noktalarda operasyon hazırlığında olan 45'i polis 51 kişi şehit düştü, çok sayıda da yaralı verildi.
CUNTACILARA DİRENDİ
Darbeciler, Türkiye'ye boyun eğdirmek istedi. Halk direndi... Hainlere tokadı indirdi. Kahraman polislerimiz de yurdun dört bir yanında kahramanca savaştı. Onlardan biri de Gölbaşı'ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığı'na görevli olan evli ve bir erkek çocuk annesi Demet Sezen'di. Özel Harekat Daire Başkanlığı İnsan Kaynakları Şubesi Sosyal Hizmetler Bürosu'nda çalışan Sezen, şehit ailelerine acı haberi vermekle görevliydi. Demet Sezen, cuntacılara kahramanca direndi. Arkadaşlarıyla birlikte destan yazdı... Hainlerin bombalı saldırısında şehadet şerbetini içti...
79 milyon tek yürek
7 Ağustos’ta Demokrasi Nöbetleri’nin sonuncusu gerçekleşti. İstanbul Yenikapı’da düzenlenen Demokrasi ve Şehitler Mitingi’ne aynı anda tüm Türkiye katıldı. 79 milyon, 81 ilde meydanlara indi. Ellerinde bayraklar kalplerinde vatan aşkıyla tek yürek oldu
Kafalarında sahiplerinin sesi, ellerinde silahları vardı... ABD'deki ininde saklanan hain, akıl hocalarıydı... Teröristbaşı Fetullah'ın yuvalarında tuttuğu cunta, 15 Temmuz gecesi karanlığın içinden sinsice saldırdı... Tankları, tüfekleri, topları, uçakları kullandı... Ancak kan lobisinin hesap edemediği bir nokta vardı... O da tarihi destanlarla dolu olan milletin evlatlarıydı... Kahraman Türk milleti, seçilmiş yerli ve milli lideriyle birlikte bir kez daha vatan için canını siper yaptı... FETÖ cuntasının kanlı amacını ortadan kaldırdı... Yenikapı'da toplanan tarihi kalabalık ve tüm Türkiye'de meydanlara akan milyonlar ise hep bir ağızdan İstiklal Marşı'nı haykırdı: Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda...
BU MİLLETE KİMSE ESARETİ GETİREMEZ
15 Temmuz gecesi, sokaklara meydanlara inerek, namlulaların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti gösteren tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bu kardeşlerimizden 249'u şahadet makamına ulaştılar. Allah'tan rahmet diliyorum.
Milletimizin başı sağ olsun.
O gece adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar.
Darbe girişimine karşı tüm farklılıklarını bir kenara bırakarak, kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, dünyayı kendine hayran bırakan tüm vatandaşlarımızın gazası mübarek olsun. Kardeşlerim, bu millet başka bir millet. Gerçekten Türk milleti 1000 yıl önce Malazgirt'te hani inançla Anadolu'nın kapılarını açmışsa, 15 Temmuz'da da aynı hissiyatla darbecilerin karşısına dikilmiştir.
Osmangazi 1299'da tarihin en kudretli devletini hangi temeller üzerine bina ettiyse, biz de o gece Türkiye'yi aynı ilkeler etrafında müdafaa ettik. Ecdadımız hangi idrakle Çanakkale'de kanının son damlasına kadar mücadele ettiyse, 15 Temmuz'da aynı iradeyle FETÖ'yü püskürttük.
Aynı gece Türkiye'nin yerle yeksan olmasını bekleyen düşmanlarımız, ertesi güne bundan sonra işlerinin daha zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandılar. Bugan verdiğimiz şu görüntü var ya, ülkemizin düşmanlarını en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür.
Gazi Mustafa Kemal 1920 yılında ülkenin büyük bölümünün işgal altında olduğu o kara günlerde "Milletimiz büyüktür, korkmayalım. O esaret kabul etmez, fakat onu bir araya toplamak ve 'ey millet sen esaret kabul eder misin' diye sormak lazımdır" diyordu. Şimdi burada bir kez daha, Gazi'den 96 yıl sonra aynı soruyu soruyorum: Ey millet! Sen esaret ve zillet kabul eder misin? Bu millete, kimse bu esareti asla getiremeyecektir.
Bu bambaşka bir ruh. Bu FETÖ birçok sinsiliği hesap etti de, bir tek bu milleti hesap edemedi.
YORUMLAR