Yasin Aktay: Hedef Türkiye’ydi

Yasin Aktay: Hedef Türkiye'ydi

Cemal Kaşıkçı’nın yakın arkadaşı AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay: Cinayet ortaya çıkmasa uluslararası bir operasyona malzeme yapılır, Türkiye dünyada güvenilmez bir ülke gibi lanse edilirdi AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay: - (Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın öldürülmesi) 'Türkiye aleyhine şu anda işi, gücü fitne çevirmek olan birtakım komplo odakları var. Ama onların faaliyetlerini enselemek lazım. Nitekim şu anda fitneyi enseledik. Şu anda komplo yapılmak istendi

01 Kasım 2018 - 02:31 - Güncelleme: 01 Kasım 2018 - 10:04

: Hedef ’ydi

Giriş Tarihi: 1.11.2018

’nın yakın arkadaşı  Genel Başkan Danışmanı  ortaya çıkmasa uluslararası bir operasyona malzeme yapılır,  dünyada güvenilmez bir ülke gibi lanse edilirdi

Yasin Aktay: Hedef Türkiye’ydi

 Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr.  olayı hakkında SABAH'a açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Aktay,  açığa çıkartılmasaydı Kaşıkçı cinayeti sonrası 'ye yönelik yeni bir 'operasyon' sürecinin başlatılabileceğini belirterek, Başkonsolosluktaki delillerin karartılmasının suça iştirakin kanıtı olduğunu kaydetti. Akta cinayetin neden Türkiye'de işlendiğini, asıl hedefin ne olduğunu ve son gelişmeleri SABAH'a anlattı.

 Size hiç tehdit edildiğinden ya da öldürülme korkusu yaşadığından söz etmiş miydi?
En son hem 'ın hem de Mısır'ın muhalif vatandaşlarına dönük kaçırma olaylarından, ülkelerin baskılarından bahsetmişti. Bunu kendisi için değil, bütün Suudi vatandaşlarına yönelik bir kaygı olarak ifade etmişti. Türkiye, İngiltere ve Amerika'da bulunuyordu. Böyle bir şeyin gelebileceğine dair bir endişesini bana anlatmadı.

 Cemal Kaşıkçı'nın hangi özellikleri kimleri kızdırdı sizce?
Cemal Kaşıkçı, birilerini sözleriyle kızdırmıştı. Arkaik zihniyetteki insanlar en ufak bir ters sözü kabullenemezler! Kaşıkçı'dan da intikam alma yoluna gittiler. Ama olayın ortaya çıkan boyutları itibariyle çok daha kapsamlı bir operasyon var. Bunun bir intikamdan ibaret kalmadığı, Türkiye'ye karşı düzenlenmek istenen bir operasyonun aracı haline getirilmek istendiği çok açık.

 Türkiye'de böyle bir cinayetin işlenmesi neyin göstergesi?
Türkiye hedef seçildi. Eğer yok edip, hiçbir iz bırakmak istemeseler belki de Kaşıkçı hedef alınmış diyebilirdik. Kullanılan dublörün Sultanahmet'e gitmesi ve tuvalette kıyafetlerini değiştirerek bir mizansen oluşturulması, bu işin planlı yapıldığını gösteriyor. Teknik ve detaylı hazırlıkları üç-dört gün içinde yapılmış ama önceden niyetlenilmiş bir plan. Belli ki Suudiler, böyle bir fırsat ele geçmişken kaçırmak istememişler. Ortaya çıkacağını hesaplayamadılar.

 Cinayet ortaya çıkarılmasaydı neler olabilirdi?
Sonuçları açısından uluslararası boyutları olan bir darbe teşebbüsüne dönüşebilecek bir komplo. Suudilerin operasyonu başarılı olsaydı, neler olduğunu belki de Suudi Arabistan bizden talep edecekti. Katilleri; dünyaca ünlü gazetelere "Saygındı, sever ve değer verirdik!" diyerek Kaşıkçı'ya ne olduğunu bize soracaklardı. Biz ise savunma durumunda olacaktık. Dünya medyasında Türkiye'nin ne kadar güvenilmez bir ülke olduğunu göstermeye çalışacaklardı. Belki de resmi bir karar alıp kendi vatandaşlarını Türkiye'den tahliye etme yoluna gidebilirlerdi. Bunun ötesine geçip Amerika üzerinden bir takım yaptırımları bile hesaplamış olabilirler.

 Kaşıkçı'nın bekâr olduğuna dair belgeyi alabilmek için daha önce de Amerika'daki Suudi Konsolosluğu'na gittiğinden söz edilmişti...
Dokuz ay önce de Amerika'daki Suudi elçiliğinden bu belgeyi almış. O zaman bir problem çıkmamış.
Belgenin altı ay geçerliliği var. Türkiye'de evlilik yapmak isteyen birinin bu belgeyi alacağı yer de Türkiye'deki Başkonsolosluk.

'İLK GİDİŞİNDE SUUDİLER TELAŞLANDI'
"Kaşıkçı'nın ortak dostlarımıza anlattıklarından bildiğim kadarıyla ilk başkonsolosluğa gittiğinde (28 Eylül) kaygılı olduğunu belli etmemeye çalışmış. Ama başkonsolosluk içinde bir telaş oluşmuş. Bu işin planlamasının nasıl yapıldığı noktasında önemli bir veri sağlıyor. Suudi Başkonsolosluğu'na geleceğini beklemedikleri için "Kaşıkçı nasıl geldi?" diye kendi aralarında kısık sesle konuşmuşlar. Sonra "Hoş geldin" diyerek sıcak davranmaya başlamışlar."

'CEMAL KAŞIKÇI'YI BILEREK OYALADILAR'
"Bizim ?konsolosluklarımızdan vatandaşlarımız böyle bir belgeyi talep ettiğinde e-devlet içerisinde beş dakikada bu belgeyi çıkarabiliyoruz. Bir ihtimal e-devlet sistemi gibi bir sistem Suudi Arabistan'da yoksa hazırlayamamış olabilirler ama Suudi Arabistan'ın para problemi olmadığına göre onlarda da bu e-sistem var. Kaşıkçı'nın böyle bir talepte bulunduğunu ve üst makamların "Biraz oyalayın, vermeyin, başka bir güne randevu verelim" dediklerini çıkarabiliriz. Böylece gereken operasyon için zaman kazanacaklardı."

'Asıl hedef Türkiye'ydi'

AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay: - (Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın öldürülmesi) 'Türkiye aleyhine şu anda işi, gücü fitne çevirmek olan birtakım komplo odakları var. Ama onların faaliyetlerini enselemek lazım. Nitekim şu anda fitneyi enseledik. Şu anda komplo yapılmak istendi Türkiye'ye. Hedef Kaşıkçı falan değildi. Bir taşla 10 kuş vuracaklardı, biri de Kaşıkçı olacaktı. Ama asıl hedef

Yasin Aktay: Hedef Türkiye’ydi ile ilgili görsel sonucu

AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Türkiye aleyhine işi, gücü fitne çevirmek olan birtakım komplo odaklarının olduğunu belirterek, "Onların faaliyetlerini enselemek lazım. Nitekim şu anda fitneyi enseledik. Şu anda komplo yapılmak istendi Türkiye'ye. Hedef Kaşıkçı falan değildi. Bir taşla 10 kuş vuracaklardı, biri de Kaşıkçı olacaktı. Ama asıl hedef Türkiye'ydi." dedi.

Aktay, Bartın Üniversitesi tarafından Kutlubey Kampüsü'nde düzenlenen "Göç, Şehir ve Üniversite" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin ülkenin önemli bir gündemi bulunduğunu, Türkiye'nin, hatta dünyanın bu konuyu konuştuğunu söyledi.

Dünyaca ünlü, kendisinin de değerli bir dostu olan Kaşıkçı'nın, insani ve evlilik durumu için evraklarını almaya gittiğinde Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda korkunç bir muameleye maruz kalarak öldürüldüğünü anlatan Aktay, "Öldürülme biçimi zaten basından izliyorsunuzdur, vahşet bir öldürme biçimi, korkunç bir vahşet. Dünyada böyle bir şey olabilir mi, insan insana böyle bir şey yapabilir mi? Hele 21. yüzyılda böyle bir şey olabilir mi? Resmi bir mekanda, bir ülkenin diplomatik dokunulmazlığının olduğu bir ortamda, ülkesine hizmet etmek üzere kurulmuş bir ortamda böyle bir iş olabilir mi?" diye konuştu.

- "Dayanaklarımız tam, tüm verilerimiz sağlam"

Söz konusu olayın, hem oluş biçimi, hem olayı yapan failler dolayısıyla dünyada büyük yankı bulduğuna işaret eden Aktay, şöyle devam etti:

"Çünkü olayı yapan ülke, dünyada milyarlarca, yüz milyarlarca dolar parayı sırf kendi kötü imajını düzeltmek için harcıyor, uğraşıyor. Amerika'da yaptıkları lobi faaliyetleriyle istedikleri ülkeyi rezil edebiliyorlar, istedikleri ülke aleyhine istedikleri propagandayı yapıp onu rezil ve kötü bir durumda gösterebiliyorlar. İstedikleri ülkeyi de gayet iyi bir ülke haline getirebiliyorlar. Maalesef son zamanlarda Türkiye'nin imajını bozmaya yönelik bir sürü propaganda duyarsınız. Amerika'da bir sürü lobi faaliyetleri, bir taraftan bizden kaçan FETÖ'cü teröristlerin yaptıkları faaliyetler bunlar. Ama bir taraftan da aynı iş birliği çemberi içerisinde Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan'daki bir yapının bu işin arkasında olduğunu çok net bir biçimde biliyorduk."

Yasin Aktay: Hedef Türkiye’ydi ile ilgili görsel sonucu

- "15 kişiyi kim yönlendirdi?"

Aktay, Kaşıkçı cinayetinin bilinmeyen bir yönünü açmak istediğini ve olayın hep "Kaşıkçı'ya cinayet" ölçeğinde ele alındığını belirterek, "Şimdi ben bir komplo teorisi yapacağım ama dayanaklarımız tam, tüm verilerimiz sağlam." ifadelerini kullandı.

Dünyada komplo kuranların ve şer odaklarının bulunduğunu vurgulayan Aktay, bu odakların işlerinin fitne olduğunu dile getirdi. Aktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye aleyhine şu anda işi, gücü fitne çevirmek olan birtakım komplo odakları var. Ama onların faaliyetlerini enselemek lazım. Nitekim şu anda enseledik. Şu anda komplo yapılmak istendi Türkiye'ye. Hedef Kaşıkçı falan değildi. Bir taşla 10 kuş vuracaklardı, biri de Kaşıkçı olacaktı. Ama asıl hedef Türkiye'ydi. Sayın Cumhurbaşkanımızın süreci idare etme biçimi gerçek bir siyaset dehalığı. Bir kriz var ortada ve bu krizi nasıl idare edelim? Bu uluslararası ilişkiler dersinde tez konusu yapılsa yeridir. Çok incelenmesi gereken bir hadise. Çünkü uluslararası boyutları olan bir kriz var ve bu kriz nasıl idare edilir? Netice itibarıyla biz adalet talep ediyoruz. Adalet talep ederken de kimseyi töhmet altında bırakmıyoruz.

15 kişi var, kullandıkları araçlar devlet araçları. Devletin uçaklarıyla çıkmış gelmişler. Hepsi de devlet görevlisi. Bir devlet görevlisi kendi başına iş yapamaz. Mutlaka yönlendiren biri var. O zaman kim yönlendirdi? Çok basit bir soru. 'Kim yönlendirdi?' sorusunu sormak uluslararası krize yol açacak bir soru olmasa gerek. Biz bunu talep ediyoruz. Mesela, Sayın Cumhurbaşkanımız bunu talep etti, 15 kişiyi kim yönlendirdi? Ceset nerede, cesede ne yaptınız? Netice itibarıyla itiraf da edildi. Bir defa en başta her şeyiyle inkar edilen bir vaka. Önce 'arbede' dediler, tabii buna kimse inanmadı. Karşısında 15 tane izbandut gibi adam var. Nitekim birçok şey aydınlandı. Öbür taraf itiraf etti ki 'Evet, biz öldürdük. Hem de hazırlık yaparak."

- "Bu işi kim planladıysa kendi kendini vurmuş oldu"

"Suçlular kimlerse cezalandırılacak." diyenlerin en başta zanlı durumuna düşen, emri verme ihtimali en yüksek olan insanlar olduğunu dile getiren Aktay, "Onlar söylemeye devam ediyorlar. Şu anda geldiğimiz nokta iyi bir nokta. Suç itiraf edilmiş, tetiği kimin çektiği biliniyor. Tetiği birilerinin çektirmiş olduğu da kesin, onda da bir şüphe yok. Bu sefer tetiği kimin çektirdiği sorusu var. Plan bahsedilenden daha büyük bir plan. Sadece Kaşıkçı'nın öldürülmesi planı değil. Kaşıkçı'yı öldürmenin ötesinde." değerlendirmesini yaptı.

"Kaşıkçı, konsolosluğa girdiğinde nişanlısı onu dışarıda bekliyor olmasa ki içeridekilerin bundan hiç haberi olmadığı, bunu hesaba katmadıkları çok açık, kimsenin projektörü konsolosluğa tutmak aklına gelmezdi." diyen Aktay, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çünkü bunun uluslararası ilişkilerde bir maliyeti olur. Ne olacaktı? İstanbul kazan, bütün dünya istihbaratı kepçe, Kaşıkçı'yı arıyor olacaktı. Ortaya çıkacak hikaye, 'İstanbul Sultanahmet'te turistler kayboluyor.' Şu anda bizim hesap sorduklarımız, bize şöyle hesap soracaktı; 'O üzerine titrediğimiz, dünyaca ünlü, hepimize ışık tutan Kaşıkçı nerede?' Onu öldürenler bize onun nerede olduğunun hesabını soracaklardı. Plan buydu. Bu Türkiye'ye neye mal olurdu? Şu anda zaten ekonomik sıkıntı içindeki ülkede ciddi bir krize dönüşebilirdi. Dünyada Türkiye'nin güvenilirliği, meşruiyeti sorgulanırdı. Şu anda bu işi kim planladıysa kendi kendini vurmuş oldu, kazdığı kuyuya düşmüş oldu. Bu olayın içerisinde tabii ki Türkiye mağdur edilmek istenirken müthiş bir saygınlıkla ve prestijle çıkmış oluyor. Böyle bir olayı Sayın Cumhurbaşkanımızın soğukkanlı, bilgeliğiyle ele alması Türkiye'ye bütün dünyada bir prestij kazandırmıştır.

Bu haber 148118 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Başkan Erdoğan: İtalya Avrupa güvenliğine verdiğimiz katkının farkında
Başkan Erdoğan: İtalya Avrupa güvenliğine verdiğimiz katkının...
Trump ilk 100 gününde dünyayı salladı! İşte vergiler, Çin, Kanada, Grönland karmaşaları
Trump ilk 100 gününde dünyayı salladı! İşte vergiler, Çin,...