PKK elebaşları için çember daralıyor. Hainler kaçacak delik arıyor
MİT, TSK, Emniyet ve Jandarmanın son dönemde yurt içi ve sınır ötesinde gerçekleştirdiği operasyonlarla teröre ağır darbe vurulurken, örgüt elebaşları da tek tek temizleniyor. Terör örgütü PKK, güvenlik güçlerinin kararlı mücadelesi ile bitme noktasına gelirken, örgütün sözde üst düzey yöneticileri kaçacak yer arıyor.
Giriş Tarihi: 19.8.2020 09:24
Son olarak MİT 11 Ağustos'ta, sansasyonel eylem hazırlığındaki kırmızı listede aranan sözde Hakurk eyalet sorumlusu "Agit Garzan" kod adlı Murat Kalko'yu etkisiz hale getirdi. Örgüt elebaşlarından Murat Karayılan'a en yakın isimlerden olduğu belirtilen Kalko'nun öldürülmesi, örgütte paniği arttırdı.
Son dakika: İçişleri Bakanlığı duyurdu! Bingöl'de Yıldırım-6 Karacehennem Operasyonu başladı
Son dakika haberine göre İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Bingöl'de Yıldırım-6 Karacehennem Operasyonu başlatıldığı bildirildi. Operasyonda, Jandarma Komando, Jandarma Özel Harekat (JÖH), Polis Özel Harekat (PÖH) ve Güvenlik Korucu timlerinden oluşan 700 personel görev alıyor.
Giriş Tarihi: 19.08.2020 Güncelleme Tarihi: 19.08.2020
Bölücü terör örgütünü tamamen ülke gündeminden çıkarmak ve bölgede barındığı değerlendirilen teröristleri etkisiz hale getirmek maksadıyla Bingöl İl Jandarma Komutanlığınca "YILDIRIM-6 KARACEHENNEM" Operasyonu başlatıldı.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI DUYURDU! BİNGÖL'DE YILDIRIM-6 KARACEHENNEM OPERASYONU BAŞLADI
700 PERSONEL GÖREV ALIYOR
Bahse konu operasyonda Bingöl İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli; Jandarma Komando, Jandarma Özel Harekat (JÖH), Polis Özel Harekat (PÖH) ve Güvenlik Korucu timlerinden oluşan (700) personel [(47) operasyonel tim] görev alıyor.
YILDIRIM-6 KARACEHENNEM OPERASYONU BAŞLADI! İŞTE OPERASYONUN DETAYLARI
22 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
Yurt içinde terörün tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik yürütülen Yıldırım 1-2-3-4-5 Operasyonları kapsamında bugüne kadar toplam 22 terörist etkisiz hale getirildi, 31 mağara, sığınak ve depo imha edilmiş, çok sayıda silah-mühimmat, gıda ve yaşam malzemesi ele geçirildi.
YILDIRIM OPERASYONLARI, halkımızın desteği ile İNANÇLI ve KARARLI bir şekilde başarı ile devam etmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Terör örgütü PKK'nın elebaşları Murat Karayılan ve Cemil Bayık kaçacak delik arıyor
MİT, TSK, Emniyet ve Jandarmanın son dönemde yurt içi ve sınır ötesinde gerçekleştirdiği operasyonlarla teröre ağır darbe vurulurken, örgüt elebaşları da tek tek temizleniyor. Ekim 2015'ten bu yana, 673 milyon TL ödülle aranan 458 PKK'lı etkisiz hale getirildi. En son kırmızı listedeki Murat Kalko'nun öldürülmesi, örgütte paniğe neden oldu. Kaçacak delik arayan elebaşları Murat Karayılan ve Cemil Bayık, hedef olmamak için özel tedbirler alıyor.
Terörist Murat Karayılan ve Cemil Bayık
30'U KIRMIZI LİSTEDE
Kalko'nun etkisiz hale getirilmesiyle gözler bugüne kadar üstü çizilen PKK'lı elebaşlarına çevrildi. İçişleri Bakanlığı verilerine göre, Ekim 2015'ten bu yana 605 üst düzey terörist etkisiz hale getirildi. Bunların önemli kısmını PKK'lılar oluşturdu. 605 teröristten 458'inin, başlarına 673.5 milyon liraya kadar ödül konulan aranan teröristler listesindeki elebaşları olduğu belirlendi. Bunlardan 32'sini 10 milyon liraya kadar ödülle kırmızı listede aranan PKK'lılar oluşturdu.
147'Sİ LİSTE DIŞI
Yine 3 milyona kadar ödülle mavi listede aranan 26, 2 milyona kadar ödülle yeşil listede aranan 30, 1 milyona kadar ödülle turuncu listede aranan 61 terörist etkisiz hale getirildi. Yeni Şafak'ın haberine göre, en fazla temizlik ise 500 bin liraya kadar ödülle arananların bulunduğu gri listede yapıldı. Aranan teröristler listesinde gri kategoride yer alan 309 teröristin üstü çizildi. Aranan listesinde yer almayan ancak örgütlerin sözde elebaşları olduğu belirlenen 147 terörist de düzenlenen operasyonlarla etkisiz hale getirildi.
8 AYDA 60 ELEBAŞI
Yılbaşından bu yana 66 elebaşı etkisiz hale getirildi. Bunlardan 4'ünün liste dışında olduğu belirlenirken, geriye kalan 62 elebaşından 3'ünün kırmızı, 2'sinin mavi, birinin yeşil, 17'sinin turuncu, 30'unun gri listede arandığı öğrenildi. Etkisiz hale getirilen 66 elebaşından 60'ının PKK'lı olduğu belirtildi. İçişleri Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde PKK'lı elebaşları Sultan Oruç, Belyan Bozyiğit, Yahya Atmaca ve Halis Eroğlu'nun etkisiz hale getirildiğini duyurmuştu.
Elebaşları sıranın kendilerine geldiğini anlayınca radar ve termal kameralarca tespiti güçleştiren kumaşlardan yapılmış kıyafetlere yöneldi. PKK'nın silahlı eylemlere başlamasının yıldönümünde görüntülü bir açıklama yapan Karayılan ve yanındaki teröristlerin yıllardır tercih ettikleri kıyafetler yerine ilk defa kamuflaj giydikleri görüldü. Bir çalı veya bölgeye uygun bitki yığını özelliğine sahip kıyafetlerle örgüt mensuplarının sabit durduğunda havadan tespitinin zor olduğu belirtiliyor.
30'U KIRMIZI LİSTEDE
Kalko'nun etkisiz hale getirilmesiyle gözler bugüne kadar üstü çizilen PKK'lı elebaşlarına çevrildi. İçişleri Bakanlığı verilerine göre, Ekim 2015'ten bu yana 605 üst düzey terörist etkisiz hale getirildi. Bunların önemli kısmını PKK'lılar oluşturdu. 605 teröristten 458'inin, başlarına 673.5 milyon liraya kadar ödül konulan aranan teröristler listesindeki elebaşları olduğu belirlendi. Bunlardan 32'sini 10 milyon liraya kadar ödülle kırmızı listede aranan PKK'lılar oluşturdu.
147'Sİ LİSTE DIŞI
Yine 3 milyona kadar ödülle mavi listede aranan 26, 2 milyona kadar ödülle yeşil listede aranan 30, 1 milyona kadar ödülle turuncu listede aranan 61 terörist etkisiz hale getirildi. En fazla temizlik ise 500 bin liraya kadar ödülle arananların bulunduğu gri listede yapıldı. Aranan teröristler listesinde gri kategoride yer alan 309 teröristin üstü çizildi. Aranan listesinde yer almayan ancak örgütlerin sözde elebaşları olduğu belirlenen 147 terörist de düzenlenen operasyonlarla etkisiz hale getirildi.
8 AYDA 60 ELEBAŞI
Yılbaşından bu yana 66 elebaşı etkisiz hale getirildi. Bunlardan 4'ünün liste dışında olduğu belirlenirken, geriye kalan 62 elebaşından 3'ünün kırmızı, 2'sinin mavi, birinin yeşil, 17'sinin turuncu, 30'unun gri listede arandığı öğrenildi. Etkisiz hale getirilen 66 elebaşından 60'ının PKK'lı olduğu belirtildi. İçişleri Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde PKK'lı elebaşları Sultan Oruç, Belyan Bozyiğit, Yahya Atmaca ve Halis Eroğlu'nun etkisiz hale getirildiğini duyurmuştu.
ÇEMBER DARALDI
Yeni Şafak'ın haberine göre; Elebaşları sıranın kendilerine geldiğini anlayınca radar ve termal kameralarca tespiti güçleştiren kumaşlardan yapılmış kıyafetlere yöneldi. PKK'nın silahlı eylemlere başlamasının yıldönümünde görüntülü bir açıklama yapan Karayılan ve yanındaki teröristlerin yıllardır tercih ettikleri kıyafetler yerine ilk defa kamuflaj giydikleri görüldü. Bir çalı veya bölgeye uygun bitki yığını özelliğine sahip kıyafetlerle örgüt mensuplarının sabit durduğunda havadan tespitinin zor olduğu belirtiliyor.
Teröristler HDP'li vekillerin desteğini itiraf etti: Örgüte eleman gönderdiler yaralı teröristleri tedavi ettirdiler!
Giriş Tarihi: 5.8.2020 08:35 Son Güncelleme: 5.8.2020 08:38
İbrahim Halil K.: Remziye Tosun beni hendek olaylarında Sur’daki evinde gizledi. Sonra da örgüte gönderdi... Evindar Oruç: Suriye’de yaralandım. Beni sahte kimlikle Suruç’a getirdiler. HDP’li Leyla Güven İstanbul’da tedavi edilmem için bana yardımcı oldu...
15 YIL HAPSİ İSTENİYOR
Terörist Evindar Oruç, Zeytin Dalı Harekâtı başlayınca örgütten kaçtığını anlattı. Hakkında 15 yıl hapis istemiyle dava açılan teröristin yargılanmasına önümüzdeki günlerde Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak.
FOTOĞRAFINDAN TANIDI
Suriye'nin Ayn El Arap bölgesindeki YPG saflarından kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan teslim olan İbrahim Halil K. hakkında terör örgütü üyesi olmak suçundan dava açıldı. Emniyetteki sorgusunda çok sayıda terörist ile HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun'u teşhis eden terörist İbrahim Halil K.'nın iddianameye yansıyan ifadelerinde çarpıcı detaylar yer aldı. Çukur ve hendek olaylarının yaşandığı dönemde evi Sur'da olduğu için çok sayıda teröristi evinde barındıran, tedavi eden Remziye Tosun'un İbrahim Halil K.'yı da bizzat evinde gizleyip PKK terör örgütünün dağ kadrosuna gönderdiği ortaya çıktı. Terörist ifadesinde şöyle dedi: Sur'da babamın kıraathanesinde çalışıyordum. İran uyruklu bir teröristle HDP Milletvekili Remziye Tosun'un evine gittik. Evde Tosun ile çocukları vardı. Remziye ile İranlı terörist bir süre konuştuktan sonra Remziye İran'lıya, 'Bu küçük kızım biraz büyüsün onu örgüte bizzat götürüp elimle teslim edeceğim' dedi. Remziye'nin evinde bir gece gizlendikten sonra ertesi gün İranlı terörist iki araçla eve gelip beni aldı. Lice kırsalında Mervan kod adlı teröriste teslim ettiler beni. Avaşin Kampı'na götürüldüm. Suriye'de YPG saflarında yer aldım. Pişman olup geri dönmek istediğimi söyleyince beni Deyrezor'a sürdüler. Bulduğum ilk fırsatta kaçtım" dedi. Remziye Tosun dâhil 122 teröristi fotoğraflarından teşhis eden teröristin yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Son dakika: HDP'li Mensur Işık hakkında eşini yaralamaktan fezleke düzenlendi
Örgüte eleman gönderdiler yaralı teröristleri tedavi ettirdiler!
İbrahim Halil K.: Remziye Tosun beni hendek olaylarında Sur’daki evinde gizledi. Sonra da örgüte gönderdi... Evindar Oruç: Suriye’de yaralandım. Beni sahte kimlikle Suruç’a getirdiler. HDP’li Leyla Güven İstanbul’da tedavi edilmem için bana yardımcı oldu...
Kuzey Irak'ta peşmergelere teslim olduktan sonra Habur Sınır Kapısı'na getirilerek güvenlik güçlerine teslim edilen terörist Evindar Oruç, 4 Haziran'da vekilliği düşürülen HDP'li Leyla Güven'i fotoğrafından teşhis ederek kendisinin Suriye'de yaralandığını, Güven'in de tedavisi için yardımcı olduğunu anlattı. Teröristin iddianameye yansıyan itirafları şöyle: DEAŞ'la çatışmaların olduğu bölgede belimden yaralandım. Tedavi imkânı olmadığı için beni sahte kimlikle Suruç ilçesine getirdiler. Suruç'ta bir süre kaldıktan Leyla Güven bana 'Seni tedavi için İstanbul'a götüreceğiz' dedi. İstanbul Ataşehir'de Leyla Güven ile şoförü beni birine teslim etti, daha sonra Esenyurt'ta bir hastanede Suriyeli Muhammet olarak tedavi gördüm.
15 YIL HAPSİ İSTENİYOR
Terörist Evindar Oruç, Zeytin Dalı Harekâtı başlayınca örgütten kaçtığını anlattı. Hakkında 15 yıl hapis istemiyle dava açılan teröristin yargılanmasına önümüzdeki günlerde Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak.
FOTOĞRAFINDAN TANIDI
Suriye'nin Ayn El Arap bölgesindeki YPG saflarından kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan teslim olan İbrahim Halil K. hakkında terör örgütü üyesi olmak suçundan dava açıldı. Emniyetteki sorgusunda çok sayıda terörist ile HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun'u teşhis eden terörist İbrahim Halil K.'nın iddianameye yansıyan ifadelerinde çarpıcı detaylar yer aldı. Çukur ve hendek olaylarının yaşandığı dönemde evi Sur'da olduğu için çok sayıda teröristi evinde barındıran, tedavi eden Remziye Tosun'un İbrahim Halil K.'yı da bizzat evinde gizleyip PKK terör örgütünün dağ kadrosuna gönderdiği ortaya çıktı. Terörist ifadesinde şöyle dedi: Sur'da babamın kıraathanesinde çalışıyordum. İran uyruklu bir teröristle HDP Milletvekili Remziye Tosun'un evine gittik. Evde Tosun ile çocukları vardı. Remziye ile İranlı terörist bir süre konuştuktan sonra Remziye İran'lıya, 'Bu küçük kızım biraz büyüsün onu örgüte bizzat götürüp elimle teslim edeceğim' dedi. Remziye'nin evinde bir gece gizlendikten sonra ertesi gün İranlı terörist iki araçla eve gelip beni aldı. Lice kırsalında Mervan kod adlı teröriste teslim ettiler beni. Avaşin Kampı'na götürüldüm. Suriye'de YPG saflarında yer aldım. Pişman olup geri dönmek istediğimi söyleyince beni Deyrezor'a sürdüler. Bulduğum ilk fırsatta kaçtım" dedi. Remziye Tosun dâhil 122 teröristi fotoğraflarından teşhis eden teröristin yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Kuzey Irak'ta peşmergelere teslim olduktan sonra Habur Sınır Kapısı'na getirilerek güvenlik güçlerine teslim edilen terörist Evindar Oruç, 4 Haziran'da vekilliği düşürülen HDP'li Leyla Güven'i fotoğrafından teşhis ederek kendisinin Suriye'de yaralandığını, Güven'in de tedavisi için yardımcı olduğunu anlattı. Teröristin iddianameye yansıyan itirafları şöyle: DEAŞ'la çatışmaların olduğu bölgede belimden yaralandım. Tedavi imkânı olmadığı için beni sahte kimlikle Suruç ilçesine getirdiler. Suruç'ta bir süre kaldıktan Leyla Güven bana 'Seni tedavi için İstanbul'a götüreceğiz' dedi. İstanbul Ataşehir'de Leyla Güven ile şoförü beni birine teslim etti, daha sonra Esenyurt'ta bir hastanede Suriyeli Muhammet olarak tedavi gördüm.
.Teslim olan teröristler PKK'nın kirli yüzünü anlattı: HDP binasında katıldım! Çocuklara tecavüz ediyorlar
İçişleri Bakanlığının koordinesinde güvenlik birimlerinin yürüttüğü ikna çalışmaları sonucu teslim olan terör örgütü üyelerinin ifadeleri, PKK'nın karanlık yüzünü gözler önüne serdi. Örgüt mensupları, ifadelerinde erkek çocuklara dahi tecavüz edildiğini, çocukların kandırılarak nasıl dağa götürüldüğünü ve PKK-HDP ilişkisini anlattı. PKK'nın Diyarbakır annelerinden duyduğu rahatsızlık ve ikna çağrılarına karşı yürütülen propaganda da ifadelerde yer aldı.
İçişleri Bakanlığının koordinesinde güvenlik birimlerinin yürüttüğü ikna çalışmaları sonucu teslim olan terör örgütü PKK mensuplarının ifadeleri, erkek çocuklara dahi tecavüz edildiğini, çocukların kandırılarak nasıl dağa götürüldüğünü, PKK ile HDP arasındaki ilişkiyi ve Diyarbakır annelerinden duyulan rahatsızlığı gözler önüne serdi.
Jandarma Genel Komutanlığınca yürütülen ikna çalışmaları sonucu Mardin ve Şırnak'ta teslim olan teröristlerin ifadeleri, örgütün gerçek yüzünü gösterdi.
Teslim olan örgüt üyeleri, erkek çocuklara dahi tecavüz edildiğini belirterek, çocukların kandırılarak nasıl dağa götürüldüğünü anlattı.
KÖTÜ MUAMELE
Anne ve babasını kaybettikten sonra bunalıma girdiğini, terör örgütü üyelerinin beyin yıkama faaliyetleri sonucu PKK'ya katıldığını söyleyen örgüt mensubu, "Ailene ve sana iyi bakacağız, çok iyi imkanlar altında yaşayacaksın." denilerek kandırıldığını, örgütte işkence ve kötü muameleyle karşılaştığını, çoğu zaman aç kaldığını, aylarca banyo yapamadan dağlarda karın ve yağmurun altında çok kötü şartlarda yaşadıklarını kaydetti.
"DİYARBAKIR ANNELERİNİN EYLEMİ GÖSTERİLMİYORDU"
Teslim olan başka bir örgüt mensubu da 4 yıl Suriye'de kaldığını, Deyrizor'da olduğu sırada örgütte üst düzeyde bulunan 25 yaşlarındaki teröristin, örgüte katılan 12-13 yaşlarındaki erkek çocuğa tecavüz ettiğini anlattı.
Diyarbakır'da annelerin eylemlerinin PKK tarafından kendilerine gösterilmemeye çalışıldığına dikkati çeken örgüt üyesi, haberlerden etkilenmemeleri için televizyon, internet ve gazete gibi imkanlardan uzak tutulduklarını söyledi.
Örgüt üyesi, bu yayınları takip etmek isteyenlerin hapsedildiklerini veya ağır şekilde cezalandırıldıklarını belirterek, eyleme katılan ailelerin devletten para aldıkları ve onları tuzağa düşürerek hapse atacakları ya da öldürecekleri şeklinde propaganda yapıldığını kaydetti.
Teslim olan örgüt mensubu şunları ifade etti:
"Çocuklara işkence ve kötü muamele yapılıyordu. Bizi aç bırakıyorlardı, üzerimize soğuk su döküyorlardı. Üstümüzden, arkamızdan mermi sıkıyorlardı, 'Kaçın' diyorlardı. Çocukları taburlara götürüp eğitim veriyorlardı, ailemizle görüşmemize izin verilmiyordu. İnsanları öldürüyorlardı. Bizi Suriye'ye götürdüler. Çocukların üzerine bomba atılıyordu, 'Devlet yapıyor.' diyorlardı. Suriye ve İran'dakiler de hepsi bir, hepsi aynıdır. Hepsi parayla çalışıyor. Genç kızlarla eğleniyorlardı. 5 yıl kaldım, sanki 50 yıl kalmış gibiydim.
Sağlam bir tarafım kalmadı. Büyük zulüm vardı orada. Bize 'Devlet kötü' dediler. Geldik, öyle bir şey yoktu. İşkence yaptılar, 7 ay boyunca kötü muameleye maruz kaldım. Kötü kitaplar okutuyorlardı zorla. Psikolojik baskı yapılıyordu."
"KIZLAR DAYANAMIYOR, İNTİHAR EDİYORDU"
Kadınların örgütün baskısından intihara sürüklendiğini dile getiren başka bir örgüt üyesi de özellikle kızların üzerinde yoğun baskı ve şiddet olduğunu söyledi.
"Kızlar dayanamıyor, intihar ediyordu. Kaçmaya çalışanlar da öldürülüyordu." diyen örgüt mensubu, Suriye'deki örgüt kamplarında yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Yemekler güzel değildi, ortam iyi değildi. Bizi DEAŞ'a, rejime karşı savaşmaya gönderiyorlardı. Dağdakilere sesleniyorum: Devlet iyidir, inanmayın onların söylediklerine. Devletten daha iyi kimse yoktur. Bazı arkadaşlar 'Doğru yoldayız.' diyor. Hayır, yanlış yoldasınız, sizi kandırıyorlar. Hep fakirlerin çocukları ölüyor, onlar para kazanıyor. Fakirlerin aileleri üzülüyor, perişan oluyor."
ÖRGÜTE HDP BİNASINDA KATILDIĞINI İTİRAF ETTİ
İkna çalışmaları sonucu Mardin'de teslim olan ve örgüte çocuk yaşta katılan başka bir terörist de Kürtçe ve Türkçe ifadesinde yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi:
"Yıl 2014'tü, o zamanlar ben de normal insanlar gibi ailemin yanında, mutlu mesut çalışıp para kazanıyordum. 13-14 yaşındaydım, çocuktum yani düşünce kabiliyetim yoktu, neyin ne olduğunu bilmiyordum. İşte o zaman örgüt propagandasını yaptılar. Bana 'Seni dağa gönderelim, işte orada örgüt sana yardımcı olur, ne sorunun varsa halleder.' dediler. Beni HDP binasına gönderdiler. HDP binasına girdiğimde ve durumu izah ettiğimde bunlar bana, 'Tamam, doğru yere gelmişsin, biz sana yardımcı olacağız, elimizden geleni yapacağız. Seni devlete de teslim etmeyeceğiz. Eğer bizden kaçarsan devlet seni yakalarsa ceza verir, işkence yapar.' diye korkuttular.
Örgüte katıldıktan sonra baktım, insanlar ölüyor, kimin ne yaptığı belli değil. Bir çocuğun rüya, korkulu rüya görmesi gibi bir şeydi benim için. Hep o rüyanın bitmesini isterdim ama bitmiyordu. Pişmandım, ailemi özlüyordum. Jandarmalar beni kurtarıp aileme teslim etti. Allah razı olsun, yani onların emeğiyle, onların verdiği çabayla aileme ulaştım."
"ANNELERİN EYLEMİ ETKİLİ"
Başka bir örgüt mensubu da Diyarbakır annelerinin eylemlerinin, ailelerine kavuşmak isteyen örgüt üyeleri üzerinde oldukça etkili olduğunu söyledi.
"Hiç sonu gelmeyecek dediğim kabus gerçekten bir anda değişti yani hayatım değişti, aileme kavuştum." diyen örgüt mensubu, şunları kaydetti:
"İnşallah oradaki gençler de benim gibi ailesine kavuşur. Diyarbakır anneleri de orada bir emek sarf ediyor. Yani çocuklarına kavuşmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bunu bırakmasınlar, çocukları için gerçekten hem moral verici hem faydalı bir şey.
Çocukları orada aileleri gördüğünde çok mutlu oluyor, moral alıyorlar. Hemen arayış içene geçip, devlete ulaşıp ailelerine kavuşmak istiyorlar."
"DEAŞ İLE SAVAŞMAK İSTERKEN ONLARA BENZEDİM"
Örgüte 2016 yılında katıldığını belirten başka bir örgüt mensubu da ifadesinde, katılış amacının DEAŞ ile savaşmak olduğuna değinerek, örgütte kaldığı süre boyunca PKK'nın da DEAŞ'tan farkının olmadığını ve aynı acımasızlık ve vahşetin uygulayıcısı olduğunu gördüğünü söyledi.
Teslim olan terörist, "DEAŞ nasıl insanlık dışı şeyler yapıyorsa örgütün de onun gibi yaptığını gördüm. Bunlar neydi, cinsel istismar olsun, tecavüz olsun ya da insanı boş yere öldürmek olsun. Bunlar insanları boş yere ölüme gönderiyorlardı. Kendi içinde kabul etmedikleri insanları infaz ettiriyorlardı. 10 falan infaz olayı duydum. Bu örgüt hep der, 'Ben Kürtlerin hakkını savunuyorum, Kürtler için savaşıyorum.' fakat bu örgütün Amerika'nın oyunlarına gelmekten başka bir işi yoktur. Amerika bu örgütü kullanır, bu örgüt de Kürt insanlarını kullanır, öldürtür, zarar verir, devlete karşı kışkırtır. Orada kendine kazanç sağlar." diye konuştu.
Örgütteki üst düzey kadın yöneticilerin yaşantısının diğer kadın örgüt mensuplarından farklı olduğunu belirten terörist, örgüt üyelerine seslenerek, "Onlar istediği her yemeği yer ya da özel arabaya biner ama diğer kadınlar dağda aç susuz, rezalet içinde şey yaparlar, size tavsiyem örgüte katılmayın. Ben pişman oldum, kaçtım, siz giderseniz hayatınız boşu boşuna heba olur, size tavsiyem katılmayın. Ne Kürt insanı ne de Kürt halkı ile bunların bir alakası yoktur." ifadelerini kullandı.
Örgütün teslim olmamaları yönündeki karşı propagandasına dikkati çeken örgüt üyesi, "Ben geldiğim günden beri örgüt, 'Siz giderseniz Türkler sizi öldürür, ailenize vermezler sizi, herhangi bir yere götürür, operasyonda öldü derler.' diyorlardı fakat ben geldim, şu anda sağ bir şekildeyim." dedi.
PKK'nın Diyarbakır annelerinden rahatsızlığı teröristlerin ifadelerine yansıdı
İçişleri Bakanlığının koordinesinde güvenlik birimlerinin yürüttüğü ikna çalışmaları sonucu teslim olan terör örgütü PKK mensuplarının ifadeleri, erkek çocuklara dahi tecavüz edildiğini, çocukların kandırılarak nasıl dağa götürüldüğünü, PKK ile HDP arasındaki ilişkiyi ve Diyarbakır annelerinden duyulan rahatsızlığı gözler önüne serdi.
Giriş Tarihi: 3.8.2020 12:35
Jandarma Genel Komutanlığınca yürütülen ikna çalışmaları sonucu Mardin ve Şırnak'ta teslim olan teröristlerin ifadeleri, örgütün gerçek yüzünü gösterdi.
Teslim olan örgüt üyeleri, erkek çocuklara dahi tecavüz edildiğini belirterek, çocukların kandırılarak nasıl dağa götürüldüğünü anlattı.
KÖTÜ MUAMELE
Anne ve babasını kaybettikten sonra bunalıma girdiğini, terör örgütü üyelerinin beyin yıkama faaliyetleri sonucu PKK'ya katıldığını söyleyen örgüt mensubu, "Ailene ve sana iyi bakacağız, çok iyi imkanlar altında yaşayacaksın." denilerek kandırıldığını, örgütte işkence ve kötü muameleyle karşılaştığını, çoğu zaman aç kaldığını, aylarca banyo yapamadan dağlarda karın ve yağmurun altında çok kötü şartlarda yaşadıklarını kaydetti.
"DİYARBAKIR ANNELERİNİN EYLEMİ GÖSTERİLMİYORDU"
Teslim olan başka bir örgüt mensubu da 4 yıl Suriye'de kaldığını, Deyrizor'da olduğu sırada örgütte üst düzeyde bulunan 25 yaşlarındaki teröristin, örgüte katılan 12-13 yaşlarındaki erkek çocuğa tecavüz ettiğini anlattı.
Diyarbakır'da annelerin eylemlerinin PKK tarafından kendilerine gösterilmemeye çalışıldığına dikkati çeken örgüt üyesi, haberlerden etkilenmemeleri için televizyon, internet ve gazete gibi imkanlardan uzak tutulduklarını söyledi.
Örgüt üyesi, bu yayınları takip etmek isteyenlerin hapsedildiklerini veya ağır şekilde cezalandırıldıklarını belirterek, eyleme katılan ailelerin devletten para aldıkları ve onları tuzağa düşürerek hapse atacakları ya da öldürecekleri şeklinde propaganda yapıldığını kaydetti.
Teslim olan örgüt mensubu şunları ifade etti:
"Çocuklara işkence ve kötü muamele yapılıyordu. Bizi aç bırakıyorlardı, üzerimize soğuk su döküyorlardı. Üstümüzden, arkamızdan mermi sıkıyorlardı, 'Kaçın' diyorlardı. Çocukları taburlara götürüp eğitim veriyorlardı, ailemizle görüşmemize izin verilmiyordu. İnsanları öldürüyorlardı. Bizi Suriye'ye götürdüler. Çocukların üzerine bomba atılıyordu, 'Devlet yapıyor.' diyorlardı. Suriye ve İran'dakiler de hepsi bir, hepsi aynıdır. Hepsi parayla çalışıyor. Genç kızlarla eğleniyorlardı. 5 yıl kaldım, sanki 50 yıl kalmış gibiydim.
Sağlam bir tarafım kalmadı. Büyük zulüm vardı orada. Bize 'Devlet kötü' dediler. Geldik, öyle bir şey yoktu. İşkence yaptılar, 7 ay boyunca kötü muameleye maruz kaldım. Kötü kitaplar okutuyorlardı zorla. Psikolojik baskı yapılıyordu."
HDP önünde nöbet tutan anne evladına böyle kavuştu
"KIZLAR DAYANAMIYOR, İNTİHAR EDİYORDU"
Kadınların örgütün baskısından intihara sürüklendiğini dile getiren başka bir örgüt üyesi de özellikle kızların üzerinde yoğun baskı ve şiddet olduğunu söyledi.
"Kızlar dayanamıyor, intihar ediyordu. Kaçmaya çalışanlar da öldürülüyordu." diyen örgüt mensubu, Suriye'deki örgüt kamplarında yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Yemekler güzel değildi, ortam iyi değildi. Bizi DEAŞ'a, rejime karşı savaşmaya gönderiyorlardı. Dağdakilere sesleniyorum: Devlet iyidir, inanmayın onların söylediklerine. Devletten daha iyi kimse yoktur. Bazı arkadaşlar 'Doğru yoldayız.' diyor. Hayır, yanlış yoldasınız, sizi kandırıyorlar. Hep fakirlerin çocukları ölüyor, onlar para kazanıyor. Fakirlerin aileleri üzülüyor, perişan oluyor."
ÖRGÜTE HDP BİNASINDA KATILDIĞINI İTİRAF ETTİ
İkna çalışmaları sonucu Mardin'de teslim olan ve örgüte çocuk yaşta katılan başka bir terörist de Kürtçe ve Türkçe ifadesinde yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi:
"Yıl 2014'tü, o zamanlar ben de normal insanlar gibi ailemin yanında, mutlu mesut çalışıp para kazanıyordum. 13-14 yaşındaydım, çocuktum yani düşünce kabiliyetim yoktu, neyin ne olduğunu bilmiyordum. İşte o zaman örgüt propagandasını yaptılar. Bana 'Seni dağa gönderelim, işte orada örgüt sana yardımcı olur, ne sorunun varsa halleder.' dediler. Beni HDP binasına gönderdiler. HDP binasına girdiğimde ve durumu izah ettiğimde bunlar bana, 'Tamam, doğru yere gelmişsin, biz sana yardımcı olacağız, elimizden geleni yapacağız. Seni devlete de teslim etmeyeceğiz. Eğer bizden kaçarsan devlet seni yakalarsa ceza verir, işkence yapar.' diye korkuttular.
Örgüte katıldıktan sonra baktım, insanlar ölüyor, kimin ne yaptığı belli değil. Bir çocuğun rüya, korkulu rüya görmesi gibi bir şeydi benim için. Hep o rüyanın bitmesini isterdim ama bitmiyordu. Pişmandım, ailemi özlüyordum. Jandarmalar beni kurtarıp aileme teslim etti. Allah razı olsun, yani onların emeğiyle, onların verdiği çabayla aileme ulaştım."
"ANNELERİN EYLEMİ ETKİLİ"
Başka bir örgüt mensubu da Diyarbakır annelerinin eylemlerinin, ailelerine kavuşmak isteyen örgüt üyeleri üzerinde oldukça etkili olduğunu söyledi.
"Hiç sonu gelmeyecek dediğim kabus gerçekten bir anda değişti yani hayatım değişti, aileme kavuştum." diyen örgüt mensubu, şunları kaydetti:
"İnşallah oradaki gençler de benim gibi ailesine kavuşur. Diyarbakır anneleri de orada bir emek sarf ediyor. Yani çocuklarına kavuşmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bunu bırakmasınlar, çocukları için gerçekten hem moral verici hem faydalı bir şey.
Çocukları orada aileleri gördüğünde çok mutlu oluyor, moral alıyorlar. Hemen arayış içene geçip, devlete ulaşıp ailelerine kavuşmak istiyorlar."
"DEAŞ İLE SAVAŞMAK İSTERKEN ONLARA BENZEDİM"
Örgüte 2016 yılında katıldığını belirten başka bir örgüt mensubu da ifadesinde, katılış amacının DEAŞ ile savaşmak olduğuna değinerek, örgütte kaldığı süre boyunca PKK'nın da DEAŞ'tan farkının olmadığını ve aynı acımasızlık ve vahşetin uygulayıcısı olduğunu gördüğünü söyledi.
Teslim olan terörist, "DEAŞ nasıl insanlık dışı şeyler yapıyorsa örgütün de onun gibi yaptığını gördüm. Bunlar neydi, cinsel istismar olsun, tecavüz olsun ya da insanı boş yere öldürmek olsun. Bunlar insanları boş yere ölüme gönderiyorlardı. Kendi içinde kabul etmedikleri insanları infaz ettiriyorlardı. 10 falan infaz olayı duydum. Bu örgüt hep der, 'Ben Kürtlerin hakkını savunuyorum, Kürtler için savaşıyorum.' fakat bu örgütün Amerika'nın oyunlarına gelmekten başka bir işi yoktur. Amerika bu örgütü kullanır, bu örgüt de Kürt insanlarını kullanır, öldürtür, zarar verir, devlete karşı kışkırtır. Orada kendine kazanç sağlar." diye konuştu.
Örgütteki üst düzey kadın yöneticilerin yaşantısının diğer kadın örgüt mensuplarından farklı olduğunu belirten terörist, örgüt üyelerine seslenerek, "Onlar istediği her yemeği yer ya da özel arabaya biner ama diğer kadınlar dağda aç susuz, rezalet içinde şey yaparlar, size tavsiyem örgüte katılmayın. Ben pişman oldum, kaçtım, siz giderseniz hayatınız boşu boşuna heba olur, size tavsiyem katılmayın. Ne Kürt insanı ne de Kürt halkı ile bunların bir alakası yoktur." ifadelerini kullandı.
Örgütün teslim olmamaları yönündeki karşı propagandasına dikkati çeken örgüt üyesi, "Ben geldiğim günden beri örgüt, 'Siz giderseniz Türkler sizi öldürür, ailenize vermezler sizi, herhangi bir yere götürür, operasyonda öldü derler.' diyorlardı fakat ben geldim, şu anda sağ bir şekildeyim." dedi.
YORUMLAR