Zülfikar Gençtürk, kimdir..
Giriş 18 Mart 2011
PROVOKASYON 'A DİKKAT
Millet olarak en büyük üzüntü kaynağımız şudur ki, bir çok kimse 1922 Yılında ülkemiz bağımsızlığa kavuşunca ilk olarak İslam’ı hedef almaya başladılar, 89 Yıldır devam etmekte, Onları zulme ve tutsaklığa karşı cesaretlendiren İslam inancı unutuldu. Çok acı bir gerçektir bu
Osmanlı Cihan İmparatorluğu, Yaklaşık 6 Asır nasıl ayakta kaldı, Dini İslam’a hizmet etti Yüceltti.Dünyadaki her mücadele ve davanın kendine özgü bir düşünce ve eylem planı vardır. Osmanlı,İslamın fikir planı ve onun uygulama yolunu Peygamberlerin hakkı yaymadaki yöntemlerini uygulamıştır.Toplumunun problemlerini ve hayati sıkıntılarını hangi bölgede olursa olsun, hangi zamanda bulunursa bulunsun hangi türden olursa olsun, çözüm ararken haktan ve adaletten ayrılmamıştır.
Adalet ve Kalkınma Partisi ve Lideri, Başbakanımız sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın, 3.Kasım 2002 den beri Yönettikleri bu ülkeyi yeryüzünün sevgi, rahmet, yardımlaşma ve huzur beşiği haline getirdiler. Yıkılıcılık ve bozgunculuk hareketlerine karşı liyakat, ehliyet ve yapıcılıkta bugüne kadar iş başına gelen hükümetlerden daha ileri olduklarını ortaya koyarak, bu konudaki başarılarını pratik olarak kanıtladılar,ve her genel seçimde oylarını artırdılar. Fakat bu olumlu gidişatı nasıl sekteye uğratırız.
Ülkeyi nasıl kargaşa ortamına sürükleriz, Anayasa değişiklik paketi Mecliste görüşülmeye başladığında, Malum çevreler tarafından düğmeye basıldı, Hükümete karşı çirkin ve alçakça iftira kampanyası başlatılarak, Paketin meclisten geçmemesi ve referanduma gitmemesi için, her türlü engellemeyi yaptılar, başarılı olamadılar.
Şimdi sıra 12 Haziran 2011 deki genel seçimlerde,çünkü 12 Hazirandan sonra oluşacak olan meclis, Kurucu Meclis gibi olacak Yeni anayasa yapacak, bunu önlemek için, Provokasyonlar başladı 04/12/ 2010 günü İstanbul’da TC Başbakanının Rektörlerle yaptığı toplantıyı sabota etme girişimi, 08/12/ 2010 günü Ankara üniversitesi, Celal Bayar, Erzurum ve tüm üniversitelerde yaşananlar, Kıbrıs’ta yaşananlar,
Gerçek olan şu ki, 12 Haziran 2011 Seçimlerinde Ak Parti 367'nin altında kalırsa,bu Muhalefet kesinlikle ihtiyaç olan yeni anayasayı çıkartmaz, 4yıl kısır çekişmelerle dönemini tamamlar,Yeni Anayasa başka bir bahara kalır!
Ana muhalefet Partisi Lideri Kılıçdaroğlu ve bazı sözde aydınlarımız, egemen oldukları ve etki ettikleri, topluluklara fertleri, Gençlere Sokak çatışmaları için çağrıda bulunması. Hakkari Yüksekova, ve Urfa ilimizde polisimize karşı yapılan Provokasyon girişimleri, Bizleri 1940, 60 ve 70,80 li yıllara götürüyor, O yıllarda sokaklara paylaşamayan gençlik, 12 Eylül 80 sabahı, kodeste yaşamlarını birlikte idame ettiler, 1940 ‘lı yıllarda ise Türkçülerin lideri Nihal Atsız hapiste, büyük İslam alimi Allah dostu Bediüzzaman hapiste, koministlerin lideri Nazım Hikmet hapiste, Yıllarca izlediğimiz filmin tekrarı sahnede.
Onun için millet olarak çok uyanık olmamız lazım, sahnelenmek istenen oyunların figüranı olmayalım. Nihal Atsızın şu mısralarını unutmayalım
“Hayatın kamçısıyla sızar derinden kanlar.
Vicdanını Paris’e, Moskova’ya satanlar.
Küfür diye bakarlar senin dualarına!”
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’IN, Gazze ye giden yardım gemisine İsrail’in yaptığı devlet terörü karşısındaki,Kararlı vakar ve cesaretli dik duruşu karşısında malum kalemşörler Başbakanımıza eleştirmekteler, bu kalemşörler ne çabuk unuttular, 2001 krızi sonrası AB, İMF.ABD.Alacaklarını tahsil etmek için Eyalet valisi atamak istiyorlar,ancak rahmetli Ecevit’in direnmesiyle, Dünya bankası başkan yardımcısı sayın Kemal DERVİŞ’İ İcra memuru olarak gönderiyorlar,Hepimizin malumu, Derviş kendisine tevdi edilen görevi başarıyla tamamladı ve ABD.ye döndü.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 3 Kasım 2002 de İş başına geldiği günden sonraki yaşanan süreç ve geldiğimiz durum Dünyanın 16 Ekonomisinden biri ve dünyada parmakla gösterilen bir ülke, Yönetilen değil Yöneten ülke. Böyle bir ülkenin Başbakanı ERDOĞAN’A Yakıştırmak istedikleri. Bir aslan ,koyun gibi melemeğe başlar, yeşil otlar içersinde bulunmak isterse,bunun anlamı kendisini ormanların kralı olma durumundan düşürmüş demektir. Bundan sonra o, ormanda yaşayan diğer hayvanlardan,kendisinin sahip olduğu yeri, itibar ve saygıyı nasıl bekleyebilir?!!.
12, Haziran’da oyumuzu kullanırken, içinde bulunduğumuz barış,huzur, sevgi ve güven ortamının devamı için (Adalet ve Kalkınma Partisine oy verelim.) Geçmişi unutmayalım, geçmişte malum çevreler, toplumu fertler arasında, kin,nefret ve düşmanlık ateşini tutuşturdular.Sonunda komşu komşuya, arkadaş arkadaşa, aynı çatı altında aynı baba ve aynı anneden olma kardeş kardeşe, azgın kurtlar ve kuduz köpekler gibi birbirini boğdu, katletti.
Bu ülke için çok şey ifade eden 5 bin insanımız öldü, 60-70 bin insanımız ceza evlerinde ömür tüketti. Bu geçmişi unutmayalım gençlerimizi anlatalım....?
18-MART-2011 Zülfikar GENÇTÜRK
Bu yazı yazıldığı 18,Mart,2011 günü Gazetemizin Başlığı,Sosyal Demokrat kaleler,İzmir,Antalya,Mersin,Eskişehir,Adalet ve Kalkınma Partisine geçiyor. Adalet ve Kalkınma Partisinin Oy oranı %50-%55 Arası..
Amerikan Harp Okul'unda bir öğrenci,gece yatağının içine yastık koyarak yatakhaneden kaçıyor. Yani yatakta yatıyormuş görünümü veriyor. Nöbetçi subay bakıyor ki yastık konmuş,öğrenci yok. Hemen not tutuyor. Ertesi gün genci okuldan atıyorlar. Genç diyor ki: "Bir gün firar ettiğim için benim hayatımı yakmanız adalet midir?" Okul komutanı diyor ki: "Sen kaçtığın için değil,bizi kandırmak istediğin için atıldın. Amerikan subayı kimseyi kandırmamalı" Yasalar la kendisine tanınan çizgi dışına çıkmamalı.
MAZLUMUN DUASI
Ben-i İsrail'den bir kadın evi kralın köşkünün yanında idi. Kral evi satın almak istedi. İhtiyar kadın evini satmadı. Bunun üzerine kadın evinde yokken kral evi yıktırdı. Kadın evine gelince evinin yerinde yeller esmişti. kadın "evimi kim yıktırdı?" diye sordu. Kral yıktırdı,denince gözlerini semaya doğru çevirerek. Şu duayı okudu, Bismillahirrahmenirrahim İlahi ve seyyidi ve mevlaye, ğıbtü ene ve ente hadırun.Lid daıyfi müıynün. ve lil mazlümi nasırun..
Türkçe manası- Ey benim seyyidim, mevlam ve Allah'ım! Ben yoktum (evim yıkılırken) sen hazır ve nazırdın, düşkünlerin ve mazlum'larında yardımcısı sensin. Bu dua'yı okudu ve orada beklemeye başladı. Kral bütün ihtişamı ile sarayından çıkıp oradan geçerken gözleri kadına ilişti: Burada ne bekliyorsun? diye sordu. Sarayının harab olmasını diye cevap verdi. Kral kah kaha ile kadıncağıza gülüp alay etti.
Gece olunca kral sarayıyla yere geçiverdi. Ondan geri üzerinde yazı olan bir taş kalmıştı.
Üzerinde şunlar yazıyordu: "Dua ile alay edip ona hiç değer vermeyip alay mı ediyordun? seherde atılan oklar (duayla) hedefine ulaşmakta hata kabül etmez. Yalnız hedefe ulaşması için bir zaman vardı. Gördüğün durumu Rabbül Alemin dilemiştir. Böylece kraldan da bir eser kalmadı."
Yıllardır aynı topraklarda yaşayan, aynı havayı teneffüs eden, Kurtuluş Savaşı'nda omuz omuza savaşan ve aynı tastan su içen müslümanlar nasıl oldu da birbirine düşman yapıldı. Türkiye geçmiş yılların hatalarını ortadan kaldıracak mı?
MEHMET AKİF, Bir yaşlı Zat-ı anlatıyor.
Şayet bir gün yanına sokuldum,muhterem dedim a efendim dedim Allahın Rahmetinden insan bu kadar mevbit olurmu niye bu kadar ağlıyorsun bana, beni konuşturma kalbim duracak, ben çok ısrar edince bana anlattı dediki ben Cennet mekan Abdülhamit devrinde binbaşıydım orduda, ordunun dine imana hizmet ettiği devirde binbaşıydım annem babam vefat edince,servetimiz vardı tarımar olmasın diye, bir istifa dilekçesi yazdım gönderdim
Biz millet olarak Ak Parti iktidarından istediğimiz,bir an önce Türkiye ekonomisini, çoğulcu parlamenter demokrasisini ve hukuk devleti ilkesini geliştirmesi.Avrupa ile bütünleşerek çağdaş Dünya'da hak ettiği yerde olmasıdır. Türbanla gündemi meşgul etmenin anlamı yok,Anayasamızın ikinci maddesi , Türkiye Cumhuriyetini demokratik,laik ve sosyal hukuk devleti olarak tanımlamaktadır.
YORUMLAR