Nasrallah'tan Suudi Arabistan'a sert sözler
Giriş Tarihi: 11.11.2017 03:22 Güncelleme Tarihi: 11.11.2017 10:38
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Lübnan'ın eski başbakanı ile ilgili bir iddia ortaya attı.
Lübnan Başbakanı Saad el Hariri'nin 4 Kasım'da istifa etmesi ve bu istifayı Suudi Arabistan'dan duyurmasının ardından İran'la birlikte hedef tahtasına oturtulan Hizbullah'tan yeni bir açıklama geldi.
SUUDİ ARABİSTAN'DAN İSRAİL'E VUR EMRİ
Suudi Aranistan ile Lübnan arasında yaşanan siyasi gerilime ilişkin açıklamada bulunan Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Hariri istifasını "Suudi Arabistan'ın görülmemiş müdahalesi" olarak yorumladı.
Nasrallah ayrıca Suudi Arabistan'ın Lübnan meselsinde İsrail'in de parmağının bulunduğunu belirterek "Suudi Arabistan, İsrail'den Lübnan'ı vurmasını istedi." dedi.
EV HAPSİNDE
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Suudilerin Hariri'yi ev hapsinde tuttuğunu söyledi. Suudi Arabistan'ın Lübnan halkı ve Hizbullah'a savaş açtığını savunan Nasrallah, Riyad'ı halka yeni bir başbakan dayatma kararı almakla suçladı.
Nasrallah, Suudilerin Lübnan'ın iç işlerine karışmasını ve Hariri'ye yaptıkları muameleyi kınadıklarını söylerken, bunun tüm Lübnanlılara bir hakaret olduğunu belirtti ve Saad Hariri'nin serbest bırakılarak Lübnan'a geri dönmesi çağrısı yaptıklarını belirtti.
Nasrallah, Hariri'nin istifa etmek istemesi durumunda, bunu Beyrut'a geri dönerek yapması gerektiğini söyledi.
ABD: Suudi Arabistan'a atılan füzede İran izi var
ABD Merkez Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Harrigian, Yemen'den atılan füzenin üzerinde İran'a ait işaretler olduğunu söyledi.
ABD Merkez Hava Kuvvetleri (AFCENT) Komutanı Korgeneral Jeffrey Harrigian, Dubai'de gazetecilere yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'a atılan füzenin İran izleri taşıdığını ifade ederek, bunun da füzenin nereden geldiğini gösterdiğini belirtti.
Harrigian, füzenin Yemen’e nasıl getirildiğinin araştırılacağını kaydetti.
Tahran'dan ABD’li komutanın ifadeleriyle ilgili henüz açıklama yapılmadı.
Saldırı gecesi Suudi Arabistan'ın füze savunma sistemi
ABD'den 'Suudi Arabistan' açıklaması: Füzede İran izleri var
ABD Merkez Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Harrigian, Yemen'den Suudi Arabistan'a atılan füzenin üzerinde İran'a ait işaretler olduğunu söyledi.
ABD Merkez Hava Kuvvetleri (AFCENT) Komutanı Korgeneral Jeffrey Harrigian, Dubai'de gazetecilere yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'a atılan füzenin İran izleri taşıdığını ifade ederek, bunun da füzenin nereden geldiğini gösterdiğini belirtti.
Harrigian, füzenin Yemen’e nasıl getirildiğinin araştırılacağını kaydetti.
Tahran'dan ABD’li komutanın ifadeleriyle ilgili henüz açıklama yapılmadı.
Beyaz Saray'dan iki gün önce yapılan açıklamada, "İran'ın bölgedeki faaliyetlerini kınıyoruz. İran rejiminin saldırganlığı ve uluslararası hukuk ihlalleri karşısında Suudi Arabistan ve Körfez müttefiklerimizin yanındayız." ifadeleri kullanılmıştı.
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'ın kuzeydoğusuna 4 Kasım'da Yemen'den atılan balistik füze, hava savunma sistemlerince etkisiz hale getirilmişti.
Uzun süredir siyasi istikrarsızlığın yaşandığı Yemen'de meşru yönetime darbe yapan Husiler ve onlara destek olan devrik Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih yanlıları, Eylül 2014'ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde tutuyor. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015'ten beri Yemen hükümetine destek veriyor.
BM, Arakan’ı unutma!
Yıldırım, New York’taki temasları kapsamında BM Genel Sekreteri Guterres ile BM Genel Merkezi’nde bir araya geldi.
Başbakan Binali Yıldırım, ABD’de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’le görüşmesine ilişkin, “Türkiye’nin etrafında var olan istikrarsızlıkların doğurduğu sonuçların ve göçlerin, mülteci krizinin ortaya koyduğu yükün Türkiye tarafından ne kadar büyük bir fedakarlıkla karşılandığını Sayın Genel Sekreter ifade etti. Tabii bizim burada beklentimiz bütün Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerin bu yüke ortak olmaları” dedi.
Yıldırım, New York’taki temasları kapsamında BM Genel Sekreteri Guterres ile BM Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Başbakan Yıldırım, görüşmede ele alınan konulara değindi.
ZULMÜ DÜNYANIN GÜNDEMİNE TAŞIYIN
Guterres ile bölgesel ve küresel sorunları değerlendirdiklerini dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu:
“Özellikle Türkiye’nin etrafında var olan istikrarsızlıkların doğurduğu sonuçların ve göçlerin, mülteci krizinin ortaya koyduğu yükün Türkiye tarafından ne kadar büyük bir fedakarlıkla karşılandığını Sayın Genel Sekreter ifade etti. Tabii bizim burada beklentimiz bütün Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerin bu yüke ortak olmaları. Ayrıca son zamanlarda Myanmar Rohingya Müslümanlarına yapılan etnik temizlik konusunda Birleşmiş Milletler’in daha aktif hareket etmesi ve uluslararası camiayı harekete geçirmesi gerektiğini ifade ettik ve ‘Bu konuda bir karar oluşturma yolu zorlanmalıdır’ dedik. Diğer yandan da tabii oradan evlerinden yurtlarından uzaklaştırılan, göçmek zorunda kalan o insanlara hem insani yardımın BM koordinasyonunda akması hem de o insanların yurtlarına dönmesi gerektiğini, bunların sesinin yeterince duyurulamadığı, bu konuda Türkiye’nin sadece hem insani yardım hem de oradaki Müslümanların yaşadığı bu etnik temizliği dünya kamuoyunun dikkatine getirdiğini ifade ettik.”
İSTANBUL, BM MERKEZİNE DÖNÜŞTÜRÜLECEK
Başbakan Binali Yıldırım, ayrıca Kıbrıs, Libya, Irak, Suriye’deki çözüm süreci gibi konuları kapsamlı bir şekilde ele alıp değerlendirme fırsatı bulduklarını belirterek, başarılı ve verimli bir görüşme olduğunu sözlerine ekledi.
Görüşmede, BM’de yürütülen kapsamlı reform çalışmaları ve dünyada baş gösteren krizlerle mücadele konusunda Türkiye’nin Genel Sekreter Guterres’in çabalarına olan desteğinin süreceğinin vurgulandığı, İstanbul’un BM merkezine dönüştürülmesi hedefinin gündeme getirildiği, Guterres’in BM reform çabaları hakkında bilgi verdiği ve ideallerini destekleyici çalışmalar için Türkiye’ye teşekkür ettiği de bildirildi.
Deniz Ticaret Odası: Tek kuruş vergi kaybımız yok
Başbakan Binali Yıldırım’ın oğullarına ait olan denizcilik şirketi ile ilgili ortaya atılan ‘vergi kaçırıyor’ iddiaları, Deniz Ticaret Odası tarafından kesin bir dille yalanlandı.
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, “Türk gemilerinin, Türkiye dışındaki ülkelerin sicil kaydında bulunmalarının nedeni vergisel avantaj değil, dünya deniz ticaretinde operasyonel ve finansal olarak dezavantajlı duruma düşmemektir” dedi.
KARALAMA YAPILIYOR
Kalkavan, Türkiye’de de Türk Uluslararası Gemi Sicili’ne (TUGS) kayıtlı olan gemilerin, Malta ve benzeri ülkelerdeki vergi avantajlarına sahip olduğunu belirterek “Denizcilik sektöründe Malta ve benzeri ülkeler ne kadar ‘vergi cenneti’ ise Türkiye de denizcilik sektörü için aynı derecede ‘vergi cenneti’ durumundadır. Bu durum, denizcilik sektörüne Malta ve benzeri ülkelerdeki ile eş değer imkanlar sunan Türkiye için tek kuruşluk bile vergi kaybına neden olmamaktadır” dedi. Kalkavan şunları söyledi: “Türk gemilerinin global pazardaki rekabet gücünü koruması, Türkiye için uygulanan olası ambargo ve benzeri ticari kısıtlamalardan etkilenmemek için önemlidir.”
REKABET İÇİN BU KAÇINILMAZ
Dünya denizcilik sektöründe, bir başka ülkenin siciline kayıtlı olmanın tamamen yasal olduğuna dikkati çeken Kalkavan, şunları söyledi: “Türk şirketinin bir ülkede şirket kurması ne ise bir Türk gemisinin yabancı sicilde olması da aynı şeydir. Bu durum, Türk deniz ticaret filosunun uluslararası pazarlarda rakipleriyle eşit koşullarda rekabet edebilmesi için kaçınılmazdır.”
Bakanlık'tan 'Harezmi Eğitim Modeli' hamlesi
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Tekin, en önemli eksiklerinin, öğrencilerin okullarda öğretilen bilgiler, müfredat ve diğer kazanımları, güncel hayatla bağlantısını kuramamaları olduğunu söyledi.
Harezmi Eğitim Modeli yeni dönem çalışmalarının tanıtımı, Kağıthane'de bulunan Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı konferans salonunda gerçekleştirildi.
Programa MEB Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Alpaslan Durmuş, MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü (YEĞİTEK) Bilal Tırnakçı, İstanbul Vali Yardımcısı Osman Günaydın, Kağıthane Kaymakamı Hasan Göç, Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci ile ilçe milli eğitim müdürleri ve eğitimciler katıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Tekin, en önemli eksiklerinin, öğrencilerin okullarda öğretilen bilgiler, müfredat ve diğer kazanımları, güncel hayatla bağlantısını kuramamaları olduğunu söyledi.
Müfredat değişikliği toplantılarında konuyu tartıştıklarını ve temel hareket noktalarının bu olduğunu ifade eden Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocuklar, okullardaki teorik bilgileri günlük hayatta kullanabilsinler, bir işlerine yaradığını hissetsinler istiyoruz. Bu proje çok daha farklı bir şey yapıyor. İlkokul çağındaki çocuklar problem tespiti yapıyor. 'Günlük hayatta yaşadığımız problemler nelerdir, bu dünyaya ilişkin problemler nedir?' Önce bunları tespit ediyor çocuklar. Sonra bir hayal kuruyorlar. Sonra da o hayallerini hayata geçirebilecekleri materyaller üretiyorlar. Aslında bizim eğitimle vermek istediğimiz şey de bu. Daha önceki çalışmaları inceledim. İnsan olarak, vatandaş olarak, ülkemize, insanlara, büyüklere karşı sorumluluklarımızı gelecek kuşaklara aktarmak için 'sorumluluklarımızı nasıl yerine getirebiliriz'i, analiz etmişler. Önce bir alan araştırması yapıp, bir örneklem oluşturmuşlar ve yaşlılarla konuşmuşlar. Onların ne gibi sıkıntılar yaşadıklarını sorup, elde ettikleri bilgileri grafiklere dökmüşler. Sonra da analiz yapıp yaşlıların problemlerine çözümler üretmişler. Bu arkadaşlar ilkokul 3. sınıf öğrencisiydi. Daha üst sınıflara gittiğinizde daha komplike problemlere çözüm arıyor arkadaşlarımız. Bu projeye katılan ve 38 ilçeden 50 pilot okulun idarecilerinin, öğrencilerinin ve velilerinin, çok faydalı bir eğitim süreci yaşayacağına inanıyorum."
Konuşmaların ardından, Prof. Dr. Karadeniz'in oturum başkanlığını yaptığı panelde idareci, öğretmen, öğrenci ve velilerden oluşan bir grup, tecrübelerini paylaştı.
Kaynak: AA
Fransa'da öğrencilerin üzerine araç sürüldü: 3 öğrenci yaralı
Fransa'nın Toulouse kentinin yakınlarındaki Blagnac'ta bir aracın kaldırımdaki öğrencilerin üzerine sürüldüğü bildirildi.
Fransa'nın Toulouse kentinin yakınlarındaki Blagnac'ta bir aracın kaldırımdaki öğrencilerin üzerine sürüldüğü bildirildi.
Le Figaro gazetesinin haberine göre, yerel saatle 16.00 sularında bir araç, Saint-Exupery isimli lisenin önündeki Çinli bir öğrenci grubunun üzerine sürüldü.
Olayda 22 ve 23 yaşlarında ikisi ağır olmak üzere üç öğrenci yaralandı. Araç sürücünün saldırıyı bilinçli bir şekilde gerçekleştirdiği belirtiliyor.
Haberde, sürücünün polislerce yakalandığı ve psikolojik sorunlar yaşadığı kaydedildi.
Fransa'nın güneyindeki Marsilya'nın Saint-Charles metro istasyonunda geçen ay bir saldırgan bıçakla iki kişiyi öldürmüş ve bölgede olağanüstü hal çerçevesinde Sentinelle (nöbetçi) operasyonunda görev yapan askerlerce vurularak öldürülmüştü.
Kaynak: AA
ALES sınav giriş belgeleri internetten erişime açıldı
Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sonbahar dönemi için başvuran adayların, sınava girecekleri bina ve salonlara atanma işlemi tamamlandı.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezinin (ÖSYM) internet sitesinde yer alan duyuruya göre, 19 Kasım Pazar günü saat 10.15'de uygulanacak Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sonbahar dönemi için başvuran adayların, sınava girecekleri bina ve salonlara atanma işlemi tamamlandı.
Adaylar, sınava girecekleri yer bilgisini gösteren sınava giriş belgesini, T.C. kimlik numaraları ve aday şifreleri ile ÖSYM'nin https://ais.osym.gov.tr internet adresinden alabilecekler.
ÖSYM, adaylara saat 10.00'dan önce sınav binasına giriş yapmaları gerektiği, bu saatten sonra adayların sınav binalarına alınmayacağı uyarısında bulundu.
''Petrol fiyatı çok artarsa Türkiye’ye önemli bir yük olur''
Deniz Gökçe, petrol fiyatlarının son iki yılın en yüksek düzeyine geldiğini belirterek 'Petrol fiyatı çok artarsa Türkiye’ye önemli bir yük olur' dedi
Yatırımcıların Suudi Arabistan’daki kargaşa ortamında neler olabileceğini tahmin edebilmek konusunda teklemeye başladığını belirten Akşam gazetesi yazarı Deniz Gökçe, petrol fiyatlarının ise bugünlerde de eylül ve ekim aylarındaki gibi artışını sürdürdüğünü belirtti.
Gökçe şu bilgileri aktardı;
''Altı gün önce, cuma günü, ABD ham petrolü 2015 yılından bu yana en yüksek fiyat olan 55.64 dolar düzeyine çıkarken, Brent petrolü de 60 dolar varil başına fiyatını aştı. Böylece 2014 yılından bu yana en yüksek petrol fiyatına gelinmiş oldu. Petrolcüler ise bundan sonra 70 dolara çıkılıp çıkılmayacağını tartışmaya başladılar. Ama bu hafta salı günü ise kafaları karıştıran bir değişiklik daha oldu ve de aralık ayı için ham petrol fiyatı 15 cent düşerken ve 57.20 değerine gelirken, Brent petrolü de 58 cent kaybetti ve de 63.69 dolar varil başına değerine geriledi.''
Gökçe, mart ayından bu yana ham petrol miktarının düştüğünü belirterek OPEC’in üretim kısma anlaşmasının ise Mart 2018 tarihinde süresini dolduracağını hatırlattı. 30 Kasım 2017 tarihindeki toplantıda ise anlaşma dönemini daha ileriye almak veya almamak tartışılacak.
Gökçek’in yazısının devamı şu şekilde;
''Çarşamba günü, yani 8 Kasım gününde ise bir kere daha anlaşmazlık çıkarabilecek bir durum da tartışılıyordu, ancak Rusya itiraz etti. Bizim altına imza attığımız sözleşmemiz anlaşmaya göre üretime dayalıydı, ihracata dayalı değildi dedi. OPEC mensupları, gene de OPEC üyeleri ve de Rusya’nın, üretimi kontrol altında tutma sözlerini devam ettirecekleri ve de 2018 yılının sonuna kadar da üretimi kısacaklarını söylüyorlar.''
Son günlerde yürütülen siyasi tutuklamalarla gündeme gelen Suudi Arabistan’ın, petrolde hem üretimi hem de ihracatı kısacağını belirten Gökçe, ''Petrol işi karışık bir iş alanı ve her kişi veya kurum veya ülkeyi anlamak da kolay veya mümkün değil! Ama petrol fiyatı çok artarsa Türkiye’ye önemli bir yük olur'' dedi.
İzmir'de FETÖ'ye darbe: 47 gözaltı
İzmir'de FETÖ'ye bir darbe daha vuruldu. Düzenlenen operasyonda 47 kişi gözaltına alındı.
İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik operasyonda 47 kişi gözaltına alındı.
İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, FETÖ'nün deşifresine yönelik yaptığı çalışmada, kent merkezi ve 6 ilçede 86 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi.
Operasyonda 47 zanlı gözaltına alındı, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in kitapları, çok sayıda örgütsel doküman ve dijital malzeme ele geçirildi.
Zanlılar sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.
Kaynak: AA
Aykut Kocaman harekete geçti! İşte ilk transfer
Fenerbahçe Teknik Direktörü Kocaman, kötü gidişe durdurabilmek için gerekeni yapmaya hazırlanıyor.
Osmanlıspor maçının ardından yaptığı "Ciddi bir başarısızlık var. Bunun bir faturası var. Ben kendi adıma gerekeni yapacağım. F.Bahçeliler rahat olsun" açıklamaları istifa edecek yorumlarına neden olsa da maçtan 2 gün sonra takımın başındaki yerini alan Kocaman devre arası transferine kilitlenmiş durumda.
Transfer yapabilmek için mevcut kadrodan bazı isimlerle yolları ayırması gereken sarı-lacivertlilerde topun ağzındaki isimler Robin van Persie, Fernandao ve Aatıf Chahechouhe. Hücum hattından 3 oyuncu ile yollarını ayıracak olan Kanarya'nın transferde önceliği ise sol bek olacak.
BEHICH'TE ISRARCI
Sol bekte Hasan Ali ile İsmail Köybaşı'nın performansından memnun olmayan Kocaman bu bölgenin Bursasporlu Aziz Behich'le takviye edilmesini istiyor. Ancak Bursa cephesinden yapılan "Ayrılması mümkün değil" şeklindeki açıklamalar sarı-lacivertlilerin işinin bir hayli zor olacağını ortaya koyuyor.
Aykut Kocaman 2. takviyeyi Valbuena'nın bölgesi olan sol kanada istiyor. Buranın da güçlendirilmesinin ardından Fransız yıldızın da sağ kanada çekilmesi planlanıyor.
3. oyuncu ise Josef de Souza'nın yanına alınacak. Bu durumda Mehmet Topal'ın ardından Ozan Tufan'ın da forması tehlikeye girecek.
Yapıen İnşaat'tan Bostancı Deluxe projesi
Yapıen İnşaat, İstanbul’daki ilk projesi ‘Bostancı Deluxe’ü lansmana özel fiyat ve ödeme koşullarıyla satışa sundu
İnşaat sektöründe bugüne kadar 40’a yakın kamu projesinde taahüt işi yapan Yapıen İnşaat, kendi markasıyla da konut sektörüne girdi. 61 konutlu Bostancı Deluxe projesiyle sektöre giriş yapan Yapıen İnşaat, projeyi Mart 2018’de teslim etmeyi planlıyor. Bostancı Deluxe'un satışa çıkması dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Yapıen İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Celal Koçer, inşaat sektöründe uzun bir geçmişe sahip bulunan şirketlerinin bugüne kadar binin üzerinde konut ürettiğini söyledi.
Bostancı Deluxe’nin bir kentsel dönüşüm projesi olduğunu aktaran Koçer, “Proje için kat malikleriyle 15 Temmuz öncesi yüzde 69’ı hak sahiplerine kalacak şekilde kat karşılığı anlaşma yaptık. Ayrıca 3 milyon liralık teminat mektubu verdik ve maliklerin bir yıllık kiralarını peşin ödedik. Ancak bu tarihten sonra piyasada durgunluk başlayınca Bostancı bölgesinde kat karşılığı oranları düştü. Artık bölgede yüzde 60 kat karşılığı oranları konuşulur oldu. Ayrıca artık teminat mektubu istemeyenlerin oranı da artmaya başladı” diye konuştu.
Kendilerinin Bostancı Deluxe inşaatına 4 ay önce başladığını bu süre içinde projenin inşaatının yüzde 70’ni tamamladıklarını belirten Koçer, “Firmamızın verdiği güven de bölge insanın bize daha düşük kat karşılığı oranlarıyla gelmesini sağladı” dedi.
Daire fiyatları 650 bin TL’den başlıyor
1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1 daire tiplerinin yer aldığı projenin yüzde 80’nin yeşil alanlara ayrıldığını aktaran Koçer, “Projemiz kapalı otopark, spor alanları, meyve bahçesi, oyun parkları gibi pek çok donatı alanına sahip. Dairelerin metrekare fiyatları 7 bin 450 TL’den başlıyor. 95 metrekarelik 1+1’in fiyatı 650 bin TL, 115 metrekare 2+1 dairenin fiyatı 850 bin TL iken 4+1 dairelerin fiyatı ise 1 milyon 750 TL’ye kadar çıkıyor” dedi.
Koçer, Bostancı Deluxe’de, yüzde 5 peşinat ve 120 ay vade imkanıyla ev sahibi olma imkanı sunduklarını aktararak, ‘Önce otur sonra öde’ kampanyası dahilinde projeden ev alanlar teslimat sonrası taşınma sürecine kadar hiçbir ödeme yapmama avantajına da sahip oluyor” diye konuştu. Konut sektöründe kentsel dönüşüm alanında özellikle Anadolu Yakası’nda yeni projeler geliştirmeyi sürdüreceklerini kaydeden Koçer, taahhüt anlamında da 13 projelerinin yapımını sürdürdüklerini belirtti.
Servisçilerin yeni sistem sorunu
Öğrencilerin evlerine yakın okulları tercih edecek olmaları okul servislerini endişelendirdi.
TEOG'un kaldırılmasıyla yeni sistemle sadece talep eden öğrenciler sınava girecek. Sınava girmeyen öğrenciler ise ikametgah adreslerine en yakın 5 okuldan birini tercih edebilecek. Öğrencilerin evlerine yakın okulları tercih edecek olmaları dikkatleri okulservislerine çekti.
"SERVİSÇİLER KAYGILI"
İstanbul Umumi Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Anadolu Yakası Temsilcisi Günhan Sinar, servisçilerin kaygılı olduğunu söyledi . Sinar, "Biz velilerimizin öğrencilerini taşıyarak para kazanıyoruz. Veliler evlerinin yakınındaki okula gitmek zorunda kalırsa servisçilerin de taşıyacağı öğrenci sayısı azalacak.
"ZARARIN BOYUTUNU BİLMEK MÜMKÜN DEĞİL"
Servisçi arkadaşlarımız bu konudaki rahatsızlıklarını dile getirdiler. Zararın boyutunu şu anda bilmek mümkün değil. Ama ne kadar az öğrenci taşınırsa servis işletmecisinin o kadar az para kazanacağı ortada. Biz İstanbul'da günde 2 milyona yakın öğrenci taşıyoruz. Bu potansiyelin ne kadarı etkilenir, ne kadar öğrenci evinin yakınındaki okula gidecek, hangi okullar nitelikli, hangileri niteliksiz, bilmediğimiz için net bir zarar rakamı söylemek mümkün değil. Servisçiler kaygılı, servisçiler zaten kendi sorunlarından dolayı da kaygılı" dedi.
SERVİS KULLANAN ÖĞRENCİ SAYISI AZALACAK
Servis şoförleri ise taşıyacakları öğrenci sayısının azalacağını belirtiyor. Servisçiler öğrencilerin evlerine yakın okulları tercih etmeleri durumunda yürüyerek evlerine gideceklerini belirterek Bu yüzden gelirlerinin azalacağı ifade etti.
YORUMLAR