Kaşıkçı'nın nişanlısı New York Times'a makale yazdı
Giriş Tarihi: 14.10.2018 02:01 Son Güncelleme Tarihi: 14.10.2018 6:47
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times'a yazdığı makalede, "Cemal'i kaybettiysek sadece kınamak yetmez. Onu bizden alan insanlar, siyasi konumlarına bakılmaksızın sorumlu tutulmalı ve hukuki çerçevede cezalandırılmalıdır" çağrısında bulundu.
Hatice Cengiz, 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna giden ve bir daha kendisinden haber alınamayan nişanlısı Cemal Kaşıkçı'nın akıbetiyle ilgili New York Times gazetesi için "Nişanlım Cemal Kaşıkçı yalnız bir vatanseverdi" başlıklı bir makale kaleme aldı.
Kaşıkçı ile mayıs ayında İstanbul'daki bir konferansta tanıştıklarını kaydeden Cengiz, Ortadoğu ve Körfez'e ilgisinden dolayı bir sohbetlerinin ardından yaptıkları görüşmelerinde, aralarındaki arkadaşlığın duygusal bir ilişkiye dönüştüğünü belirtti.
Cengiz, Kaşıkçı'nın tüm dünyayı gezip en çok Suudi Arabistan'ı sevdiğini vurgulayarak, "Ancak, kendi ülkesinde artık ona yer yoktu. Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ı eleştiren fikir adamları ve aktivistlere yönelik baskılar nedeniyle iki valizini alıp Suudi Arabistan'dan kaçtı ama yine de Cemal vatanseverdi. İnsanlar onu muhalif olarak tanımladıklarında buna karşı çıkarak, 'Ben kalemini kendi ülkesinin iyiliği için kullanan bağımsız bir gazeteciyim.' derdi. Suudi Arabistan'ı terk etti çünkü bu, önem verdiği konu ile görüşleri yazabilmesi ve konuşabilmesinin, ayrıca onurundan taviz vermeden çalışmasının tek yoluydu." değerlendirmesini yaptı.
"TÜRK MAKAMLARI ALARMA GEÇİRMEMİ SÖYLEDİ"
Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna gittiği sabah da oldukça neşeli olduğunu belirten Cengiz, şöyle devam etti:
"Konsolosluğa vardığımızda, içeri girdi. Bana kısa sürede kendisinden haber alamazsam, Türk makamları alarma geçirmemi söyledi. Eğer bunun Cemal'i son görüşüm olduğunu bilseydim, konsolosluğa kendim girerdim. Hikayenin devamı: O binadan bir daha hiç çıkmadı. Ve onunla ben de orada kayboldum."
Cengiz, makalesinde, "Bugün Cemal'in doğum günü. Onun için bir parti planlayıp, ona özlediği sevgi ve sıcaklığı gösteren en yakın arkadaşlarını davet etmiştim. Şimdi evlenmiş olacaktık." ifadelerini kullandı.
"SADECE BENİM DEĞİL, HERKESİN KAYBI OLUR"
Kaşıkçı'nın kaybolmasının ardından 12 gün geçtiğini ve her sabah ondan bir haber alabilme umuduyla uyandığını yazan Cengiz, makalesinde şu ifadelere yer verdi:
"(Kaşıkçı'nın) Akıbeti hakkındaki spekülasyonlar hala yetkililerce teyit edilmedi ama Suudi Arabistan'ın sessizliği beni korkutuyor. Aklımdan çıkmayan bir soru beni bir an yalnız bırakmıyor: Bu doğru mu? Cemal'e suikast mi yaptılar? Eğer suçlamalar doğruysa, Cemal Muhammed bin Selman'ın ayakçıları tarafından öldürüldüyse o zaten çoktan şehit olmuştur. O sadece benim değil, bilinçli ve vicdan sahibi herkesin kaybı olur. Cemal'i kaybettiysek sadece kınamak yetmez. Onu bizden alan insanlar, siyasi konumlarına bakılmaksızın sorumlu tutulmalı ve hukuki çerçevede cezalandırılmalıdır."
Son dönemlerde ABD Başkanı Donald Trump'ın da kendisini Beyaz Saray'a davet etmek istediğine dair haberler gördüğüne dikkati çeken Cengiz, "Eğer o gün (2 Ekim) Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda neler olduğunu ortaya çıkarmak için harcanan çabalara gerçekten katkı sağlarsa, davetini kabul etmeyi düşünürüm." görüşünü paylaştı.
Cengiz makalesini şu ifadelerle sonlandırdı:
"Cemal zulme karşı sesini yükseltti ama Suudi Arabistan halkının özgürlük talebini kendi hayatı ile ödedi. Eğer öldüyse ki öyle olmadığını umuyorum, bugün, onun doğum gününde binlerce Cemal doğacaktır. Sesi ve görüşleri Türkiye'den Suudi Arabistan'a ve dünyanın her yerine ulaşacaktır. Zulüm sonsuza dek sürmez. Zorba diktatörler önünde sonunda günahlarını öder. Sevdikleriniz bu dünyadan ayrıldığında, öbür dünya artık o kadar da korkutucu ya da uzak gelmez. Burada onlarsız, yapayalnız kalmak en acı verenidir."
İşte sır perdesini aralayan delil! İnfazını kaydetti
SABAH, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğü anların ses kayıtlarının bulunduğu bilgisine ulaştı. Kaşıkçı nişanlısına bıraktığı iPhone telefonuyla kolundaki i-Watch akıllı saati eşleştirdi. İnfaz anındaki konuşmalar akıllı saate kaydedilerek hem iPhone'a hem de Apple'ın Icloud uygulamasına yedeklendi. Suudi istihbaratçılar Kaşıkçı'nın kolundaki saati fark ederek bazı dosyaları silmeye çalıştı. MİT ve Emniyet, Suudi'lerin silemediği bazı ses kayıtlarını ICloud üzerinden analiz ederek cinayeti ortaya çıkardı
Giriş Tarihi: 13.10.2018
SABAH, 2 Ekim'de Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra ortadan kaybolan ve öldürüldüğü belirtilen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın infaz edildiği anların ses kayıtlarının bulunduğu bilgisine ulaştı.
SABAH Özel İstihbarat Bölümü''nün güvenilir kaynaklardan edindiği bilgiye göre Başkonsolosluğa girmeden önce nişanlısı Hatice Cengiz'e "Eğer çıkmazsan Türk-Arap Medya Derneği'ni ve Yasin Aktay'ı ara" diyen Kaşıkçı'nın içeride başına gelebilecekleri önceden sezip bu yüzden kolundaki akıllı saat Apple Watch'ın ses kayıt özelliğini açtığı belirlendi. İstanbul Levent'teki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'na olay günü giden Kaşıkçı cep telefonlarını nişanlısına bıraktıktan sonra kolundaki akıllı saati iPhone'uyla eşleştirdi. Kaşıkçı'ya Suudi Arabistan'dan iki jetle gelen suikast timi tarafından müdahale edildiği anlar, akıllı saat ile anbean kayıt altına alındı. Kaşıkçı'nın sorgulandığı, işkence edildiği ve öldürüldüğü anlar Apple Watch'ın hafızasına ses kaydı olarak girdi.
Kaşıkçı'nın Başkonsolosluğa girdikten iki saat sonra siyah Mercedes Vito içerisinde çıkarıldığı düşünülen garaj kapısı.
TÜM DOSYALARI SİLEMEDİLER
Cep telefonu ile senkronize olan saate kaydedilen dosya aynı zamanda telefona ve Icloud (Apple Bulut Server) depolama alanına da kaydedildi. Cemal Kaşıkçı'yı öldüren Suudi infaz timinin bütün konuşmaları bu dosyaya kaydedildi. Kaşıkçı öldükten sonra saatin kayıt yaptığını anlayan Suudi infaz timindeki istihbaratçılar önce şifre denemeleri yaparak Apple Watch'ı açmaya çalıştı. Bunu başaramayınca Kaşıkçı'nın parmak izini kullanarak saate giriş yapıp bazı dosyaları silmeye çalıştılar. Edindiğimiz bilgilere göre Suudi istihbaratçılar bazı dosyaları silmeyi de başardı. Ancak dosyaların tamamını silemedi. Kaşıkçı'nın telefonuna kaydedilen ses dosyası soruşturmayı yürüten güvenlik birimleri tarafından nişanlısındaki telefonda bulundu.
TERCÜMANLA DEŞİFRE EDİLDİ
Dosya dinlenildiğinde Kaşıkçı'nın nasıl sorguya çekildiği, işkence edildiği ve sonra nasıl öldürüldüğüne ilişkin kayda rastlandı. Bu kayıt Suudi gazetecinin öldürüldüğüne dair en önemli kanıt oldu. Güvenlik birimleri tercüman vasıtasıyla o an neler yaşandığını, tüm konuşmaları tek tek analiz etti.
TELEFON KAYITLARI İNCELENİYOR
Soruşturma birimleri, olay günü konsolosluk binası ve Başkonsolos'un konutunda gerek sabit gerek cep telefonundan yapılan tüm telefon görüşmelerini mercek altına aldı. Şimdi Kaşıkçı'nın cesedinin nerede olduğuna ilişkin tespit yapılmaya çalışılıyor. Middle East Eye sitesi, Kaşıkçı'nın Başkonsolos'un konutunun bahçesine gömüldüğü ihtimali üzerinde durulduğunu yazdı. İngiliz Daily Mail ve Amerikan Washington Post gazeteleri Kaşıkçı'nın dövüldüğüne ilişkin Arapça konuşmaları içeren ses kayıtlarının bulunduğunu yazdı.
Son dakika: Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı: Konsolosluğa ilk gidişimizde...
Son dakika gelişmesi; Evlilik işlemleri için gittiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda kaybolan Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz: "O konsolosluğa ikinci gidişimizdi. Cemal, o sabah konsolosluğu arayıp evraklarını sordu.13.00'e randevu verdiler. Takside gelecek planları yapıyorduk. İçeri girmeden önce 'Görüşürüz canım, beni burada bekle' dedi. Konsolosluğa ilk gittiğimizde..."
Evlilik işlemleri için 2 Ekim'de gittiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda kaybolan gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kendisini konsolosluk kapısında bekleyen nişanlısı Hatice Cengiz, SABAH'a yaşadıklarını anlattı:
"O BELGEYİ ALMAK ZORUNDAYDI"
28 Eylül'de Fatih Evlendirme Dairesi'nde Cemal Bey ile buluştuk. Oradaki memur Cemal'e yabancıların Türkler'le evlenebilmesi için gerekli olan evrak listesini verdi. Konsolosluktan hali hazırda evli olmadığını ispatlayan bu belgeyi almak zorunda olduğumuz söylendi.
"ENDİŞELİYDİ! GİTME KONUSUNDA İSTİŞARE ETTİK"
Cemal Bey ile kısa bir istişare sonrası konsolosluğa gitmeye karar verdik. Cemal endişeliydi. "Bir şey olur mu acaba?" diye düşünüyordu. Yanında olmam hem de öğlen saatlerinde uçuşunun olmasından dolayı hemen gidip çıkarım diye düşünüyordu.
"KONSOLOSLUĞA İLK GİDİŞİMİZDE..."
Nitekim konsolosluğa ilk seferimiz olan 28 Ekim'de haber vermeden gittik. Cemal Bey içeri girdikten 1.5 saat sonra mutlu bir şekilde çıktı. Ona bu evrakın hazırlanacağını ve yurt dışı seyahati sonrası gelip alabileceği söylendi.
"KONSOLOSLUKTAN ÇIKTIĞINDA..."
İçerde güzel bir misafirperverlik göstererek dostane bir yaklaşım içerisinde olmuşlar. Hatta bazı çalışanlar Cemal'in yanına gelerek selam verip hal hatır sormuşlar. Bu fevkalade hoşuna gitmişti. Bana anlatırken çok sevinçliydi.
"2 EKİM'DEKİ GÖRÜŞMEYE GİDERKEN..."
Dolayısıyla 2 Ekim'deki ikinci görüşmeye girerken aklında soru işareti taşımıyordu. Ciddi anlamda endişeli olduğunu görseydim kesinlikle gitmesine müsaade etmezdim.
"BAŞVURDU HEMEN CEVAP VERMEDİLER"
2 Ekim sabahı Cemal Bey ile kahvaltı yaptık. Bir önceki gece Londra'dan gelmişti. Hemen konsolosluğa giderek başvuru talebinde bulunduğu kâğıdı almak istedi. Ona eşlik etmek istediğimi söyledim. Başkonsolosluğu arayıp gerekli evrakın hazır olup olmadığını sordu. Kendisine arayacaklarını söylediler.
"SONRA SAATİ BELİRLEDİLER"
Nitekim bir süre sonra arayarak saat 13.00'e randevu verdiler.
"TELEFONLARINI ÇIKARIP BANA VERDİ"
Konsolosluğa gittiğimiz zaman bir önceki gidişimizde olduğu gibi Cemal Bey telefonlarını çıkarıp bana verdi ve hemen içeri girdi.
"GÖRÜŞÜRÜZ CANIM! BENİ BURADA BEKLE..."
Aramızda geçen son konuşma "Görüşürüz canım, beni burada bekle!" oldu. Takside konsolosluktan çıktıktan sonra neler yapacağımıza dair planlar yapıyorduk. Eksik olan bazı ev eşyalarını almak için birkaç mağazaya gidecektik. Arkasından yakın arkadaş ve dostlarımızla bir yemekte buluşarak almayı düşündüğümüz evlilik tarihini ilan edecektik.
"16.00'A KADAR BEKLEDİM! ELİMDE ÇİKOLATA VE SU VARDI"
Saat 16.00'ya kadar Onu sabır ve umutla bekledim. Hatta Konsolosluğun yanındaki markete gidip gazete alıp okudum. Cemal'e çıktığında vermek için çikolata ve su aldım.
"İÇERDEN ÇIKMAYINCA BU 3 İSMİ ARADIM"
Cemal içeriden çıkmayınca en yakın arkadaşımı arayarak hemen yanıma gelmesini rica ettim. Cemal Bey'in eski dostu Yasin Aktay'ı ve Turan Kışlakçı'yı aradım. Cemal'in yakın arkadaşı olduğunu bildiğim birkaç Arap dostunu da arayarak durum hakkında bilgilendirdim.
"O SAAT KOLUNDA MIYDI?"
Cemal Bey Apple Watch saat kullanıyordu. Zira teknolojik cihazları kullanmayı seviyordu. Bunun dışında neden kullandığına dair özel bir bilgim yok.
"ZALİMLERİN PLANINA KURBAN OLDUM"
Her genç kız gibi sevdiği insanla evlenmek isteyen ve bunun için bir yolculuğa çıkmış biriydim Birilerinin zalim planlarına kurban oldum.
"DOĞUM GÜNÜ İÇİN PLAN YAPARKEN SON ANLARIMIN DEMECİNİ VERİYORUM"
Cemal Bey'in kayboluşunun üzerinden 11 gün geçti. Bugün (13 Ekim) doğum günüydü. Doğum günü için planlar yaptığım kişi hakkında o gördüğüm son anlara dair demeçler veriyor olmak bir insanın başına gelebilecek en üzücü şeylerden biri. Üzüntü, hayal kırıklığı, öfke, bilinmezlik, korku 10 gündür beni bin kez öldürdü.
"BASİT BİR SORGU OLDUĞUNU DÜŞÜNMEK İSTEDİM"
İlk günler Cemal'in basit bir sorguya tabi tutulduğunu ve her an serbest bırakılabileceğini düşünmeye çalışarak oraya gittim. Geç saatlere kadar konsolosluk önünde bekledim. Fakat daha sonra olayın arkasında karanlık bir takım hadiseler yaşandığı duygusu güçlenmeye başladı.
'İÇERİDE KİMSE YOK' CEVABI DÜNYAMI KARARTTI'
16.00'ya kadar geçen meraklı bekleyişim yerini ciddi bir endişeye ve korkuya bıraktı. Hızla konsolosluğa doğru yöneldim. Önce girişteki güvenlikten bilgi almaya çalıştım. Çabam olumlu sonuçlanmayınca konsolosluğu aradım.
"DIŞARI ÇIKTI VE..."
Telefona çıkan görevliye Cemal Bey'in içeri girdiğini ama dışarı çıkmadığını söyledim. Bunun üzerine görevli telefonu kapatıp yanıma geldi ve içeride kimsenin olmadığını, herkesin çıktığını söyledi.
DÜNYAM O AN KARARDI
O anda dünyamın karardığını hissettim. Ayakta duramayacak kadar hızlı başım dönmeye başladı.
"SABIRLA BEKLİYORUM"
Bu hadisenin ülkemizde gerçekleşmesi ve bizim ülkemiz adına birilerinin mesaj göndermeye çalışması kesinlikle ne benim ne de hükümetim adına kabul edilemez. Başsavcılığın yürüttüğü araştırma kapsamında şu anda küçük büyük uzak yakın tüm deliller ve neler olabileceği hakkında tüm detaylar araştırılıyor.
"UMUDUM AZ DA OLSA..."
Soruşturma tamamlanmadığı için ülkemiz resmi bir açıklamayı henüz yapmadı. Şu süreçte sabırla beklediğimi söylesem de hayatımda on yıl yaşlandığım bir on gün yaşadım. Umudum her ne kadar az da olsa Cemal'in dönüşünü dört gözle bekliyorum.
Kaşıkçı'dan halen haber alınamadı...
YORUMLAR