Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tarihin en gizemli topluluklarından biri de hiç kuşkusuz Tapınakçılar'dır. Fransızca'da "Templiers" , İngilizce'de "Templars" olarak adlandırılan bu şövalyelerin gizemi günümüzde de varlığını korumaktadır. İşte tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

21 Ekim 2017 - 21:30 - Güncelleme: 21 Ekim 2018 - 23:19

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Giriş Tarihi: 21.10.2018 19:32 Güncelleme Tarihi: 21.10.2018 21:59

Tarihin en gizemli topluluklarından biri de hiç kuşkusuz Tapınakçılar'dır. Fransızca'da "Templiers" , İngilizce'de "Templars" olarak adlandırılan bu şövalyelerin gizemi günümüzde de varlığını korumaktadır. İşte tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tarihin en gizemli topluluklarından biri de hiç kuşkusuz Tapınakçılar'dır. Fransızca'da "Templiers" , İngilizce'de "Templars" olarak adlandırılan bu şövalyelerin gizemi günümüzde de varlığını korumaktadır.

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Özellikle de Mason Cemiyetlerinin bu şövalyelere sahip çıkmaları günümüzde de süregelen bir ilgiye kaynaklık etmektedir.

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

TARİKAT'IN DOĞUŞU
1099 yılında Kudüs ve Filistin'deki kutsal yerler Haçlılar'ın eline geçmişti. Ancak Haçlı kuvvetlerinin burada güven içinde olduklarını söylemek çok güçtü.

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Buradaki Müslüman kuvvetler , özellikle de 1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra akın eden Türkler Haçlıları güç durumda bırakmaktaydılar.

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Bölgeye Hristiyan hacı adaylarının da sürekli gelmesi bölgede özel güvenlik önlemlerinin alınmasını gerektirmekteydi. Hacı adayları etraftaki haydutların kurbanı olmaktaydılar.

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Bölgede güvenlik sağlanması ve hacı adaylarının güven içinde seyahatlerinin gerçekleştirilebilmesi için –kaynaklara göre- dokuz şövalye Fransa'da , Champagne bölgesinde , Hugues de Payns önderliğinde toplanmışlardır.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Kayıtlara göre bu şövalyeler Hugues de Payns, Geoffroy de Saint-Omer, André de Mantbard, Payen de Montdidier, Archambaud de Saint-Aignan, Geoffroy Bisol, Hughes Rigaud, Rossal ve Gondemare'dir.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Hac yollarının emniyeti için yola çıkıp Kudüs'e varan bu şövalyeler , kral II.Baudouin tarafından çok iyi karşılanmış ve kendilerine şehirde bir yer tahsisi edilmiştir.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Bu yıllar , 1119 –1120 yılları, tarikatın aynı zamanda ilk yıllarıdır. Tarikatın bu yıllardaki adı ise "İsa'nın Yoksul Şövalyeleri"dir.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Birkaç sene sonra ise kral II.Baudouin , oturmakta olduğu ve Süleyman'ın Tapınağı olarak bilinen yeri terk etmiş ve burayı bu şövalyelere tahsis etmiştir. İsa'nın Yoksul Şövalyeleri'nin adı ise bundan böyle "Tapınakçılar" olarak anılmaya başlamıştır.

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Takip eden yıllarda Tapınakçı şövalyelerin sayısı hızla artmaya başlamıştır. Artık savunmaya ihtiyaç duyan hacıların korunmasın üstlenmek isteyen şövalyeler kendilerini Tapınakçıların arasında bulmaktadırlar.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Özellikle Hayfa Limanı ile Kudüs arasındaki yolun korunmasını Tapınakçılar üstlenmiştir.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tapınakçıların sayılarının artması artık Saint Augustin'den esinlenerek konulan kuralların yerine yeni , bu tarikata mahsus kuralların konulması gerektirmişti.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

1127 yılında Hugues de Payns beş arkadaşı ile birlikte Roma'ya, papa II.Honorius'u ziyarete gitmiş ve bu topluluk papa tarafından dini bir örgüt olarak tanınmış ve 13 Ocak 1128'de kurallar konulmuştur.

 

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı! Latince olan bu kurallar "Latince kurallar" olarak geçer. 12 yıl sonra uygulanacak olan "Fransızca kurallar" ise bunlardan çok az farklıdırlar.

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Aslında Tapınakçıların tanınmasında ve kuralların konmasında , daha başka bir deyişle tarikatlaşmasında önemli bir isim rol oynamıştır : Saint Bernard de Clairvaux.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

1090 doğumlu olan Saint Bernard de Clairvaux, genç yaşlardan beri çevresinde tanınmaya başlanmış , gerek davranışları gerekse de din kültürü ile ünü yayılmıştır. 1153 yılındaki ölümüne kadar etrafında hem sevgi dolu bir din adamı hem de karizmatik bir lider olarak saygı görmüştür.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

20 Ağutos'daki ölüm tarihi, ona ait bir kült gününe dönüşmeye başladığında ise kilise müdahale etmek zorunda kalmıştı.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Saint Bernard de Clairvaux gibi önemli bir kişiden destek alan Tapınakçılar böylece hem savaşçı şövalye olarak hem de dindar rahipler olarak kendi kurallarını uygulamaya başlamışlardır.

 

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tapınakçılar ayrıca kendilerini diğerlerinden ayırmak için beyaz elbiseler de giymeye başlamışlardır. Tapınakçıların kıyafetlerinin en belirgin özelliği ise beyaz elbisenin üzerinde bulunan kırmızı haçtır.

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

TARİKATIN BÜYÜMESİ
Zaman içinde Tapınakçılara bir çok şövalye katılmış ve örgüt büyümeye başlamıştır. 1147 yılında tarikatın ikinci Üstadı Robert de Craon öldüğünde sadece Kudüs'de 700 şövalye ve onlara hizmet eden 2400 kişi vardı.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

On üçüncü yüzılda bir çok eyalette varlık göstermekteydiler. Bunların arasında Provence , Bourgogne, Catalogne , Portekiz , gibi yerler de vardı.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Filistin'de üç büyük eyalete bölünmüşlerdi : Kudüs , Tripoli ve Antakya. Bu yüzyılda Tapınakçıların 3468 adet şatoları vardı.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tapınakçılar hem asker hem rahip oldukları için kadınlarla ilgilenmezler , boş vakitlerinin çoğunu ibadetle geçirirlerdi.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tapınakçılar hem birtakım ayrıcalıklara sahip oldukları için hem de güvenilir oldukları için kutsal topraklara giden haçlıların paralarını da taşıyorlardı.

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tapınakçılar ayrıca hem katılanlardan gelen gelirle hem bağışlarla iyice de zenginleşmişlerdi. Bunun dışında söylentilere göre Tapınakçılar civardaki Müslümanlardan da para almaktaydılar.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tapınakçılar bu arada Orta Doğu'da ve İberya'da bir çok savaşlara katılmış ve başarılar da sağlamışlardı.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Sonuç olarak , Tapınakçılar Haçlı Seferleri ve Hristiyan Krallıkları döneminde güçlerinin doruğuna çıkmışlardı. Ancak bu etrafta söylentilerin doğmasına da neden olmaktaydı.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

TARİKATIN SONU
Sağlanan bütün başarılara rağmen doğuda Latin krallıkları çok uzun ömürlü olamamışlardı. 16 Haziran 1291'de son kale de Müslümanların eline geçtiğinde sadece 16 Tapınakçı şövalye kalmıştı. Kalan şövalyeler ise Fransa'ya yerleşmişlerdi.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Belli bir amaç için kutsal topraklarda toplanan Tapınakçı şövalyelerin Fransa'da tarikatın varlığını sürdürmelerine için hiçbir neden yoktu. Artık tarikat ömrünü tamamlamıştı. Ancak şövalyeler bunu kabul etmek bir yana zenginlikleri ile ayrıcalıklı bir konumda varlıklarını sürdürüyordu.

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tapınakçı şövalyelerin bu zenginliği , paraya ihtiyacı olan Fransa kralı Güzel Philippe'nin (Philippe le Bel) dikkatini çekmekteydi. Bu arada Tapınakçı şövalyeler hakkında çıkan söylentiler de kralın içini kolaylaştıracak gibi durmaktaydı.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Sonunda kral ustaca bir komplo ile 13 Ekim 1307'de Tapınakçı şövalyelerin büyük bir bölümünü tutuklamayı başardı.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Aralarında Büyük Üstad Jacques de Molay'ın da bulunduğu bu grup büyük işkenceler maruz kalmış ve kendilerine atfedilen suçlardan büyük bölümünü kabul etmişlerdir.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Uzun mahkemelerden sonra Tapınakçıların sonu ateşte yanarak gelmiştir. Ancak ölümlerinden ve tarikatın yok olmasından sonra da haklarında söylentiler devam etmiştir.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

TAPINAKÇILARIN GİZEMLERİ
Tapınakçıların gizemleri daha tarikatın kuruluşu ile başlar. Aslında tarikat kurulduğu andan itibaren ezoterik bir karakter göstermiş ve amacını saklamıştır.

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tarikatın ezoterik karakteri mühründe de görülmektedir. Aynı ata binmiş iki şövalye şeklindeki bu mühür değişik araştırmacılar tarafından değişik şekillerde yorumlanmıştır.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Bazı araştırmacılar bu sembolü birbirini kollayan iki şövalye olarak yorumlarken bazıları da bunu tarikatın ilk yıllarındaki fakirliğini belirttiğini iddia etmişlerdir.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Aslında bu mühür , Saint Bernard'ın da «çarpışma iki yönlüdür, yeryüzünde ve gökyüzünde» şeklinde belirttiği gibi , misyonun maddi ve manevi olan iki yönünü temsil etmektedir. Bir başka deyişle görünüşteki amaçları Kutsal Topraklara giden hacılara yardım etmek olan tarikatın aslında bir de ruhsal bir amacı vardı.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tarikatın ezoterik yönünün bir başka göstergesi de inisiyasyon törenleridir. Bu törenler bütün ezoterik topluluklarda görülen törenlere benzemektedir.

 

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı! Aday kabul edilmeden önce çeşitli sınavlardan geçmektedir. Bu sınavların tam olarak neler olduğunu bilemesek de dört elementle ilgili bir takım törenler olduğunu , bazı moral değerlerin sorgulandığını öğrenmekteyiz..

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Bu sınavları geçen adayı, geceleyin, on iki şövalye beklemekteydi. Dışarıda bekleyen adaya şövalyeler niçin kapıya geldiğini üç defa sorarlar , yanıtını kabul edince içeri alırlardı. Tarikata kabul edilme ise törenle olmaktaydı.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tarikatın bir ilginç karakteri de o zamanki Orta Çağ düşüncesinden farklı düşünsel yapısı idi. Ezoterik düşünceye olan yatkınlığı Tapınakçıları diğer tarikatlardan ayırtmakta ve etrafta yanlış anlamalara yer vermekte idi.

 
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tapınakçıları tam bir ezoterik topluluk olarak düşünmek doğru olmaz ancak tarikatın zaman içinde böyle bir karakter aldığını ve diğer ezoterik topluluklara kaynak olduğu için bu özelliğinin fazla abartıldığını söyleyebiliriz.

 

Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!

Tarihin en gizemli topluluklarından biri de hiç kuşkusuz Tapınakçılar'dır. Fransızca'da "Templiers" , İngilizce'de "Templars" olarak adlandırılan bu şövalyelerin gizemi günümüzde de varlığını korumaktadır.

Tapınak Şövalyeleri Kimdir?

Tarihin en gizemli topluluklarından bir tanesi Tapınakçılar ailesi. Mason cemiyetlerinin�bu şövalyelere sahip çıkması ve varlığını inanılır hale getirmesi hala araştırılmakta ve tartışma�konusu olmaktadır.

1099 senesi, Kudüs ve Filistinde bulunan kutsal topraklar ve eserler Haçlıların eline�geçti ve bu müslümanları fazlasıyla huzursuz etmekteydi. Türklerin sürekli baskı altında tuttukları
Haçlılar bu konuda rahatsızdı ancak topraklar onların ellerindeydi. Kutsal bölgeye sürekli Haçlı orduları adına Hıristiyan hacı adayları ziyarete gelmekteydi ve bunun için�Haçlıların tedirginliği her geçen gün artmaktaydı. Müslümanların küçük bir saldırısı hacı adaylarını�zor durumda bırakabilirdi. Güçlü bir koruma ancak onları bu korkudan ve tehditten uzak tutabilirdi.

Dönemin 9 güçlü şövalyesi imparator tarafından görevlendirildi ve bu kutsal bölgeler onlara�emanet edildi. Tapınak şövalyeleri hem rahip,hem hacı adayı hem de bir askerdi ve kendilerine�ait kuralları vardı onlar farklıydılar bembeyaz elbiseleri üzerine kızıl hac işareti ile müslümanlara�korku salmakta ve güvenliği elinde tutmaktaydılar.

Tapınak Şövalyelerinin Farkı Nedir?
Tapınak şövalyeleri,donanımlı ve bir askerden çok daha farklıydı. Kimileri onlar için cani tanımlaması yaparken kimileri ise dinin en büyük temsilcileri tanımlamasını uygun görmekteydi. Tapınak şövalyeleri her an hacı adaylarına yol gösterip onlara yol boyunca eşlik etmekte yükümlüydüler onların döneminde hiçbir hacı adayına zarar gelmemiştir ve bu onların Hristiyan dünyasında farklı olduğunu ve üstün özelliklere sahip olduklarını ön plana çıkarmıştır. Hacı adaylarına göre şövalyeler tanrının en büyük yardımcısı ve sağ koluydu ve önemli bir görev için bu dünyaya gönderilmişti.

Müslümanlarla İlişkileri Nasıldı?
Hıristiyan olmalarına rağmen müslümanlar tapınakçılarla fazlasıyla iyi geçinmekteydi. Bazılarına göre müslümanlardan para alan şövalyeler kötü askerlerdi ve cinayet işlemeyi severlerdi. Yapılan araştırmalar tapınakçıların aksine cinayet işleyen bir topluluk değil yardımsever bir topluluk olduğunu ortaya koymuştur. Müslümanlar tapınakçılara saygı duymaktaydı çünkü şövalyeler kendi dinlerine göre kutsal bir görev için yaşamaktaydılar. Müslümanlarla konuştukları ve onları kendi dinlerine davet ettikleri söylenmektedir.

Tapınakçıların Sonu:
Tapınak şövalyeleri son dönemde haraç alma ve egemenlik politikası uygulamaya�başlamıştı. Kutsal bölgeler müslümanların eline geçtikten sonra tapınakçılar artık görevlerinden�uzaklaşmaya başladılar ve yalnızca kendileri için çalıştılar. Asıl amaçları tarikatı yaymak ve bu politika doğrultusunda hareket etmekti. Paraya olan düşkünlükleri ve zenginlik hedefleri Philippe le Bel’in dikkatini çekmekteydi.(Fransa Kralı) Harika bir komplo teorisi ile tapınakçıları tutuklatmayı başardı. Bu efsane şövalyeler�kendilerine yüklenen suçların çoğunu kabul ederek dağılmayı göze aldılar ve işkenceye�maruz kalarak yok oldular.

Fransız Soylusu Hugues de Payen tarafından 1119 Civarında Kudüs'te Hıristiyan hacıları korumak için 9 şövalyeden oluşan bir grup kurdu.Katolik Kilisesi tarafından resmî olarak 1129 yılında tanınan tarikat kısa zamanda güçlenmiştir. En güçlü zamanlarında askerî varlıkları 20.000'i bulmuştur, fakat bunların sadece % 10'u tarikata bağlı şövalyelerdir. Tarikatın ömrü neredeyse Haçlı Seferleri'yle eş olmuştur. Beyaz renkteki eşyaları üzerindeki kırmızı haçlarıyla Tapınak Şövalyeleri zamanlarının en korkulan savaşçılarından olmuşlardır.Tarikatın askerî kanadı savaşlarda ün kazanırken tarikata bağlı diğer gruplar, Avrupa genelinde ve Kutsal Topraklar'da geniş ölçekte yapılanmışlardır. Kutsal Topraklar'da ve Avrupa'da birçok mevzi inşa eden tarikat bankacılık ve para transferinin ilkel bir formunu bularak Hıristiyan hacılara büyük kolaylıklar sağlamıştır. Haçlı Savaşları'nın ardından tarikata büyük borçları olan Fransa Kralı IV. Philippe'in kâfirlik ("Katolik olmayan" anlamında) ve eşcinsellik gibi suçlamalarla, Tapınak Şövalyeleri'nin ortadan kaldırılması için Papa V. Clemens'e yaptığı baskıların neticesinde 1312'de tarikat ortadan kaldırılıp tüm mal varlığına el koyulmuş ve Tapınakçılar cadı avında olduğu gibi yakılarak öldürülmüşlerdir. Son olarak 19 Mart 1314'te Jacques de Molay (ok. "jak dö mole") ve beraberindeki tarikat üyeleri kazığa bağlanarak yakılmak sûretiyle idam edilmişlerdir. Yapılanma Kurucular arasında yer alan Godfred Aziz-Omer'in adını aldığı Thérouanne piskoposu Aziz Audomar. Baş Efendi: Birliğin mutlak hâkimidir. 1139 tarihli Omne datum optimum genelgesinin ardından Baş Efendi yalnızca Papaya karşı sorumlu kılınmıştır. Baş Efendiler sekiz şövalye, dört çavuş ve bir papazdan oluşan 13 kişilik kıdemli bir Tapınakçı seçmen konseyi tarafından seçilirler. Genel olarak seçmen konseyi hali hazırda Doğu’da yerleşmiş birini seçmeye gayret eder. Paris Tapmağı’nın Fransız Sarayı için önemini bilen Fransız kralları 1250 yılında Reginald de Vichiers’in seçiminde olduğu gibi Baş Efendi seçimini etkilemeye çalışırlar. Birlik genişledikçe makam ayrıcalıkları da arttı: Bertrand de Blancfort zamanında (1156-1169) bir Baş Efendi’nin dört atı ve iki şövalye, bir çavuş, bir papaz, bir kahya, bir nalbant, bir aşçı ve bir Saracenli özel yardımcıdan oluşan maiyete sahip olması beklenirdi. Birlik Batı’dan yeni bir parti at getirttiğinde ilk seçim hakkı yine Efendi’nin olurdu. Baş Efendi’nin hemen altında kıdemli yetkililerden oluşan bir konsey bulunurdu. İhtiyar heyeti: Baş Efendi’ye hem vekillik hem de danışmanlık yapardı. Gerektiğinde, Hugues de Payen’in şövalyelerinden biri olan Andre de Montbard örneğinde olduğu gibi İhtiyar heyeti üyeleri Baş Efendiliğe “yükseltilebilirdi”. Montbard dört yıl ihtiyar heyetinde görev yaptıktan sonra 1153 yılında kısa süreliğine görevde kalan Bernard de Tremelay’ın Ascalon’da ani ve kötü sonunun ardından Baş Efendi olmuştu. Baş Efendiler gibi ihtiyar heyetinin de kendi görevlileri vardı. Mareşal: At ve teçhizat alımı, bölgesel komutanların yönetimi gibi askeri kararların alınmasından sorumluydu. Bölgesel komutanlar: Belli bir bölgeden sorumluydular: Kudüs Krallığı Komutanı: Birliğin haznedarı olarak Krallığı yönetmekte ve krallık içinde Baş Efendi’yle aynı yetkileri kullanmaktaydı. Kudüs Şehri Komutanı: Aynı şekilde yalnızca şehrin efendisiydi ve şehir sınırları içinde Baş Efendi statüsündeydi. Tripolis, Acre ve Antakya Komutanları: Kudüs Krallığı ve şehri komutanlarıyla benzer yetkilere sahiplerdi. Batı’da önemli Tapınakların olduğu her büyük krallıkta da Baş Efendi’ye hesap vermekle yükümlü bir Efendi vardı. Bu krallıkların başlıcaları şunlardı: Fransa, İngiltere, Aragon, Portekiz, Poitou, Apulia ve Macaristan. Kumaşçı: Kıyafetlerden ve yataklardan sorumluydu. Aynı zamanda bireylerin özel mülkiyetten uzak durmalarını denetliyordu. Birliğe verilen hediyelerin dağıtılmasından da sorumluydu. Evler Komutanı: Doğu’daki belli evlerden sorumluydu ve daha yüksek komutanlara hesap veriyordu. Şövalyeler Komutanı: Kudüs Krallığı Komutanı’nınn vekilliğini yürütüyordu. Turcopolier: Turcopolların (belli dönemlerde görevlendirilen yerel birliklerdeki hafif süvariler) başındaydı. Ast Mareşal: Piyadelerden ve teçhizatlarından sorumluydu. Genellikle bir çavuş olan standart yetkili acemilerin eğitiminden sorumluydu. Revir sorumlusu: Hasta ve yaşlı kardeşlerin bakımıyla ilgileniyordu. Bunlar genellikle Outremer ve İber Yarımadası dışındaki Batı Tapmakları’nda ikamet ediyordu. Beyaz cübbeli şövalyeler: Bunlar birliğe katılmadan önce sivil kıyafetlerini çıkarıp silah ve teçhizat kuşanmaları, savaş alanında değilken giyecekleri kıyafetleri almaları için hali hazırda savaş sanatında yetenekli olmaları beklenirdi. Temelde şövalyeler herhangi bir toplumsal gruptan olabilse de (Doğu’daki insan gücü ihtiyacına bağlı olarak aforoz edilmişler de dâhil olmak üzere) İkinci Haçlı Seferi sürecinde şövalyelerin yine şövalye soyundan gelmeleri gerektiğine karar verildi. Her bir şövalyeye üç at ve ona yardımcı olacak, teçhizatını kontrol edecek ve savaşa gitmeye hazır olup olmadığına bakacak bir acemi verilirdi. Acemiler : Turcopollar gibi acemiler de sadakat yemini etmiş Tapmakçılar değil, belirli bir süre için tutulmuş yerel kişilerdi. Çavuşlar: Şövalyelere kıyasla daha karmaşık bir toplumsal ve ırksal gruptu. Genellikle Ermeniler’den ve Suriyelilerden oluşurdu.Bunlar tek bir atla yetinmek ve kendi acemilerini bulmak zorundaydılar. Tapınak Şövalyelerinin Farkı Nedir? Tapınak şövalyeleri, donanımlı ve bir askerden çok daha farklıydı. Kimileri onlar için cani tanımlaması yaparken kimileri ise dinin en büyük temsilcileri tanımlamasını uygun görmekteydi. Tapınak şövalyeleri her an hacı adaylarına yol gösterip onlara yol boyunca eşlik etmekte yükümlüydüler onların döneminde hiçbir hacı adayına zarar gelmemiştir ve bu onların Hristiyan dünyasında farklı olduğunu ve üstün özelliklere sahip olduklarını ön plana çıkarmıştır. Hacı adaylarına göre şövalyeler tanrının en büyük yardımcısı ve sağ koluydu ve önemli bir görev için bu dünyaya gönderilmişti. Müslümanlarla İlişkileri Nasıldı? Hıristiyan olmalarına rağmen Müslümanlar tapınaklılarla fazlasıyla iyi geçinmekteydi. Bazılarına göre Müslümanlardan para alan şövalyeler kötü askerlerdi ve cinayet işlemeyi severlerdi. Yapılan araştırmalar tapınaklıların aksine cinayet işleyen bir topluluk değil yardımsever bir topluluk olduğunu ortaya koymuştur. Müslümanlar tapınaklılara saygı duymaktaydı çünkü şövalyeler kendi dinlerine göre kutsal bir görev için yaşamaktaydılar. Müslümanlarla konuştukları ve onları kendi dinlerine davet ettikleri söylenmektedir. Tapınaklıların Sonu: Tapınak şövalyeleri son dönemde haraç alma ve egemenlik politikası uygulamaya başlamıştı. Kutsal bölgeler Müslümanların eline geçtikten sonra tapınaklılar artık görevlerinden uzaklaşmaya başladılar ve yalnızca kendileri için çalıştılar. Asıl amaçları tarikatı yaymak ve bu politika doğrultusunda hareket etmekti. Paraya olan düşkünlükleri ve zenginlik hedefleri Philippe le Bel’in dikkatini çekmekteydi.(Fransa Kralı) Harika bir komplo teorisi ile tapınaklıları tutuklatmayı başardı. Bu efsane şövalyeler kendilerine yüklenen suçların çoğunu kabul ederek dağılmayı göze aldılar ve işkenceye maruz kalarak yok oldular.
kaynak: http://www.on5yirmi5.com/haber/yasam/toplum/153322/tapinak-sovalyeleri-nedir-kimlerden-olusur.html
Tapınak Şövalyeleri nedir? Kimlerden oluşur? Tapınak Şövalyeleri veya Mabed Şövalyeleri, Tapınak Tarikat tanınmış Hıristiyan askerî tarikatlarından biridir.Resmi olarak iki yüzyıl boyunca faaliyette bulunmuşlardır. YAŞAM . 28 Mart 2014 Cuma 11:56 tapınak şövalyeleri nedir? kimlerden oluşur? Paylaş Fransız Soylusu Hugues de Payen tarafından 1119 Civarında Kudüs'te Hıristiyan hacıları korumak için 9 şövalyeden oluşan bir grup kurdu.Katolik Kilisesi tarafından resmî olarak 1129 yılında tanınan tarikat kısa zamanda güçlenmiştir. En güçlü zamanlarında askerî varlıkları 20.000'i bulmuştur, fakat bunların sadece % 10'u tarikata bağlı şövalyelerdir. Tarikatın ömrü neredeyse Haçlı Seferleri'yle eş olmuştur. Beyaz renkteki eşyaları üzerindeki kırmızı haçlarıyla Tapınak Şövalyeleri zamanlarının en korkulan savaşçılarından olmuşlardır.Tarikatın askerî kanadı savaşlarda ün kazanırken tarikata bağlı diğer gruplar, Avrupa genelinde ve Kutsal Topraklar'da geniş ölçekte yapılanmışlardır. Kutsal Topraklar'da ve Avrupa'da birçok mevzi inşa eden tarikat bankacılık ve para transferinin ilkel bir formunu bularak Hıristiyan hacılara büyük kolaylıklar sağlamıştır. Haçlı Savaşları'nın ardından tarikata büyük borçları olan Fransa Kralı IV. Philippe'in kâfirlik ("Katolik olmayan" anlamında) ve eşcinsellik gibi suçlamalarla, Tapınak Şövalyeleri'nin ortadan kaldırılması için Papa V. Clemens'e yaptığı baskıların neticesinde 1312'de tarikat ortadan kaldırılıp tüm mal varlığına el koyulmuş ve Tapınakçılar cadı avında olduğu gibi yakılarak öldürülmüşlerdir. Son olarak 19 Mart 1314'te Jacques de Molay (ok. "jak dö mole") ve beraberindeki tarikat üyeleri kazığa bağlanarak yakılmak sûretiyle idam edilmişlerdir. Yapılanma Kurucular arasında yer alan Godfred Aziz-Omer'in adını aldığı Thérouanne piskoposu Aziz Audomar. Baş Efendi: Birliğin mutlak hâkimidir. 1139 tarihli Omne datum optimum genelgesinin ardından Baş Efendi yalnızca Papaya karşı sorumlu kılınmıştır. Baş Efendiler sekiz şövalye, dört çavuş ve bir papazdan oluşan 13 kişilik kıdemli bir Tapınakçı seçmen konseyi tarafından seçilirler. Genel olarak seçmen konseyi hali hazırda Doğu’da yerleşmiş birini seçmeye gayret eder. Paris Tapmağı’nın Fransız Sarayı için önemini bilen Fransız kralları 1250 yılında Reginald de Vichiers’in seçiminde olduğu gibi Baş Efendi seçimini etkilemeye çalışırlar. Birlik genişledikçe makam ayrıcalıkları da arttı: Bertrand de Blancfort zamanında (1156-1169) bir Baş Efendi’nin dört atı ve iki şövalye, bir çavuş, bir papaz, bir kahya, bir nalbant, bir aşçı ve bir Saracenli özel yardımcıdan oluşan maiyete sahip olması beklenirdi. Birlik Batı’dan yeni bir parti at getirttiğinde ilk seçim hakkı yine Efendi’nin olurdu. Baş Efendi’nin hemen altında kıdemli yetkililerden oluşan bir konsey bulunurdu. İhtiyar heyeti: Baş Efendi’ye hem vekillik hem de danışmanlık yapardı. Gerektiğinde, Hugues de Payen’in şövalyelerinden biri olan Andre de Montbard örneğinde olduğu gibi İhtiyar heyeti üyeleri Baş Efendiliğe “yükseltilebilirdi”. Montbard dört yıl ihtiyar heyetinde görev yaptıktan sonra 1153 yılında kısa süreliğine görevde kalan Bernard de Tremelay’ın Ascalon’da ani ve kötü sonunun ardından Baş Efendi olmuştu. Baş Efendiler gibi ihtiyar heyetinin de kendi görevlileri vardı. Mareşal: At ve teçhizat alımı, bölgesel komutanların yönetimi gibi askeri kararların alınmasından sorumluydu. Bölgesel komutanlar: Belli bir bölgeden sorumluydular: Kudüs Krallığı Komutanı: Birliğin haznedarı olarak Krallığı yönetmekte ve krallık içinde Baş Efendi’yle aynı yetkileri kullanmaktaydı. Kudüs Şehri Komutanı: Aynı şekilde yalnızca şehrin efendisiydi ve şehir sınırları içinde Baş Efendi statüsündeydi. Tripolis, Acre ve Antakya Komutanları: Kudüs Krallığı ve şehri komutanlarıyla benzer yetkilere sahiplerdi. Batı’da önemli Tapınakların olduğu her büyük krallıkta da Baş Efendi’ye hesap vermekle yükümlü bir Efendi vardı. Bu krallıkların başlıcaları şunlardı: Fransa, İngiltere, Aragon, Portekiz, Poitou, Apulia ve Macaristan. Kumaşçı: Kıyafetlerden ve yataklardan sorumluydu. Aynı zamanda bireylerin özel mülkiyetten uzak durmalarını denetliyordu. Birliğe verilen hediyelerin dağıtılmasından da sorumluydu. Evler Komutanı: Doğu’daki belli evlerden sorumluydu ve daha yüksek komutanlara hesap veriyordu. Şövalyeler Komutanı: Kudüs Krallığı Komutanı’nınn vekilliğini yürütüyordu. Turcopolier: Turcopolların (belli dönemlerde görevlendirilen yerel birliklerdeki hafif süvariler) başındaydı. Ast Mareşal: Piyadelerden ve teçhizatlarından sorumluydu. Genellikle bir çavuş olan standart yetkili acemilerin eğitiminden sorumluydu. Revir sorumlusu: Hasta ve yaşlı kardeşlerin bakımıyla ilgileniyordu. Bunlar genellikle Outremer ve İber Yarımadası dışındaki Batı Tapmakları’nda ikamet ediyordu. Beyaz cübbeli şövalyeler: Bunlar birliğe katılmadan önce sivil kıyafetlerini çıkarıp silah ve teçhizat kuşanmaları, savaş alanında değilken giyecekleri kıyafetleri almaları için hali hazırda savaş sanatında yetenekli olmaları beklenirdi. Temelde şövalyeler herhangi bir toplumsal gruptan olabilse de (Doğu’daki insan gücü ihtiyacına bağlı olarak aforoz edilmişler de dâhil olmak üzere) İkinci Haçlı Seferi sürecinde şövalyelerin yine şövalye soyundan gelmeleri gerektiğine karar verildi. Her bir şövalyeye üç at ve ona yardımcı olacak, teçhizatını kontrol edecek ve savaşa gitmeye hazır olup olmadığına bakacak bir acemi verilirdi. Acemiler : Turcopollar gibi acemiler de sadakat yemini etmiş Tapmakçılar değil, belirli bir süre için tutulmuş yerel kişilerdi. Çavuşlar: Şövalyelere kıyasla daha karmaşık bir toplumsal ve ırksal gruptu. Genellikle Ermeniler’den ve Suriyelilerden oluşurdu.Bunlar tek bir atla yetinmek ve kendi acemilerini bulmak zorundaydılar. Tapınak Şövalyelerinin Farkı Nedir? Tapınak şövalyeleri, donanımlı ve bir askerden çok daha farklıydı. Kimileri onlar için cani tanımlaması yaparken kimileri ise dinin en büyük temsilcileri tanımlamasını uygun görmekteydi. Tapınak şövalyeleri her an hacı adaylarına yol gösterip onlara yol boyunca eşlik etmekte yükümlüydüler onların döneminde hiçbir hacı adayına zarar gelmemiştir ve bu onların Hristiyan dünyasında farklı olduğunu ve üstün özelliklere sahip olduklarını ön plana çıkarmıştır. Hacı adaylarına göre şövalyeler tanrının en büyük yardımcısı ve sağ koluydu ve önemli bir görev için bu dünyaya gönderilmişti. Müslümanlarla İlişkileri Nasıldı? Hıristiyan olmalarına rağmen Müslümanlar tapınaklılarla fazlasıyla iyi geçinmekteydi. Bazılarına göre Müslümanlardan para alan şövalyeler kötü askerlerdi ve cinayet işlemeyi severlerdi. Yapılan araştırmalar tapınaklıların aksine cinayet işleyen bir topluluk değil yardımsever bir topluluk olduğunu ortaya koymuştur. Müslümanlar tapınaklılara saygı duymaktaydı çünkü şövalyeler kendi dinlerine göre kutsal bir görev için yaşamaktaydılar. Müslümanlarla konuştukları ve onları kendi dinlerine davet ettikleri söylenmektedir. Tapınaklıların Sonu: Tapınak şövalyeleri son dönemde haraç alma ve egemenlik politikası uygulamaya başlamıştı. Kutsal bölgeler Müslümanların eline geçtikten sonra tapınaklılar artık görevlerinden uzaklaşmaya başladılar ve yalnızca kendileri için çalıştılar. Asıl amaçları tarikatı yaymak ve bu politika doğrultusunda hareket etmekti. Paraya olan düşkünlükleri ve zenginlik hedefleri Philippe le Bel’in dikkatini çekmekteydi.(Fransa Kralı) Harika bir komplo teorisi ile tapınaklıları tutuklatmayı başardı. Bu efsane şövalyeler kendilerine yüklenen suçların çoğunu kabul ederek dağılmayı göze aldılar ve işkenceye maruz kalarak yok oldular.
kaynak: http://www.on5yirmi5.com/haber/yasam/toplum/153322/tapinak-sovalyeleri-nedir-kimlerden-olusur.html
Tapınak Şövalyeleri nedir? Kimlerden oluşur? Tapınak Şövalyeleri veya Mabed Şövalyeleri, Tapınak Tarikat tanınmış Hıristiyan askerî tarikatlarından biridir.Resmi olarak iki yüzyıl boyunca faaliyette bulunmuşlardır. YAŞAM . 28 Mart 2014 Cuma 11:56 tapınak şövalyeleri nedir? kimlerden oluşur? Paylaş Fransız Soylusu Hugues de Payen tarafından 1119 Civarında Kudüs'te Hıristiyan hacıları korumak için 9 şövalyeden oluşan bir grup kurdu.Katolik Kilisesi tarafından resmî olarak 1129 yılında tanınan tarikat kısa zamanda güçlenmiştir. En güçlü zamanlarında askerî varlıkları 20.000'i bulmuştur, fakat bunların sadece % 10'u tarikata bağlı şövalyelerdir. Tarikatın ömrü neredeyse Haçlı Seferleri'yle eş olmuştur. Beyaz renkteki eşyaları üzerindeki kırmızı haçlarıyla Tapınak Şövalyeleri zamanlarının en korkulan savaşçılarından olmuşlardır.Tarikatın askerî kanadı savaşlarda ün kazanırken tarikata bağlı diğer gruplar, Avrupa genelinde ve Kutsal Topraklar'da geniş ölçekte yapılanmışlardır. Kutsal Topraklar'da ve Avrupa'da birçok mevzi inşa eden tarikat bankacılık ve para transferinin ilkel bir formunu bularak Hıristiyan hacılara büyük kolaylıklar sağlamıştır. Haçlı Savaşları'nın ardından tarikata büyük borçları olan Fransa Kralı IV. Philippe'in kâfirlik ("Katolik olmayan" anlamında) ve eşcinsellik gibi suçlamalarla, Tapınak Şövalyeleri'nin ortadan kaldırılması için Papa V. Clemens'e yaptığı baskıların neticesinde 1312'de tarikat ortadan kaldırılıp tüm mal varlığına el koyulmuş ve Tapınakçılar cadı avında olduğu gibi yakılarak öldürülmüşlerdir. Son olarak 19 Mart 1314'te Jacques de Molay (ok. "jak dö mole") ve beraberindeki tarikat üyeleri kazığa bağlanarak yakılmak sûretiyle idam edilmişlerdir. Yapılanma Kurucular arasında yer alan Godfred Aziz-Omer'in adını aldığı Thérouanne piskoposu Aziz Audomar. Baş Efendi: Birliğin mutlak hâkimidir. 1139 tarihli Omne datum optimum genelgesinin ardından Baş Efendi yalnızca Papaya karşı sorumlu kılınmıştır. Baş Efendiler sekiz şövalye, dört çavuş ve bir papazdan oluşan 13 kişilik kıdemli bir Tapınakçı seçmen konseyi tarafından seçilirler. Genel olarak seçmen konseyi hali hazırda Doğu’da yerleşmiş birini seçmeye gayret eder. Paris Tapmağı’nın Fransız Sarayı için önemini bilen Fransız kralları 1250 yılında Reginald de Vichiers’in seçiminde olduğu gibi Baş Efendi seçimini etkilemeye çalışırlar. Birlik genişledikçe makam ayrıcalıkları da arttı: Bertrand de Blancfort zamanında (1156-1169) bir Baş Efendi’nin dört atı ve iki şövalye, bir çavuş, bir papaz, bir kahya, bir nalbant, bir aşçı ve bir Saracenli özel yardımcıdan oluşan maiyete sahip olması beklenirdi. Birlik Batı’dan yeni bir parti at getirttiğinde ilk seçim hakkı yine Efendi’nin olurdu. Baş Efendi’nin hemen altında kıdemli yetkililerden oluşan bir konsey bulunurdu. İhtiyar heyeti: Baş Efendi’ye hem vekillik hem de danışmanlık yapardı. Gerektiğinde, Hugues de Payen’in şövalyelerinden biri olan Andre de Montbard örneğinde olduğu gibi İhtiyar heyeti üyeleri Baş Efendiliğe “yükseltilebilirdi”. Montbard dört yıl ihtiyar heyetinde görev yaptıktan sonra 1153 yılında kısa süreliğine görevde kalan Bernard de Tremelay’ın Ascalon’da ani ve kötü sonunun ardından Baş Efendi olmuştu. Baş Efendiler gibi ihtiyar heyetinin de kendi görevlileri vardı. Mareşal: At ve teçhizat alımı, bölgesel komutanların yönetimi gibi askeri kararların alınmasından sorumluydu. Bölgesel komutanlar: Belli bir bölgeden sorumluydular: Kudüs Krallığı Komutanı: Birliğin haznedarı olarak Krallığı yönetmekte ve krallık içinde Baş Efendi’yle aynı yetkileri kullanmaktaydı. Kudüs Şehri Komutanı: Aynı şekilde yalnızca şehrin efendisiydi ve şehir sınırları içinde Baş Efendi statüsündeydi. Tripolis, Acre ve Antakya Komutanları: Kudüs Krallığı ve şehri komutanlarıyla benzer yetkilere sahiplerdi. Batı’da önemli Tapınakların olduğu her büyük krallıkta da Baş Efendi’ye hesap vermekle yükümlü bir Efendi vardı. Bu krallıkların başlıcaları şunlardı: Fransa, İngiltere, Aragon, Portekiz, Poitou, Apulia ve Macaristan. Kumaşçı: Kıyafetlerden ve yataklardan sorumluydu. Aynı zamanda bireylerin özel mülkiyetten uzak durmalarını denetliyordu. Birliğe verilen hediyelerin dağıtılmasından da sorumluydu. Evler Komutanı: Doğu’daki belli evlerden sorumluydu ve daha yüksek komutanlara hesap veriyordu. Şövalyeler Komutanı: Kudüs Krallığı Komutanı’nınn vekilliğini yürütüyordu. Turcopolier: Turcopolların (belli dönemlerde görevlendirilen yerel birliklerdeki hafif süvariler) başındaydı. Ast Mareşal: Piyadelerden ve teçhizatlarından sorumluydu. Genellikle bir çavuş olan standart yetkili acemilerin eğitiminden sorumluydu. Revir sorumlusu: Hasta ve yaşlı kardeşlerin bakımıyla ilgileniyordu. Bunlar genellikle Outremer ve İber Yarımadası dışındaki Batı Tapmakları’nda ikamet ediyordu. Beyaz cübbeli şövalyeler: Bunlar birliğe katılmadan önce sivil kıyafetlerini çıkarıp silah ve teçhizat kuşanmaları, savaş alanında değilken giyecekleri kıyafetleri almaları için hali hazırda savaş sanatında yetenekli olmaları beklenirdi. Temelde şövalyeler herhangi bir toplumsal gruptan olabilse de (Doğu’daki insan gücü ihtiyacına bağlı olarak aforoz edilmişler de dâhil olmak üzere) İkinci Haçlı Seferi sürecinde şövalyelerin yine şövalye soyundan gelmeleri gerektiğine karar verildi. Her bir şövalyeye üç at ve ona yardımcı olacak, teçhizatını kontrol edecek ve savaşa gitmeye hazır olup olmadığına bakacak bir acemi verilirdi. Acemiler : Turcopollar gibi acemiler de sadakat yemini etmiş Tapmakçılar değil, belirli bir süre için tutulmuş yerel kişilerdi. Çavuşlar: Şövalyelere kıyasla daha karmaşık bir toplumsal ve ırksal gruptu. Genellikle Ermeniler’den ve Suriyelilerden oluşurdu.Bunlar tek bir atla yetinmek ve kendi acemilerini bulmak zorundaydılar. Tapınak Şövalyelerinin Farkı Nedir? Tapınak şövalyeleri, donanımlı ve bir askerden çok daha farklıydı. Kimileri onlar için cani tanımlaması yaparken kimileri ise dinin en büyük temsilcileri tanımlamasını uygun görmekteydi. Tapınak şövalyeleri her an hacı adaylarına yol gösterip onlara yol boyunca eşlik etmekte yükümlüydüler onların döneminde hiçbir hacı adayına zarar gelmemiştir ve bu onların Hristiyan dünyasında farklı olduğunu ve üstün özelliklere sahip olduklarını ön plana çıkarmıştır. Hacı adaylarına göre şövalyeler tanrının en büyük yardımcısı ve sağ koluydu ve önemli bir görev için bu dünyaya gönderilmişti. Müslümanlarla İlişkileri Nasıldı? Hıristiyan olmalarına rağmen Müslümanlar tapınaklılarla fazlasıyla iyi geçinmekteydi. Bazılarına göre Müslümanlardan para alan şövalyeler kötü askerlerdi ve cinayet işlemeyi severlerdi. Yapılan araştırmalar tapınaklıların aksine cinayet işleyen bir topluluk değil yardımsever bir topluluk olduğunu ortaya koymuştur. Müslümanlar tapınaklılara saygı duymaktaydı çünkü şövalyeler kendi dinlerine göre kutsal bir görev için yaşamaktaydılar. Müslümanlarla konuştukları ve onları kendi dinlerine davet ettikleri söylenmektedir. Tapınaklıların Sonu: Tapınak şövalyeleri son dönemde haraç alma ve egemenlik politikası uygulamaya başlamıştı. Kutsal bölgeler Müslümanların eline geçtikten sonra tapınaklılar artık görevlerinden uzaklaşmaya başladılar ve yalnızca kendileri için çalıştılar. Asıl amaçları tarikatı yaymak ve bu politika doğrultusunda hareket etmekti. Paraya olan düşkünlükleri ve zenginlik hedefleri Philippe le Bel’in dikkatini çekmekteydi.(Fransa Kralı) Harika bir komplo teorisi ile tapınaklıları tutuklatmayı başardı. Bu efsane şövalyeler kendilerine yüklenen suçların çoğunu kabul ederek dağılmayı göze aldılar ve işkenceye maruz kalarak yok oldular.
kaynak: http://www.on5yirmi5.com/haber/yasam/toplum/153322/tapinak-sovalyeleri-nedir-kimlerden-olusur.html

Bu haber 148882 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
SON DAKİKA! 6 ile yeni emniyet müdürü atandı
SON DAKİKA! 6 ile yeni emniyet müdürü atandı
SON DAKİKA! 6 ile yeni emniyet müdürü atandı
SON DAKİKA! 6 ile yeni emniyet müdürü atandı