MEYDAN OKUDUK: 15 Temmuz 2016’da yaşadığımız karanlık darbe girişiminden iki hafta sonra bir araya gelmiştik. Geleceğimizin aydınlık olduğunu ifade etmiştim. Gezi olaylarına ve FETÖ’nün 17-25 Aralık saldırısına rağmen 2013’ün yüzde 8.5’luk bir büyümeyle kapatıldı. 2015’teki iki genel seçime ve terörde tırmanışa karşın yüzde 6.1’lik bir büyümeyle adeta bu tezgahları kuranlara meydan okundu.

DAHA FAZLA BÜYÜYECEĞİZ: Geçen yıl yakın tarihin en ağır travması olan 15 Temmuz’a, terörle mücadelede sınırların içinde ve dışında verilen yoğun mücadeleye rağmen yüzde 2.9’luk bir büyüme elde edildi. 2017 içinde oldukça iyi bir ekonomik performans sergilediğimizi söyleyebiliriz. Bu yılı da beklentilerin çok üzerinde bir büyüme oranıyla tamamlayacağımıza inanıyorum.

OHAL OLMAMIŞ OLSAYDI: OHAL ile uğraşıp duruluyor. Kusura bakmasınlar, OHAL olmamış olsaydı bu kadar rahat, huzurlu olarak bu adımlar atılamazdı. OHAL’in sınırlarını da Batılıların çizmiş olduğu çizgiler içerisinde belirlemeyiz, onun sınırlarını biz belirleriz. Bu millet bize bu yetkiyi vermiştir, milletimizin verdiği yetkiyle de OHAL’i iş dünyamız daha rahat çalışsın diye yapıyoruz. 15 sene önce Türkiye’de OHAL vardı ama bütün fabrikalar grev tehdidi altındaydı. şimdi böyle bir şey var mı? Tam aksine, şimdi grev tehdidi olan yere biz OHAL’den istifadeyle anında müdahale ediyoruz. Diyoruz ki ‘Hayır, burada greve müsaade etmiyoruz çünkü iş dünyamızı sarsamazsınız’ Bunun için kullanıyoruz OHAL’i.

YOK ÖYLE ŞEY: Terör örgütleriyle mücadele dünyanın her yerinde nasıl yapılıyorsa bizde de aynı şekilde yapılıyor. 250 vatandaşımızı ne yazık ki bir yıl önce kaybettik. 2 bin 193 vatandaşımızı gazi olarak aramızda saklıyoruz. Bütün bunlar ortadayken biz ne yapacağız? OHAL’i kaldır bunlar yine bildiklerini okusunlar. Yok böyle bir şey. Bu iş tamamen bittiği zaman bitecek. Doğu ve Batı Almanya birleştiği zaman Almanlar 500 bin kişiyi açığa aldı. Hiç kimse Almanlara 500 bin kişiyi nasıl açığa aldıklarını sormadı.

TAKİPÇİSİYİM: Hukuk sistemini baştan sona yeniledik. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından getirdiğimiz OHAL uygulamasının sadece terörle mücadeleyle sınırlı olduğunu en iyi sizlerin biliyor olması gerekir. Ne kendi vatandaşlarımızdan ne de uluslararası yatırımcılardan herhangi birinin OHAL uygulamaları sebebiyle mağduriyet yaşaması söz konusu değildir. Böyle bir sorun varsa lütfen ilgili arkadaşlarımıza, hatta doğrudan şahsıma başvursun. Ben takipçisi olacağım.

KALKMASI UZAK DEĞİL: OHAL’i bahane ederek Türkiye’nin büyümesinin, gelişmesinin, ilerlemesinin önüne takoz koyan hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayız. Terörle mücadelemizdeki ihtiyaç ortadan kalktığında bu uygulamayı elbette sona erdireceğiz. FETÖ davaları yavaş yavaş şekillenmeye başladı. PKK ile mücadelede de önemli bir mesafe aldık. Dolayısıyla her ne kadar çok sınırlı bir alanda uyguluyor olsak da OHAL’in çok da uzak olmayan bir gelecekte kalkması mümkündür.

HAMBURG YANIYORDU: G20 zirvesi için Hamburg’daydık, Hamburg yanıyordu, yıkılıyordu. Niye? Türkiye’de biz de G20 yaptık ama bizim G20’mizde en ufak bir gürültü patırtı olmadı. En güzel yerde, en lüks otellerde misafirlerimizi ağırladık. Hepsini huzur, mutluluk içinde yaptık. Bütün görüştüğüm dostlar da ‘Antalya bambaşkaydı’ diyor. Şimdi ben dostlarımıza şunu söylüyorum, kendi firmalarınıza ve ülkelerinize anlatmanızda fayda var; Türkiye güvenli bir limandır.

Delikanlıca bir yatırım çağrısı

“Türkiye’de yapılacak daha çok yatırım ile hayata geçirilecek daha çok hizmet var. Tüm dostlarımıza, yatırımcılarımıza gelin birlikte çalışalım, birlikte kazanalım, birlikte ülkemizi geleceğe taşıyalım diyoruz” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: 
“Sizler sermayenizi, birikiminizi, teknolojinizi, organizasyon gücünüzü koyacaksınız, biz pazarımızı, insan kaynağımızı, bölgesel gücümüzü, beklentilerimizi ortaya koyacağız ve hep birlikte yol yürüyeceğiz. Önce 2023’e, ardından 2030,  2053 ve sonra da 2071’e çevirip yolumuza devam edeceğiz. Bu işbirliğinin kaybedeni yoktur. Bizim çağrımız ‘kazan-kazan’ çağrısıdır. Aynı zamanda bu çağrı ekonomik mesajının yanında samimi, harbi, delikanlıca, dostça bir çağrıdır.”

MUHALEFETE ELEŞTİRİ

“Türkiye terörle mücadelesini başka hiçbir ülkenin riayet etmediği derecede hukuk devleti sınırları içinde yürüttü, yürütüyor ve yürütecektir” diyen Erdoğan, “Türkiye’nin ana muhalefeti ve PKK terör örgütünün arkasında olduğu muhalefet Avrupa’da ve gittikleri her yerde bu ülkenin aleyhinde her türlü yalanı, yanlışı söylüyor” ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle devam etti: 

“15 Temmuz gecesinde havalimanından kaçıp giden bir muhalefetin başı var. Bize kaçmak yakışmazdı. ‘Lider eğer bir taşın arkasına saklanırsa, millet dağın arkasına saklanır’ diye bizde güzel bir söz var. Öyle tüm hükümet, polis teşkilatı seni koruma altına alacak, sen de 25 gün yollarda yürüyecek ve ondan sonra karavanlarda akşamları gayet güzel bir şekilde geçireceksin. Bak, ‘Adalet yürüyüşü yaptık’... Bunun adı ‘Adalet Yürüyüşü’ olmaz, ‘sözde adalet’ olur. İşte buyurun, 25 gün yürüdüler. Kimin güvenliğinde yürüdüler? Hükümetimizin güvencesinde yürüdüler. Herhangi bir şey oldu mu, olmadı. Hâlâ bu hükümete kalkıp da siz, ‘ülkede güvenlik yok’ diyemezsiniz, insan utanır.”

 Erdoğan: Dünyayı bu yalanlarla kandırmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB'nin Türkiye'nin vaktini çaldığını belirterek "Eğer AB kabul etmeyeceğini söylerse Türkiye rahatlar" diye konuştu. Erdoğan tutuklu gazeteciler üzerine sorulan bir soruya ilişkin 150 basın mensubunun sadece ikisinin sarı basın kartı olduğunu belirtti ve "Lütfen dünyayı bu yalanlarla kandırmayalım" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dünyayı bu yalanlarla kandırmayın

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB'nin Türkiye'nin vaktini çaldığını belirterek "Eğer AB kabul etmeyeceğini söylerse Türkiye rahatlar" diye konuştu. Erdoğan tutuklu gazeteciler üzerine sorulan bir soruya ilişkin 150 basın mensubunun sadece ikisinin sarı basın kartı olduğunu belirtti ve "Lütfen dünyayı bu yalanlarla kandırmayalım" dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye konuştu. Erdoğan, "Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durabileceğini" ifade etti. Erdoğan eğer AB Türkiye'yi üyeliğe kabul etmeyeceğini söylerse Türkiye bunu rahatlatıcı bulacağını ifade etti.

Erdoğan BBC'de AB'ye rest çekti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB'nin Türkiye'yi açık bir şekilde kabul edip edemeyeceğini bildirmesi gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye konuştu. Zeinab Badawi'nin soruları yanıtlayan Erdoğan, AB'ye rest çekerek "AB Türkiye'nin vaktini çalıyor, üyeliğe kabul etmeyeceğini söylerse rahatlatıcı olur." dedi.

"B VE C PLANLARIMIZI BAŞLATIRIZ"

Erdoğan "Biz sözlerimizde sadık olduk. Eğer AB açık bir şekilde Türkiye'yi kabul edemeyeceğiz diyorsa bu bizim için rahatlatıcı olacaktır. B ve C planlarımızı başlatırız." ifadelerini kullandı.

"ZAMANIMIZI BOŞA HARCIYOR"

Başbakanlığının ilk döneminde Türkiye'nin Avrupa Birliği liderler zirvelerinde sessiz devrim gerçekleştirmiş bir ülke olarak tanımlandığını söyleyen Erdoğan, "Şimdi aynı AB yalnızca bizi liderler zirvesine davet etmemekle kalmıyor, zamanımızı da boşa harcıyor. Şimdi durum bu." dedi.

"TÜRKLERİN ÇOĞU AB'YE GİRMEK İSTEMİYOR"

Erdoğan, Türklerin çoğunluğunun ‘AB'ye girmek istemediğini', AB'nin Türkiye'ye karşı tavrının samimiyetsiz olduğunu düşündüğünü kaydetti.

Tamamı 14 Temmuz'da BBC World News'de yayınlanacak söyleşide Erdoğan, "Tüm bunlara rağmen, biz kısa bir süre daha AB ile samimi olmaya devam edeceğiz. Bunun bize ne getireceğini göreceğiz." dedi.

"TUTUKLU GAZETECİLERİN SADECE İKİSİNİN BASIN KARTI VAR"

Erdoğan tutuklu gazetecilere ilişkin soruya karşılık tutuklu olan 150 basın mensubunun sadece ikisinin sarı basın kartı olduğunu belirtti, "Lütfen dünyayı bu yalanlarla kandırmayalım." dedi.

"LÜTFEN DÜNYAYI BU YALANLARLA KANDIRMAYALIM"
Erdoğan tutuklu gazetecilere ilişkin soruya karşılık tutuklu olan 150 basın mensubunun sadece ikisinin sarı basın kartı olduğunu belirtti, "Lütfen dünyayı bu yalanlarla kandırmayalım" dedi.

"B VE C PLANLARIMIZI BAŞLATIRIZ"
AB zamanımızı boşa harcıyor diyen Erdoğan "Biz sözlerimizde sadık olduk. Eğer AB açık bir şekilde Türkiye'yi kabul edemeyeceğiz diyorsa bu bizim için rahatlatıcı olacaktır. B ve C planlarımızı başlatırız" ifadelerini kullandı.

"AB ZAMANIMIZI BOŞA HARCIYOR"
Başbakanlığının ilk döneminde Türkiye'nin Avrupa Birliği liderler zirvelerinde sessiz devrim gerçekleştirmiş bir ülke olarak tanımlandığını hatırlatan Erdoğan, "Şimdi aynı AB yalnızca bizi liderler zirvesine davet etmemekle kalmıyor, zamanımızı da boşa harcıyor. Şimdi durum bu" dedi.

"TÜRKLERİN ÇOĞU AB'Yİ İSTEMİYOR"
Erdoğan, Türklerin çoğunluğunun AB'ye girmek istemediğini, AB'nin Türkiye'ye karşı tavrının samimiyetsiz olduğunu vurguladı.

15 Temmuz darbe girişiminin birinci yılı öncesi İngiliz kanalına konuşan Erdoğan “AB, ‘Biz Türkiye’yi alamayız’ derse, bu bizi rahatlatır, biz de B ve C planımızı uygulamaya koyarız” dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İngiliz yayın kuruluşu BBC'de yayımlanan "HARDtalk" programına verdiği özel mülakatta Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ilişkileri hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu ve yöneltilen soruları yanıtladı.
"Türkiye sizce AB'nin içinde mi yoksa dışında mı kalsa daha iyi olur? Sizin kişisel görüşünüz nedir? İçeride olmak mı daha iyi, dışarıda kalmak mı daha iyi?" şeklindeki soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi biz, verdiğimiz sözü tutuyoruz. Fakat AB, bu noktada bize karşı çok açık, net olur da mesela biz Türkiye'yi AB'ye alamayız derse, bu bizi rahatlatır. Biz de B planımızı, C planımızı uygulamaya koyarız. Yani bizim için AB olmazsa olmaz bir yer değil. Türkiye ayakları üzerinde duran, bugün kişi başına milli geliri 11 bin doları aşmış bir ülke" ifadesini kullandı.

'DEVAMLI OYALIYORLAR'

Gazetecinin "Kişisel olarak Türkiye'nin AB'nin dışında olmasının daha iyi olacağını söylüyormuşsunuz gibi geliyor bana" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi: "Başbakan olduğum ilk zamanlarda bizim AB'deki liderler zirvesinde bize yaklaşımları şuydu: Türkiye bir sessiz devrim yaptı diyorlardı ama şimdi aynı Avrupa, ne yazık ki bizi liderler zirvesine davet etmedikleri gibi, devamlı oyalıyorlar. Şu anda benim halkımın büyük bir çoğunluğu AB'yi aslında istemiyor, AB'nin bize karşı yaklaşımını da samimi bulmuyor. Dolayısıyla biz buna rağmen AB'ye karşı samimiyetimizi bir müddet daha devam ettireceğiz, bakalım nereye varacak?"

KÖRFEZ'DE DİYALOG YOLUYLA ÇÖZÜM OLMALI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar kriziyle ilgili sorulara Körfez'de "diyalog yoluyla süratle bir çözüm arayışı" içinde olduklarını söyledi. Cumhurbaşkanı, krizin askeri bir çatışmaya dönüşme riskiyle ilgili soruya "Türkiye asla bu bölgede Müslüman'ın Müslüman'a kırdırılmasını istemez ve Müslüman'ın Müslüman'la savaşını biz istemiyoruz. Biz Yemen'deki olanları, Filistin'deki, Libya'daki olanları bu şekilde istemiyoruz. Suriye'de olanlar ortada, Irak'ta olanlar ortada. Bunlarda bedel ödeyen ülke Türkiye. Bunları istemiyoruz, Katar'da da böyle bir şeyi asla kabul etmiyoruz" dedi. Erdoğan, tutuklu gazetecilerle ilgili ise hapiste "gerçek manada gazeteci sıfatıyla" iki kişinin bulunduğunu belirtti.