Tarihin en gizemli topluluklarından biri de hiç kuşkusuz Tapınakçılar'dır. Fransızca'da "Templiers" , İngilizce'de "Templars" olarak adlandırılan bu şövalyelerin gizemi günümüzde de varlığını korumaktadır. İşte tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!
21 Ekim 2017 - 21:30 - Güncelleme: 21 Ekim 2018 - 23:19
Tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!
Giriş Tarihi: 21.10.2018 19:32 Güncelleme Tarihi: 21.10.2018 21:59
Tarihin en gizemli topluluklarından biri de hiç kuşkusuz Tapınakçılar'dır. Fransızca'da "Templiers" , İngilizce'de "Templars" olarak adlandırılan bu şövalyelerin gizemi günümüzde de varlığını korumaktadır. İşte tapınak şövalyelerinin büyük sırrı!
Latince olan bu kurallar "Latince kurallar" olarak geçer. 12 yıl sonra uygulanacak olan "Fransızca kurallar" ise bunlardan çok az farklıdırlar.
Tapınakçılar ayrıca kendilerini diğerlerinden ayırmak için beyaz elbiseler de giymeye başlamışlardır. Tapınakçıların kıyafetlerinin en belirgin özelliği ise beyaz elbisenin üzerinde bulunan kırmızı haçtır.
Aday kabul edilmeden önce çeşitli sınavlardan geçmektedir. Bu sınavların tam olarak neler olduğunu bilemesek de dört elementle ilgili bir takım törenler olduğunu , bazı moral değerlerin sorgulandığını öğrenmekteyiz..
Tarihin en gizemli topluluklarından biri de hiç kuşkusuz Tapınakçılar'dır. Fransızca'da "Templiers" , İngilizce'de "Templars" olarak adlandırılan bu şövalyelerin gizemi günümüzde de varlığını korumaktadır.
Tapınak Şövalyeleri Kimdir?
Tarihin en gizemli topluluklarından bir tanesi Tapınakçılar ailesi. Mason cemiyetlerinin�bu şövalyelere sahip çıkması ve varlığını inanılır hale getirmesi hala araştırılmakta ve tartışma�konusu olmaktadır.
1099 senesi, Kudüs ve Filistinde bulunan kutsal topraklar ve eserler Haçlıların eline�geçti ve bu müslümanları fazlasıyla huzursuz etmekteydi. Türklerin sürekli baskı altında tuttukları Haçlılar bu konuda rahatsızdı ancak topraklar onların ellerindeydi. Kutsal bölgeye sürekli Haçlı orduları adına Hıristiyan hacı adayları ziyarete gelmekteydi ve bunun için�Haçlıların tedirginliği her geçen gün artmaktaydı. Müslümanların küçük bir saldırısı hacı adaylarını�zor durumda bırakabilirdi. Güçlü bir koruma ancak onları bu korkudan ve tehditten uzak tutabilirdi.
Dönemin 9 güçlü şövalyesi imparator tarafından görevlendirildi ve bu kutsal bölgeler onlara�emanet edildi. Tapınak şövalyeleri hem rahip,hem hacı adayı hem de bir askerdi ve kendilerine�ait kuralları vardı onlar farklıydılar bembeyaz elbiseleri üzerine kızıl hac işareti ile müslümanlara�korku salmakta ve güvenliği elinde tutmaktaydılar.
Tapınak Şövalyelerinin Farkı Nedir? Tapınak şövalyeleri,donanımlı ve bir askerden çok daha farklıydı. Kimileri onlar için cani tanımlaması yaparken kimileri ise dinin en büyük temsilcileri tanımlamasını uygun görmekteydi. Tapınak şövalyeleri her an hacı adaylarına yol gösterip onlara yol boyunca eşlik etmekte yükümlüydüler onların döneminde hiçbir hacı adayına zarar gelmemiştir ve bu onların Hristiyan dünyasında farklı olduğunu ve üstün özelliklere sahip olduklarını ön plana çıkarmıştır. Hacı adaylarına göre şövalyeler tanrının en büyük yardımcısı ve sağ koluydu ve önemli bir görev için bu dünyaya gönderilmişti.
Müslümanlarla İlişkileri Nasıldı? Hıristiyan olmalarına rağmen müslümanlar tapınakçılarla fazlasıyla iyi geçinmekteydi. Bazılarına göre müslümanlardan para alan şövalyeler kötü askerlerdi ve cinayet işlemeyi severlerdi. Yapılan araştırmalar tapınakçıların aksine cinayet işleyen bir topluluk değil yardımsever bir topluluk olduğunu ortaya koymuştur. Müslümanlar tapınakçılara saygı duymaktaydı çünkü şövalyeler kendi dinlerine göre kutsal bir görev için yaşamaktaydılar. Müslümanlarla konuştukları ve onları kendi dinlerine davet ettikleri söylenmektedir.
Tapınakçıların Sonu: Tapınak şövalyeleri son dönemde haraç alma ve egemenlik politikası uygulamaya�başlamıştı. Kutsal bölgeler müslümanların eline geçtikten sonra tapınakçılar artık görevlerinden�uzaklaşmaya başladılar ve yalnızca kendileri için çalıştılar. Asıl amaçları tarikatı yaymak ve bu politika doğrultusunda hareket etmekti. Paraya olan düşkünlükleri ve zenginlik hedefleri Philippe le Bel’in dikkatini çekmekteydi.(Fransa Kralı) Harika bir komplo teorisi ile tapınakçıları tutuklatmayı başardı. Bu efsane şövalyeler�kendilerine yüklenen suçların çoğunu kabul ederek dağılmayı göze aldılar ve işkenceye�maruz kalarak yok oldular.
Fransız Soylusu Hugues de Payen tarafından 1119 Civarında Kudüs'te Hıristiyan hacıları korumak için 9 şövalyeden oluşan bir grup kurdu.Katolik Kilisesi tarafından resmî olarak 1129 yılında tanınan tarikat kısa zamanda güçlenmiştir. En güçlü zamanlarında askerî varlıkları 20.000'i bulmuştur, fakat bunların sadece % 10'u tarikata bağlı şövalyelerdir. Tarikatın ömrü neredeyse Haçlı Seferleri'yle eş olmuştur. Beyaz renkteki eşyaları üzerindeki kırmızı haçlarıyla Tapınak Şövalyeleri zamanlarının en korkulan savaşçılarından olmuşlardır.Tarikatın askerî kanadı savaşlarda ün kazanırken tarikata bağlı diğer gruplar, Avrupa genelinde ve Kutsal Topraklar'da geniş ölçekte yapılanmışlardır. Kutsal Topraklar'da ve Avrupa'da birçok mevzi inşa eden tarikat bankacılık ve para transferinin ilkel bir formunu bularak Hıristiyan hacılara büyük kolaylıklar sağlamıştır. Haçlı Savaşları'nın ardından tarikata büyük borçları olan Fransa Kralı IV. Philippe'in kâfirlik ("Katolik olmayan" anlamında) ve eşcinsellik gibi suçlamalarla, Tapınak Şövalyeleri'nin ortadan kaldırılması için Papa V. Clemens'e yaptığı baskıların neticesinde 1312'de tarikat ortadan kaldırılıp tüm mal varlığına el koyulmuş ve Tapınakçılar cadı avında olduğu gibi yakılarak öldürülmüşlerdir. Son olarak 19 Mart 1314'te Jacques de Molay (ok. "jak dö mole") ve beraberindeki tarikat üyeleri kazığa bağlanarak yakılmak sûretiyle idam edilmişlerdir. Yapılanma Kurucular arasında yer alan Godfred Aziz-Omer'in adını aldığı Thérouanne piskoposu Aziz Audomar. Baş Efendi: Birliğin mutlak hâkimidir. 1139 tarihli Omne datum optimum genelgesinin ardından Baş Efendi yalnızca Papaya karşı sorumlu kılınmıştır. Baş Efendiler sekiz şövalye, dört çavuş ve bir papazdan oluşan 13 kişilik kıdemli bir Tapınakçı seçmen konseyi tarafından seçilirler. Genel olarak seçmen konseyi hali hazırda Doğu’da yerleşmiş birini seçmeye gayret eder. Paris Tapmağı’nın Fransız Sarayı için önemini bilen Fransız kralları 1250 yılında Reginald de Vichiers’in seçiminde olduğu gibi Baş Efendi seçimini etkilemeye çalışırlar. Birlik genişledikçe makam ayrıcalıkları da arttı: Bertrand de Blancfort zamanında (1156-1169) bir Baş Efendi’nin dört atı ve iki şövalye, bir çavuş, bir papaz, bir kahya, bir nalbant, bir aşçı ve bir Saracenli özel yardımcıdan oluşan maiyete sahip olması beklenirdi. Birlik Batı’dan yeni bir parti at getirttiğinde ilk seçim hakkı yine Efendi’nin olurdu. Baş Efendi’nin hemen altında kıdemli yetkililerden oluşan bir konsey bulunurdu. İhtiyar heyeti: Baş Efendi’ye hem vekillik hem de danışmanlık yapardı. Gerektiğinde, Hugues de Payen’in şövalyelerinden biri olan Andre de Montbard örneğinde olduğu gibi İhtiyar heyeti üyeleri Baş Efendiliğe “yükseltilebilirdi”. Montbard dört yıl ihtiyar heyetinde görev yaptıktan sonra 1153 yılında kısa süreliğine görevde kalan Bernard de Tremelay’ın Ascalon’da ani ve kötü sonunun ardından Baş Efendi olmuştu. Baş Efendiler gibi ihtiyar heyetinin de kendi görevlileri vardı. Mareşal: At ve teçhizat alımı, bölgesel komutanların yönetimi gibi askeri kararların alınmasından sorumluydu. Bölgesel komutanlar: Belli bir bölgeden sorumluydular: Kudüs Krallığı Komutanı: Birliğin haznedarı olarak Krallığı yönetmekte ve krallık içinde Baş Efendi’yle aynı yetkileri kullanmaktaydı. Kudüs Şehri Komutanı: Aynı şekilde yalnızca şehrin efendisiydi ve şehir sınırları içinde Baş Efendi statüsündeydi. Tripolis, Acre ve Antakya Komutanları: Kudüs Krallığı ve şehri komutanlarıyla benzer yetkilere sahiplerdi. Batı’da önemli Tapınakların olduğu her büyük krallıkta da Baş Efendi’ye hesap vermekle yükümlü bir Efendi vardı. Bu krallıkların başlıcaları şunlardı: Fransa, İngiltere, Aragon, Portekiz, Poitou, Apulia ve Macaristan. Kumaşçı: Kıyafetlerden ve yataklardan sorumluydu. Aynı zamanda bireylerin özel mülkiyetten uzak durmalarını denetliyordu. Birliğe verilen hediyelerin dağıtılmasından da sorumluydu. Evler Komutanı: Doğu’daki belli evlerden sorumluydu ve daha yüksek komutanlara hesap veriyordu. Şövalyeler Komutanı: Kudüs Krallığı Komutanı’nınn vekilliğini yürütüyordu. Turcopolier: Turcopolların (belli dönemlerde görevlendirilen yerel birliklerdeki hafif süvariler) başındaydı. Ast Mareşal: Piyadelerden ve teçhizatlarından sorumluydu. Genellikle bir çavuş olan standart yetkili acemilerin eğitiminden sorumluydu. Revir sorumlusu: Hasta ve yaşlı kardeşlerin bakımıyla ilgileniyordu. Bunlar genellikle Outremer ve İber Yarımadası dışındaki Batı Tapmakları’nda ikamet ediyordu. Beyaz cübbeli şövalyeler: Bunlar birliğe katılmadan önce sivil kıyafetlerini çıkarıp silah ve teçhizat kuşanmaları, savaş alanında değilken giyecekleri kıyafetleri almaları için hali hazırda savaş sanatında yetenekli olmaları beklenirdi. Temelde şövalyeler herhangi bir toplumsal gruptan olabilse de (Doğu’daki insan gücü ihtiyacına bağlı olarak aforoz edilmişler de dâhil olmak üzere) İkinci Haçlı Seferi sürecinde şövalyelerin yine şövalye soyundan gelmeleri gerektiğine karar verildi. Her bir şövalyeye üç at ve ona yardımcı olacak, teçhizatını kontrol edecek ve savaşa gitmeye hazır olup olmadığına bakacak bir acemi verilirdi. Acemiler : Turcopollar gibi acemiler de sadakat yemini etmiş Tapmakçılar değil, belirli bir süre için tutulmuş yerel kişilerdi. Çavuşlar: Şövalyelere kıyasla daha karmaşık bir toplumsal ve ırksal gruptu. Genellikle Ermeniler’den ve Suriyelilerden oluşurdu.Bunlar tek bir atla yetinmek ve kendi acemilerini bulmak zorundaydılar. Tapınak Şövalyelerinin Farkı Nedir? Tapınak şövalyeleri, donanımlı ve bir askerden çok daha farklıydı. Kimileri onlar için cani tanımlaması yaparken kimileri ise dinin en büyük temsilcileri tanımlamasını uygun görmekteydi. Tapınak şövalyeleri her an hacı adaylarına yol gösterip onlara yol boyunca eşlik etmekte yükümlüydüler onların döneminde hiçbir hacı adayına zarar gelmemiştir ve bu onların Hristiyan dünyasında farklı olduğunu ve üstün özelliklere sahip olduklarını ön plana çıkarmıştır. Hacı adaylarına göre şövalyeler tanrının en büyük yardımcısı ve sağ koluydu ve önemli bir görev için bu dünyaya gönderilmişti. Müslümanlarla İlişkileri Nasıldı? Hıristiyan olmalarına rağmen Müslümanlar tapınaklılarla fazlasıyla iyi geçinmekteydi. Bazılarına göre Müslümanlardan para alan şövalyeler kötü askerlerdi ve cinayet işlemeyi severlerdi. Yapılan araştırmalar tapınaklıların aksine cinayet işleyen bir topluluk değil yardımsever bir topluluk olduğunu ortaya koymuştur. Müslümanlar tapınaklılara saygı duymaktaydı çünkü şövalyeler kendi dinlerine göre kutsal bir görev için yaşamaktaydılar. Müslümanlarla konuştukları ve onları kendi dinlerine davet ettikleri söylenmektedir. Tapınaklıların Sonu: Tapınak şövalyeleri son dönemde haraç alma ve egemenlik politikası uygulamaya başlamıştı. Kutsal bölgeler Müslümanların eline geçtikten sonra tapınaklılar artık görevlerinden uzaklaşmaya başladılar ve yalnızca kendileri için çalıştılar. Asıl amaçları tarikatı yaymak ve bu politika doğrultusunda hareket etmekti. Paraya olan düşkünlükleri ve zenginlik hedefleri Philippe le Bel’in dikkatini çekmekteydi.(Fransa Kralı) Harika bir komplo teorisi ile tapınaklıları tutuklatmayı başardı. Bu efsane şövalyeler kendilerine yüklenen suçların çoğunu kabul ederek dağılmayı göze aldılar ve işkenceye maruz kalarak yok oldular. kaynak: http://www.on5yirmi5.com/haber/yasam/toplum/153322/tapinak-sovalyeleri-nedir-kimlerden-olusur.html
Tapınak Şövalyeleri nedir? Kimlerden oluşur? Tapınak Şövalyeleri veya Mabed Şövalyeleri, Tapınak Tarikat tanınmış Hıristiyan askerî tarikatlarından biridir.Resmi olarak iki yüzyıl boyunca faaliyette bulunmuşlardır. YAŞAM . 28 Mart 2014 Cuma 11:56 tapınak şövalyeleri nedir? kimlerden oluşur? Paylaş Fransız Soylusu Hugues de Payen tarafından 1119 Civarında Kudüs'te Hıristiyan hacıları korumak için 9 şövalyeden oluşan bir grup kurdu.Katolik Kilisesi tarafından resmî olarak 1129 yılında tanınan tarikat kısa zamanda güçlenmiştir. En güçlü zamanlarında askerî varlıkları 20.000'i bulmuştur, fakat bunların sadece % 10'u tarikata bağlı şövalyelerdir. Tarikatın ömrü neredeyse Haçlı Seferleri'yle eş olmuştur. Beyaz renkteki eşyaları üzerindeki kırmızı haçlarıyla Tapınak Şövalyeleri zamanlarının en korkulan savaşçılarından olmuşlardır.Tarikatın askerî kanadı savaşlarda ün kazanırken tarikata bağlı diğer gruplar, Avrupa genelinde ve Kutsal Topraklar'da geniş ölçekte yapılanmışlardır. Kutsal Topraklar'da ve Avrupa'da birçok mevzi inşa eden tarikat bankacılık ve para transferinin ilkel bir formunu bularak Hıristiyan hacılara büyük kolaylıklar sağlamıştır. Haçlı Savaşları'nın ardından tarikata büyük borçları olan Fransa Kralı IV. Philippe'in kâfirlik ("Katolik olmayan" anlamında) ve eşcinsellik gibi suçlamalarla, Tapınak Şövalyeleri'nin ortadan kaldırılması için Papa V. Clemens'e yaptığı baskıların neticesinde 1312'de tarikat ortadan kaldırılıp tüm mal varlığına el koyulmuş ve Tapınakçılar cadı avında olduğu gibi yakılarak öldürülmüşlerdir. Son olarak 19 Mart 1314'te Jacques de Molay (ok. "jak dö mole") ve beraberindeki tarikat üyeleri kazığa bağlanarak yakılmak sûretiyle idam edilmişlerdir. Yapılanma Kurucular arasında yer alan Godfred Aziz-Omer'in adını aldığı Thérouanne piskoposu Aziz Audomar. Baş Efendi: Birliğin mutlak hâkimidir. 1139 tarihli Omne datum optimum genelgesinin ardından Baş Efendi yalnızca Papaya karşı sorumlu kılınmıştır. Baş Efendiler sekiz şövalye, dört çavuş ve bir papazdan oluşan 13 kişilik kıdemli bir Tapınakçı seçmen konseyi tarafından seçilirler. Genel olarak seçmen konseyi hali hazırda Doğu’da yerleşmiş birini seçmeye gayret eder. Paris Tapmağı’nın Fransız Sarayı için önemini bilen Fransız kralları 1250 yılında Reginald de Vichiers’in seçiminde olduğu gibi Baş Efendi seçimini etkilemeye çalışırlar. Birlik genişledikçe makam ayrıcalıkları da arttı: Bertrand de Blancfort zamanında (1156-1169) bir Baş Efendi’nin dört atı ve iki şövalye, bir çavuş, bir papaz, bir kahya, bir nalbant, bir aşçı ve bir Saracenli özel yardımcıdan oluşan maiyete sahip olması beklenirdi. Birlik Batı’dan yeni bir parti at getirttiğinde ilk seçim hakkı yine Efendi’nin olurdu. Baş Efendi’nin hemen altında kıdemli yetkililerden oluşan bir konsey bulunurdu. İhtiyar heyeti: Baş Efendi’ye hem vekillik hem de danışmanlık yapardı. Gerektiğinde, Hugues de Payen’in şövalyelerinden biri olan Andre de Montbard örneğinde olduğu gibi İhtiyar heyeti üyeleri Baş Efendiliğe “yükseltilebilirdi”. Montbard dört yıl ihtiyar heyetinde görev yaptıktan sonra 1153 yılında kısa süreliğine görevde kalan Bernard de Tremelay’ın Ascalon’da ani ve kötü sonunun ardından Baş Efendi olmuştu. Baş Efendiler gibi ihtiyar heyetinin de kendi görevlileri vardı. Mareşal: At ve teçhizat alımı, bölgesel komutanların yönetimi gibi askeri kararların alınmasından sorumluydu. Bölgesel komutanlar: Belli bir bölgeden sorumluydular: Kudüs Krallığı Komutanı: Birliğin haznedarı olarak Krallığı yönetmekte ve krallık içinde Baş Efendi’yle aynı yetkileri kullanmaktaydı. Kudüs Şehri Komutanı: Aynı şekilde yalnızca şehrin efendisiydi ve şehir sınırları içinde Baş Efendi statüsündeydi. Tripolis, Acre ve Antakya Komutanları: Kudüs Krallığı ve şehri komutanlarıyla benzer yetkilere sahiplerdi. Batı’da önemli Tapınakların olduğu her büyük krallıkta da Baş Efendi’ye hesap vermekle yükümlü bir Efendi vardı. Bu krallıkların başlıcaları şunlardı: Fransa, İngiltere, Aragon, Portekiz, Poitou, Apulia ve Macaristan. Kumaşçı: Kıyafetlerden ve yataklardan sorumluydu. Aynı zamanda bireylerin özel mülkiyetten uzak durmalarını denetliyordu. Birliğe verilen hediyelerin dağıtılmasından da sorumluydu. Evler Komutanı: Doğu’daki belli evlerden sorumluydu ve daha yüksek komutanlara hesap veriyordu. Şövalyeler Komutanı: Kudüs Krallığı Komutanı’nınn vekilliğini yürütüyordu. Turcopolier: Turcopolların (belli dönemlerde görevlendirilen yerel birliklerdeki hafif süvariler) başındaydı. Ast Mareşal: Piyadelerden ve teçhizatlarından sorumluydu. Genellikle bir çavuş olan standart yetkili acemilerin eğitiminden sorumluydu. Revir sorumlusu: Hasta ve yaşlı kardeşlerin bakımıyla ilgileniyordu. Bunlar genellikle Outremer ve İber Yarımadası dışındaki Batı Tapmakları’nda ikamet ediyordu. Beyaz cübbeli şövalyeler: Bunlar birliğe katılmadan önce sivil kıyafetlerini çıkarıp silah ve teçhizat kuşanmaları, savaş alanında değilken giyecekleri kıyafetleri almaları için hali hazırda savaş sanatında yetenekli olmaları beklenirdi. Temelde şövalyeler herhangi bir toplumsal gruptan olabilse de (Doğu’daki insan gücü ihtiyacına bağlı olarak aforoz edilmişler de dâhil olmak üzere) İkinci Haçlı Seferi sürecinde şövalyelerin yine şövalye soyundan gelmeleri gerektiğine karar verildi. Her bir şövalyeye üç at ve ona yardımcı olacak, teçhizatını kontrol edecek ve savaşa gitmeye hazır olup olmadığına bakacak bir acemi verilirdi. Acemiler : Turcopollar gibi acemiler de sadakat yemini etmiş Tapmakçılar değil, belirli bir süre için tutulmuş yerel kişilerdi. Çavuşlar: Şövalyelere kıyasla daha karmaşık bir toplumsal ve ırksal gruptu. Genellikle Ermeniler’den ve Suriyelilerden oluşurdu.Bunlar tek bir atla yetinmek ve kendi acemilerini bulmak zorundaydılar. Tapınak Şövalyelerinin Farkı Nedir? Tapınak şövalyeleri, donanımlı ve bir askerden çok daha farklıydı. Kimileri onlar için cani tanımlaması yaparken kimileri ise dinin en büyük temsilcileri tanımlamasını uygun görmekteydi. Tapınak şövalyeleri her an hacı adaylarına yol gösterip onlara yol boyunca eşlik etmekte yükümlüydüler onların döneminde hiçbir hacı adayına zarar gelmemiştir ve bu onların Hristiyan dünyasında farklı olduğunu ve üstün özelliklere sahip olduklarını ön plana çıkarmıştır. Hacı adaylarına göre şövalyeler tanrının en büyük yardımcısı ve sağ koluydu ve önemli bir görev için bu dünyaya gönderilmişti. Müslümanlarla İlişkileri Nasıldı? Hıristiyan olmalarına rağmen Müslümanlar tapınaklılarla fazlasıyla iyi geçinmekteydi. Bazılarına göre Müslümanlardan para alan şövalyeler kötü askerlerdi ve cinayet işlemeyi severlerdi. Yapılan araştırmalar tapınaklıların aksine cinayet işleyen bir topluluk değil yardımsever bir topluluk olduğunu ortaya koymuştur. Müslümanlar tapınaklılara saygı duymaktaydı çünkü şövalyeler kendi dinlerine göre kutsal bir görev için yaşamaktaydılar. Müslümanlarla konuştukları ve onları kendi dinlerine davet ettikleri söylenmektedir. Tapınaklıların Sonu: Tapınak şövalyeleri son dönemde haraç alma ve egemenlik politikası uygulamaya başlamıştı. Kutsal bölgeler Müslümanların eline geçtikten sonra tapınaklılar artık görevlerinden uzaklaşmaya başladılar ve yalnızca kendileri için çalıştılar. Asıl amaçları tarikatı yaymak ve bu politika doğrultusunda hareket etmekti. Paraya olan düşkünlükleri ve zenginlik hedefleri Philippe le Bel’in dikkatini çekmekteydi.(Fransa Kralı) Harika bir komplo teorisi ile tapınaklıları tutuklatmayı başardı. Bu efsane şövalyeler kendilerine yüklenen suçların çoğunu kabul ederek dağılmayı göze aldılar ve işkenceye maruz kalarak yok oldular. kaynak: http://www.on5yirmi5.com/haber/yasam/toplum/153322/tapinak-sovalyeleri-nedir-kimlerden-olusur.html
Tapınak Şövalyeleri nedir? Kimlerden oluşur? Tapınak Şövalyeleri veya Mabed Şövalyeleri, Tapınak Tarikat tanınmış Hıristiyan askerî tarikatlarından biridir.Resmi olarak iki yüzyıl boyunca faaliyette bulunmuşlardır. YAŞAM . 28 Mart 2014 Cuma 11:56 tapınak şövalyeleri nedir? kimlerden oluşur? Paylaş Fransız Soylusu Hugues de Payen tarafından 1119 Civarında Kudüs'te Hıristiyan hacıları korumak için 9 şövalyeden oluşan bir grup kurdu.Katolik Kilisesi tarafından resmî olarak 1129 yılında tanınan tarikat kısa zamanda güçlenmiştir. En güçlü zamanlarında askerî varlıkları 20.000'i bulmuştur, fakat bunların sadece % 10'u tarikata bağlı şövalyelerdir. Tarikatın ömrü neredeyse Haçlı Seferleri'yle eş olmuştur. Beyaz renkteki eşyaları üzerindeki kırmızı haçlarıyla Tapınak Şövalyeleri zamanlarının en korkulan savaşçılarından olmuşlardır.Tarikatın askerî kanadı savaşlarda ün kazanırken tarikata bağlı diğer gruplar, Avrupa genelinde ve Kutsal Topraklar'da geniş ölçekte yapılanmışlardır. Kutsal Topraklar'da ve Avrupa'da birçok mevzi inşa eden tarikat bankacılık ve para transferinin ilkel bir formunu bularak Hıristiyan hacılara büyük kolaylıklar sağlamıştır. Haçlı Savaşları'nın ardından tarikata büyük borçları olan Fransa Kralı IV. Philippe'in kâfirlik ("Katolik olmayan" anlamında) ve eşcinsellik gibi suçlamalarla, Tapınak Şövalyeleri'nin ortadan kaldırılması için Papa V. Clemens'e yaptığı baskıların neticesinde 1312'de tarikat ortadan kaldırılıp tüm mal varlığına el koyulmuş ve Tapınakçılar cadı avında olduğu gibi yakılarak öldürülmüşlerdir. Son olarak 19 Mart 1314'te Jacques de Molay (ok. "jak dö mole") ve beraberindeki tarikat üyeleri kazığa bağlanarak yakılmak sûretiyle idam edilmişlerdir. Yapılanma Kurucular arasında yer alan Godfred Aziz-Omer'in adını aldığı Thérouanne piskoposu Aziz Audomar. Baş Efendi: Birliğin mutlak hâkimidir. 1139 tarihli Omne datum optimum genelgesinin ardından Baş Efendi yalnızca Papaya karşı sorumlu kılınmıştır. Baş Efendiler sekiz şövalye, dört çavuş ve bir papazdan oluşan 13 kişilik kıdemli bir Tapınakçı seçmen konseyi tarafından seçilirler. Genel olarak seçmen konseyi hali hazırda Doğu’da yerleşmiş birini seçmeye gayret eder. Paris Tapmağı’nın Fransız Sarayı için önemini bilen Fransız kralları 1250 yılında Reginald de Vichiers’in seçiminde olduğu gibi Baş Efendi seçimini etkilemeye çalışırlar. Birlik genişledikçe makam ayrıcalıkları da arttı: Bertrand de Blancfort zamanında (1156-1169) bir Baş Efendi’nin dört atı ve iki şövalye, bir çavuş, bir papaz, bir kahya, bir nalbant, bir aşçı ve bir Saracenli özel yardımcıdan oluşan maiyete sahip olması beklenirdi. Birlik Batı’dan yeni bir parti at getirttiğinde ilk seçim hakkı yine Efendi’nin olurdu. Baş Efendi’nin hemen altında kıdemli yetkililerden oluşan bir konsey bulunurdu. İhtiyar heyeti: Baş Efendi’ye hem vekillik hem de danışmanlık yapardı. Gerektiğinde, Hugues de Payen’in şövalyelerinden biri olan Andre de Montbard örneğinde olduğu gibi İhtiyar heyeti üyeleri Baş Efendiliğe “yükseltilebilirdi”. Montbard dört yıl ihtiyar heyetinde görev yaptıktan sonra 1153 yılında kısa süreliğine görevde kalan Bernard de Tremelay’ın Ascalon’da ani ve kötü sonunun ardından Baş Efendi olmuştu. Baş Efendiler gibi ihtiyar heyetinin de kendi görevlileri vardı. Mareşal: At ve teçhizat alımı, bölgesel komutanların yönetimi gibi askeri kararların alınmasından sorumluydu. Bölgesel komutanlar: Belli bir bölgeden sorumluydular: Kudüs Krallığı Komutanı: Birliğin haznedarı olarak Krallığı yönetmekte ve krallık içinde Baş Efendi’yle aynı yetkileri kullanmaktaydı. Kudüs Şehri Komutanı: Aynı şekilde yalnızca şehrin efendisiydi ve şehir sınırları içinde Baş Efendi statüsündeydi. Tripolis, Acre ve Antakya Komutanları: Kudüs Krallığı ve şehri komutanlarıyla benzer yetkilere sahiplerdi. Batı’da önemli Tapınakların olduğu her büyük krallıkta da Baş Efendi’ye hesap vermekle yükümlü bir Efendi vardı. Bu krallıkların başlıcaları şunlardı: Fransa, İngiltere, Aragon, Portekiz, Poitou, Apulia ve Macaristan. Kumaşçı: Kıyafetlerden ve yataklardan sorumluydu. Aynı zamanda bireylerin özel mülkiyetten uzak durmalarını denetliyordu. Birliğe verilen hediyelerin dağıtılmasından da sorumluydu. Evler Komutanı: Doğu’daki belli evlerden sorumluydu ve daha yüksek komutanlara hesap veriyordu. Şövalyeler Komutanı: Kudüs Krallığı Komutanı’nınn vekilliğini yürütüyordu. Turcopolier: Turcopolların (belli dönemlerde görevlendirilen yerel birliklerdeki hafif süvariler) başındaydı. Ast Mareşal: Piyadelerden ve teçhizatlarından sorumluydu. Genellikle bir çavuş olan standart yetkili acemilerin eğitiminden sorumluydu. Revir sorumlusu: Hasta ve yaşlı kardeşlerin bakımıyla ilgileniyordu. Bunlar genellikle Outremer ve İber Yarımadası dışındaki Batı Tapmakları’nda ikamet ediyordu. Beyaz cübbeli şövalyeler: Bunlar birliğe katılmadan önce sivil kıyafetlerini çıkarıp silah ve teçhizat kuşanmaları, savaş alanında değilken giyecekleri kıyafetleri almaları için hali hazırda savaş sanatında yetenekli olmaları beklenirdi. Temelde şövalyeler herhangi bir toplumsal gruptan olabilse de (Doğu’daki insan gücü ihtiyacına bağlı olarak aforoz edilmişler de dâhil olmak üzere) İkinci Haçlı Seferi sürecinde şövalyelerin yine şövalye soyundan gelmeleri gerektiğine karar verildi. Her bir şövalyeye üç at ve ona yardımcı olacak, teçhizatını kontrol edecek ve savaşa gitmeye hazır olup olmadığına bakacak bir acemi verilirdi. Acemiler : Turcopollar gibi acemiler de sadakat yemini etmiş Tapmakçılar değil, belirli bir süre için tutulmuş yerel kişilerdi. Çavuşlar: Şövalyelere kıyasla daha karmaşık bir toplumsal ve ırksal gruptu. Genellikle Ermeniler’den ve Suriyelilerden oluşurdu.Bunlar tek bir atla yetinmek ve kendi acemilerini bulmak zorundaydılar. Tapınak Şövalyelerinin Farkı Nedir? Tapınak şövalyeleri, donanımlı ve bir askerden çok daha farklıydı. Kimileri onlar için cani tanımlaması yaparken kimileri ise dinin en büyük temsilcileri tanımlamasını uygun görmekteydi. Tapınak şövalyeleri her an hacı adaylarına yol gösterip onlara yol boyunca eşlik etmekte yükümlüydüler onların döneminde hiçbir hacı adayına zarar gelmemiştir ve bu onların Hristiyan dünyasında farklı olduğunu ve üstün özelliklere sahip olduklarını ön plana çıkarmıştır. Hacı adaylarına göre şövalyeler tanrının en büyük yardımcısı ve sağ koluydu ve önemli bir görev için bu dünyaya gönderilmişti. Müslümanlarla İlişkileri Nasıldı? Hıristiyan olmalarına rağmen Müslümanlar tapınaklılarla fazlasıyla iyi geçinmekteydi. Bazılarına göre Müslümanlardan para alan şövalyeler kötü askerlerdi ve cinayet işlemeyi severlerdi. Yapılan araştırmalar tapınaklıların aksine cinayet işleyen bir topluluk değil yardımsever bir topluluk olduğunu ortaya koymuştur. Müslümanlar tapınaklılara saygı duymaktaydı çünkü şövalyeler kendi dinlerine göre kutsal bir görev için yaşamaktaydılar. Müslümanlarla konuştukları ve onları kendi dinlerine davet ettikleri söylenmektedir. Tapınaklıların Sonu: Tapınak şövalyeleri son dönemde haraç alma ve egemenlik politikası uygulamaya başlamıştı. Kutsal bölgeler Müslümanların eline geçtikten sonra tapınaklılar artık görevlerinden uzaklaşmaya başladılar ve yalnızca kendileri için çalıştılar. Asıl amaçları tarikatı yaymak ve bu politika doğrultusunda hareket etmekti. Paraya olan düşkünlükleri ve zenginlik hedefleri Philippe le Bel’in dikkatini çekmekteydi.(Fransa Kralı) Harika bir komplo teorisi ile tapınaklıları tutuklatmayı başardı. Bu efsane şövalyeler kendilerine yüklenen suçların çoğunu kabul ederek dağılmayı göze aldılar ve işkenceye maruz kalarak yok oldular. kaynak: http://www.on5yirmi5.com/haber/yasam/toplum/153322/tapinak-sovalyeleri-nedir-kimlerden-olusur.html
Bu haber 148882 defa okunmuştur.
YORUMLAR
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
YORUMLAR