Sapık profesör mahrem imam çıktı! Hastane ve kliniklerde FETÖ'cüler cirit atıyor
Giriş Tarihi: 20.09.2023 Güncelleme Tarihi: 20.09.2023
Kumpasın adı çocuk istismarı
Türkiye’ye tarihinin en ağır travmasını yaşatan ve 15 Temmuz hain darbe girişiminde tam 250 vatandaşımızı şehit eden FETÖ’cü hainler, ihanetlerine hız kesmeden devam ediyor. Daha önce toplumu kargaşaya sevk etmek için kamudaki militanlarına iş yavaşlatma talimatı veren, trafik cezaları ile milleti mağdur eden FETÖ’cü hainler, benzer bir karanlık operasyonu şimdi de çocuklar üzerinden çekiyor. FETÖ bağlantısı sebebiyle Adli Tıp Kurumu ve Çapa Tıp Fakültesi’nden KHK ile ihraç edilen, 2021’de açtığı özel muayenehanesine gelen çocuklara uyuşturucu ilaçlar vererek onları ailelerini “tecavüzle” suçlamaya zorlayan ve şantajla para talep eden Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu tutuklanırken, akıllara son dönem gerçekleşen çocuk istismarı iddiaları geldi.
Hapisten çıkınca kurduğu özel psikiyatri kliniğinde çocuklara uyuşturucu ilaçlar vererek onlara "Ailem beni taciz ediyor" dedirten, sonrasında onlarca kişiye şantaj yapan Prof. Süleyman Salih Zoroğlu, FETÖ'nün mahrem sorumlusu çıktı. Örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızdırdığı militanların sorumluluğunu yapan Zoroğlu hakkında onlarca tanık ifadesi var. Fetullah Gülen'in bir dönem en yakınındaki isim olan Latif Erdoğan, Türk sağlık sektöründeki FETÖ tehlikesine dikkat çekiyor.
1/22 -Çocuklara ilaç vererek onlara "Ailem beni taciz ediyor" dedirten ve sonrasında bu ifadelerden yola çıkarak onlarca kişiye şantaj yapan Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) özel sağlık kurumlarında cirit attığını bir kez daha gözler önüne serdi.
2/22 -15 Temmuz darbe girişimi sonrası İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan ihraç edilen ve hakkında açılan soruşturma kapsamında 15 ay cezaevinde kalan Zoroğlu, hapisten çıkmasının ardından özel psikiyatri kliniği açarak çocuklar üzerinde 'deneylere' başladı.
3/22 -ADİL ÖKSÜZ'ÜN 3 KADEME ALTINDA
Özel çocuk psikiyatri kliniğinde çocuklara uyuşturucu ilaçlar vererek onları hipnoza sokan Zoroğlu'nun örgüt içinde özel bir görevi ortaya çıktı. Sabah gazetesinden Mustafa Sait Özkan'ın ulaştığı bilgilere göre Prof. Salih Zoroğlu, FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızdırdığı militanlarından sorumlu 'mahrem imam'lardan biriydi.
4/22 -Örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e ulaşan piramit çizgisinde Adil Öksüz'ün 3 alt basamağında bulunan ve mahrem imam yapılanmasında 'Müdür Yardımcısı' pozisyonunda olan Zoroğlu'nun, ankesörlü telefonla FETÖ'cü personeli yönlendirdiği belirlendi. Zoroğlu, soruşturma kayıtlarına göre Üsteğmen Yılmaz K.'nın mahrem imamıydı.
5/22 -FETÖ'nün mahrem yapılanmasında 'Müdür Yardımcısı' pozisyonunda olan Zoroğlu'nun emir aldığı bir 'Müdür', onun üzerinde de Türkiye mahremlerini yöneten 'Genel Müdür' bulunuyordu. 'Genel Müdür'ün emir aldığı isim ise FETÖ'nün 'Genelkurmay Sorumlusu' Adil Öksüz'den başkası değildi.
6/22 -ÖRGÜT ÜYELERİNE KOD İSİMLER TAKARDI
FETÖ bünyesinde birçok görevi bulunan Zoroğlu hem TSK'da örgüte bağlı militanların abiliğini yapıyor hem de örgütün yetiştirdiği askeri öğrencilerin izdivaç işlerini yönetiyordu. Tayini çıkanların devir-teslim işleriyle de ilgilenen mahrem sorumlulardan biri olan Prof. Zoroğlu hakkında Üsteğmen Yılmaz K. şu bilgileri veriyor:
7/22 -"Örgüt hiyerarşisi içerisinde yönetici konumunda astlara talimat verme, astların diğer örgüt mensupları ile ne şekilde ve nerede irtibat kuracağını belirleme, bu kişilere kod isim takma gibi önemli yetkilere sahipti."
8/22 -FETÖ üyeliği kapsamında ifade veren Remzi Y. adındaki şüpheli ise Zoroğlu'nu şöyle anlattı: "Süleyman Salih Zoroğlu bana 'Özel bir birim var, kendi bulundukları bir ortamda dini vecibeleri yerine getiremiyorlar. Bunlara bu konuda yardımcı olacak yapı içerisinde çalışmak ister misin' şeklinde teklifte bulundu. Ben de kabul ettim."
9/22 -FETÖ SOHBETLERİNİN GEDİKLİSİ DOKTOR
Mahrem sorumlulardan Mehmet S. isimli şüpheli ise FETÖ bünyesinde Salih Zoroğlu'na bağlı çalıştığını itiraf ederek "Bana 'Beşir' kod adını verdi. Salih, İstanbul'a gidene dek Gaziantep'te grup sorumlusuydu" dedi.
10/22 -Örgüt evlerinde kalan şüpheliler ise ifadelerinde Zoroğlu'nun İstanbul'daki örgüt toplantılarına katıldığını, bu toplantılarda öğrencilere nasıl davranılacağı konusunda seminer gibi sohbet tarzında 'eğitim' verdiğini anlattı.
11/22 -Zoroğlu'nu FETÖ 'sohbetlerinden' tanıyan bir başka isim Akif Ş. oldu. Sözkonusu şahıs, "Toplantılardan tanıdığım, bildiğim şahıslar arasında o dönem Çapa Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölüm Başkanı Çocuk Psikiyatri Uzmanı Salih Zoroğlu da vardı" şeklinde ifade verdi.
12/22 -FETÖ soruşturmasın kapsamında ifade veren şüphelilerden Mehmet Serdar S. ise şu ifadelerle Salih Zoroğlu'nu teşhis etti: "Ben İlyas A.'nın evine gittiğimde bu evde tanıdık olan Salih Zoroğlu, Hamdi T. ve Mehmet S. isimli şahısları görüyordum. Bu şahıslar evde olduğunda beni ayrı bir odaya alır, benim bu şahıslarla karşılaşmama müsaade etmezdi."
13/22 -SOHBETLERİME 500 PROFESÖR, DOÇENT GELİRDİ
Amerikan istihbaratı CIA'ya doğrudan bağlı Fetullahçı Terör Örgütü'nün Türkiye'de sağlık sektöründeki etkinliği, Zoroğlu ve ortaklarının gözaltına alınmasıyla bir kez daha açığa çıktı
14/22 -Örgütün bu sektörde gücünü muhafaza edip etmediğine ilişkin çarpıcı açıklamayı Latif Erdoğan yaptı. Bir dönem FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e en yakın isimlerden biri olan yazar Latif Erdoğan, Sabah gazetesinden İsa Tatlıcan'ı şunları anlattı:
15/22 -FETÖ'nün hep emniyet ve yargıda kadrolaştığı bilinir. Bu eksik bir bilgidir. Örgüt sağlıkta da çok güçlüdür. Bu sektörde FETÖ'nün gücünü bir örnekle anlatayım. Benim sohbet ettiğim 1990'lı yılların başında İstanbul'un herhangi bir yakasında 400-500 sağlıkçı profesör ve doçent beni dinlemeye gelirdi. Hepsi FETÖ üyesiydi. O günden bu yana örgüt sağlık sektörüne ilgisini hiç kaybetmedi.
16/22 -ADLİ TIP KURUMUNU ELE GEÇİRDİLER
Örgütün en önem verdiği yer Adli Tıp Kurumu'ydu. Bu kurumun stratejik bir önemi vardı. Burada kadrolaştılar. Gözaltına alınan bu sapık profesörün de Adli Tıp Kurumu'ndan ihraç edilmiş olması önemli. Birçok operasyon Adli Tıp Kurumu'ndan yönetildi. 15 Temmuz'dan sonra hepsi ihraç edildi. Bunlardan biri de bu sapık profesör Zoroğlu'ydu.
17/22 -SAĞLIKTA BÜYÜK TEMİZLİK ŞART
15 Temmuz'dan sonra devlet haklı olarak emniyet, yargı ve TSK'da FETÖ temizliğine yoğunlaştı. Sağlık sektöründeki temizlik ikinci planda kaldı. Burada büyük bir temizlik yapılması gerekir. Sağlıkta FETÖ'nün her ilde çeşitli isimlerde dernekleri vardı. Bunun çatı kuruluşu vardı. Kadrolaşma basamağı olan bu kuruluşlar baştan aşağı kontrol edilmeli.
18/22 -DOKTORLUKTAN ATILANLAR DEVEDE KULAK
Kamudan ihraç edilen ceza alırlarsa doktorluktan atıldığı söyleniyor. Ancak bunun için bir süreç var. Yerel mahkeme, istinaf ve Yargıtay... Bu süreç tamamlanmadan doktorluk görevine devam edebiliyorlar. Açık konuşmak gerekirse bu yolla doktorluktan atılanların devede kulak olduğunu söyleyebilirim.
19/22 -Çok ciddi bir tarama yapılmadan bu risk ortadan kalkmayacak. 'Ne zararları var' diye düşünenler olabilir. Hiçbir FETÖ'cü hakim aslında hakim değildir. Hiçbir FETÖ'cü doktor da aslında doktor değildir. Asıl amaçları örgüte hizmet etmek, bilgi ve finans sağlamaktır.
20/22 -KENDİLERİNDEN BAŞKASINA ACIMAZLAR
Kamudan ihraç edilen doktorlara özelde çalışma hakkı tanındı. Bunun risklerinin olduğunu defalarca söyledim. FETÖ'cüler kendilerinden başka insanların yaşam hakkına saygı duymazlar. En ufak acıma hisleri yoktur. Kamudan özel sektöre geçen FETÖ'cüler birkaçı dışında hâlâ aktif olarak örgüte hizmet vermektedir. Örgütten kopan, özeleştiri yapan FETÖ'cü doktor sayısı çok az.
21/22 -SAĞLIĞIMIZI FETÖ'YE EMANET EDEMEYİZ
Sağlık gibi önemli bir alanda FETÖ'nün cirit atmasına müsaade edemeyiz. Bunlar özel kurumlarda çalışıyor olsalar da devletin tüm sağlıkla ilgili veri tabanına ulaşabiliyorlar. Seninle, benimle ilgili tüm detaylara tek bir tuşla ulaşıyorlar. Bu çok büyük bir risk.
22/22 -Gözaltına alınan psikiyatrist Zoroğlu gibi binlerce zombi FETÖ'cü, doktor kimliği ile aramızda dolaşıyor. Bu olayın uluslararası boyutu olabilir. Aile içi cinsel istismar yalanını uluslararası mecralara taşımayı planlıyor olabilirler. Münferit bir FETÖ'cü skandalına benzemiyor. Bunlar aileye ve insanlığa düşman. Devletimizi bir kez daha uyarmayı borç biliyorum.
Kumpasın adı çocuk istismarı
2023-09-19 10:30:00 -
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası başlatılan operasyonlarla çöküş sürecine giren FETÖ, örgüt içindeki çözülmeyi yavaşlatmak ve İslami camianın desteğini alan AK Parti iktidarını yıpratmak için çok kirli bir senaryoya imza attı.
Türkiye’ye tarihinin en ağır travmasını yaşatan ve 15 Temmuz hain darbe girişiminde tam 250 vatandaşımızı şehit eden FETÖ’cü hainler, ihanetlerine hız kesmeden devam ediyor. Daha önce toplumu kargaşaya sevk etmek için kamudaki militanlarına iş yavaşlatma talimatı veren, trafik cezaları ile milleti mağdur eden FETÖ’cü hainler, benzer bir karanlık operasyonu şimdi de çocuklar üzerinden çekiyor. FETÖ bağlantısı sebebiyle Adli Tıp Kurumu ve Çapa Tıp Fakültesi’nden KHK ile ihraç edilen, 2021’de açtığı özel muayenehanesine gelen çocuklara uyuşturucu ilaçlar vererek onları ailelerini “tecavüzle” suçlamaya zorlayan ve şantajla para talep eden Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu tutuklanırken, akıllara son dönem gerçekleşen çocuk istismarı iddiaları geldi.
Hedefleri dinî kesim
Azgın azınlığın medyası tarafından köpürtülen ve İslami cemaatleri adeta canavar gibi göstermek için devreye sokulan Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’ya yönelik “6 yaşındaki çocuk gelin” iftirası da bir psikiyatrın telkinleriyle başlamıştı. Hamileliğinin 5 ayında çocuğunu düşürdüğünü öğrenen H.K.G, yaşadığı psikolojik sıkıntılar sonrası gittiği psikiyatrın verdiği teskin edici ilaçlar sebebiyle önce evde başka varlıklardan bahsetmiş sonra da 6 yaşında evlendiği iddiasını dillendirmişti. Her iki vaka arasında benzerlik, aile mefhumunu yerle bir etmek ve AK Parti iktidarında çocuk istismarının arttığı algısını oluşturmak için harekete çeken karanlık oluşumların ve FETÖ ihanet şebekesinin kirli işbirliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Sapkın telkin ilâçla mümkün
FETÖ üyeliğinden tutuklanan ve KHK ile görevinden ihraç edilen sapık Prof’un alçak deneyini ve son günlerde çocuk istismarı üzerinden yürütülen kirli operasyonu Akit’e değerlendiren Psikiyatri Doktoru Prof. Dr. Sefa Saygılı, şunları dile getirdi: “Bir psikiyatr günümüzde ilaçlarla bu gibi telkinleri yapabilir. Çünkü verilen ilaçlar telkine yatkınlık sağlayan ilaçlar. Bunu yapanın FETÖ’cü olması ise ayrıca önemli. Bunlar bütün millete, aileye, her şeye karşı düşmanlık besleyebilirler. Onların 15 Temmuz’da, Gölbaşı’ndaki polislerimizi nasıl toplu katliama uğrattıkları dün gibi hafızamızda. O gece çok sayıda insanımızı şehit ettiler. Yani her şeyi yapabilirler bunlar. FETÖ’cü profesör de çocuklara yönelik eylemi bu kafayla yapmış olabilir. Aileyi parçalamak, toplumunun dinamiklerini sarsmak ve AK Parti iktidarında çocuk istismarının arttığına yönelik bir algıya hizmet etmek için böyle bir yola tevessül etmiş olabilir.”
Çocuk istismarı FETÖ’nün işi
Gazeteci Yazar Murat Özer ise şunları söyledi: “Malumunuz Fetullahçı Terör Örgütü başından beri zaten gençlerin ve çocukların üzerine yatırım yapıyor. Onların ailelerinden kopartılması, bütünüyle kendi toplumuna, kendi devletine, kendi milletine düşman olarak yetiştirilmesi konusunda büyük bir gayret sarf ediyor. Bu FETÖ’nün en temel taktiği zaten. Geçmişte dershanecilik faaliyetleri ile çocukları kendi ailelerinden kopartıp önce ailelerine karşı düşman etmeye çalıştı. Bu yeni bir şey değil. Bu sürekli yaptıkları şey. Örgüt stratejisi zaten gençleri mankurtlaştırma üzerine kurulu. Fethullahçı Terör Örgütü’nün diğer terör örgütlerinden temel farkı budur. Biz bu istismar taktiğini Hiranur Vakfı’nda görmüştük. Bugüne kadar hep bunu gördük. Çünkü en ince çalışan, en örgütlü çalışan ve temelden toplumun sinir uçlarıyla oynayan bir örgüt, Fetullahçı terör örgütü.”
Büyük bir tehlike atlatmışız
İstismarcı Prof.’un KHK ile ihraç edildiğini hatırlatan Özer, şöyle devam etti: “Seçim öncesi 7’li masanın PKK’yla alakalı ilişkisinden dolayı tehlikeye dikkat çekmiştik ama zaten KHK’lar konusunu ihmal etmiştik. Muhalefetin iktidara gelmesi demek, Fetullahçı Terör Örgütü’nün tekrardan devletin bütün noktalarına, en kılcal damarlarına yeniden sızması anlamına geliyordu. Fakat seçimi kaybettikleri için bu planları gerçekleşmedi. Evet, seçimde büyük bir bozguna uğradılar ama şu anda çalışmalarından vazgeçmiş değiller. Bu açıdan bakıldığında ülke olarak gerçekten büyük bir tehlike atlatmışız. Kendi tabanı da bugün olanlara bakıp aynısını söylüyor.”
Aklında zoru olan FETÖ’cü Prof.
Bir dönem İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanlığı da yapan FETÖ’cü Prof. Süleyman Salih Zoroğlu ve yardımcısı A.A, çocuk hastalarına uyuşturucu ilaç verip manipüle ederek ailelerini cinsel istismarla suçlattığı ve bu ailelerden şantajla para istediği ortaya çıkınca tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
FETÖ’cü psikiyatristin 'cinsel taciz' oyunu deşifre oldu
FETÖ’cü doktordan şeytani plan! Tüyler ürpertici… Eski paylaşımları gündem oldu
FETÖ'cü doktordan genç hastasına hipnozla korkunç telkin: Babanı ortadan kaldırman gerekiyor
Çocukları uyutarak cinsel tacizde bulunan Fetöcü Bakın kimmiş?
YORUMLAR