Şiirin kural dışı ozanı: Melih Cevdet Anday
Giriş Tarihi: 28.11.2018 00:12 Güncelleme Tarihi: 28.11.2018 08:06
Türk şiirinin büyük ustalarından, "Garip" şiir akımının son temsilcisi Melih Cevdet Anday, vefatının 16. yılında anılıyor.
Grafik: AA/Muhammed Ali Yiğit
İSTANBUL - Hilal Uştuk
Türk şiirinin büyük ustalarından, "Garip" şiir akımının son temsilcisi Melih Cevdet Anday, vefatının 16. yılında anılıyor.
Şairliğinin yanı sıra tiyatro oyunu, roman, deneme ve makale yazarı olan Anday, 13 Mart 1915'te dünyaya geldi. Ankara Gazi Lisesi'nden 1936'da mezun olan Anday'ın aynı yıl "Ukde" isimli şiiri Varlık Dergisi'nde yayımlandı.
Melih Cevdet Anday, lisenin ardından Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ne girdi ancak tamamlamadan ayrıldı.
Sosyoloji öğrenimi için 1938'de Belçika'ya giden şair, iki yıl sonra 2. Dünya Savaşı çıkınca yurda döndü.
Usta edebiyatçının şiirleri Ses, Yaprak, Yeditepe, Papirüs, Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Soyut, Ataç, Dönem, Yön adlı dergilerde okurla buluştu.
Anday ile lise arkadaşları Orhan Veli ve Oktay Rifat "Garip Akımı"nı başlattı ve 1941'de "Garip" isimli şiir kitabını çıkardı. Veli ve Rifat ile aynı şiir çizgisinde yürüyen Anday, duygu bakımından arkadaşlarından ayrıldı.
İlk şiirlerinde yaşama sevinci, savaş karşıtlığı ve aşkı işledi
Hasan Ali Yücel'in tavsiyesiyle Milli Eğitim Bakanlığı Neşriyat Müdürlüğü'ne memur olarak atanan Anday, 1942'den itibaren Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü'nde danışmanlık, Ankara İl Halk Kütüphanesi'nde memurluk ve çevirmenlik yaptı.
Daha sonra İstanbul'a yerleşen Anday, 1953-1954 arasında "Akşam" gazetesinde sayfa sekreteri olarak çalıştı ve gazetenin sanat-edebiyat sayfasını hazırladı.
Başarılı yazar, 1958-1964 yıllarında Tercüman, Büyük Gazete ve Cumhuriyet gazetelerinde yazılarını kaleme aldı. İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü fonetik-diksiyon öğretmenliğine 1954'te başlayan Anday, 1977'de emekli oldu.
Melih Cevdet Anday, 1964-1969 yıllarında TRT Yönetim Kurulu üyeliğinde bulunurken, 1979'da ise UNESCO Genel Merkezi Kültür Müşaviri olarak Paris'e gitti.
İlk dönem şiirlerinde kısa üçlüklerde yaşama sevinci, savaş karşıtlığı ve aşk temalarını işleyen Anday, "Rahatı Kaçan Ağaç" şiiriyle duygudan düşünceye yöneldiği döneme geçerek dünya sorunlarını düşünür. "Yan Yana" ve "Telgrafhane" şiirleriyle toplumcu şiire yönelen usta şair, 1963'te kaleme aldığı "Kolları Bağlı Odysseus" ve "Ölümsüzlük Ardında Gılgamış" şiirleriyle ise mitolojik unsurlara ve tarihe yönelerek, evrensel değerleri ve Anadolu'daki eski uygarlıkları işler.
"Her mesleğin kural dışı insanları var." diyen Füsun Akatlı şairin farklı dönemlerini nitelerken şu değerlendirmeyi yapıyor: "Melih Cevdet edebiyatımızın kural dışı bir ozanıdır. 1940’lı yıllardan, ‘Garip’ hareketinin şairlerinden biri olarak başladığı şiir serüveni, şiirimize Rahatı Kaçan Ağaç’tan Teknenin Ölümü’ne, Kolları Bağlı Odyseus’tan Göçebe Denizin Üstünde’ye, Tanıdık Dünya’dan taptaze bir şiir damarından fışkıran son iki kitabı Güneşte ve Yağmurun Altında’ya, başyapıt niteliğinde eserler kazandırarak sürüp gitmiştir."
Çok sayıda çeviriye de imza attı
Anday, eserlerinde kendi adı haricinde Yaşar Tellidede, Niyaz Niyazoğlu, A. Mecdi Velet, M. C. A., H. Mecdi Velet, Yaşar Tellidere, Gani Girgin, Zater, Yaşar Tellioğlu adlarını da kullandı.
Orhan Veli ve Oktay Rifat ile kaleme aldığı Garip adlı şiir kitabının dışında 1946'da "Rahatı Kaçan Ağaç", 1952'de Telgrafhane, 1956'da "Yanyana", 1962'de "Kolları Bağlı Odysseus", 1970'te Göçebe Denizin Üstünde", 1975'te "Teknenin Ölümü", 1978'de "Sözcükler", 1981'de "Ölümsüzlük Ardında Gılgamış", 1984'de "Tanıdık Dünya", 1989'da "Güneşte", 1995'te ise "Yağmurun Altında" adlı şiir kitaplarını okuyucuyla buluşturdu.
Şiir ve roman çevirileri de yapan usta edebiyatçı, aralarında "Aylaklar", "Gizli Emir", "İsa'nın Güncesi", "Meryem Gibi " ve "Birbirimizi Anlayamayız" adlı romanlar ile "İçerdekiler", "Mikadonun Çöpleri", "Yarın Başka Koruda","Dikkat Köpek Var", "Ölüler Konuşmak İster", "Müfettişler" ve "Ölümsüzler" adlı tiyatro oyunlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda esere imza attı.
Oyunları başta Devlet Tiyatrosu ve Şehir Tiyatroları olmak üzere çeşitli tiyatro grupları tarafından izleyiciyle buluşmayı sürdürüyor.
Melih Cevdet Anday, 1970'te TRT Roman Armağanı, 1973'te TDK Çeviri Ödülü, 1976'da Yeditepe Şiir Armağanı, 1978'de Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü, 1981'de İş Bankası Büyük Ödülü, 1984'te Enka Sanat Ödülleri, 1991'de TÜYAP Onur Ödülü, 2000'de ise Aydın Doğan Vakfı Şiir Ödülü'nün sahibi oldu.
Usta edebiyatçı 28 Kasım 2002'de İstanbul'da 87 yaşında yaşama veda etti.
Melih Cevdet Anday Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri |
![]() |
Melih Cevdet ANDAY 1915'te İstanbul'da doğdu. Ankara Gazi Lisesi'nden 1936'da mezun oldu. Oktay Rifat ve Orhan Veli okul arkadaşlarıydı. 1938'de sosyoloji öğrenimi için Belçika'ya gitti. İki yıl sonra II. Dünya Savaşı çıkınca zorunlu olarak yurda döndü. 1942'den başlayarak Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü'nde danışmanlık, Ankara Kitaplığı'nda memurluk, gazetecilik yaptı. Daha sonra İstanbul'a yerleşti. "Akşam", "Büyük Gazete", "Tanin" ve "Cumhuriyet" gazetelerinde fıkra yazarlığı, sanat sayfası yöneticiliği yaptı, denemeler yazdı. 1954'te başladığı İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü fonetik-diksiyon öğretmenliğinden 1977'de emekli oldu. 1964-1969 arasında TRT Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu. 1979'da UNESCO Genel Merkezi Kültür Müşaviri olarak Paris'e gitti. "Ukde" adlı ilk şiiri 1936'da Varlık dergisinde çıktı. İlk şiirlerinde hececilerin biçim ve tema özelliklerini benimsedi. Gizemci denebilecek bir duyarlılıkla nesneleri sıralayan, çevresine çocuksu bir şaşkınlıkla bakan bu şiirlerin ayırıcı yanı, uyaklı yazılmalarına rağmen uyağa bağlı olmamaları. Orhan Veli ve Oktay Rifat'la ortak eserleri "Garip"teki (1941) şiirlerinde çocuksu şaşkınlığın bilince dönüştüğü, uyakların aşıldığı ve ölçünün kırıldığı görülür. Bu ilk dönem şiirlerinde yer yer Dadaizm'den etkiler hissedilir ama belirleyici değildir. Başlangıçta çocukluktan beri arkadaş olduğu Orhan Veli ve Oktay Rifat'la aynı şiir çizgisinde yürüdü. Ama Veli ve Rifat'tan "duygu" bakımından ayrıldı. Şiirlerinde duygu, düşünceyle gelişir, hatta düşünceyi hazırlar. Düşünce ögesi duygularını hep ayrıntıdan kotarır. "Telgrafhane" ve "Yan Yana" kitaplarındaki şiirlerle bu kez, toplum ve insan değerlerini savunan, kavgacı bir şiire yöneldiği dikkat çekti. Duyguya toplumu da eklediği bu dönem kitaplarından "Yan Yana" sakıncalı bulunup toplatıldı ama beraat etti. Lirizme karşı çıkmasına rağmen, toplumsal güçlüklerin içe akışı olarak gördüğü bu unsuru şiirlerinde kullanmaktan geri durmadı. 1960 sonrası şiirinde bu kez mitolojik unsurlar görülmeye başlandı. "Kolları Bağlı Odysseus" (1963) ile başlayan bu süreçte, Anadolu'daki eski Yunan kültürü ile yaşadığımız tarihsel ve güncel koşullar arasında bir metafor kurmayı istedi. 1975 sonrası eserlerinde yeni sorularla yeni arayışlara yönelmek isteyen bir şairin aynı zamanda bir filozofun ve halk ermişinin sesi duyulur. Mitologya serüvenine Doğu kültürleri unsurlarını da katmaya başlar. Şiirindeki bu gelişme denemeleri ve romanlarında da hissedilir. Takma Adları Anday, eserlerinde kendi adı haricinde şu takma adları da kullanmıştır: Yaşar Tellidede, Niyaz Niyazoğlu, A. Mecdi Velet, M. C. A., H. Mecdi Velet, Yaşar Tellidere, Gani Girgin, Zater, Yaşar Tellioğlu Melih Cevdet Anday'ın EserleriŞiir Kitapları:
Şiir Çevirileri:
Roman Çevirisi:
Romanları:
Şiir Üzerine Yazıları:
Tiyatro Oyunları:
Ödülleri:
|
YORUMLAR